ARCHITECT MURAT TABANLIOĞLU INTERVIEW ”CREATING AN URBAN FLOW OF AKM DESIGN THAT RESPECTS THE FUTURE AS MUCH A LOYALTY TO THE PAST

 

MİMAR MURAT TABANLIOĞLU RÖPORTAJI  ”GEÇMİŞE SADAKAT KADAR GELECEĞE SAYGILI TASARIM A ”AİT” KENTLİ BİR ” AKM” YARATMAK”

”En çağdaş performanslara ev sahipliği yapabilecek kapasitede bir opera, kültür-sanat mekanı elde etmek üzere onlarca disiplinle birlikte çalışıyoruz. Geçmişe sadakat kadar geleceğe saygılı olmanın bir arada değerlendirildiği tasarım çizgisinde, yoğun olarak kullanılacak kentli bir Atatürk Kültür Merkezi üretme fikri heyecan veriyor.”

Archisections a verdiği röportaj için öncelikle Mimar Murat Tabanlıoğlunun kendisine sorularımıza verdiği cevaplar için  teşekkür etmek isteriz.

1) Bugünkü mimarlık kariyerinizin arkasındaki, mimari yaklaşımlarınız, görüşleriniz nelerdir ? Şu an bulunduğunuz noktayı özetlersek, önceki yıllara göre olan değişiminizi mimari alanda nasıl anlatırsınız?
Türkiye’nin modernleşmesinde Hayati Tabanlioğlu’nun kazandırdığı mimari mirasla başlayarak, onun metodolojisini günümüz imkan ve yaklaşımlarına adapte ederek, kendi neslimden Türkiye mimarlarından biri olarak son 20 yılda edindiğimiz deneyimle, toplumların, akışkan, geçişken sosyal dinamiklerinin parametrelerini referans aldığımız çağdaş mimari perspektifte sürdürüyorum. 60’larda, Türkiye’de modern mimarinin batı dışı bağlamlarda uygulanmasında bir tür tezahürünü izliyoruz, bizler ikinci nesil olarak, 21. Yüzyıla uyum sağlayarak ve mekanın ve operasyonel alanların ihtiyaçlarında hızlı değişimi öngörerek, mimarlık pratiğine has sistematik yöntemi koruyarak yeni zamanlara uygun şekilde, şahsen ve projelerimizle evriliyoruz.
2) Size göre konsept nedir? Projeleriniz her zaman konsept odaklı mı gelişir ? Bir projeye başlarken nasıl başlarsanız ve bu süreç nasıl devam eder ?
Mimari, sadece planlama ve teknolojiye odaklanmakla kalmaz, aynı zamanda insanlara ve topluma odaklanır, sadece bugünü değil, aynı zamanda geleceği ve geçmişi de kapsamalıdır.
Mekansal yapılar, yaşanacak yerler, toplanacak yerler ya da temsili değerlere sahip ikonlar olarak, kentler var olmaya başladığından beri önemli roller oynamıştır.
Mimarlar doğal ve kültürel değerlere uygun tasarım yaparlar, her projenin seçilen materyali binanın “aidiyet” ve “amacı” terimlerini ifade etmeli ve karşılığında binalar yaşamı olumlu yönde etkileyen, sosyal unsurlar haline gelmelidir. Bir proje yer aldığı arazinin, bölgenin, iklimin, kültürün, bağlantılarının hikayesine atıfta bulunur. Bu nedenlerle konsept öncelikle bu değerlerin iyi araştırılması, analizi, kısıtların ve imkanların değerlendirilmesiyle ortaya çıkar. Bu yapıda kim/ler yaşayacak, önünden geçecek, hangi rüzgara, gün ışığına mağruz vs gibi onlarca girdiyi içerir.

3) Sürdürülebilirlik projelerinizin olmazsa olmazı denebilir mi ? Projelerinizi sürdürülebilir mimarinin izlerini taşıma açısından nasıl değerlendirirsiniz ?
Kentsel yapı ile toplumsal kalıplar arasındaki ilişki birbirini koşullandırır. Mimarlığın fiziksel ve elle tutulur olması nedeniyle bir yapıdan istikrar ve dayanıklılık beklenir doğal olarak. Bu nedenle malzeme inşa sürecinin en önemli seçimlerinden biridir. Malzeme gibi, projelendirme aşamasından inşaata, üretim biçimleri binanın çevresiyle ilişkisini -iyi ya da kötü – nasıl kuracağını belirler. Yeni bir bina, biçimi, işlevi ve konumu ile çevresine fayda sağlar ve ekler, ve direkt ya da endirekt kullanıcılarına ulaşır. Fiziksel, sosyal ve psikolojik bir etkiye sahip olan mimari yapı, özellikle hızlı teknolojik dönüşümler çağında, tüm bu ilişkilerin sağlıklı kurulabilmesinden sorumludur.

 

TA_New National Stadium Kosova

4) Malzeme oldukça geniş bir alan. Peki siz malzemeyi nasıl tanımlıyorsunuz? Projeleriniz bu alandaki inovasyonlardan ne ölçüde besleniyor? Yenilikçi ve sürdürülebilir malzemelere verdiğiniz önem nedir?
Yeni bir bina kullanıcılarına öncelikle malzeme aracılığıyla dokunur. Özellikle günümüzde “malzeme” tasarım sözlüğünün bir parçasıdır, Adolf Loos’un dediği gibi “Her materyalin kendi form dili vardır ve hiçbiri başka bir materyalin formlarını talep edemez.” Ayrıca, doğal ve kültürel bağlamda, her özgün projenin seçilen materyali, o binaya “ait”, özel olmalıdır, bu nedenle malzeme tasarımın özgünlüğü için önemlidir; görsel kimlik ve estetik üretiminde etkilidir.

TA_Dakar CongressCenter@EmreDorter

5)Günümüz mimarlığını göz önünde bulundurursak, yaşanabilir kentlerin geleceğini nasıl değerlendirirsiniz ? Sizce daha iyi bir kent ve beraberinde iyi bir gelecek için ne gibi yenilikçi çözümlere ihtiyacımız var ?
Araştırma ve bilgiye dayalı yaklaşımla, yeni çağdaş mekanlarda insani / bireysel ifadelerin, kavramların gerçekleştirilmesine olanak tanıyan stratejilerle yapılan, geleceğe ve geçmişin izlerine saygı duyan, rasyonel ve yeni tasarımlara ihtiyaç var bunun için.
Açık iletişim, işbirliği, bilgi ve fikir alışverişi; geçmişin yerel bilgilerini yüksek teknoloji ile birlikte düşünmek, farklı kültürlerin ve disiplinlerin birbirlerinin deneyimlerinden öğrenerek birbirlerinin çözümlerinden faydalanması zaman ve kaynak tasarrufu sağlayacaktır. Böylece sadelik, doğrudan iletişim mimari ürünün de amacı haline gelir.
6) Mimarlıkta form ve dil bir projeyi nasıl etkiler ? Genel olarak projelerinizdeki mimari diliniz her zaman belli bir çizgide midir ? Yoksa bu çalışılan projelere göre farklılık gösteriyor mu ?
Form fetişizmine takılmadan her yapı kendi bilgileriyle, dolayısıyla özgün formunda tasarlanır. Mimari her üretim aynı anda hem işlevsel hem de güzel olmalı ve çevresi, yeri, coğrafyası, topografyası, geçmişin izlerini taşımalıdır. En yeni teknolojiler dahil edilerek, sosyo-kültürel motifler temelinde yükselmelidir ve tasarımda yerel değerler, özgün ihtiyaçlara verilen karşılıklar olmalıdır. Aksi takdirde bina spesifik değil şablon olacaktır.

7) Mimari anlamda sizin için özel olarak nitelendirilebilecek ve bizi ‘‘en iyi yansıtan’’ dediğiniz projeniz hangisi ?
Temel kaygımız portföy çeşitliliği ne olursa olsun “butik” üretim tarzımızı korumaktır. Projelerimizi mimari çevrenin yanı sıra müşteriler ve son kullanıcıları tarafından değerlendirilir ve takdir eder.
8) Yeşil ve mavinin konsept olarak baz alındığı projeleriniz hangileri ? Kentlerde artan sorunları değerlendirirsek, projelerinizde yer verdiğiniz yeşil-mavi değerlerinden biraz bahsedebilir misiniz?
İstanbul’da her yapı doğal olarak mavi ve daha şanslı bir konumdaysa yeşili barındırır. Yeşile adapte olmak yerine, ne yazık ki o kadar az kaldı ki, yeşili yapıya katmak konusunda daha fazla katkımız oluyor. Var olanı korumanın tartışması olamayacağı gibi, zenginleştirmek ya da hatta yoktan var etmek, sadece peyzaj ya da yeşillendirme olarak değil, ağaçlandırma şeklinde ele almanın gerektiğini düşünüyorum. Sadece yeşil ya da mavi de değil, kahverengini de korumak, kayayı, toprağı projeyle birlikte yaşayacak şekilde değerlendirmek önemli. En son inşaatının sonuna yaklaşılan, Bodrum Loft projesini bu fikre örnek verebilirim.

Maça Kızı Hires- Heroimage

9) Bugüne kadar farklı tipolojilerde projeler tasarladınız, hayata geçirdiniz. Peki gerçekleştirmek istediğiniz, hayaliniz olarak belirtebileceğiniz bir proje var mı ?
Projeler, çevresel ve insani yaşam kalitesi açısından mümkün olan en etkin ve kapsamlı yaklaşımla gelecek için planlanmalıdır. Biz mimarlar heykeltıraş değiliz, insanların sağlıklı, kolay, huzurlu yaşam alanlarını hayal edip planlıyoruz, çağdaş standartlarda yaşadıkları, çalıştıkları, rahatladıkları veya oynadıkları yerde mutlu olmalarını umut ediyoruz.
10) Sürdürülebilirlik bağlamında ilham aldığınız, etkilendiğiniz uluslararası proje / projeler var mı? Kendi projelerinize bu nasıl yansır ?
Dünyada iklim felaketinin kıyısında olduğumuz bu dönemde gereken acil önlemler dışında, sürüdürülebilirlik çok geniş bir kavram, hangi çevrede, zamanda ve durumda neyi sürdürmek istediğiniz konusu her durumda farklı olabilir. Sadece doğayı değil, kenti ve bireyi ve toplumu odağa aldığınız, sürdürülebilir olması gereken tavırlar da bu mevzunun parçalarıdır. Her gerçek ve kaçınılmaz veri gibi, bu ihtiyaç da tasarımın öndemli bir bileşeni, yönlendirenidir.
11 ) Genç mimarlara önerileriniz nedir ?
Estetik her zaman en önemli konulardan biri olmasına rağmen, bir bina veya mekan, yani mimarlık, insanlar içindir ve çağdaş ihtiyaçlara ve işlevlere uyum sağlamalıdır. Aktüel bilgiye sahip olmak için kaynaklardan faydalanmak, gezmek, içinden geçmek, farklılıkları algılamaya ve anlamaya açık olmak, mimarinin bina yapımı değil yaşam biçimi olduğunu içselleştirmek gençlere tavsiyelerim.
12) Geçmişte yaptığınız projeler için şimdi teklif gelse farklı yapmak istediğiniz detaylar var mı ? varsa neler yapardınız ? Böyle bir projeniz varsa hangisi ?
Zaman da yer gibi bir veri, bugün zaman değiştiğine göre bu veri artık faklı bir biçimde tasarıma aksedecektir, doğal olarak. Aslında AKM bu konuda iyi bir örnek bence.

TA_Tabanlıoğlu Architects Atatürk Cultural Center foto PeterGarten

13) En çok hangi projenizle gurur duyuyorsunuz ? Neden ?
Her zaman en son projeye bu şansı vermek lazım.
14) Mimar olmasaydınız hangi mesleği yapmak isterdiniz ?
Eğitim sonrası başka bir meslek seçecek olsam da, sanırım herhalukarda mimarlık eğitimi alırdım.
15) Mimarlık sizce nedir? En başarılı mimar olmak için hangi kriterler olmalı ? Yurtdışından ya da yurt içinden hangi mimar bu kriterlere uyuyor ?
İyi bir ruh hali için, kolay erişim, zaman kazandıran alanlar, güvenli çevre ve güvenilir altyapı ve elbette estetik bağlamında güzelliğine ihtiyaç vardır. Mimarların insanların keyifli olduğu, fonksiyonel, ve güzel yapılar üretmekten sorumlu olduğunu düşünüyorum.
16) AKM projenizde çalışırken hangi detaylara özellikle dikkat ediyorsunuz ? Bu projede çalışmak size neler hissettirdi ?
En çağdaş performanslara ev sahipliği yapabilecek kapasitede bir opera, kültür-sanat mekanı elde etmek üzere onlarca disiplinle birlikte çalışıyoruz. Geçmişe sadakat kadar geleceğe saygılı olmanın birarada değerlendirildiği tasarım çizgisinde, yoğun olarak kullanılacak kentli bir mekan üretme fikri heyecan veriyor.

 

17)Yaptığınız projeler genelde olduğu gibi mi uygulanıyor ? Değişimle uygulanıyorsa ortalama % kaç değişime uğruyor? Böyle bir projeniz var mı? Varsa hangisi ? Projede hangi detaylarda daha fazla bir değişim görülmekte ?
Mimarlık, tasarım ve inşa faaliyetidir; bu nedenle, gerekirse uzlaşmak ve projenizi her aşamada iyi analiz etmeniz gerekir.
Örneğin Beyazıt Kütüphanesi renovasyonu sırasında karşılaştığımız şapel kalıntısı için projede yapılan revizyon gibi, her zaman bu kadar ekstrem bir örnek olmayabilir ama, daha farklı nedenlerle de değişiklik gerekebiliyor.

Multidisipliner sürece inanıyoruz, uygulamalarımız sırasında dünyanın en iyi mühendislerine ve danışmanlarına danışarak mimarlık becerilerimizi geliştiriyoruz ve onlardan yeni çözümler bekliyoruz, bu aynı zamanda projenin daha iyi bir yapı olarak ayağa kalkmasında da önemli.

Okuma Odası @Emre Dorter

İç Avlu @emre Dorter

*Murat Tabanlıoğlu,  Viyana Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden 1992 yılında mezun oldu. Viyana’da önemli mimarlarla kazandığı deneyimin ardından 1990 yılında babası Dr. Hayati Tabanlıoğlu ile birlikte Tabanlıoğlu Mimarlık’ı kurdu.  Melkan Gürsel Tabanlıoğluda de ortak olarak gruba katıldı. Yaptığı çalışmalarla aralarında TMMOB Yapı Dalı Başarı ödülü ve Dubai’de Cityscape Architectural Review yarışmalarında aldığı iki büyük ödül bulunmak üzere bir çok ödül aldı. Başta Bilgi Üniversitesi’nde olmak üzere çeşitli üniversitelerde dersler veren Murat Tabanlıoğlu yurt içi ve yurt dışında konferanslar vermekte, ulusal ve uluslararası yarışmalarda jüri üyeliği yapmaktadır. 2013 Ağa Han Ödülleri master jüri üyesidir.Tabanlıoğlu Mimarlık 1956 yılında kurulmuş, İstanbul’un Beyoğlu semtinde yer alan bir mimarlık firması. Kurucusu Hayati Tabanlıoğlu’dur.Tabanlıoğlu firmasının ilk dönemi 1956 ile 1990 arasındadır. Bu dönemde Hayati Tabanlıoğlu başta İstanbul’da yer alan Atatürk Kültür Merkezi (1956-1977) olmak üzere Erzurum Atatürk Üniversitesi ( 1958-1970), İstanbul Atatürk Havalimanı (1969-1984) gibi projeleri gerçekleştirdi. Türkiye’de modern anlamda ilk alışveriş merkezi olan Galleria Alışveriş Merkezi de (1986) Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından tasarlandı. Firmanın ikinci dönemi ise 1990 yılından günümüze kadar gelen süreçtir. Firma bu dönemde faaliyet alanını geliştirerek sadece mimarlık değil de danışmanlık, iç mimarlık, restorasyon ve mühendislik dallarının koordinasyonu gibi hizmetler de vermeye başlamıştır.

*Röportajı hazırlayanlar; Archisections içmimar Burçin Kaymaz, İçmimar Gizem Kahraman.

 

ARCHISECTIONS ” NATIONAL CREATIVE AND INSPIRING CITIES CONTEST AWARDS- COLLOQUIUM -IZNIK TRIP-EXHIBITIONS NEWSLETTER

ARCHISECTIONS YARATICI VE İLHAM VEREN KENTLER İÇİN ULUSAL FİKİR YARIŞMASI , ÖDÜLLER, KOLOKYUM, IZNIK GEZİZİ, SERGİLER HABER BÜLTENİ

ÖDÜLLER – SERGİLER – KOLOKYUM – İZNİK GEZİ

Sedeko Mimarlık Sahibi Archisections Başkanı Y. Mimar Sevinç Ormancı yürütücülüğünde, jürisinde değerli akademisyenler, mimarların yer aldığı “Yaratıcı ve İlham Veren Kentler için Ulusal Fikir Yarışması” sonuçları açıklandı. Archisections da ödül alan projelerin detaylarına  aşağıda linkten ulaşılabilir.

http://archisections.com/archisections-national-creative-and-inspiring-cities-awards-2019/

Ödüller, İznik Belediye Başkanlığı sponsorluğunda, 14 Aralık 2019 tarihinde Archisections Başkanı Y. Sevinç Ormancı ve  İznik Belediye başkanı Sn. Kağan Mehmet Usta tarafından derece alan öğrencilere Han Tümertekin, Murat Tabanlıoğlu, Melike Altınışık staj ve para ödülleri takdim edildi ve İznik Belediyesi Yeni Hizmet binasında 14:00 -17:00 saatleri arasında sergi açılışı ve jüri üyeleri ile birlikte kolokyum gerçekleştirildi. Kolokyumda yer alan jüri üyelerinin kararı ile yarışmada ilk 20 ye kalan öğrenciler de  üniversitelerde yer alan sergilemelerde sergi ödülü kazanmışlardır..ilk 20 de derece alan tüm projeler de üniversitelerde yapılacak  sergilerde sergilenme hakkını kazanmışlardır. Üniversitelerde yapılacak sergilerde ilk durak I.T.U Taşkışla Mimarlık 18 Aralık saat 16 00 da açılışı yapılmıştır. Sergi 18 Aralık -24 Aralık tarihleri arasında gerçekleşecektir.

İlk 10’da dereceye giren projelerin 10 Aralık 2019 tarihinde Swissôtel The Bosphorus’ta gerçekleşen “RE360 Gayrimenkulun Büyük Buluşması” etkinliğinde ilk sergisi gerçekleşti.

15 Aralık 2019 tarihinde, dereceye giren öğrenciler ve jüri üyeleri Alligator Boya sponsorluğunda ve Biz Şehir akademisi rehberliğinde İznik gezisini gerçekleştirdi.

Detaylara aşağıdaki linkten ulaşılabilir.

http://archisections.com/archisections-creative-and-inspiring-cities-awards-exhibitions-coloquiumiznik-trip/

Diğer üniversitelerde yapılacak sergi ve açılış tarihleri  afişte bulunmaktadır.

 

INTERVIEW OVER İSTANBUL ARCHITECTURE AND BIRD HOUSES WITH ‘ POET ARCHITECT’ CENGİZ BEKTAŞ

‘OZAN MİMAR’ CENGİZ BEKTAŞ LA İSTANBUL MİMARİSİ VE KUŞ EVLERİ ÜZERİNE SÖYLEŞİ

Doğaya ve hayvanlara duyduğu sevgiyle, empatiyle, doğanın dengesini bozmamak adına kuş evlerine olan hassasiyetiyle  tasarladığı projelerinin yanı sıra şiir kitaplarıyla tanıdığımız ‘Ozan Mimar’ Cengiz Bektaş ın  İstanbul un mimarisini kurtarmak için  önerilerini soluksuz okuyacaksınız  Sadece Archisections.com da yayınlanan  röportajını hem seveceksiniz hem düşüneceksiniz!

Cengiz Bektaş 2

“Türk Evi” kitabınızda özellikle üzerinde durduğunuz bir konu var. Mimarlığın”göz hakkı, hava hakkı yemeden” yapılması gerektiğinden bahsediyorsunuz. Sizce günümüz yapıları ne derece bu kavramlara uygun inşa ediliyor?

Bana verilen ödülün öğrenci bölümü vardı. Bu sene de ben jüri üyesiydim. Orada bakıyorum bütün projelerin hepsi aynı, kapitalizm ne istiyorsa ona yönelik projeler yapılmış. Bundan çıkış ancak bilinçli bir davranışla olabilir. Yarışmada 20 projenin neredeyse tümünde bir kütleye çelikten bir gömlek giydirilmiş. Gökdelen icat edildiğinden beri planı hiç değişmemiştir,ortada bir çekirdek vardır, çevresinde de kolun kesiti gibi et vardır. Başka bir şey yapamazsınız çünkü dengeyi bozarsınız. Örneğin kütleler yapıyorlar dörte  bölüyorlar, üçü güneş alıyor birisi karanlıkta kalıyor. Yapılış amacı farklı bir şey yapmak için yapmak… Veyahut da bir gökdelen yapıyorlar yarısı mavi yarısı yeşil, farklılık yaratmak istiyorlar fakat plan değişmedikten, işlev değişmedikten sonra hepsi aynı…

Cengiz Bektaş 3

 

 İstanbul’da bu denli kültürden uzak, ticari,pragmatik kaygı temelli yapıyı inşa edenler de mimar! Mimari anlayış hakkındaki bu zıtlık sizce neden kaynaklanıyor?

Birçok iyi eğitimli insan kötü mimar oldular. Çünkü tasarımda üç boyutlu düşünmek gerekir yani oylumu tasarlarsınız planı değil. Bunun bir takım oyunlara çevirdiler, kağıt bükme vs. gibi hayır bu değil. Örneğin Arata 15 yıl fotoğraf çekiyor daha sonra mimarlığa başlıyor. İlk yapıları iyi fakat ben olduğu yapmazdım. Örneğin bir uzun koridor tasarlamış, 90′ lik açılar ile dönerek mekanı dar koridorlar içinde geziyorsunuz. Bir anda yerin dibinde bir anda üstünde hissediyorsunuz. Örneğin ben tek mekanda çalışıyorum, 6 kişiden fazlayla da çalışmadın. Bazı kişiler 60 kişi 100 kişi çalışıyor. Bu mimarlık değil, menajerlik. Bunu bizden önce yaşadı Japonlar. Öreneğin Kikutavi var, bir makalesini okudum. Bir dönem 180 kişi çalışıyor bürosunda, fakat bir sabah geliyor özür diliyor ve burada mimarlık değil menajerlik yaptığını söylüyor, herkese iş bulacağını da ekiliyor. Çünkü bir mimar en fazla 3 kişi, bu 3 kişinin yardımcısı ve ofisteki elemanları da düşünürsek en fazla 15 kişi ile çalışabilir. 100 kişiyle çalışmaya kalkarsanız adlarını bile bilemezsiniz, böyle bir mimarlık mümkün mü?Şuan var mı İstanbul’da opera-bale izlemek için güzel bir mekan? Şuan Afrika ile İstanbul’da yaşamak arasında ne fark var radyo, televizyon bu kadar. Operayı bırakın tiyatro bilen, giden pek az insan var.Bu yıl ben tiyatro ödüllerinde jürideydim.Türkiye’de şuan tiyatrocu gençler sabahları garsonluk akşamları tiyatro yapıyorlar. Tiyatro yapmak için garsonluk yapmak gerektiğini kendileri söylediler. Böyle bir ülkeden nasıl doğru düzgün mimar çıkabilir?

Birazda sizinle birlikte eğitim alan öğrencilerden konuşalım, onlar nasıl mimar olur?

Benden eğitim almış olanlar hayatta bedbaht olanlardır. Benle çalışmış biri çok açık bir şey söylemişti: “Ne senle olur ne sensiz.” diye..Benimle çalışılabilmesi için yaşamınızın belli bir çizgiyi aşmaması lazım. Benle çalışan insan karısına gidip çok aşırı pahalı ayakkabı alamaz. Ben 6 yıl herkesin eşit olduğu bir düzen kurdum.Fakat bir gün birisi gitti karısına aşırı pahalı bir ayakkabı aldı bütün düzen ortaklı bozuldu…Ben çağrıldığım bütün üniversitelere derse gittim. O kadar garip mi mesela birisi simit satıyor okumak için hocası onu eziyor, öbürü babasının arabasıyla geliyor. Bir fırıncı hayal edin ekmek yapmazsa ne olur?

-Para kazanamaz, hayatını sürdüremez…

-Olur mu? Fırıncıdan önce ben varım, ben aç kalırım. Siz Türkiye’nin mimarlık ihtiyacını bilmeden mimarlık yapabilir misiz? Bu ister istemez bizim bilinçaltımıza yerleştiriliyor. Bir zamanlar Ankara’nın %73, İzmir %50, İstanbul’un %55’i gecekonduydu şimdi ne oldu da buralara geldik? Bunun doğrudan doğruya bizim sosyal yaşamımızla bizim ortalamamızla ilgili olduğunun bilincinde olmamız gerekiyor. Ve ben bilmeliyim ki Almanlara mimarlık yapmak için mimar olmadım.

İstanbul’un mimarisi bitti mi?

Önce şehirciği doğru oturtmak gerek daha sonra onun yanında ayrıntı olan mimarlık oturtulabilir. Burnunuz yüzünüze göre 2 katı olsa olur mu olmaz denge bozulur. Kent de böyle bir şey… Sizin canlı müziğiniz, kitaplığınız, baleniz olmadan ne yapabilirsiniz ki? 1 kültür merkezi vardı 8 yıl önce bitti. 1 tane üniversite kitaplığı var onu yıkmaya kalktılar. Farz edelim Osmanlı dönemini yaşatmaya çalışıyorlar. Tüm Osmanlı döneminde sadece 150 kitap var özgün..150…500 yılda. Yalnız 1923’den Mustafa Kemal’in ölüm yıl dönümüne kadar 500 kitap var… İstanbul’un okuma yazma yüzdesi 1907’de devlet sayımına göre %7, sadece 265 kadın okuma yazma biliyor. Kimin için ne yapıyorsunuz? Bunun söyleyince mimarlıktan konuşun diyorlar. Ben mimarlıktan konuşuyorum.

Peki, İstanbul’u kurtarmak mümkün mü?

Tabii çok kolay. Şuan bu binaları yapan insanları uzaklaştırın İstanbul’un %50’si kurtulur.

 Ya yapılanlar?

Bütün Kadıköy’ü yeniden yıkıp yapmıyor muyuz? Bir işlev değişikliği her zaman mümkün. Sinan’nın yapısını (Mimar Sinan) istediğiniz gibi kullanabilirsiniz. Çünkü; bir strüktürel yapısı mevcut. Hastane de yapabilirsiniz medrese de…

Cengiz BEKTAŞ

“Kuş Evleri” kitabınızda hayvanların insanlarla birlikte yaşama hakkından ve bu şekilde inşa edilen yapılardan bahsediyorsunuz. Günümüzde ise yapılar (cam önünde engeller vs.) adeta hayvanlar yaşayamasın diye tasarlanıyor gibi. Sizce toplum nasıl hayvanlarla birlikte ev inşa etme anlayışından bu hale gelebildi?

Troya’da taş ustaları, taşlara imza atıyorlar, işinin sahipleniyorlardı.Biz Ankara’da mimarlara teklif ettik. Her mimar işinin üzerine imzasını atsın diye kimse kabul etmedi…Yaptığı işten utanan mimar olur mu? Usta bir taş yaparken taşın bir ufak parçası kırılıyor, bu taş atılmıyor. O kırık parçalar kuş yuvaları olarak değerlendiriliyor. Tabii bunun daha derin bir anlamı var: Kendisinin doğada diğer varlıklarla dengede olduğunu düşünüyor ve daha da önemlisi empati yapabiliyor. Kendini o canlının yerine konabiliyor. Sadece kuş evleri de değil, Sivas’ta adam iki dükkanını vakfediyor: Kışın sıcak ülkelere göç eden kuşlara yem alınması için, bunu bana Fazıl Hüsnü Dağlarca anlatmıştı. Veyahut II.Bayezit İstanbul’da yaptırdığı Camii’nin vakfında belli bir payı kuşlara ayrılıyor. Bunlar büyük insanca anlamlar taşıyan şeyler. Kuş evini herkes sanıyor ki süs… Sadece bizde mi var diye bu konuyu özellikle araştırdım. Yurt dışında da var tabii fakat gübre üretmek için kullanılırken yani bir çıkar ilişkisi varken bizde yok…

Türkiye’de doğayı bu kadar koruyan bir siz kaldınız sanırım ?

Aman öyle demeyin sonra dinozor derler bana.(Gülüyor) Benim doğayla alakalı ödül almış bir şiirim var. Buradan yola çıkalım mesela 100 yıl önce, yağmur borusu sokağa verilmez evin sarnıcına akıtılırdı.  Benim Denizli’de otistik çocuklar için yaptığım yeni binada bütün çatı suları ortalarda avlularda toplanır ve bahçe onlarla sulanır. Yazık değil mi o suyu kullanmamak? Ama çok ünlü bir mimarımız Antalya’da bir evi yaparken anlamıyor bile, çatıdaki yağmur borusu ile 1.yağmurda ilk depoyu, 2. yağmurda ikinci depoyu dolduruyorlar, sonra kuyuya sarkıtıyorlar. Ünlü mimar, evi onarırken bu detayı yok ediyor… Ben o detayı istemesem bile ki niye istemiyim alır müzeye koyarım.

Cengiz Bektaş kimdir

1934 Denizli doğumlu Cengiz Bektaş, orta öğrenimini İstanbul Erkek Lisesi’nde, yükseköğrenimini DGSA Süsleme, Mimarlık Bölümleri ile Münih Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde yaptı. 1959 yılında yüksek eğitimini tamamladı.1960’ta Alman şehircilik kurslarına katıldı. Almanya’da serbest mimar olarak çalıştı. Orada girdiği iki yarışmada ödül aldı. ODTÜ’ye öğretim görevlisi olarak çağrılınca, Türkiye’ye döndü. 1962 – 63 öğretim yılında ODTÜ İnşaat İşleri Başkanlığı, Mimarlık işliğini bir yıl yönetti.

1963’te Ankara’da Oral Vural ile birlikte kendi mimarlık işliğini kurdu. 1963–69 yılları arasında yalnızca altı yıl süreyle mimarlık-şehircilik yarışmalarına girdi. 25’in üzerinde ödül kazandı. Cumhuriyet dönemi mimarlık tarihi örnekleri arasında sayılan yapılar gerçekleştirdi. 2 kez Ulusal Mimarlık Ödülü aldı. Akdeniz Üniversitesi (Antalya) Sosyal – Kültürel Özek yapısıyla 2001 yılında Uluslararası Aga Khan Ödülü’nü kazandı. Ankara’daki Türk Dil Kurumu yapısı, mimarlarca Cumhuriyet dönemini simgeleyen yirmi yapıdan biri sayıldı. 2014 yılında kendisine Uluslararası Mimar Sinan Ödülü verildi. Cengiz Bektaş’ın mimari eserleri dışında  şiirlerini derlediği kitapları  vardır.

Cengiz Bektaş 5

Cengiz BEKTAŞ 6

Işıl Çakmak, Merve Geven, Sevinç Ormancı, Cengiz Bektaş

What is on the rise at architectural projects in the years 2015 -2016

2015-2016 yılı mimari projelerinde neler yükselişte?1

Yeni yıla sayılı günlerin kaldığı şu günlerde son yıllarda yeni tasarımlarda öne çıkan detaylarda sadece mimaride değil yaşamımızın her alanında teknolojik gelişmeler dikkat çekiyor. Mimari ve iç mimari tasarımlarda; teknolojiyi takip eden detayların yanı sıra, doğadan faydalanılan doğal ışık enerjisi doğayla bütünleşmede tercih edilmektedir. Sanki teknolojinin yarattığı enerji kaybını doğayla bütünleştirerek dengelemek ister gibi… Tasarımda ise, telefon tasarımlarında da görüldüğü üzere mimaride de yatay – dikey ince kesit dizaynlar dikkat çekiyor. Mimariye yansıması ise minimal futuristik çizgilerin hakim olduğu detayların yanı sıra tasarımlarında konteyner, prefabrike, kubik, linear basit çizgilerin hakim olduğu çizgiler olarak karşımıza çıkıyor. Tasarımda en dikkat çeken özellik ise mobil hareketli bir yaşama doğru ilerliyor olmamız.2

Tasarımlarda daha çok pencere isteyenlere pencere duvarlar

Evinizde az pencere olduğu için şikayet mi ediyorsunuz? Yoksa daha şimdikinden daha fazla pencere mi istiyorsunuz? Son yıllarda mimaride genellikle dış cephede duvar yerine pencere (cam) kullanılmış. Bu tasarıma sahip olduğunuzda sabah güneşini derinden içinizde hissetmeniz mümkün. İyi bilinen ama son zamanlar da pek kullanılması tercih edilmeyen dış cephe kaplama modellerinden biri olan şerit perdeleme yönteminin, düzgün kullanıldığı zamanlarda ne denli olumlu sonuçlar verebildiğini görüyoruz son günlerde. Mimaride en büyük aksesuarınız doğa olduğu zaman mimari projenin etrafını çevreleyen doğa manzara sayesinde şehir gürültüsünden uzak, muhteşem günler geçirebilirsiniz. Gerek villaların gerek residential projelerin bodrom katlarında büyük bir spa, spor alaanı her zaman tercih sebebi.Mimaride dikdörtgen ve kare olacak diye bir kural yok, üçgenimsi tuğla evler de mümkünÇarpıcı ve güzellik harikası doğa olduğu zaman mimari projeler deniz ve yeşillik arasında kayboluyor. Kendinizi bu projelerde hayal ederken denizden gelen sesi ve ormandan gelen temiz orman kokusu sizi başka dünyalara götürebilir. Özellikle yaz aylarının başlaması ile işleriniz size daha sıkıcı ve boğucu geliyor olabilir. Evlerinizin bahçelerinde daha fazla dinlenmek isterseniz mimari tasarımınlarında doğanın gücünü tasarıma dahil etmek kaçınılmaz. Mimari tasarımda herşey dikdörtgen ve kare olacak diye bir kural yok. Üçgenimsi tuğla evlere de rastlamanız mümkün. Biraz alışılmadık bir yapıda ve görüntü de olan bu ev, el değmemiş bir doğanın yamacına kırmızı tuğla kullanılarak inşa edilebilir. Otantik ve sağlam görünüşünün gerçek nedeni ise, tuğlalarla olan birlikteğinde saklı.

Çağdaş sanat galerisi evlerin yanı sıra, oto aile evleri de unutmayalım.

Günümüzde artık bir lüks olmaktan çıkan arabalar, hayatımız da özel bir statüye sahip olmuş durumdalar. Artık bir heves değil bir zorunluluk olan bu taşıma ve zevk aletlerine, hayatımız da yer almaya başlıyor. Avustralya, Sidney’de bu muhteşem yaşam alanlarına sıkça raslamak mümkün. Yakın gelecekte Türkiye’de rastlamamız da bence olası.

Genç ailelerin tercihi sanat galerisi evler

Özellikle genç ailelerin tercihi olan sanat galerisi evler ise son yıllarda tercih ediliyor. Bir sanat koleksiyonu tadında çizilip projelendirilmiş muhteşem görsellikte evlerden oluşan projeler insanı sanata doğru daha çok yaklaştırıyor. Çizimiyle ve inşaasıyla gerçekten eşsiz nitelikteki bu yapılar herkesin içini çektirecek cinsten. Bu yüzden fazla cümleye gerek duymadan yaşamımıza şimdiden kabul etmek de fayda var diye düşünüyorum. Gelişmiş mimari ve son teknoloji güneş, rüzgar enerji sistemlerinin muazzam kombinasyonuyla ortaya çıkmış görsel bir şölen ile birlikte yaşam içinde kendine bir alan yaratmış. Prefabrike yapılar ile, bu yenilikçi güneş enerjisi, yapının inşası tam bir test yatağı olmuş.

3

Katlanan balkon, mimari için farklı bir ürün

İş yapma biçimimiz sebebiyle yakın zamana kadar bir masaya ve belli saatlere bağımlıydık. Ancak teknolojinin gelişmesiyle çalışanlar daha mobil hale gelirken “hareket temelli” tasarımlar tercih sebebi. Son yıllarda dikkat çeken tasarımlardan katlanan balkon, mimari için farklı bir ürün, yaklaşım diyebiliriz bu balkona. Hollanda merkezli bir şirket açılıp kapanabilen bir balkon yapmış. Konsept olarak oluşturulduktan 4 yıl sonra bu balkonu üretmeye karar vermiş. Belki de uygulanmaya başlamıştır bile…

Daha iyi bir yaşam için daha yeşil ve açık alanlar

Okullarda açık hava alanları ve yeşillikler ne kadar önemli? Okulunuzda sınıflar olmasaydı ne olurdu? Araştırmalara göre sınıf ortamı çocuğun akademik başarısı üzerinde büyük bir etkiye sahip. Peki doğanın gücü çoçuklar üzerinde nasıl etkiye sahip? Bir başka deyişle yaşamımızı iyileştiren biyofili mimariye ne demeli, temeli sevgi olan? Biyofili, yaşama ve yaşayan sistemlere karşı duyulan sevgi anlamına geliyor. İlk kez Erich Fromm tarafından kullanılmış olan terim, yaşamımızda var olan her elemente, canlıya, cansıza  sevgi duyarak yaşamımızı canlandırabiliriz. Rüzgar güneş enerjisi derken kendi enerjisini üreten evler de yakında yaşamımızda. Kendi enerjisini üreten aktif evler gelecekte hem enerji üretecek hem de bunu tasarruflu bir şekilde kullanabilecek. Dışarıdan herhangi bir enerji kaynağına ihtiyaç duymadan kendi enerjisini kendi üreten aktif binalar fena olmaz görünüyor. Mimarinin dışında son yıllarda iç mimaride de konfor tanımı yıllar içerisinde değişti. Yataktan kalkmadan odadaki tüm cihazları kumanda edebiliyor, banyoda ayna tasarımlı plazma televizyonlarla duşun keyfini sürebiliyoruz. Tasarım mimaride olduğu kadar iç mimaride de etkinliğini gösteriyor.

Tasarım ve tasarımcının markalaşma sürecinde etkisi büyük

Tasarım ve tasarımcının markalaşma üzerinde de çok büyük etkisi var. Tasarım olarak ikonlanmış birçok örnek proje saymak mümkün. Tiyatro sahnesi konseptiyle seyretme ve seyredilme kavramları tasarımın içine sokulmuş ve uygulanmıştı. Bugün moda değişmiş olsa da proje, kült olmuş bir tasarım oldu. Minimalizm teması, bembeyaz, zen konseptli atmosferleri hayatımıza soktu ve bu etkiyi bugün bile birçok projede görebiliyoruz. Tasarım ile otelin bulunduğu ülke, hedeflenen müşterinin profili, yaşı, yaşam tarzı gibi birçok değişken birebir alakalı. Bu nedenle de hedef kitlenin oteli tercih etmesinde tasarımın etkisi tartışılmaz.

4

İç mimari ve mimari 5 duyuya hitap etmeli

İç mimari düzenlemelerin mimariye kattığı konfor nasıl olmalı sorusuna cevap ise mimaride bir kütle ile çalışılıyor. Mimarın o kütleyi daha estetik ve işlevsel kılma çabası var. İç mimaride ise biz 5 duyunuza birden hitap etmek durumundayız. Mekan hem gözünüzü okşamalı hem de temas ettiğinizde rahat hissetmelisiniz. Sizi karşılayan ve birbirine karışan kokulara varana kadar evde yaşayanların misafirinin etkileşim içerisinde olduğu her noktayı tasarlamak iç mimarın işi. Hissedilen konfor ise bunların toplamıdır. İşin ilginç yanı da konforsuz bulduğumuz alanlarda da bizi neyin rahatsız ettiğini çoğu zaman anlayamıyoruz. Olması gerekenden bir kaç cm yüksek bir masa, görüntüsüyle şıktır ama asla rahat edemeyiz. Bu ve benzer birçok detay iç mimari düzenlemede konforu belirler yaşamını kolaylaştırmak açısından etkilidir. İç mimari düzenlemeleri 2 açıdan ele almak gerekiyor. Birincisi işlevlerinin en doğru şekilde planlanması, ikincisi ise kendisine olduğu kadar misafirine temas ettiğiniz noktaların daha estetik hale getirilmesi. Salt tasarım odaklı çalışınca işlevden feragat etmiş oluyorsunuz. Bu yüzden estetik ve işlevi iyi dengelemek gerekiyor. Ambiyans, seçtiğiniz renkler, ışık, dokununca hissettikleri çok önemli… İşin tasarım kısmı sizin müşteriye vermek istediğiniz duyguyla ilgili… Bu aşamada da yatırımcının hedeflerini biliyor olması gerekiyor.

KÜRESEL ISINMAYA KARŞI MiMARiDE MiSYON ÜSTLENEN GRUP GRAFT VE BRAD PİTT İLE ZEN ORTAKLIĞI…

Bugünkü yazım beni şu günlerde çok heyecanlandıran bir ortaklıkla ilgili… Bu ortaklık konusuna girmeden önce sizlerle paylaşmak istediğim bir hikayem var.. Bu önemli hikayenin ne olduğunu merak edenlere öze­tle “Mimariye duyduğum AŞK” diyebilirim.
Türkiye’de ve yurt dışında birçok projeye imza attım. Gerek Rusya’da banka projesi gerek Suudi Arabistan’da cami projesi yaptım. Bu pro­jeler arasında birçok mağaza, ev, otel ve ofis projeleri de vardı. Kişi­sel çalışmalarımın yanı sıra Nurol Uzel ve Emlak Bankası ile de bir­çok çalışmam oldu. Kendimi bir mimar olarak ifade etmem gerekse; “mimari projelerimi, yaşamlarımızdaki enerjiyi düşünerek tasarla­yan bir mimar” olarak ifade edebilirim; 1 ching, Feng Shui vs. Beni en çok heyecanlandıran 1996 yılında Los Angeles’ta sanatla mimariyi harmanlayan Frederick Fisher ile yapmış olduğum işbirliği antlaşması. Onunla bazı projelerde birlikte çalışmak bile beni heyecanlandırmaya yetmişti de artmıştı bile. Beni en çok heyecanlandı­ran sanatla mimariyi bir arada götüren bir mimar olmasıydı. İkinci nedeni ise hayranı olduğum komedi yıldızlarından Bette Midler’in evini yapmış olmasıydı. O benim için ayrıca mütevazılığı ile özel bir insandı. Halen beraber çalışmalar için görüştüğüm bu kişi takdir edersiniz ki benim yaşamımda çok özel bir yere sahip. Yapmış olduğu çalışmalar, sanatla bağlantısı adına ‘tablo gibi’ çalışmalardı. Çün­kü kendisi mimarliğının yanı sıra resim eğitimi de almıştı.

ss
Başlıksız-saa

Benim mimariye olan aşkım sadece Fredrick Fisher ile sınırlı kal­madı. Bu ortak girişimler beni başka özel mimarlarla bağlantıya yön­lendirdi. Hepsi beni ayrı ayrı etkiledi. Bu mimarlar sırasıyla; Alman­ya’dan güneş ışığıyla mimari çalışmalar yapan Collignon şirketinden Oliver Collignon, şu anda okullarda dersleri okutulan Trump Otel’in mimari ve Philip Johnson’dan Alain Ritchie ve ispanya’dan Lord Rotshield’in mimarı olan AB’den ödül alan Javier Barba (Doğaya olan saygısı beni çok etkiledi.) En son ise Malezya’daki ikiz kulelerin mimarı olan Cesar Pelli…. Bu mimarlarla birlikte VIP katkısıyla ile birlikte 2004 yılında gerçek­leştirdiğim Archisection kongresi de beni heyecanlandıran olaylardan biridir. Bu yazıyla VIP grubuna bana vermiş olduğu destek için tekrar teşekkür etmek isterim. Bu gruplarla yapmış olduğum işbirli­ği antlaşmam ancak yeni yeni gerçekleşmeye başladı. Önümüzdeki günlerde çok güzel projelerde bizleri görmeniz an meselesi. Şu gün­lerde beni heyecanlandıran işbirliği yapmış olduğum yeni antlaşma­ya gelelim. Daha çok yeni, ancak doğru insanların doğru yerde doğ­ru zamanda kesişmelerine en güzel örnek.. Bu söz GRAFT grubunun ortaklarına ait. Kim için söylenmiş? Tabii ki son yıllarda içindeki ta­sarımı keşfeden mimarinin duayenlerinden Frank Gehry’den mima­ri itim alan ünlü aktör BRAD PITI için. lstanbul’da mimari bu kadar fakirken mimari çalışmalar için antlaş­ma yaptığım bu grubun Türkiye’de projeler yapmak için bir araya gel­mesi bir tesadüf mü yoksa yüklendiği bir misyon olabilir mi? Özellik­le son yıllarda küresel ısınmayla mimarinin ve doğanın bu kadar önemli olduğu zaman dilimindeGraft Grubu ve Brad Pitt’in Palm Spring’deki doğayı yansıtan W Hotel bu çalışmalara en iyi örnek... 

aaa

Temennim önümüzdeki yıllarda inşaat şirketleri ile yaptığımız görüş­meler sonucu yapacağımız mimari çalışmalarla küresel ısınmaya bulacağımız çözümler ve dünya güzeli istanbul’un mimarideki yan­lışlarına çözüm bulup dünyanın en güzel şehri olduğunu bir daha dünyaya göstermek. 

s1 s2

PHILIP JOHNSON – ALAN RITCHIE ARCHITECTS

Sedeko Mimarlık ile Alan Ritchie ve Philip Johnson Pjar Grubu anlaşma imzaladı.

Hem mimari, hem iç mimari de ev, otel, mağaza, ofis gibi projeler gerçekleştiren Sedeko Mimarlık, uluslararası başarılı projelere imza atan ünlü mimari gruplarla işbirliği anlaşmaları imzalıyor. Sedeko Mimarlık’ın mimarinin yanı sıra, kentsel dönüşüm projelerinde de birlikte çalışmak için anlaşma yaptığı dünyaca ünlü grup Alan Ritchie ve Philip Johnson Pjar Grubu’nun Ernst Young’un yanı sıra birçok büyük ölçekli mimari projede imzası bulunuyor.

22241

Dünyanın her noktasında yer alan uluslararası mimari projelerde, büyük ölçekli kentsel projelerin de içinde bulunan PJAR Alan Ritchie Philip Johnson Grubu’nun son dönem projesi dikkat çekiyor. Dünya da yükselen trend olan Mevlevilik felsefesininde yer aldığı PJAR Alan Ritchie Philip Johnson Grubu’nun California Walnut Creek’de başlattığı sufizmin modern çizgilerle ifade edildiği projeyle Mevleviliğin amacı olan tüm kainatı kucaklama projesi oldukça önemli projeler arasında yer alıyor.


a
Sedeko Mimarlık hem mimari, hem iç mimari de ev, otel, mağaza, ofis gibi projeler gerçekleştiriyor. Profesyonel mimari iç mimari çalışmalarının yanı sıra uluslararası başarılı projelere imza atan ünlü mimari gruplarla işbirliği anlaşmaları imzalayan Sedeko Mimarlık, gökdelenlerden karma projelere, AVM’den müzeye birçok büyük ölçekli projelerin yer aldığı ortak işbirliği anlaşmaları bulunuyor.

Sedeko Mimarlık’ın anlaşması olan firmalar arasında AB’den yeşil mimari çalışmalarından ötürü ödül alan doğayla bütünleşmiş mekanlara imza atan AB’den ödül alan aristokrat Lord Rothshieldin mimarı ispanyol mimar Javier Barba; New York’daki Trump Otel’in post modern kurucularından Alan Ritchie&Philip Johnson, Hollywood mimarlarından Bette Middler’ın mimarı Los Angeles’de bir çok sanat müzenin mimari projelerini yapan AD dergisi tarafından birçok kez dünyadaki 100 mimardan biri seçilen sanatı mimari ile harmanlayan Frederick Fisher&Partners; Berlin Metrosu Mimarlarından Oliver Collignon; Brad Pitt ile mimari projeler yapan Graft Grubu yer alıyor.

Sedeko Mimarlık’ın mimarinin yanısıra, kentsel dönüşüm projelerinde de birlikte çalışmak için anlaşma yaptığı dünyaca ünlü grup Alan Ritchie ve Philip Johnson Pjar Grubu’nun Ernst Young’un yanı sıra birçok büyük ölçekli mimari projede imzası bulunuyor.

Dünyanın her noktasında yer alan uluslararası mimari projelerinde büyük ölçekli kentsel projelerin de içinde bulunan PJAR Alan Ritchie Philip Johnson Grubu’nun son dönem projesi dikkat çekiyor. Dünya da yükselen trend olan Mevlevilik felsefesininde yer aldığı PJAR Alan Ritchie Philip Johnson Grubu’nun California Walnut Creek’de başlattığı sufizmin modern çizgilerle ifade edildiği projeyle Mevleviliğin amacı olan tüm kainatı kucaklama projesi oldukça önemli projeler arasında yer alıyor. 13
California’daki mimarideki çevresel bütünlüğünün yanı sıra günümüzün mimari özellikleri gözönünde bulundurarak tasarlanması istenen proje, klasik anlayıştaki Mevlevihanelerden tek fark olarak modern ve minimal anlayışla hayat buluyor. Tasarımın en belirgin özelliği olan dairesel formlar ve içindeki fonksiyonel şemasının ana teması özellikle korunuyor.

Dünyanın bir çok önemli ülkesinde mimari ve kentsel projesi olan Alan Ritchie-Philip Johnson Pjar dünyanın önemli mega şehirlerindeki büyük projeleri ile dikkat çekiyor.

3_3ss

Sedeko Mimarlık Frederick Fisher Partners

Sedeko Mimarlık Frederick Fisher & Partners ile uluslararası alan olan işbirliğini Türkiye’de devam ettirecek. Uluslararası ilk işbirliği antlaşmasını Frederick Fisher & Partners ile yapmış olan Sedeko Mimarlık, bu birlikteliği artık Türkiye projelerine de taşıyor. Frederich Fisher and Partners Grubu, Architectural Digest tarafından dünyaca ünlü 100 mimardan biri seçilmiş olması ile tanınıyor.

 Uluslararası “ilk” işbirliği antlaşmasını Frederich Fisher and Partners Grubu ile yapmış olan Sedeko Mimarlık, bu ilki Türkiye’deki projelere taşıyor. Global anlamda oldukça bilinirliğe sahip olan grup, Architectural Digest tarafından da dünyaca ünlü 100 mimardan biri seçilmiştir.

Frederick Fisher ve ortağı Josaph Coriaty, sanata verdiği önemin yanı sıra sanat ve mimariyi harmalayışı ile biliniyor. Amerika’da ve tüm dünyada başarılı çalışmalara imza atmış olan olan bu iki isim, uluslararası arenada çok sayıda önemli ödülün sahibi olmayı da başarmış bulunuyor. Resim eğitimi almış olan Frederick Fisher ve ekibinin çalışmalarında bu özelliğin mimari yansımaları çok etkileyici bir tasarım olarak öne çıkıyor. Öyle ki grubun mimari projelerinin temasında tablo görüntüsü veren mimari tasarımlar oldukça yer tutuyor.

FREDERİCK FİSHER AND PARTNERS

Frederich Fisher and Partners Grubu’nun mimari çalışmaları arasında müzelerin yanı sıra son yıllarda minimal mimarinin doğayla içiçe geçmiş örnekleri bulunuyor ve doğayı koruyan özellikleri  ile  kendilerine hayran bırakıyorlar. Los Angeles’da yaşayan mimari grup, Hollywood starlarının yaşadıkları villaların yanı sıra Beverly Hills’deki birçok önemli projeye imza atmış bulunuyor. Ayrıca dünyanın birçok şehrinde de çok sayıda sanat merkezi ve müzenin mimari projeleri kendilerine ait. Frederick Fisher and Partners ile Sedeko Mimarlık’ın gelecekteki projelerde daha çok işbirliği yapmalarını sağlayacak olan bu adım, Sedeko ekibi tarafından heyecan verici olarak nitelendiriliyor.

_

Sevinç Ormancı: “Dünyanın en önemli grupları ile işbirliklerimiz var”

Şirketleri ve ortaklıkları hakkında açıklama yapan Sedeko Mimarlık Kurucusu & Yüksek Mimar Sevinç Ormancı: “Sedeko Mimarlık olarak ilk işbirliği antlaşmamızı Frederick Fisher yapmıştık. Bunun yanı sıra işbirliği antlaşması imzaladığımız diğer gruplara da kısaca değinirsek Berlin metrosu mimarlarından Oliver Colignonun; futuristik mimari çalışmaları ile dikkat çeken ve Brad Pitt’le de mimari projelerde birlikte çalışma kararı alan Graft Grubu’nu öncelikli olarak verebilirim. Bir diğer mimari grup ise AB’den yeşil mimari çalışmalarından dolayı ödül alan, doğayla  bütünleşmiş mekanlara imza atan aristokrat Lord Rothshieldin mimarı İspanyol Mimar Javier Barba-BC Studio ile New York’daki Trump Otel’in mimari grubu Pjar Alan Ritchie & Philip Johnson olarak sıralanmaktadır” diye konuştu.
“Sevinç Ormancı, yeni işbirlikleri kapsamında inşaat firmaları ile görüşmelerimiz devam ediyor”

Yukarıda ismi geçen, uluslararası başarılı projelere imza atmış ünlü mimari gruplarla işbirliği antlaşmaları imzalamış olan Sedeko Mimarlık’ın yapmış olduğu antlaşmaların içeriği gökdelenlerden AVM’ye, müzelerden büyük ölçekli projeler ve kentsel dönüşüm çalışmalarına kadar uzanıyor. Sevinç Ormancı, Türkiye’de gerçekleşmesi hedeflenen mega projeler ve kentsel dönüşüm projeleri için inşaat firmaları ile görüşmelerin devam ettiğine vurgu yapıyor.

Frederick fisher kopya


sse sss ssw

MİMARİ VE İÇMİMARİDE SEDEKO MİMARLIK..

Hem mimari, hem iç mimari de ev, otel, mağaza, ofis gibi projeler gerçekleştiren Sedeko Mimarlık, uluslararası başarılı projelere imza atan ünlü mimari gruplarla işbirliği anlaşmaları imzalıyor. New York’daki Trump Otel’in post modern kurucularından Alan Ritchie&Philip Johnson, Hollywood mimarlarından Bette Middler’ın mimarı Los Angeles’de bir çok sanat müzenin mimari projelerini yapan AD dergisi tarafından birçok kez dünyadaki 100 mimardan biri seçilen sanatı mimari ile harmanlayan Frederick Fisher&Partners; Brad Pittle mimari projeler yapan Graft Grubu anlaşma yaptığı firmalar arasında yer alıyor.

 Mimaride stil, renk malzeme ışık bağlantısının yanı sıra  yaşamınızda mekanlarınızda Feng Shui, I Ching, Zen felsefesinin uygulanması yarı değerli taşların mekanlarda kullanımı üzerine uzmanlık alanı bulunan Sedeko Mimarlık Sevinç Ormancı, son dönemde Mevlevihanelerin mimariye etkisi üzerine çalışıyor.
Sedeko Mimarlık hem mimari, hem iç mimari de ev, otel, mağaza, ofis gibi projeler gerçekleştiriyor. Profesyonel mimari iç mimari çalışmalarının yanı sıra uluslararası başarılı projelere imza atan ünlü mimari gruplarla işbirliği anlaşmaları imzalayan Sedeko Mimarlık, gökdelenlerden karma projelere, AVM’den müzeye birçok büyük ölçekli projelerin yer aldığı ortak işbirliği anlaşmaları bulunuyor.

Sedeko Mimarlık’ın anlaşması olan firmalar arasında AB’den yeşil mimari çalışmalarından ötürü ödül alan doğayla bütünleşmiş mekanlara imza atan AB’den ödül alan aristokrat Lord Rothshieldin mimarı ispanyol mimar Javier Barba; New York’daki Trump Otel’in post modern kurucularından Alan Ritchie&Philip Johnson, Hollywood mimarlarından Bette Middler’ın mimarı Los Angeles’de bir çok sanat müzenin mimari projelerini yapan AD dergisi tarafından birçok kez dünyadaki 100 mimardan biri seçilen sanatı mimari ile harmanlayan Frederick Fisher&Partners; Berlin Metrosu Mimarlarından Oliver Collignon; Brad Pittle mimari projeler yapan Graft Grubu yer alıyor.

2
Sevinç Ormancı
İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu olan Sevinç Ormancı, Yüksek Lisans eğitimini Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İç Mimarlık alanında tamamladı. Kültür Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Ormancı, GYİAD üyesidir.

İç mimaride ev, otel, mağaza, ofis gibi projeleri hayata geçiren Sevinç Ormancı, profesyonel olarak Nurol, Emlak Bankası, Uzel başta olmak üzere bir çok inşaat firmasında profesyonel çalışmalar yürüttü. Birçok dergi ve gazetede yazıları yayınlanan Ormancı, 2004 yılında Vip Kongresi ile organize ettiği ‘Archisection’ (Dünyaca ünlü mimarlar uluslar arası işbirliği ve panel için Türkiye de.) da anlaşma imzaladığı tüm mimari grupları biraraya getirdi. Uzmanlık alanları arasında mimaride stil, renk malzeme ışık bağlantısının yanı sıra  yaşamınızda mekanlarınızda Feng Shui, I Ching, Zen felsefesinin uygulanması yarı değerli taşların mekanlarda kullanımı yer alıyor.

Son yıllarda uzmanlık alanlar arasında mimaride stil neoklasik, art neau, art deco, gotik, futuristic, minimal, beidermeir, renk malzeme ışık bağlantısının yanı sıra doğa enerjisini mekanlara taşımak en öncelik verdiği konuların başında geliyor. Ayrıca tarihi eserler, İstanbul, çarpık kentleşme, geleneksel mimari, AB, sanat, doğaya destek mimari projeleri değer verdiği diğer konular olarak öne çıkıyor. Mevlevihanelerin mimariye etkisi ise en son üzerinde çalıştığı konu olarak karşımıza çıkıyor.

Sedeko Mimarlık1_2Sedeko Mimarlık3



Mevlevilik ve Mevlevihane..

basın_ 298-299-300-301-302-303- mevlevihane -6sf_Page_2 298-299-300-301-302-303- mevlevihane -6sf_Page_3 298-299-300-301-302-303- mevlevihane -6sf_Page_4 298-299-300-301-302-303- mevlevihane -6sf_Page_5