Afrika sıcağıyla, kumuyla, hayvanlarıyla olduğu kadar, motifleri, kumaşları ve takılarıyla da her zaman büyülü bir etkiye sahip. İşte bu yüzden, yaza girdiğimiz şu günlerde dekorasyonda Kara Kıta’nın sıcak etkisini göstermek istedik.

Hepimizin bildiği gibi, son yıllarda Afrika’ya safariye gitmek sosyete arasında da çok moda…  Ayrıca Afrika gidip görmediğimiz bir yer bile olsa, gerek kitaplardan, gerekse filmlerden bildiğimiz gibi balta girmemiş, ormanlarıyla her zaman gündemde. Güncelliği bu kadarla sınırlı kalmayan Afrika’nın dekorasyonda da çarpıcı bir tarz olarak etkilerini görüyoruz. Afrika’dan sıcak esintiler getiren bu tarz geleneksel haliyle uygulanabildiği gibi modernize de edilebilir.

Bu tarz, birçoğumuza çekici geldiği gibi birçoğumuza da itici gelebilir… İticilikten kurtarmak için modernize etmenizi tavsiye ederiz. Bu durumda daha şık görüntüler alımınız mümkün… Uç noktalardaki çizgileriyle oldukça etkileyici olmasının yanı sıra,  ürkütücü geleneksel şekliyle bu dekorasyon anlayışını seçen kişilerin azınlıkta olması ihtimali de oldukça yüksek. Cesareti isteyen bu tarzla ilgili en önemli gerçek yaz sıcağını oldukça kuvvetli hissettirmesi.

Yazı hissetmeye başladığımız şu günlerde özellikle yaza özlem duyan, sıcak günleri her mevsim hissetmek isteyen kişilerin tercihi olabilir. Maskları, kumaşları ile kendinizi Afrika’nın bir karnavalından hissetmeniz çok doğal. Bu masklardan bazıları ürkütücü de olsa insanı Afrika’nın o gizemli dünyasına çekiyor. Hem korkutuyor hem merak uyandırıyor. Mekanda kullanılan renkler tamamen doğadan seçilmiş: kahve, yeşil, bej, vs. Bu yüzden zaman geliyor bu tür mekanlarda kendinizi Afrika’nın balta girmemiş ormanlarında farz ediyorsunuz.

Mekanın içi sanki Afrika’nın belirli bölgelerinden kesitler. Afrika’nın vahşi doğasını bu kesitlerde rahatlıkla  görebilirsiniz. Uzun lafın kısası yaza girdiğimiz şu günlerde Afrika’nın sıcaklığını bu tip mekanlarda da rahatlıkla hissedebilirsiniz. 

Ondokuzuncu yüzyıl ikinci yarısından sonra toplu üretime geçildiği dönemlerden etkilenmelerin olduğu bu stilde, herşey ortada. Klasik stillerde mekanların tavanlarından ve alçı tavanla saklanılıp geçirilen elektrik, havalandırma, galvaniz boruları, bu mekanlarda gizleme gereği bile görülmüyor. Bu stilde el işçiliği yerine makine işçiliği kullanılıyor. Herşey yalın ve fonksiyona uygun.Bu yeni oluşmuş bir stil değil. Fakat geçmişten günümüze rahatlıkla kullanılan, klasikleşmiş, minimalist bir tarz.

Bu tarzın en önemli diğer bir özelliği,diğer klasik mekanlara göre çok daha ekonomik olması. Neden diye soracak olursanız tavanda kullanılan elektrik, havalandırma ve benzeri boruları gizlemek için herhangi ekstra malzeme kullanılmıyor.El işçiliği yerine, makine işçiliğinin kullanılması da ekonomik olmasının diğer bir nedeni. Bu mekanlarda kullanılan hareket sıcak, soğuk renklerle  oluşturuluyor. Renkler arasından sarı, kiremit kırmızı, saks mavisi gibi renkler seçiliyor. Bu tarz ofislerde mekanlar, duvarlarla değil. dolap ya da ahşap  cam delikli saç levha para anlarla bölünüyor.

Mekanlarda kullanılan çizgiler son derece yalın. Mobilyada güzelliğini hiç yitirmeyen Le Corbisuer ve benzeri tarzlar kullanılıyor. Tarzın özelliklerinden tavanda  gün ışığından doğal yararlanılan kubbe şeklindeki metal konstrüksiyon ve ışık havuzları mekana ayrıca bir derinlik veriyor. Bu tarz ofislerde tavanların yüksek oluşunun bir diğer sebebi galvanizli boruların alçı tavanla kaplanmaması. Ayrıca bu ofisleri daha ev sıcaklığına çevirmek de mümkün. Nasıl mı? Bazı bölümlerin ahşap kaplanması ile. Bu sizin tercihiniz. Bu tarz ofislerde zaman zaman kolonlarla da mekana bir hareket, sıcaklık getirmeniz mümkün.

Son günlerde bu tip  ofislerde tercih edilen, yerlerin bile beyaza boyanmış ahşap malzemelerle kaplanması. Fakat örnek mekanda da görüldüğü gibi doğal ahşap malzemeler de rahatlıkla kullanılıyor. Ofisi kolon, ahşap parkelerin  yanısıra, sıcak renklerle de endüstriyel çizgideki mekanlarda yarattığı  soğuk etkiden kurtarmak mümkün. Örnekler bizden, seçim sizden.

Doğanın güçlü, sıcak renklerini mekanlarınızda kucaklamaya hazırlanın. Çünkü bu ayki yazımızda, kış günlerinin devam ettiği şu soğuk günlerde, insanın içini ısıtacak canlı, cıvıl cıvıl renklerin hakim olduğu klasik mekanlardan bahsedeceğiz. Sanki ressamın fırçasından çıkmışcasına canlı renklerin hakim olduğu, sanatsal dokunuşların ağırlıklı olduğu klasik mekanlardan …
Bu kez günümüzün bilinçli klasik stillerinin kurallarını yıkmadan, ideal canlı mekanlara ulaşmayı hedefliyoruz. Klasik mekanları ağır renkler yerine, canlı renklerle farklı bir yorumla yeniden tanımlayacağız. görüldüğü gibi duvara asılı resimlerin klasik mobilyalarla en önemli ortak noktası, renk uyumu. Ayrıca belirtelim mekanların klasik olması ağır renklerde olması şartını getirmiyor. Geçmişte bile birçok stilin ana renkleri canlı, cıvıl cıvıl. Bu durumda coşkulu renklerle klasik bir mekanın atmosferini bile rahatlıkla canlandırabilirsiniz.

Bununun kolay yolu canlı renklerin hakim olduğu kumaşlar, aksesuarlar tv tabloları mekanınızda kullanmak. Klasik mekanlarınızda duvarlarınıza klasik
resimlerin yanı sıra modern resimler asabilirsiniz. Burada da en önemli nokta her zamanki gibi renk bütünlüğü. Mekana bu kadar çok renk girmesi sizi korkutmasın. Sanki ressamın paletindeki boyaların mekana serpiştirilmiş etkisi yaptığını düşünün. Şahsen bu kadar canlı rengi bir arada görmek bile heyecan verici. Sizin için konumuza örnek aldığımız bu evde de görüldüğü gibi, hemen hemen her yazımızda doğanın olağanüstü etkisinden yararlanıyoruz. Gerek bitki, gerek hayvan resimleri dışında, canlı renklerin hakim olduğu mekanları yazımıza konuk ediyoruz. Biraz da mekanın etkilendiği döneme kısaca değinelim.

Etkilenilen stil 15-16. Loui dönemleri. Özellikle 15-16. Loui koltuklar kolçaksız, rahat, dömi klasik koltuklarla tamamlanmış. Canlı renklere kontrast beyaz renk tavanlar her iki örnek evde de kullanılmış.Kasım ayı her ne kadar kış ayı olsa da, kışın bitimini, baharın yakın zamanda geleceğini müjdelediğini de unutmamak gerek …

ESKİ DEPO BİRAHANEYE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ. Tasarım dünyasında eski binaları dönüştürme projelerine bir yenisi daha eklendi. Eski bir depo, Napotz bira fabrikasına dönüştürüldü. Sanayi tarzı bir depoyu farklı malzeme ve mobilya ile birahaneye değiştirildi.

Stili, ahşap, tuğla, çelik, cam ve bakır gibi maddelerin kullanımı için ayarlanmıştır. İlk fikir, sokaktan tesislerinde işletme ve ayar görürdünüz çarpıcı bir cephe oluşturmak oldu. Iç ve dış arasındaki sıvı iletişimini sağlamak , pencerelerden dışarıya açık bir yoldan geçenler, farklı giren tipik bir bira Galicia Bask alım-satım yapan benzersiz bir geziye Napozt şehrindeki hale davet etmek.

Dekor, farklı yerel ortamlar yansıtırken , uzakta bira tipik kavram almak istedi. Biz halkın üç alanları ayırt edebilir. Tesislerinde girişinde bir kanepe alanı, yüksek tablolar, alçak masalar ve başka bir bar alanı bir alan. Birinci bölge, binaların girişinde yakın, iki büyük deri kanepeler ve ahşap masa ve müşteri davet metal sandalyeler keyifli ve konforlu bir zaman hakim olan var iki alan vardır. Ana cazibe gibi bira iş depolamak iki büyük bakır tanklar ahşap bar, tarafından işgal tesislerinde merkezi alanı.

Son olarak, ahşap dışkı ve metal, odanın arkasındaki bir toplama alanı ile yüksek ahşap masa bir alan. Cam ve çelikten yapılmış bazı büyük kapılar vurgulayarak banyo bulunduğu ev geri. Yerel genel aydınlatma farklı odalarda lambaları asılı teller oluşur. Bütün yer dikkatle müşterinin kalmak daha rahat yapmak küçük dokunuşları ile dekore edilmiştir.