Rüya Evler’de Yeni Bir Boyut: Cam Ev
Rüya Evler’de Yeni Bir Boyut: Cam Ev
Rüya Evler’de Yeni Bir Boyut: Cam Ev
İÇ MİMARİ TASARIMDA EN VAZGEÇİLMEYEN ‘KLASIK TARZ’
Bu kez, denizden esinlenerek yaratılan objeleri ve renkleri taşıdık sayfalarımıza.
Siz de isterseniz bu objelerden, deniz kabukları ve kestanelerini doğal veya farklı malzemelerle yorumlanmış olarak evinizde yaşatabilirsiniz. Ayrıca, denizden esen rüzgar, pastel tonlarda renkleri sürüklüyor ardı sıra… Bu anlayışa göre yazın sıcak günlerinde, deniz gibi serin, güneş gibi sıcacık renkleri mekanlarınızın yeni dekorasyonunda rahatlıkla kullanabilirsiniz…
Deniz, uçsuz bucaksız etkisiyle her zaman hayatımızda önemli bir yerdedir. Güneşin ve denizin bütünleştiği her mekan bizler için caziptir. Ressamından mimarına tüm sanatçılara ilham kaynağı olmuştur. Hatırlarsanız Botticclli’nin Venüs‘ün doğusundaki Afrodit bile deniz kabuğunda denizle kucaklaşarak güzelliği simgeler. Denizden kaynaklanalarak yaratılan çizgilerin zerafeti ve malzemelerin gücü, bu yaz mekanların esin kaynağı.
Bizlerin önerileriyle doğal ama alabildiğine denizi hissedebileceğiniz dekorasyonlar yaratmanız mümkün. Böyle bir dekorasyonun maliyeti de fazla değil. Çünkü mevcut sade bir dekorasyonu baz olarak alabilirsiniz. Denizden esinlenerek yaratılan objeleri de kullanarak mekanlarınızda farklı bir atmosfere sahip olabilirsiniz. Bir zaman sonra böyle bir dekorasyondan sıkılınca da aksesuarları iptal edip sade ve şık bir dekorasyona da sahip olabilirsiniz. Bu yaz bu tip aksesuarlarla mekanlarınızda denizi hissetmeye ne dersiniz? Ayrıca bu öyle bir deniz hikayesi ki, deniz kabukları ve kestaneleri dışında mavi ve kırmızının tüm tonları karşımızda. Böyle bir dekorasyon özellikle yazlık evler için ideal. Nedenine gelince dekorasyonun ana teması, denizi çağrıştıran objelerle bütünleşen sade şık mekanlar. Tabii ki bu, kışlık evlerinizde böyle bir dekorasyona sahip olamayacağınız anlamına gelmez. Yeter ki bu stil sizin tercihiniz olsun.
Baharı mekanlarda her daim hissetmek koleksiyoncular için ilham kaynağı olmuştur. Bu yazımızda sizlere kırsal yaşamın sadeliği, yaban çiçekleri ile bezenmiş çayırların güzelliği ve ustalıkla yumuşatılmış soluk ve canlı renklerin kullanıldığı çağdaş ve klasik mekanlardan bahsedeceğiz.
Baharın ilham kaynağı olduğu koleksiyonlar hareketli hayvanlar, kır çiçekleri, zarif ekose ve desenlerle süslenmiş basma kumaşlar, doğal dokulu ekoseler ve süngerle boyanmış tarzda duvar kağıtlarını içermektedir. Koleksiyonun karakterini sadece desenler değil, aynı zamanda canlı indigo mavisi ile zeytin yeşilinin karışımı zengin terrakota toprak yeşili, bej ve kremin çeşitli tonları, leylak ve nane yeşilinden oluşan renk cümbüşü belirlemektedir.
Koleksiyonun geniş bir yelpazede olması, rustik bir kır kulübesinden şehirdeki geniş bir apartman dairesine uygulanabilmesine olanak sağlamaktadır. Cıvıl cıvıl baharı çağrıştıran mekanlarla girin bahara. Sade olan mekanlarınızı canlı renkli kumaş, yastık ve perdelerle canlandırın. İçimizin kıpır kıpır olduğu şu bahar günlerinde bu duygularınızı mekanlarınızda hissedin. Yapacağınız tek şey sunacağımız koleksiyonlardan yararlanıp mekanlarınıza doğayı getirmek. Baharı gerek renklerle mekanınıza taşıyabiliriniz. Modem ve çağdaş ev ofislerin yanı sıra klasik çizgideki mekanlar için de ideal olan bu koleksiyonlar ipek gibi doğal malzemeler ile dokunmuştur. Birbirine kombinli olan kumaşlar ve duvar kağıtları sonsuz bir seçim olanağı sunmaktadır. Bu koleksiyonlar klasik mekanların ağır havasını bile cıvıl cıvıl şık mekanlar haline rahatlıkla getirebiliyorlar.
Antika goblenlerin ve işlemelerin nadiren bulunduğu günümüzde 18. ve 19. yüzyıl örnekleri ile yaratılan perdelik kumaşlar, orijinal goblen yastıklar, işlemeli yatak örtüleri ve atkılar güzel döşenmiş evlerin dekorasyonunu tamamlamaktadır. Eğer bu mekanlar sizin verdiğiniz tarz ise, ağır ve klasik havadaki mekanlarda yapacağınız bazı değişiklerle bu tarz mekanlara kavuşabilirsiniz.
Hayal Gücünüzü Zorlayın
Çok da alışık olmadığımız bir olay değil. Amaç, farklı mekanların, yenilikleriyle, gerçekleriyle, hayalleriyle, atmosferlerini solumak örneğin resim veya tekstil atölyesinde, starların kulis havasını kuvvetle hissedeceğiniz mekanları dekore etmeye hazır mısınız?
Kabul edilmiş klasik mekanlardan sıkılıp yenilik peşinde olanlar öncelikle monotonluktan uzaklaşıp hayal gücünü zorlamalıdır. Bunun için en önemli nokta detaylardır. Çünkü farklı mekanların özelliği detaylarda gizlidir. Hayal gücünüzü zorlayan bu dekorasyon anlayışı için öncelikle evinizde kurgulamak istediğiniz atmosferin insanla bütünleşmesini sağlamak gerekir. Ayrıca bütünleşmesi gereken diğer unsurlar ise, yaşam için gerekli olan mobilya ve aksesuarlardır. Mekanlarda ne tip atmosferler yaratmak istiyorsunuz, öncelikle bu mekanların özelliklerini inceleyelim.
Bu özelliklere göre mekanları yeniden yorumlayabilirsiniz. Gerçekte istenilen, atmosferin yeniden yorumlanırken tanımlanmasıdır. Sözün kısası, tanımlamak bu işin uzmanlarına ait bölümüdür. Çünkü resim atölyesini çağrıştıran mekanlardan, kulise kadar birçok mekanı evinizde tanımlayabilmek için bu konuda usta olmanız gerekiyor. Çünkü önemli olan mekanda aynı zamanda sükunetin de sağlanabilmesi. Bugün bu anlayışa açık olmayan birçok insan aramızdan çıkabilir.
Ama gelecekte kaçınılmaz bir şekilde her şey birbirini etkileyecek ve farklı mekanların grift halinde kullanıldığını göreceğiz. Belki bu her ülkenin kendi çizgisine göre değişebilir. Bu sadece mimarlık için değil sanatın her dalı için geçerlidir. Çünkü gelecekte sanat disiplinleri arasındaki farklar da gittikçe azalacaktır. Çünkü sanat her geçen gün evrenselleşiyor. Bu gelişmelere sanatçı da uyum göstermelidir. Yeteri kadar gelişmeleri incelemezse sonuç çok yüzeysel olur ve ortaya hiç bir şekilde yeni şeyler çıkmaz.
öncelikle belirtmek istediğim, herkes tarafından elit bir mekan olarak kabul edilen “Le Cigar” a, bu sıfatı dolayısıyla duyduğum merakla gitmiş olduğum. Fakat bu sıfatın özellikle mekanın dekorasyonu için kullanılmadığının altını çizebilirim. Çünkü dekorasyon olarak çok daha başarılı olan mekanlar bu imajı kazanamayabiliyorlar. İsimle mekan arasındaki bağlantı olabilir mi diye düşündüğümde, evet olabilir, cevabını verdiğimi söyleyebilirim. Dekorasyonda altın kural, verilen isimle mekanların bir hikayesi olduğu sürece kişilik kazanmalarıdır.
Bu kural, Le Cigare’da mekanın renkleri ve atmosferiyle isminin bütünleştirilmesi şeklinde uygulanış, Burada, öğlen yemekleri verilmiyor. Ve bence bu iyi bir karar. Çünkü mekan gün ışında gerekli etkiyi yapamıyor. Bunun nedeni, dekorasyondaki yıpranma, detay eksiklikleri, yanlış seçilen mobilyalar olabilir. Le Cigare’ın dekorasyonundaki başarılı faktörlerden ikincisi, ışıklandırma. Gece ışık o kadar loş ve başarılı ki mekandaki detay eksikliklerini ve yanlışları görmenizi engelliyor. Dekorasyonda, alt kat için seçilen mobilyalar, üst kata göre çok daha başarılı… Kendilerine önerim, elit bir imaj kazanmış bir mekan olarak üst kattaki sandalyeleri, alt kattaki art deco mobilyalara göre seçselerdi, çok daha başarılı olabilirdi. Bu durumuyla mekanın üst katı spor kulüplerinin restoranlarını anımsatıyor.
Ayrıca duvara asılan resimlerde de daha seçici olunursa daha iyi sonuç alınabilir. Alt katta ise mobilyaların seçimi ve renkler üst kata göre çok daha başarılı az önce de belirttiğim gibi. Burada en başarılı bulduğum bölüm, tavandan yere yapılan pencereler. Önerim ise klima ve müzik hoparlörlerinin duvara gömüleceği…
Klasik çizgide yükselen trendler
Son yıllarda dekorasyonda ve modada herşey o kadar çabuk değişiyor ve de seçenekler o kadar fazla ki, klasik çizgide yükselen trendler ile muhafazakar kişilerin bile değişime ayak uydurması gerektiği vurgulanıyor.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi herşey okadar hızla değişiyor ve tüketiliyor ki bazen insanı ürkütüyor. Çünkü zamanımızda üretmek o kadar zor, tükenmek de bir o kadar kolay. Hepimizin de bildiği gibi modern stilleri tercih eden kişiler, değişime daha çabuk uyum sağlarlar. Klasik stilleri tercih edenlerin daha muhafazakar oldukları ise bir gerçek. Zaman içinde klasik çizgide bile herşeyin günümüze uygun şekilde değişime uğradığını ve bazı klasik stillerin daha çok tercih edildiğini görüyoruz. Ancak bu tercihin uzun süreceğini düşünüyorsanız yanlıyorsunuz. Çünkü son günlerde klasik çizgide yükselen trendler ile muhafazakar kişilerin bile değişime ayak uydurması gerektiği vurgulanıyor. Klasik çizgide yükselen trendler ise leopar desenler, duvar ve örtülerde patchwork çalışmalar, duvarlarda, dolaplarda dantel gibi işlenmiş ince işçilikler, boncuk ve taş aksesuarlar, çiçekli ve kuş desenleriyle doğayı hissettiren son derece cesur ve ihtişamlı yaklaşımlar söz konusu.
Her detay başlı başına bir olay. Belli bir stilden ziyade eklektizm hakim. Eklektizmde seçilen stiller ise en ihtişamlı olanları; Rokoko, Barok, Biedermeir vb. Renkler ise klasik çizgide ama nerdeyse canlı olarak seçilen her renk… Resimler ise geçmişin romantizm izlerini günümüzde insanlar minimalist çizgilerle yok olmaya başlayan ihtişam, zenginlik ve romantizmi yeniden mekanlara taşınmak istiyorlar. Fakat bu sizi yanıltmasın. Son yıllarda insanlar herşeyi birarada istiyorlar.Sanki kaybolan değerleri moda ve dekorasyondaki değişimlerle var etmek istercesine… Daha düne kadar yalın çizgileri yaşatmak gündemdeyken şimdi ise son derece ihtişam söz konusu. Yazının başında da belirttiğimiz gibi insanlar herşeyi çabuk tüketip çabuk sıkılıyorlar. Yalın, doğal çizgiler bir dönem cazip gelirken birden ihtişamlı çizgilere karşı özlem duyabiliyorlar. İster doyumsuzluk, ister ihtiyaç olarak yorumlanabilir. Olaya nasıl baktığınıza bağlı. Tercih sizin.
Klasik çizgide yükselen bu trendlere ayak uydurmak isteyen, klasik çizgide mekana sahip bir kişilikseniz işe perdelerinizi çiçek, duvar kağıtlarınızı patchwork desenlerle değiştirmekle işe başlayabilirsiniz. Eğer elinizde geçmişi yansıtan mobilyalar mevcutsa bunların döşemeliklerinin kumaşını da leopar deseni kumaşlarla değiştirebilirsiniz. Size bahsettiğimiz bu desenler son yıllarda oldukça revaçta. Ayrıca yatak ve masa örtüleriniz, perdeleriniz için Çin ve Hint işi kumaşları tercih edebilirsiniz. Aydınlatmada ise şamdanlar, aplik ve abajurlar öncelikle tercih edilenler arasında. Bizden söylemesi, sizden uygulaması…
HOLLYWOOD RÜZGARI..
Biliyorsunuz geçmişin farklı yorumları bugün dekorasyonun yükselen trendi. Ve biz de bu yazımızda geçmişi en güzel anlatan Hollywood yıldızlarının evlerinin dekorasyonunu ve günümüze yansımasını inceledik.
2001 yılına girdiğimiz şu günlerde Hollywood yıldızlarını yansıtan evlerin nasıl olduğuna ve günümüze kadar nasıl değişime uğradığına tanık olacağız. Hepimizi oldukça ilgilendiren geçmişten gelen Hollywood yıldızlarının çoğu ölümsüzleşmiş , efsaneleşmiş duruma. Son günlerde geçmişten günümüze esen rüzgarda en çok efsaneleşmiş Hollywood yıldızlarının yaşam tarzlarından, evlerini nasıl dekore ettiklerine, nasıl giyindiklerine kadar her şey gündemde… Geçmişi en güzel onların anlatması buna neden olabilir. Ayrıca dekorasyonda yükselen trend geçmişte Hollywood yıldızlarının yanı sıra renkli çekilmiş mekanlarından örnekler göreceksiniz. Geçmişteki farklı dönemleri bu mekanlarda rahatlıkla görebilirsiniz. Bu mekanları dönemlerine göre incelerken efsaneleşmiş yıldızların filmlerini seyreder gibi bile olabilirsiniz. Uzun lafın kısası geçmişi Hollywood yıldızlarının evleriyle anlatmak oldukça keyifli olacak. örneğin geçen ayki yazımızda Mickey Rourke’ın eviyle altının ne kadar revaçta olduğuna tanık olduk. Ayrıca altının geçmişin dönemlerini anlatan mobilyalarla nasıl kullanıldığını gördük. Hollywood yıldızları ile yılların yanı sıra, 1890’ların Napolyon dönemlerine kaar geriye gidebilirsiniz. Mekanları Hollywood yıldızları ile anlatmamızdaki en büyük sebep geçmişi en güzel onların anlatmalarının yanı sıra Hollywood yıldızlarının nasıl evlerde yaşadıklarını merak etmemiz.
Bu şekilde yıldızların yaşamlarına daha yakın olup, onları daha yakından tanıma fırsatını yakalamış olacağız. Ayrıca Hollywood yıldızları evlerinin dekorasyonunda en çok rağbet edilen çizgileri göreceğiz. Hangi yıldızların hangi tarz evi tercih ettiğine tanık olacağız. Öreğin , Nathalie Wood, Elvis Presley, Frank Sinatra v.s 50’li yılları tercih etmişler. Doris Day ‘in evi geçmişi çağrıştıran konservatif mobilyalarla döşenmiş. Clark Gable‘in evi Venedik stilinin etkisinde. Glenn Ford ve eşinin tercihi ise Uzakdoğu İngiliz Country stili. Günümüz yıldızlarından Clarie Danes ‘in Manattan’ daki evi 50’li yılları çağrıştırıyor. Ayrıca Ronald Reagan ‘ın Pasific Palicades’deki evinden görüntüler 40’lı yıllardan. Günümüz yıldızlarından Uma Thurman’ın görüntülendiği ev tamamen altın varağın etkisinde. Ayrıca bu yıldızlardan Marlyn Monroe’nun heykelini de evlerde rahatlıkla kullanabilirsiniz.
Bu ay sevilen Hollywood yıldızlarından bazılarını sayfalarımıza konuk ettik. Görülen şu ki onlardan bazıları sade yaşamayı tercih ediyorlar. Yaşamlarının getirdiği ihtişamı evlerine taşımıyorlar. Sanki normal aileler gibi. Tabii aralarında ihtişamı evlerine taşıyanlar var. Fakat sizin için seçtiğimiz evin çoğunda klasiklik hakim olsa bile hakimiyet sadelikte. Örnek Ronald Reagan bir zamanların Amerikan Başkanı. Ve bu Hollywood yıldızının evi sanki normal bir ailenin evi. Bu da insanın evinin dekorasyonunun yaşamına paralellikten ziyada karakterine paralel gittiğini gösteriyor. Gerçi geçmişteki Hollywood yıldızlarının evleri günümüzdeki yıldızlara göre , karşılaştırılırsa oldukça sade. Günümüzdeki yıldızlar nedense ihtişamı daha çok seviyorlar. Yazıdaki Hollywood yıldızlarını incelerseniz, geçmişteki Hollywood yıldızlarının evlerinin, günümüz yıldızlarının evlerine göre , klasik çizgilerde bile olsa oldukça sade olduklarını görürsünüz. Bunun nedeni olarak bu yıldızların evleriyle kendilerini ispatlamak yerine, filmlerinde oyunculuk yönüyle ispatlamak olduğunu düşünebiliriz.
Sanki İstanbul ve Paris… Farklı kültürlerdeki insanların aynı şehirlerde buluşması gibi klasizm çizgilerini taşıyan mobilyaların farklı kültürleri içermesi sonucu ortaya çıkan kozmopolit çizgiler bir çoğumuz için cazip gelebilir. Her ülkenin stilleri kendilerine göre yorumlayışı farklıdır. Bu sebepten farklı kültürlerin aynı stilde buluşması bile farklı atmosferler yaratmaktadır.
Bu sayımızda sizin için seçtiğimiz mekan bu özelliği en tipik şekliyle yansıtıyor. Birinci mekanımız Kopenhagen, Roma ve Amerikan empresyonizminin kültürlerini taşıyor. Ressamlardan Daniel Garber’in resimleri, Kopenhagen’den seçilen geçmiş dönemlere ait mobilyalarla süslü. Bu örnek mekanlarda dikkat çeken ortak özellik altın varak. Mobilyadan aynaya, çerçeveden aksesuara hepsinde altın varak dikkat çekiyor. Altın varakla en fazla bağlantı sağlayan renkler sarı, yeşil, mavi. Bunun yanında arada kullanılan kırmızı, pembe gibi canlı renkler mekana oldukça hoş bir canlılık veriyor. Bu tarz evlerin en önemli özelliği, mekanda yaşayanların kişiliğini ve zevkini en iyi şekilde yansıtması. Bu özellik de göz önüne alındığında bu tarz evlerde evin sahibiyle iç mimar çok yakın bir şekilde çalışmalıdır. Çünkü iç mimar evin sahibinin seçimlerini doğru yerde ve uyumlu bir şekilde yansıtacaktır mekana. Farklı kültürlerin bir arada kullanılması ve bunların uyumlu olabilmesi göründüğü kadar kolay bir iş değildir.
Böyle kozmopolit bir evde temelde bir stil seçmelidir örnek olarak. Birinci mekanda temelde neoklasik seçilmiştir. Özelikle aksesuar, koltuk ve sehpalarda 14. Loui Dönemi göze çarpmaktadır. Ayrıca dönemin renkleri de bu dekorasyonda önemli faktörlerden biridir. Örnek mekanlarda seçilen dönemin açık renkleri olduğu için mekan geniş görünmektedir. Bu bilinçli bir tercih olabildiği gibi olmayabilir de. Bu da gösteriyor ki bir evi dekore ederken dönemin özelliklerinin yanı sıra farklı kültürleri bir arada tutmak yeterli olmuyor. Kişiliği yansıtan mekanlarda mekanın geniş gösterilmesi de önemlidir.
Kozmopolit çizgilerde göze çarpan bir başka noktada mekanın kişiliği yansıtmasının yanında ferah ve rahat da olması. Bir başka deyişle oturacak kişinin yanı sıra rahat ve ferah bir ev istemesi en doğal hakkıdır. Evin sahibinin seçimleri yaparken iç mimarla çalışması bu sebepten gereklidir. İkinci örnek mekanda da 18. yüzyıl koltuklarının yanı sıra barok stili aplikler kişiliği yansıyan geçmiş dönem aksesuarları olarak aynı düşünceler içinde kullanılmıştır. Birinci örnek mekanda olan kültürler olmayıp başka kültürler olsa da amaç aynı. İster açık renklerle ister araya atılan renkli mobilyalar olsun, mekan kişiliğinizi yansıtsın. Ayrıca mekan kurallara uyulduğu sürece her zaman şık, zengin görüntü vererek dikkat çekici olabilir. Önemli olan ev sahibi tarafından mobilya aksesuarlarının fonksiyonel olarak uyumlu yerleştirilmesidir. Farklı kültürlerin oluşturduğu tezatlıklar oldukça hoş görüntüler yaratmaktadır, yeter ki doğru uygulansın. Siz de bu kültürlerin yanı sıra Osmanlı kültürünün veya tercih ettiğiniz kültürleri bir arada kullanarak kozmopolit bir atmosfer yaratabilirsiniz Yapacağınız tek şey hangi kültürleri seçeceğinize karar vermek.
Batının Doğudan etkilenişi VIII. Yüzyıl’a dayanır. Çin Seddi yapıldıktan sonra Doğunun mistik havası ipek Yolu’yla batıya ulaşmıştır. İlerleyen yıllarda da Batının teknoloji insanları Doğunun gizemli büyüsüne kapılmaktan alıkoyamazlar kendilerini. Özellikle kendilerine özel mekanlarındaki arabesk yaklaşımla Doğulu havayı solumaktan büyük haz duyarlar. İşte şimdi siz okuyuculara son yıllarda oldukça merak uyandıran ”Arabesk” sanatının oluşma nedenlerinden etkilediği bazı kültürlerden ve günümüze gelişinden örnekler vereceğiz.
Bir Ortadoğu dini olarak İslamiyet’in yayılışı VII. VIII. Yüzyıl’larda Kutsal Savaş’la ortaya çıktı. İslamiyet, imgelerin yasaklanmasında Hristiyanlık ‘tan daha katı davrandı. İmgeler yasaklandı ama sanatı yok etmek kolay değildi. Nitekim kendilerine insan resmi yapma izni verilmeyen Doğulu sanatçılar, hayal güçlerini, biçim ve motifler üzerine yönelttiler. Sanki onlarla oynarcasına ördüler. Şuana kadar gelen dantel dantel en ince süslemeyi, “Arabesk” dediğimiz girift bezemeyi yarattılar. Tüm Doğu ve Uzakdoğu sanatlarında sanatçının dikkati gerçek dünyadan saptırılmış, çizgi ve zengin renklerden oluşan bir düş dünyasına itilmiştir. XIV. Yüzyıl’dan itibaren İran’da, daha sonra da Hindistan’da, zorlayan disiplin yüzünden, romanların kahramanlarını, öykü ve masalların görsel açıklamalarım, sadece figürsüz motiflerle anlattılar. Mobilyadan aynaya, sedef, ahşap ve kristal malzemeyi kullandıklarını görüyoruz. İslamiyet, Kutsal Savaş sırasında Suriye, Irak, İran, Kuzey Afrika ülkeleri (Tunus, Fas, Kenya, Yemen), Hindistan, Uzakdoğu ülkeleri, kısacası İspanya’dan Pakistan’a kadar birçok kültürü etkisi altına aldı. Dinin sanat üzerinde etkisi Çin’de daha güçlü oldu. Çinliler çok eski zamanlardan beri tunç dökmede uzmandılar. Eski tapınaklarda kullanılan bazı tunç kaplar İ.Ö. zamanına aittir. Çin sanatı asıl atılımı bir başka dinsel etkiden, Budizm’den elde ettiği için bir Lohan Başı günümüze kadar gelmektedir. Bu durumda Hindistan’da bazı objeler Doğudaki ve Uzakdoğuda ki etkilenmelerle karşımıza çıkıyor. Ördek başı, lohan başı, at başı, fil başı, ince dantel dantel “arabesk” bezemelerle işlenmiş günümüze kadar gelmiştir. Hindistan, yaşadığı o kadar fakir hayata rağmen hala bu konuda çok yaratıcı. Dantel dantel işledikleri bir kapıyı, sehpa haline bile getiriyorlar.
Doğu stilini diğer gördüğümüz bir yer Tunus’ta Dar Djellouli Sarayı. Yıldız motifli iki tarz perde. Bu mekanın en önemli özelliği geçmişten günümüze korunarak gelen son saraylardan olması. Bordo ipek kadife kumaşla kaplanan Türk divanı tüm şıklığıyla karşımızda. “Arabesk” bezemelerle işlenmis alçı sıvama panolar ile tavana kadar uzanan altın yaldız kaplama aynalar duvarlara yayılmış. VI. Yüzyıl’dan itibaren sarayda oturan Sidi Hamed eşyaları orjinal haliyle koruyor. Yerler mermer, üstü halı, avize kristal, duvarlarda panoların altı ipek kadife kumaşla kaplanmış. Bu mekanda gördüğünüz gibi İslam tarzının otantik havası çok ağır basıyor. Zengin ışıltılı doğu kumaşları (Rubelli) saf ipek.
Sarayların ve evlerin alçı süslemelerinde, eğri yaş sıvaların üzerine tahta kalıplarla yapılan süslemeler, Türk sanatı’nın İslam Sanatı’na geçtiğinin belirtileridir… Karahanlılar, Asya’da kurulmuş ilk Türk-İslam Devleti’dir. Satuk Buğra Han 920’ye doğru İslamlığı resmi din olarak kabul etmiştir. Bu dönemde birbirini kesen sekizgenlerin meydana getirdiği dörtlü düğüm ve yıldız şeklindeki motifler, sonraları Türk sanatında klasik bir süsleme oldu. Geometrik örnekler esas olup, altıgenlerin içi rozet çiçekleri ve bitki motifleri ile dolguludur. 977’de Gazne’yi merkez yapan Sebir Tekin’in kurduğu bu Türk Devleti Gazneliler adını almıştır. VII. Yüzyıl başında Emevi orduları İndüs Vadisi’ne girmişlerse de Müslümanlığın Hindistan’da yerleşmesi Gazneliler ile olmuştur. O dönemde mekanlardaki stuk süslemeler ve çiçekli kufi kitaplar, günümüze kadar korunarak gelmiştir. Daha sonra ceviz ağacından geometrik bölümler içinde Rumi ve palmetlerle ince işlenmiş dolgular, sırlı tuğla çini mozaik, taş ve ağaç işlemeleri Selçuklu Sanatı’nın en önemli özelliklerindendir. Selçuklu Devleti’nin etkilediği ülkelerden Suriye, Şam’da mobilyalarda ağaç işçiliğinin etkileri Osmanlılar’ dan sonra günümüze kadar gelmiştir.