Posts

PARIS BATIMAT 04-08 NOVEMBER 2017 ARCHITOUR

04-08 KASIM 2017 PARİS BATIMAT FUAR GEZİSİ

 AIR FRANCE HY İLE;

04 Kasım 2017                   İstanbul Atatürk HL-Paris            07:15     08:55

08 Kasım 2017                   Paris-İstanbul Atatürk HL            12:30     17:00

MIN 10 KİŞİ İÇİN FİYATLAR

Cervantes by Happyculture Hotel 3*

http://en.hotelcervantesparis.com/

Tek kişilik odada kişibaşı paket                1125 EUR

İki kişilik odada kişibaşı paket  885 EUR

Üç kişilik odada kişibaşı paket  855 EUR

MIN 20 KİŞİ İÇİN FİYATLAR

Cervantes by Happyculture Hotel 3*

http://en.hotelcervantesparis.com/

Tek kişilik odada kişibaşı paket                1010 EUR

İki kişilik odada kişibaşı paket  795 EUR

Üç kişilik odada kişibaşı paket    765 EUR

Fiyatlara dahil olan servislerimiz;

** Air France HY ile ekonomi sınıf gidiş-dönüş uçak bileti,

** Alan vergileri,

** Tercih edilen tesiste 4 gece konaklama,

** Otelde alınacak sabah kahvaltıları,

** Alan-otel-alan transferleri,

** Varış günü alınacak Türkçe rehberli yarımgünlük panaromik şehir tanıtım turu,

** 1 gün alınacak otel-fuar alanı-otel transferi,

** Seyahat sigortası.

Fiyatlara dahil olmayan servislerimiz;

** Otellerin yıldız ve mesafelerine göre uyguladıkları şehir vergisi,

** Vize ücreti ve hizmet bedeli 120 EUR kişibaşı

** Kişisel harcamalar,

** Öğle ve akşam yemekleri,

** Yurtdışı çıkış harcı,

** Ekstra turlar,

** Müze ve ören yeri girişleri,

** Fuar giriş bileti.

 

Otellerin Konumu ve ulaşım hakkında: Hotel Cervantes by Happyculture; 8. arrondissement’da yer alır, merkezidir.   Champs elysées gibi bir yöne gidebilecekleri “Ligne 2 Hattı” için metro istasyonu tam yanındadır, Champs Elysée ye ulaşım 5 dakikadır. Ulaşım Kartları: Ticket t Plus: Tek gidişlik normal bilettir. 1,90€’dur. Carnet: 10 luk bilettir. Fiyatı 15€. 10 sefer binebilirsiniz.

*Architour & Egzotik Tatil-Monotur ortak organizasyonudur.

Ödeme şekli ilk başvuru  ödeme %40 diğer kalan  ödeme detayları için  iletişim; architour@archisections.com ve 05322827208 irtibata geçebilirsiniz

Son başvuru tarih; 8 Mayıs 2017

 

 

MILANO LIVES WITH DESIGN

TASARIMLA YAŞAYAN MİLANO

Tasarımcı gözüyle Milano
Dr. Vehbi Tosun (Y.Mimar)

Bu sene 4-9 Nisan tarihleri arasında düzenlenen Milano Mobilya Fuarı (Salone del Mobile, Milano) nedeniyle bir kez daha 21 kişilik bir grupla Milano’ya gittik. Kültür Üniversitesi İç Mimarlık öğrencilerinin de katıldığı bu grupla 4 gün boyunca hem Milano Mobilya fuarını ve Milano’yu hemde Milano’nun hemen yakınında bulunan Como Gölü’nü sizler için gezdik.
Milano deyince akla gelen ilk kelime tasarım oluyor. Moda, mobilya, endüstri ürünleri tasarımı, otomotiv endüstrisi, mimarlık ve iç mimarlık tasarım boyutunda sizleri başka bir boyuta taşıyor. Kentin her köşesi tasarım ve sanatın farklı yönleri ile insanı büyülüyor.Tarihi kaynaklarda Keltik orijinli olduğu belirtilen Milano’nun adı Kelt dilinde Mid-lan’den (ovanın ortası) gelmektedir. M.Ö. 600 yıllarında kurulan Milano M.Ö. 222 yılında Romalıların eline geçmiş, M.S. 4. Yüzyılda 1.Theodosius zamanında kısa bir süre Batı Roma İmparatorluğunun başkenti olmuştur. Roma İmparatoru Büyük Konstantin, Milano’da Hrıstiyanlığı serbest bıraktığını ilan etmiştir.Rönesans döneminde kısa süre Visconti, 1450 tarihinden sonra ise Sforza ailesi tarafından yönetilen Milano’nun görkemli kalesi Sforza adıyla anılmaktadır.

Bir süre İspanyol ve Avusturya hakimiyetinde kalan Milano 1797 de Cisalpine, 1802 de İtalyan Cumhuriyetinin başkenti olmuştur. 1805 de Napolyon’un 1814-1859 yılları arasında Avusturya’nın hakimiyetine giren Milano 1860 da İtalyan Cumhuriyetinin bir parçası olmuştur. Lombardiya bölgesinin başkenti olan Milano kent merkezinin nüfusu 1.300.000 dür.
Milano’nun simgesi kent merkezindeki Milano kathedralidir (Duomo di Milano). Plazza del Duomo meydanının en hakim noktasında yer alan bu kathedralin yapımı altı yüzyıl sürmüştür. Duomo di Milano Avrupa’nın 4. büyük, İtalya’nın ise en büyük kathedralidir. Gotik tarzın en önemli yapılarından birisidir

Milano kathedralini gezerken aynı biletle mutlaka terasına çıkmayı ve ve hemen kathedralin yanında yer alan Palazzo Reale de Milano kompleksi (Milano hükümet sarayı) içindeki Grande Museo del Duomo di Milano’yu da görmek lazım.Milano kenti planı, merkezde tüm yolların birleştiği Duomo meydanı (Piazza del Duomo) olmak üzere, radyal bir formdadır. Tüm cadde ve sokaklar ya işınsal olarak bu meydanı merkez almış veya dairesel olarak bu meydanın etrafında şekillenmiştir (Resim 4).

Meydanda yer alan Galleria Vittoria Emanuele II (İlk İtalya Kralı) 1861 de tasarlanmış ve Giuseppe Mengoni tarafından yapılmıştır (1865-1877). İtalya’nın en önemli markalarının yeraldığı Milano’nun en ünlü alış-veriş merkezidir. Duomo meydanından girişindeki Zafer Kemeri, çelik strüktürü, renkli döşeme mozaikleri görülmeye değer.

Giuseppe Mengoni’nin, binanın açılışından bir gün önce kontrol etmek üzere çıktığı galerinin çatısından düşerek öldüğünü de bu arada hatırlatmak isterim.Duomo meydanı ortasında Vittoria Emanuele II’nin heykeli yer alır. Mussolini döneminde yapılan ve halen Musei del Novacento’ya ev sahipliği yapan Arengoario, Palazzo Carminati, Plazzo Settentrionali, Palazzo Reale de Milano ve Piazza Mercanti (tüccarlar meydanı) Duomo meydanı çevresinde görülmesi gereken diğer önemli yapılardır. Duomo meydanında yorgunluk kahvenizi meydana hakim Terrazza Aperol’da içmenizi tavsiye ederim.Galleria Vittoria Emanuele II ile Duomo meydanına bağlanan Piazza della Scala meydanı, ismini 1778 yılında açılan Milano Operasından (Teatro Alla Scala) alır. Dünyanın en önemli opera ve bale salonlarından birisi olan Teatro Alla Scala kendi kadrosu dışında hemen tüm ünlü solist ve grupları sahnesinde misafir etmiştir. Tiyatro salonu fuayesinde yer alan müzesi ayrıca görülmeye değer. Müzeyi gezerken prova çalışmalarını da seyredebilme imkanının olduğunu hatırlatmakta yarar var


Piazza della Scala meydanın ortasında Rönesansın en önemli isimlerinden birisi olan Leonardo Da Vinci’nin heykeli bulunur. Milano deyince Leanardo Da Vinci’den bahsetmeden geçmek olmaz. Milano’da 17 yıl yaşayan Leonardo Sforza ailesi içim mühendis, ressam, mimar ve heykeltraş olarak çeşitli hizmetlerde bulunmuş ayrıca Fransız hakimiyeti sırasında da 1508-1512 yılları arasında anatomi üzerine çalışmalarını sürdürmüştür. Sanatçının ünlü “Son Akşam Yemeği” tablosu Milano’da bulunan Santa Maria delle Grazie kilisesinde görülebilir.Naviglio adıyla bilinen Milano kanal sistemide, suyun akışı, svıların dengesi ve hidrolik kuralları çok iyi özümseyen Leonardo tarafından tasarlanmıştır. Loklar ile düzenlenen havuz sistemi yardımı ile Milano kanallarla denize bağlanıştır. Bugün Naviglio, restaurantları, cafeleri ve barlarıyla, Milano’nun en önemli eğlence merkezlerinden biridir


Naviglio kanallar bölgesinin hemen yakınlarında yer alan Tortona, Milano Mobilya Fuarının en önemli etkinliklerinin yapıldığı yerlerden birisidir. Bu yıl Tortona Design Week kapsamında 4-9 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen 200 etkinliğe 60 firma katılmıştır. Bölgede bulunan eski fabrika binaları dahil Tortona tam anlamıyla bir tasarım şölenine ev sahipliği yapmıştır.
Duoma meydanına yaklaşık 10 dakika yürüyüş mesafesinde bulunan Brera, Milano Mobilya Fuarı süresince tasarım etkinlik ve sergilerine ev sahipliği yapan diğer bir bölgedir. Tasarım bir oyun, oyun tasrımdır temasının işlendiği Brera’da özellikle Domus tarafından düzenlenen “White in the City” (Kentde Beyaz) sergileri Milano’nun önemli yapılarından Pinacoteca di Brera (Resim 9)

ve Palazzo Cusani’deydi (Resim 10).

Brera Caddesi ve çevresindeki sokaklar, cafe ve restauranları ile gelen misafirlere farklı tat ve lezzetleri de sunmayı ihmal etmiyor.Milano Mobilya Fuarının yapıldığı Fiera Milano

toplam 24 salonda, 200.00 m2 den daha büyük bir sergileme alanına sahip. Bu yıl 2000 en fazla firmanın ürünlerinin sergilendiği fuarda, Türkiye’yi 25 firma temsil ediyordu. Klasik, modern ve extra lüks bölümlerin yer aldığı Milano Mobilya fuarında ayrıca aydınlatmaya da ayrılmış 4 salon bulunmaktaydı. Milano Mobilya fuarı, alanında dünyada düzenlenen en büyük ve görkemli fuar olma özelliğini bu sene de korudu

Fuar sonrasında bir etkinlik için gittiğimiz Devon & Devon’dan da bahsetmem gerekiyor. Firmanın 2017 için tasarladığı concept ve ürünleri görmek güzel bir süpriz oldu

Devon & Devon’un hemen yanıbaşında yer alan Porto Garibaldi (Piazza 25 Aprile) meydanı, restaurant, cafe ve barları ile, güzel bir tarihi çevrede keyifli bir akşam yemeğine davetkar

Meydanın hemen yanıbaşında yer alan Piazza Gae Aulenti aışveriş merkezi ve Unicredit Tower ise Milano’nun modern çehresini gösteren güzel bir örnek (Resim 18).


Milano’ya gelmişken kent merkezine yaklaşık bir saat uzaklıkta ki Como gölüne uğramadan olmaz. Alp dağlarının eteklerinde yer alan ve bir buzul gölü olan Como, İtalya’nın 3. Büyük gölüdür. Karlı tepeleri, zengin bitki örtüsü, göl kıyısındaki villaları ve geçmişi günümüze taşıyan kasabaları ile Avrupa’nın en önemli turistik noktalarından birisidir. Como, gölün çevresindeki en büyük şehirdir. Gölün çevresindeki kasabalara Como şehrinden kalkan teknelerle ulaşılabilir. Como şehrinin katedrali, tarihi çarşısı ve funiküler ile çıkılan Brunate’den Como gölünün görünüşü seyahat programınızda olmalıdır. Como Gölü kıyısındaki en önemli 2 nokta Bellagio ve Varenna’dır. Bellagio

mimarisi, teras bahçeleri, sokaklarının kaplaması, dik yokuşlarının etrafında yer alan dükkan ve cafeleri ile görülmeye değer.Como gölünde benim favorim ise küçük bir balıkçı kasabası olan Varenna’dır. Varenna iskelesinden kent merkezine Aşıkların Yolu (Passegiate degli Innamorati) takip ederek ulaşılır. Bar il Molo’nun terasında oturup, Como gölünün ve Varenna’nın tadını çıkardığınızda Milano’ya tekrar gelmek için dilekte bulunacağınızdan eminim

THE WOMEN FROM ‘A TO ZAHA’ WHO HAS CHANGED THE ARCHITECTURE

 A’DAN ZAHA’YA MİMARİYİ DEĞİŞTİREN KADINLAR
8 Mart Kadınlar Gününe özel ödül alan kadın mimarları mercek altına aldık. Kadın hakları ve Kadın mimarlar ilginizi çekiyorsa yazımız sizin için!
New York Times’a bu yıl nisan ayında konuşan Mimar Yen Ha, mesleğe karşı rahatsız bir gerçeği ortaya koydu: Kadınlar hala stüdyoda, inşaat alanında ve her iki taraf arasındaki her yerde saygı için günlük bir savaşla karşı karşıya olup iş yerinde ayrımcılıkla karşı karşıyalar.“Kesinlikle engellerle karşı karşıyayız. Her geçen gün “dedi Ha. “Hâlâ beyazlığın erkek egemen olduğu bir alan ve işyerinde veya geliştiricilerle büyük bir toplantıda bir kadının görülmesi yaygın değil. Her gün, birisine, aslında bir mimar olduğumu hatırlatmam gerekiyor. Ve bazen sadece bir mimar değil, aynı zamanda kadın mimar. ”Bu duygular diğer birçok kadın ile röportaj mimarlar arasında paylaşıldı. Times sadece bir kaç gün meslekte kadınlar için nihai bayrak taşıyıcısı olan Zaha Hadid’in beklenmedik ölümünden sonra gelen,   kendisi bile , iş yerinde ayrımcılığa karşı yapılan kampanyalara rağmen, mimaride toplumsal cinsiyet eşitliğinin olmadığını söylemişti.

Tam 50 yıl aradan sonra, bu iki fotoğraf A + Ödülleri tarafından tanınan iki önemli kadını tasvir ediyor: Las Vegas’taki Denise Scott Brown (solda); Jeanne Gang, Yılın A + Ödülleri Firmasını seçti (sağda).Geçen aylarda yapılan Architizer’ın A + Ödülleri Gala’sında, sadece Zaha’nın olağanüstü mirasından değil, aynı zamanda kadın mimarlara yönelik zorlu bir geleceği de hatırlatıldı.. Chicago ve New York merkezli firma Studio Gang’ın kurucusu Jeanne Gang, Amerika Birleşik Devletleri ve ötesinde yeni işler üreten yetenekli yeni nesil tasarımcıların ön planda olduğu listede yılın Firması ödülünü aldı.

Amale Andraos

Genel Çiftlik , Amale Andraos firması work tarafından Long Island City’nin MoMA PS1’i gerekçesiyle 2008’de kuruldu; Müze kurulumu ” PS1’deki kullanımından sonra geri dönüşümlü, ucuz ve sürdürülebilir malzemelerden yapılmış canlı bir yapı ” olarak nitelendirildi; aracılığıyla görüntüleri MoMA PS1 ve Mimar aracılığıyla görüntüler
Amale Andraos
Son yirmi yılda Amale Andraos kendisini bir mimar, eğitimci ve kentsel kuramcı olarak tanımladı. Mimarlık, Planlama ve Koruma Columbia Üniversitesi Graduate School dekanı, Andraos ayrıca bir kurucu ortağı olan Andraos ve Wood a adanmış bir firma “,kentsel, kırsal ve doğanın kesiştiği mimarisi ile ” şehirler, çiftlikler ve doğa arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlamaya çalışıyor.

Alison Brooks

The Smile ,  Alison Brooks Architects tarafından 2016 Londra Tasarım Festivalinde Amerikan Sertağaç İhracat Konseyi (AHEC) ile birlikte geçici bir kurulum; Bu minimalist pavyonda, çapraz lamine ahşabın yapısal potansiyelini sergilediŞekle ve orana bir heykeltıraş yaklaşımıyla yaklaşan  Londra merkezli bir mimar olan Alison Brooks İngiltere’nin en orijinal mimarlarından biridir. 2013’te Yılın AJ Kadın Mimar Ödülü’nü aldı. Hakimler den biri Paul Monaghan, “heykel, mimari ve detay karışımının onu İngiliz mimarisinde böylesine güçlü bir güç haline getirdiğini” ifade etti.

Tatiana Bilbao

Tatiana Bilbao zarif, geometrik konut tasarımı ile bilinmektedir, Mexico City merkezli mimarın kalıcı mimari için yaratıcı tasarımları için sürdürülebilir, uygun fiyatlı konut çözümleri denebilir. Bilbao, 2015 yılında Architizer ile yaptığı röportajda 8000 dolara kadar bir araya getirilebilen son derece özelleştirilebilir modüler ev dizisi oluşturma planını görüştü. Bilbao, ” Bizim fikrimiz, bu ev için pek çok olasılığın olduğunu, hacim ekleyebileceğini ve evi büyümeye, değiştirmeye ve genişletmeye devam edebildiğini göstermekti” dedi.

Lina Bo Bardi

Lina Bo Bardi (1914 – 1992), materyallerin etkili bir şekilde kullanılması ve tasarımın toplumsal olanaklarının ömür boyu keşfedilmesi ile tanınan, İtalyan doğumlu, Brezilyalı bir mimardı. Kendine has bir duyarlılığı, 1982 yılındaki SESC Pompeia’daki ifade tarzı tam pencereler yerine havai yollar ve asimetrik porselenler içeren dönüştürülmüş bir fabrikada bulundu. Bu kış Sao Paulo’ya bir gezi planlamak için yeterli sebebi olanlar için  bu fabrika dan bu güne kadar hoşlanmayan yok.

Denise Scott Brown

Venturi, Scott Brown ve Associates firmasının kurucusu, yenilikçi mimarı  Robert Venturi’nin çığır açan teorisyeni ve eşi – Denise Scott Brown, gerçek bir Amerikan simgesi. 2015’te Scott Brown ve kocası, Architizer’ın A + Yaşam Boyu Başarı Ödülünün ikili alıcılarıydı Bu çiftin seçim nedeni, “Postmodernizm” olarak bildiğimizden, diğer yaratıcı ekiplerden çok daha fazla şey yaptığı için Scott Brown, Architizer’dan  aldığı ödülle birlikte verilen bir röportajda “hiçbir kusursuz fikir anlayışı yok” dedi  “İşbirliği mimarinin gerçeğidir.”

Beatriz Colomina

Gizlilik ve Tanıtım ,Beatriz Colomina’nın en tanınmış kritik eserlerinden biri ve Cinsellik ve Mekan , Colomina tarafından düzenlenen mimarlık yazılarının antolojisi; aracılığıyla görüntüleri
Beatriz Colomina dünyanın önde gelen mimarlık tarihçileri arasında yer alan Colomina’nın araştırması, mimarlık ve medya arasındaki ilişkiye odaklanıyor. Mimariyi diğer disiplinlerle ilişkilendirmeye olan ilgisi, Princeton Üniversitesi Mimarlık Okulu için dönüştürücü nitelikte ve okulun “Medya ve Modernite” lisansüstü programını kurdu. “Modern mimarlık” bir zamanlar “yalnızca medyayla olan ilgisiyle modernleşir” yazdı. Yaptığı iş, mimarinin modernite ile ilgili geniş kapsamlı sorularla ilgilenmek isteyen herkes için okunması zorunlu bıraktı.

Sharon Davis 

Mimarlık, finans alanında uzun yıllar çalıştıktan sonra vites değiştiren Sharon Davis için ikinci bir kariyer.  Davis, kendisi için bir isim vermeye vakit harcamıyordu. İlk büyük projesi olan Ruanda’da çokça alkışlanan Kadın Fırsat Merkezi idi. Architizer muhabiri Emily Nonko’nun açıkladığı gibi  bu proje ” Ruanda kadınları için güvenli bir toplanma yerinin olmamasından daha fazlasını ele almak zorundaydı – ayrıca ekonomik fırsat ve sağlam bir sosyal altyapı oluşturmak zorunda kaldı”
Davis’in geliştirdiği program şık ve fonksiyonel: bir çiftçinin pazarı, bahçeleri, konuk konutları ve topluluk alanını içeren bir kampüste hepsi dairesel bir şekilde düzenlendi. Elbette, Davis tarafından web sitesinde özetlenen, şirketin “toplulukların geleceğini değiştiren olağandışı binalar tasarlama” amacını savunan dönüşümsel vizyonunu sürdürüyor.

Odile Decq


Odile Decq, hayal gücüyle tasarlayan, konuşan bir mimar. Paris’teki ünlü Opera Garnier’deki “Phantom Restaurant”, çarpışan zamansallık larla ilgili bir çalışma olup, opera binası nın tonozlu güzel sanatlar tavanına meydan okuyan kırmızı ve beyaz biyomorfik formlarla tasarlanmış. Bununla birlikte, iyi bir opera fanının bildiği gibi, çatışma uyumlu hale getirilebilir. “Phantom Restaurant” da, eski ve yeni stiller, her birinin dramını artıran bir çeşit dansa katılırlar. Gerçekten de, cesurluk Decq’ın tüm çalışma organının köşe taşıdır ve zerafetin sınırlama tarafından tanımlandığı fikrine keskin bir tavır takınır.

Liz Diller 

Ünlü firma DILLER SCOFIDIO + RENFRO’nun kurucu ortağı Liz Diller, 70’lerin sonlarından beri sanatın ve tasarımın keskin çizgilerde kavramsal projeler ile Blur Binasını tasarladı. İsviçre EXPO 2002 sırasında bir medya pavyon olarak yaşama katıldı..

” İlk yıllarımda kendime kritik bir duruş ve mimarlık konusuna meydan okumak ve diğer kültürel disiplinlerle nasıl etkileşim kurabileceğini düşünmek için bir fırsat verdim” diye belirtti. “Hemen binalar yaparak başlayamadım.”

Jane Drew

Jane Drew (1911 – 1996), sadece yüzyılın ortalarında İngiltere’de önemli bir yer tutan tanınmış bir kadın mimar olmakla kalmayıp, Modernizm in açık sözlü savunucusu olarak dalgalanan İngiliz mimar oldu. Sosyal ve uluslararası çıkarları olan bir mimar olan Drew, olağanüstü kariyeri, yerli İngiltere’sinin yanı sıra Batı Afrika, Hindistan ve İran’da da büyük projelere imza attı. Onun ifadesinde, “mutfaklardan yukarıya doğru her şeyi” tasarladı ve her zaman formu ve işlevi birleştirmeye yönelik bir gözle.

Ray Eames

Ray Eames kocası Charles Eames (1907 – 1978) ile birlikte Ray Eames (1912 – 1988) Amerikalı nesiller için modernist havayı tanımladı. Ikonik kalıplı-kontrplak yanı sıra Eames şezlong, ikili oluşturmak için bilinen Eames House, tamamen endüstriyel inşaat amaçlı prefabrik çelik parçalar dışında Los Angeles. Çiftlerin evleri ve stüdyosu olarak on yıllarca hizmet verecek olan bina, verimlilik ve kalite hakkında uzun zamandır devam eden fikirleri gündeme getirerek tamamlandı.

Jeanne Gang

MacArthur üyesi ve Chicago’daki Studio Gang’ın kurucusu olan Gang, Amerika’nın en önde gelen mimarlarından biridir. 82 katlı gökdelen Aqua ,simgesel kuleleri ile tanınan bir metropol olan Windy City’de. Chicago’ya damgasını vuracak kadar başka bir mimar kadar vizyon sahibi olmasına rağmen, Gang’ın yaratıcılık felsefesi tevazu ve açık görüşlülüğü vurgular. “İyi fikirler her yerden geliyor,” dedi bir keresinde

Petra Gipp

İsveç soğuk bir yer, ülkenin edebiyatına ve mimarisine yansıyan bir gerçektir. Petra Gipp’in temiz çizgileri ve ham yüzeyler için yaptığı tercih, kesinlikle bu geleneğin bir parçası. Çalışmaları bize doğru, ne zaman yapıldığını, soğukluğun nasıl rahatlatıldığını gösteriyor.

Eileen Gray

Hem kişisel hayatında hem de kariyerinde öncü olan Eileen Gray (1878 – 1976), şimdiye kadar İrlanda’dan çıkacak en önemli tasarımcılardan biridir. Mobilya tasarımları ile tanınan Gray, aynı zamanda Fransa’nın güneyinde kendisi için tasarlanmış bir evde yıllarca yaşayan bir mimardı. “Oluşturmak için”  önce “önce her şeyi sorgulamalısın” dedi.

Momoyo Kaijima

Atelier Bow-Wow’un kurucu ortağı olan Momoyo Kaijima, bir tasarımcı olduğu kadarıyla bir teorisyen olan bir avuç seçkin mimar arasındadır. Firmasının duyarlılığı hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen okuyucular, Amazon’un belirttiği gibi “mimarların unutmak isteyecekleri mimari” üzerine odaklanan Kaijima’nın yerli şehri için hazırladığı rehber Made in Tokyo’yı kontrol etmelidir.Bu ve diğer projelerde, Kaijima ve Atelier Bow-Wow’daki ekibinin geri kalan kısmı, alanların günlük yaşamın siperlerinde nasıl kullanıldığını anlamaya çalıştıklarını belirtmekten çekinmiyorlar. “Bilgi olmadan tutku kaçak bir attır.”

Marion Mahony Griffin

Marion Mahony Griffin (1871 – 1961), dünyadaki ilk lisanslı kadın mimarlardan biri. Mahkeme okulunun kurucu üyelerinden Mahony Griffin daha sonra evleneceği Frank Lloyd Wright ve Walter Burley Griffin ile birlikte çalıştı. Burley Griffin ile birlikte, Avustralya’nın başkenti Canberra şehrinin planını, prairie okul tasarım ilkelerine göre yaptı.

Jane Jacobs

Bir kütüphane kentsel planlamayla ilgili yalnızca bir kitap içeriyorsa, bu kitap muhtemelen Jane Jacobs’un 1961’de yayınlanan Büyük Amerikan Kentleri Ölümü ve Hayatı adlı klasiğiydi. Jacobs “kentsel yenilenme” eğilimine direndi ve kendiliğinden gelişmesine izin verilen mahallelerin işlevselliğini kutladı. “Kentler herkes için bir şeyler sağlama yeteneğine, yalnızca herkes tarafından yaratılmış oldukları için”  Bayan Jacobs 2006’da vefat etti .

Sharon Johnston

Sharon Johnston, mimari blogları okumak başlıca zevklerinden biri, kendisini fantastik, dünyevi evlerde yaşıyor hayal ediyor. Sharon Johnston ve firması Johnston Marklee ,mimarlıkla fantazi arasındaki bu ilişkinin farkındalar. California’daki Vault House gibi yapılar yaratıyorlar: eğlenceli, şık ve günümüzden çok geleceğe ait görünen binalar.

Maya Lin

Bir mimar, heykeltraş ve arazi sanatçısı olan Maya Lin’in kariyeri çeşitli alanlarda başarı ile damgalandı. Ancak en iyi ihtimalle öğrenci iken tasarladığı bir proje ile tanınıyor: Washington, DC’deki Vietnam Gaziler Anıtı Çatışmada kaybolan tüm Amerikan askerlerinin adlarını gösteren bir duvarla çevrili iki dönümlük bir arsa, bu anıt kabul edildi Ancak minimalizm nedeniyle tartışmalıydı.
Bugün, yaygın olarak bir başyapıt, ulus için derin ve kalıcı bir iz bırakan bir çatışmanın göze hoş görünmeyen, “Savaşa modern bir yaklaşımın tanımı,” ve “bireysel hayatların kaybolduğunun kabulü.” dedi

Neri Oxman

Bazı mimarlar şu an konuşmaya çalışıyor; Diğerleri gözlerini geleceğe sabit tutar. Neri Oxman bu ikinci tiptir. İsrail-Amerikalı bir mimar, tasarımcı ve akademisyen Oxman, biyoloji ve bilgisayar bilimlerinden, mimarlık alanındaki bulguları uygulamaktan duyduğu ilgiyle tanınmaktadır. Bu alan, önümüzdeki yıllarda köklü bir değişim gösterecektir. “Yakın gelecekte, binalarımızı ve evlerimizi 3B olarak basacağız” dedi bir keresinde.

Lilly Reich

Lilly Reich (1885 – 1947), Mies van der Rohe ile olan işbirliği yapmış en iyi bilinen bir Alman modernist tasarımcıydı. Birçok kişi zerafetin ve sofistike bir sembol kalmış bir mobilya parçası olan Barselona tasarımında tam ortak yaratıcı değil, sadece bir ortak çalışmacı olduğunu bilmiyor.

Kazuyo Sejima

Kazuyo Sejima SANAA basit geometrik elemanlar ile ttasarlayan bir mimar. New York’taki Yeni Müze için tasarımı için şema çok az olsa da – yığılmış küp serisi – ofset düzenlemeleri, Bowery’nin en çarpıcı binalarından biri olmasını sağlar.

Annabelle Selldorf

Annabelle Selldorf ile hepsi ayrıntıda . New Yorker için eski mimarlık eleştirmeni Paul Goldberger, stilini “… mükemmel oranlara sahip, nazik bir hassasiyet modernizmi” olarak nitelendirdi. Selldorf, pratikliğini şöyle anlatıyor: “Bir çeşit mantık arıyorum Uzaya hareket etmenize ve onu güzel ve rasyonel olarak algılamanıza olanak tanıyan. “

Norma Merrick Sklarek

Norma Merrick Sklarek (1926 – 2012), ilk büyük Afrikalı-Amerikalı kadın mimar, gerçek bir öncü oldu. Los Angeles Uluslararası Havaalanı’ndaki (LAX) Terminal Binası ve Pasifik Tasarım Merkezi de dahil olmak üzere en tanınmış projeleri, kendine has bir çizgi ve renk hissi ile  ortaya koyuyor. Sklarek, bir zamanlar mesleğe girerken karşılaştığı zorlukları şöyle anlatıyor: ” Okulların kotaları vardı ve kadınlara karşı bir kota ve  siyahlara karşı kota vardı. Mimaride, hiçbir rol modelim yoktu. Bugün gelen diğerleri için bir rol modeli olmaktan mutluluk duyuyorum. “

Allison Williams

Yıllar boyu devam eden kariyeri boyunca Allison Williams, San Francisco’daki Perkins + Will ve AECOM da dahil olmak üzere dünyanın önde gelen bazı şirketlerinde, şu anda Tasarım Direktörü olarak görev yapıp birçok büyük projede çalıştı .Pittsburgh’daki Afrikalı Amerikan Kültürü için August Wilson Merkezi de dahil olmak üzere en tanınmış binaları, sitenin potansiyelini en üst düzeye çıkarmak konusundaki kararlılığını göstermektedir. Örneğin, August Wilson Centre, sıkı bir sokak köşesinde yer almasına rağmen geniş, açık ve aydınlıktır.

Zaha Hadid

Zaha Hadid bu yılın başlarında beklenmeyen vefatı ile herkesi yasa boğsada o sonsuza kadar yaşıyacak ,dünyanın en iyi bilinen ve en çok sevilen mimarlarından biri olacağı kesin. Cesur çizgileri ve heykel efsanesi ile yaptığı eserler, herkesi mimarlık fanı haline getirecek kadar güçlü. Hadid’in benzersiz vizyonu, dijital ve görsel teknolojileri tüm potansiyellerine iterek, yalnızca dönüştürücü olarak tanımlanabilen binalar yaratmasını sağladı. “Mimarlık öğreteceğimi sanmıyorum,” dedi bir keresinde. “Sadece insanlara ilham verebilirim”

 

THE APARTMENT FOR THOSE WHO WANT TO BUY FROM UNITED STATES, FLORIDA

AMERIKA, FLORIDA DAN DAIRE ALMAK ISTEYENLER

TREVISO BAY TERRACE CONDOMINIUMS

Treviso Bay Terrace Condominiums
Location: 9004 Tamiami Trail East, Naples, FL, United States 34113

Condominium – United States – Florida
Prices starting from: $ 213,999
Treviso Bay Terrace CondominiumsAt the Terrace Condominiums in Naples, Florida, take your pick: The Antonia, Bellini and Celiana are all located within the community of Treviso Bay, and each overlooks a lake or a preserve. Treviso Bay — a world-class golf and country club – is surrounded by a natural preserve along with beautiful Italian fountains and walking/jogging paths.The Terrace Condominiums are the essence of a maintenance-free lifestyle, while the homes and amenities exude Mediterranean flair. And nearby is the best of Naples’ beaches, shopping, dining, boating and fishing.Property Type

Condominium
Golf Community
Residential Low- or Mid-rise
Investment Opportunity
Amenities
Homeowner’s associationSwimming poolLibraryGolf courseClubhouseSecurityBanquet roomsJacuzziTrailsFitness centerTennis courtGreen areasCommon areasBilliard room

About Naples

Part of Paradise Coast in southwest Florida, Naples is a charming resort city offering luxury, fresh local cuisine, great shopping, a thriving arts and culture scene, and more. A large majority of the Paradise Coast is dedicated to parks and nature preserves, with much of the area covered by the Everglades ecosystem and its many inhabitants, including hundreds of species of colorful birds, and fresh and saltwater fishCommunity Highlights

Surrounded by wondrous natural beauty, the Terrace Condominiums are also about manmade fun. Once inside the grand entryway, amenities for an active lifestyle abound, including a golf course, aerobics studio, clubhouse, community and fitness centers, tennis court, swimming pool and trail. Or, you can simply stroll throughout the community across bridges and walkways and enjoy the scenic splendor.Home Features

Homes range in size from 103 to 119 square meters, with numerous design touches for both beauty and practicality, such as concrete tile roof, designer coach lights, Colonial style wood casing, designer lighting in all bathrooms, professional plumbing system throughout home, programmable thermostats and energy-saving wall insulation. Also, two of Lennar’s most popular offerings are available: Nexia Home Intelligence and Lennar’s Everything’s Included®Nexia Home Intelligence features home automation with remote home management, providing control over home comfort, efficiency and security from anywhere. Lennar’s Everything’s Included® is an exclusive offering from the builder, containing thousands of dollars in extras simply included with each home, offering great value and the latest in luxury, technology and  efficiency.Among the items throughout the home: Energy Star® GE appliances, Mohawk plush wall-to-wall upgraded carpeting in all rooms, granite kitchen countertops, Schlage® satin nickel finish door hardware, Vinyl coated ventilated closet shelving and much more.

For those who want to buy apartmenth  from United States Florida Contact with us

WINTER COLOR IS ‘PINK’ IN DESIGN

 

pembne4

TASARIMDA KIŞ RENGİ ‘PEMBE’

Pembe renk her ne kadar doğduğumuz günden itibaren bayanlara yönelik bir renk olsa da,  bu yıl tasarım alanların da kadın, erkek, çocuk demeden tasarım alanlarında tercih edilen renklerin başında kış sezonuna damgasını vurdu!

Yaşamda olduğu gibi bazı renkler daha karamsar, bazı renkler daha eğlendiricidir. Bizde renk paletindeki renkler gibi yaşamımızda zaman zaman karamsarlaşıyoruz, ya da seviniyoruz. Bu yazımızda yaşama mekanımıza pembe gözlüklerle bakarak, karamsarlığımızdan sıyrılmak için sizler için birbirinden değişik ton ve malzemede tasarlanan pembe tonun hakim olduğu seçimler yaptık! Sizde bu mekan tasarımlarınızdaki püf noktalarını mekanlarınızda uyarlayarak mekanlarınızı şık olduğu kadar pozitif, eğlenceli hale getirebilirsiniz.

Mekanlarınızı unutulmaz kılmak, misafirlerinizi eğlendirmek için pembenin hakim olduğu mekanlar her daim dikkat çekici, her daim şıktır.

screenshot_2016-11-16-16-32-01-1

pembe10

pembe2

pembe-8

Bu yıl pembenin bomba gibi etkisini her yerde görsek de eğer evinizde her odanızı pembe yapmak istemiyorsanız. Bir evin iç tasarımı için öncelikle pembe tonların vazgeçilmezi olan odaların hangileri olduğuna karar verelim. Örneğin pembe renk özellikle yatak, oturma odalarında  rahatlıkla seçilir. Bir salonun bir duvarının, pembe ile boyatıldığını düşünün. Beyaz bir odada pembe seçilen koltuk bizce muhteşem olur.

screenshot_2016-06-26-18-36-34-1

Çok tartışmaya gerek yok yapanlar yapmış. Hadi bizde yapalım diyorsanız sizin için seçtiğimiz örneklere göz atın! İster evinizin dış cephesini pembeye boyatın ister iç tasarımında pembenin ağırlıklı tasarlandığı mekanlar yaratın. Dikkat etmeniz gereken detaylar. Koltuk ve duvarlarınızda renk seçerken pembeyi cesaretle seçin. Tüm alanınızda pembe seçmeye cesaretiniz yoksa araya beyaz rengi katarak mekanınıza aydınlık bir hava katabilirsiniz. Ya da mekanın tüm alanlarında pembe ile ton in ton olan pembe tonlarını rahatlıkla bir arada kullanabilirsiniz. Klasik mekanlar da rahatlıkla kullanıldığı gibi modern mekanlarda da tercih sebebidir.

En güzel pembe renklerden oluşan bir görsel galeri hazırlayıp paylaşıyoruz. Umarız sizde beğenirsiniz.

 

 

 

DESIGN TRENDS FALL/WINTER 2017

TASARIMDA SONBAHAR /KIŞ 2017 TRENDLERİ

2016-2017 yılının Sonbahar/Kış  trendine uymak için öncelikle modanın farkındalığını yaşayın! Dengenizi bulup, enerjinizi yukarı çekin ve enerjik, huzurlu mekanlar yaratın. Tarz olarak ister moda da olduğu gibi 60’lı 70’li 80’li dönemlere yani retro yıllarına dönelim. İster tercihimiz doğayı çağrıştıran çiçek desenlerin olduğu uzak doğuyu çağrıştıran yerler ya da ister klasik mekanlar olsun. Tercih sizin! 40’lı ve 50’lili yılları uygulayacaksanız, cilalı akua duvarlar, esmer mavi, limon sarı, yeşil tonları, gül kurusu pembe, devetüyü krem, kırmızı, turuncu, mücevher ve gri tonları, metalik, altın renkli, saten, kadife, dantel gibi kumaşlar seçerken abartıya kaçabilirsiniz. Perdelerde kadife şeffaf tüller, tüylü, kaplan desenli yastıklar vs., aksesuarlarda lambalarda, avize taşı hatta inci bile kullanabilirsiniz! En çağdaş mekan da geleneksel dekor yaratabilirsiniz! Abartıya kaçarken mobilyanın, aksesuarın, duvar kağıdının, perdenin renk detayında bile birbirlerine uyum sağlamasına özen gösterin. Bazen parlak, bazen canlı olmayan renkler daha çok tercih edilmesine karşın siyah ve beyazı da mekanlarınızda birlikte rahatlıkla kullanabilirsiniz. Önemli olan birebir her desenin renginin materyalini tamamlayacak kontrastı ve ‘ton sür ton’u bulabilmek.

tasarım 1

2016 yılının sonbaharına doğru stillerde yükselen trendin en can alıcı noktası renkler, siyah beyazın yanı sıra, parlak canlı kırmızılar, yeşiller, yine kontrast olan mavi tonları, gül kurusu, pembe, gri ve devetüyü rengin cömertçe kullanıldığı sofistike bir renk paleti göze çarpıyor. Doğadaki malzemelerin doğru kullanımı inanılmaz bir armoni yaratıyor. Özetlemek gerekirse yükselen trend yukarda bahsedilen stiller olmasına karşın hayal gücünüzü kullanarak bu sayılan özellikleri kullanarak hiçbir sınır tanımadan hoş eklektizmi olan sıcak ambianslar da yaratabilirsiniz. Uzun lafın kısası Sonbaharın yükselen trendi 30’lu 40’lı hatta 50’li yılların yanı sıra 60’lı 70’li 80’li yılları yansıtan hem retro hem klasizmi vurgulayan bir yaşam tarzını yansıtıyor.

coveted-Top-Interior-Designers-Jean-Louis-Deniot-

tasarım 2

Mimaride ise son yıllara damgasını vuran minimalizm ile birlikte son derece yenilikçi çizgilerin yanı sıra düz ve kesin çizgilere karşın, kıvrımlı ve yenilikçi formlarda dikkat çekiyor. Formlarını doğadan alan ve tek forma bağlı kalmayıp sanal olduğu kadar gerçek, çizgili ve çiçek desenin cömertçe kullanıldığı bir renk paleti kullanılıyor! En önemlisi yaşanılan, savaşlara, negatifliğin aksine pozitifliği, geçmişteki romantizmi arayan canlı yükselen bir trend hakim.

tasarım 3

SPECIALLY INDIAN SUMMER DESIGNS FOR THE SPACES..

PASTIRMA YAZINA ÖZEL TASARLANMIŞ MEKANLAR

Pastırma yazını yaşadığımız dönemin son günleri, güneşi hissettiğimiz şu günlerin sıcaklığını hissettiren ruhumuzu, bedenimizi dinlendireceğimiz, huzurlu, alanlarda haftasonlarınızda, rahatlamaya ne dersiniz. Peki rahatlamaya gideceğiniz bu mekanların hem mimari hem iç mimari nasıl olmalı diyorsanız yazımızı okumanızı öneririz.

  • Hafta sonları yapılan kaçamaklar bizi kendimize getirir,
  • Şehirden çok uzaklaşmadan gidebileceğimiz bu yerler  doğa, deniz ve sakin bir hafta sonu sözü verir,
  • Bazen de bu doğa için de var olan alanlarda bazen sevdiklerimizle bisiklete bineceğimiz bazen yalnız kitaplarımızla baş başa kalacağımız doğal dinlendirici huzur dolu alanlarda olmak isteriz.

Öncelikle iç mekan tasarım önerilerimizi, evinizde istediğiniz yenilenmeyi sağlayacak türden seçtik. Belki duvarlarınız rengini açmak istiyorsunuz, bir odanın daha parlak görünmesini ya da oturma odanızın daha sıcak bir ortam olmasını. Bu bazen iç alan tasarım, bazen de eviniz şirin bir kasaba eviyse dış ahşap ve pastel renge boyalı cephe önerileriyle istediğiniz etkiyi yaratabileceksiniz.

Küçük bir odanın her zaman küçük görünme eğilimi vardır ama geniş pencereler, açık ve pastel renge boyalı duvarlar ve makul seviyede ayna kullanımı, sadece camlardan doğal ışığın gelmesini sağlamaz aynı zamanda odayı olduğundan daha geniş gösterir. Tersi olarak koyu renkli duvarlar odanın daha küçük görünmesini sağlayacaktır. Her ne kadar doğru ayna ve ışık kullanımı yapsanız da koyu renkli duvarlar loş bir etki yaratacaktır.

Daha önce de bahsettiğimiz gibi aynalar odanızı olduğundan daha büyük gösterir. Yeterli ışık alamayan küçük odalarda aynalar ışığın artmasını sağlayacaktır. Aynı zamanda dekoratif aynalar tasarım olarak hoş görünecek mekanınızın genişlemesini sağlayacaktır.

Yeni ile eskiyi desenle dokuyu karıştırın özellikle evinizin küçük bahçesinin, avlusu varsa oralarda. Modern kanepenizin yanına aile yadigarı ya da etnik tasarım bir eşyanızı yerleştirmenizle eklektik bir ambians yaratmanız mümkün  İç mimarlar evinizin iç mekanını tasarlarken, stilinizden referans alırlar ve sizi yansıtmaya çalışırlar. Anneannenizden kalma bir masa bir hikaye anlatır. İçinde var olan ailenizde ki yaşanmışlıklar çevrenize yansısın istiyorsanız geçmişle bağlantı kurmalısınız. Bu durumda modern stil amacıyla bu masadan kurtulmanıza hiç gerek yok çünkü yeni ile eski birlikte çok iyi organize edilebilir.

İç mekan tasarımı hiçbir şey değil ama yaratıcılıktır. Büyük mağazalara gidip, pahalı ve gösterişli ürünler almak biraz kolaya kaçmaktır. Evinizde olan şeyleri bir daha gözden geçirin yaratıcılığınızı kullanın ve neler yapabileceğinize bir bakın!

Mutfak sıcak olmalıdır. Yemek hazırlarken, bazen de kısa atışmalar için yerken vaktimizin önemli bir bölümünü mutfakta geçiriyoruz. Tasarımsal raflar hem kullanışlıdır hem de şık bir görünüm verir, denemenizi öneririz.

Yaşam alanınıza bitki yerleştirin. Küçük, büyük her odanıza koyun. Bitkiler odanıza renk ve doku getirmek için harika araçlardır. Bitkilerin güzel duruşunun yanı sıra evin havasını temizler ve nem oranını dengeye getirir. Canlı renkler her odaya enerji verecektir! Basit bir renk paletinin odanızı nasıl canlandıracağı ispatlanmıştır. Kitaplığınız renksiz hali ile  monoton bir görüntüye sahip olabilir. Basit ve monoton bir alanı pahalı olmayan bir şekilde dönüştürmenin yolu, renklendirmektir. Buna başlamanın yolu da çok büyük olmayan kitaplığınızı boyamak olabilir.

Kilimler yaşam alanınıza sıcaklık ve doku katar. Parkeler güzeldir ve ulaşması kolaydır ama özellikle sonbahar-kış aylarında kilimli yerlerin verdiği konforu veremez. Kilimler odanıza eğlence ve fonksiyonellik katar. Çeşitli dokular ve kumaşlar kullanarak evinize, evinizin varsa bahçesinde, avlusunda, ailenizle doğa içinde yemek yiyeceğiniz masaya etrafındaki sandalyelere koyacağınız yastıklara katacağınız desen ve renk ile etnik bir hava katabilirsiniz. Mevsime göre renk ve kumaşlarda değişiklik yapabilirsiniz. Yazın son günleri olan pastırma yazını, sonbaharın başını yaşadığımız şu günlerde mekanlarda şömine zaman zaman akşamüstü serinliğinde tercih edildiği için iç tasarımda tercih edilir…

SPECIAL DESIGN FOR THE HOLIDAY GETAWAY SPACE

TATİLLERE ÖZEL KAÇAMAK MEKAN TASARIMLARI!

Bayram tatilinin geldiği şu günlerde ruhumuzu dinlendireceğimiz, huzurlu, alanlarda konumlanmış mekanlarınız var ve siz bu mekanlara kaçamak yapmayı planlıyorsunuz. Peki kaçamak yapacağınız bu mekanları bir sonraki tatilinize ruhunuzu yenileyecek mekanlar hazırlamak için hem mimari hem iç mimari nasıl olmalı nasıl tasarlamalıyım diyorsanız yazımızı okumanızı öneririz.

 
Bayram tatillerinde yapılan kaçamaklar bizi kendimize getirir. Şehirden çok uzaklaşmadan gidebileceğimiz bu yerler biz şehirlilere doğa, deniz ve sakin bir hafta sonu sözü verir. Bazen de bu doğa için de var olan alanlarda bazen sevdiklerimizle bisiklete bineceğimiz bazen yalnız kitaplarımızla baş başa kalacağımız doğal dinlendirici huzur dolu alanlarda olmak isteriz. Öncelikle iç mekan tasarım önerilerimizi, evinizde istediğiniz yenilenmeyi sağlayacak türden seçtik. Belki duvarlarınız rengini açmak istiyorsunuz, bir odanın daha parlak görünmesini ya da oturma odanızın daha sıcak bir ortam olmasını. Bu bazen iç alan tasarım, bazen de eviniz şirin bir kasaba eviyse dış ahşap ve pastel renge boyalı cephe önerileriyle istediğiniz etkiyi yaratabileceksiniz. Küçük bir odanın her zaman küçük görünme eğilimi vardır ama geniş pencereler, açık ve pastel renge boyalı duvarlar ve makul seviyede ayna kullanımı, sadece camlardan doğal ışığın gelmesini sağlamaz aynı zamanda odayı olduğundan daha geniş gösterir. Tersi olarak koyu renkli duvarlar odanın daha küçük görünmesini sağlayacaktır. Her ne kadar doğru ayna ve ışık kullanımı yapsanız da koyu renkli duvarlar loş bir etki yaratacaktır.Daha önce de bahsettiğimiz gibi aynalar odanızı olduğundan daha büyük gösterir. Yeterli ışık alamayan küçük odalarda aynalar ışığın artmasını sağlayacaktır. Aynı zamanda dekoratif aynalar tasarım olarak hoş görünecek mekanınızın genişlemesini sağlayacaktır.
Yeni ile eskiyi desenle dokuyu karıştırın özellikle evinizin küçük bahçesinin, avlusu varsa oralarda. Modern kanepenizin yanına aile yadigarı ya da etnik tasarım bir eşyanızı yerleştirmenizle eklektik bir ambians yaratmanız mümkün İç mimarlar evinizin iç mekanını tasarlarken, stilinizden referans alırlar ve sizi yansıtmaya çalışırlar. Anneannenizden kalma
bir masa bir hikaye anlatır. İçinde var olan ailenizde ki yaşanmışlıklar çevrenize yansısın istiyorsanız geçmişle bağlantı kurmalısınız. Bu durumda modern stil amacıyla bu masadan kurtulmanıza hiç gerek yok çünkü yeni ile eski birlikte çok iyi organize edilebilir. Sanat için de aynısı geçerlidir. Diyelim ki odaya Gauguin’nin bir tablosunu yerleştirmek istiyorsunuz ama birde Andy Warholunda bir tablosu var Bunları aynı mekana rahatlıkla koyabilirsiniz Eğer eviniz doğal stil bir mekansa, hasır sepetler, odanıza alternatif depolama yapmanızın ekonomik ve elegant bir yolu. Sepetler, kitaplarınızı, dergilerinizi, havlu, oyuncak ve bir çok eşyanızı koymanız için biçilmiş
aksesuarlardır…İç mekan tasarımı hiç bir şey değil ama yaratıcılıktır. Büyük mağazalara gidip, pahalı ve gösterişli ürünler almak biraz kolaya kaçmaktır. Evinizde olan şeyleri bir daha gözden geçirin yaratıcılığınızı kullanın ve neler yapabileceğinize bir bakın!
Mutfak sıcak olmalıdır. Yemek hazırlarken, bazen de kısa atışmalar için yerken vaktimizin önemli bir bölümünü mutfakta geçiriyoruz. Tasarımsal raflar hem kullanışlıdır hem de şık bir görünüm verir, denemenizi öneririz. Yaşam alanınıza bitki yerleştirin. Küçük, büyük her odanıza koyun. Bitkiler odanıza renk ve doku getirmek için harika araçlardır. Bitkilerin güzel
duruşunun yanı sıra evin havasını temizler ve nem oranını dengeye getirir. Canlı renkler her odaya enerji verecektir! Basit bir renk paletinin odanızı nasıl canlandıracağı ispatlanmıştır. Kitaplığınız renksiz hali ile monoton bir görüntüye sahip olabilir. Basit ve monoton bir alanı pahalı olmayan bir şekilde dönüştürmenin yolu, renklendirmektir. Buna başlamanın yolu da
çok büyük olmayan kitaplığınızı boyamak olabilir.Kilimler yaşam alanınıza sıcaklık ve doku katar. Parkeler güzeldir ve ulaşması kolaydır ama özellikle sonbahar-kış aylarında kilimli yerlerin verdiği konforu veremez. Kilimler odanıza eğlence ve fonksiyonellik katar. Çeşitli dokular ve kumaşlar kullanarak evinize, evinizin varsa bahçesinde, avlusunda, ailenizle doğa içinde yemek yiyeceğiniz masaya etrafındaki
sandalyelere koyacağınız yastıklara katacağınız desen ve renk ile etnik bir  hava katabilirsiniz. Mevsime göre renk ve kumaşlarda değişiklik yapabilirsiniz.Bayram tatili iş -yoğun ortamlarına girmeden önce hepimizin ruhuna iyi gelecekHerkese gönlünce nice mutlu bayramlar. Sevgiyle kalın…
 

TOURISM INDUSTRY WILL EXPLORE SOLAR ENERGY SOON

TURİZM SEKTÖRÜ GÜNEŞ ENERJİSİNİ YAKINDA KEŞFEDECEK

Resim_3

Turizm sektörünün başta güneş enerjisi olmak üzere yenilenebilir enerjilere yönelmesi, hem üzerinden para kazandığı doğaya karşı sorumluluğunu yerine getirmesi, hem de orta ve uzun vadede yatırımlarını daha kârlı ve sürdürülebilir kılması anlamına geliyor. Üstelik ‘yeşil otel/restoran’ sınıfına girerek sayısı hızla artan çevreye duyarlı hedef kitlenin kalbini kazanmak ve yatırım aşamasında pek çok hibe ve krediden yararlanmak mümkün. Bu konuda ilgililere rehberlik edeceğine inandığım deneyim ve bilgilerimi paylaşmak istedim.

2001 yılında çalışma hayatına ilk atıldığımda kariyerime turizm sektöründen başlayacağım aklımın ucundan bile geçmezdi. Kanada’da Finans okurken aklımda tek düşünce vardı; bankacı olmak. Kariyerimi buna göre planlamıştım. Ancak bazen siz bir plan yapıyorsunuz bir de bakmışsınız bambaşka bir yolda ilerliyorsunuz.

1999 yılında mezun olduktan sonra bir süre Generali Sigorta’nın Amerika’daki operasyonunda çalıştım. Sonra ailemle anlaştığımız gibi geri dönüş yaptım ve ilk işim askere gitmek oldu. Terhis olduktan sonraki ilk gün kendimi Ritz-Carlton otelinin açılışıyla görevlendirilmiş buldum. Açıkçası benim için de sürpriz oldu. Gerçi finans okumuş biri reel sektörün her alanında rahatlıkla iş yapabilir. Çünkü bana göre herhangi bir işin 3 önemli ayağından biri finanstır. Bir işyerinde finans, pazarlama veya operasyonun birinde aksama olsun, o iş uzun vadede sürdürülemez.

Çok detaylara inmeyeceğim ancak o dönemde Ritz-Carlton projesini yöneten profesyonelimiz işten ayrıldıktan sonra babam bana “bu işe senin bakmanı istiyorum” deyince kendimi bir anda turizm sektörünün içinde buldum. Başta itiraz ettim etmesine, çünkü tecrübesizdim ancak “merak etme sıkıştığın zaman bizler buradayız” telkininden sonra Ritz-Carlton Hotel Company ve finans kuruluşuyla görüşmelere başladım.

Temmuz 2001’de işi devraldım, Ekim 2001’de otelin açılışını gerçekleştirdik. Gerçekten şanssız bir dönemdi. 11 Eylül olaylarından 25 gün sonra otelin açılışını yapmıştık. 10 Eylül’de yapılan rezervasyonlara baktığımızda otelimiz %100 doluydu ve sırada bekleyen 50 müşterimiz daha vardı ve bu sayı açılışa doğru her geçen gün artıyordu. 11 Eylül olayları oldu, bütün rezervasyonlar büyük bir hızla iptal edilmeye başlandı. 6 Ekimde oteli %8 doluluk oranıyla açabildik. Biz oteli açtıktan 1 gün sonra ABD Afganistan’a girdi. Rezervasyon iptalleri devam etti.

Otelin yatırımının %50’sini ABD’nin finans kuruluşu OPIC ile karşılamıştık. Bir yandan kredi ödemeleri, bir yandan sürekli zararda olan otel işletmesi, gerçekten zor zamanlardı. Radikal önlemler almak durumunda kaldık ancak sonunda gemiyi yüzdürmeyi başardık ve bu krizli ortamı atlattıktan sonra işletme standartları, yatırım kalitesi ve lokasyonuyla Türkiye’nin önemli ve takip edilen otelleri arasında kısa sürede yerimizi aldık.

O dönemde bir yandan gelir tarafını toparlamaya çalışırken bir yandan da bütün maliyetlere detaylı indiğimizi hatırlıyorum. Gelir tarafında yapabileceklerimiz kısıtlıydı çünkü elimizde olmayan sebeplerden dolayı İstanbul’daki turizm sektörü büyük bir krizdeydi. Fark yaratabileceğimiz gider kalemleri arasında en dikkat çekici olanı ise enerji gideriydi.

İlk iş olarak enerji verimliliğini ele aldık. “Ne yaparsak enerji tüketimini azaltarak optimum seviyelere çekebilirdik?” Bu konuda yetkili elektrik mühendislerimizle o dönemki teknolojilerle birçok işe imza attığımızı hatırlıyorum.

Sene 2011. Bu krizli ortamdan ve tüm bu tecrübelerden tam 10 sene sonra. O dönemde perakende sektöründe çalışıyordum. Turizm sektöründeki 5 yılın ardından perakendeye geçmiştim. Esasında otellerdeki yiyecek ve içecek işine paralel bir iş yapıyordum. KFC ve Pizza Hut’ın CEO’suydum. 4-5 senelik yöneticilik tecrübemden sonra şirketler performans olarak tarihinin en iyi dönemini yaşarken benim de kalbimdeki sektöre girme vaktim gelmişti. KFC ve Pizza Hut’ta yaptığım son iş Yum International zinciri içerisindeki ilk LEED sertifikalı yeşil restoranı açmaktı. O zaman da LEED sertifikasını alabilmek için Bostancı’daki KFC restoranını enerji verimliliği, su verimliliği ve izolasyonu sağlayıp yenilenebilir enerji santrali inşa etmemiz gerekiyordu. Çok keyif aldığım bir işti. Yaptığımız hesaplamalara göre normalde yapacağımız yatırıma ek olarak %20 fazladan yatırım yaptık. Ancak elde ettiğimiz tasarruflarla bu %20’lik fazla yatırımı 3 sene içerisinde geri kazanıyorduk. 3 sene sonrasında da elde ettiğimiz tasarruf bizim cebimize kalıyordu. Birçok yatırımcının bundan haberi yoktu. O dönemde basın aracılığıyla birçok restoran yatırımcısına yeşil restoran yapmalarını teşvik eden röportajlar verdim.

O günden bugüne yavaş da olsa bu konuda bir aşama kaydedildi. Elbette gönül ister ki yeşil restoranlar ve oteller çok daha fazla yaygınlaşsın. Ancak yine de bilinç seviyesi biraz olsun arttı diyebilirim. Perakende sektöründen sonra güneş enerjisi sektörüne giriş yaptım. Öncelikle bir ARGE projesinden başladım. Ticarileşmesi için uğraştığımız, güneş enerjisinden kızgın buhar ve dolayısıyla elektrik üreten CSP Parabolik Oluk teknolojisini Hitit Solar şirketimizde geliştirdik. ABD Enerji Bakanlığı tarafından Denver şehrinde CSP kollektörümüzü kurduk ve Türk mühendisleri tarafından tasarlanan bu teknolojiyi sergiledik. Bu başarılardan sonra ARGE’den projelere geçmek istediğim için Hitit Solar’daki hisselerimi satıp bir başka girişimi başlattım. Eko Yenilenebilir Enerjiler A.Ş., kısaca EkoRE’yi hayata geçirerek ‘Güneş’, ‘Rüzgar’ ve ‘Biyogaz’ alanlarında proje geliştirme, EPC ve yatırım şirketi kurmuş oldum.

Güneş enerjisinde şirketimiz EkoRE ile birçok proje gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Bu projeleri gerçekleştirirken aklımda hep daha evvel faaliyet gösterdiğim sektörlerin yenilenebilir enerjiden ne kadar faydalanabileceği vardı. Özellikle turizm sektörünün faydalanabileceği birçok farklı uygulama söz konusu. Bu faydaları kısaca üç ana başlıkta toplayabiliriz:

ELEKTRİK: Global Horizantal Irradiance (GHI – Global Yatay Işıma) dediğimiz güneş ışımasından Photovoltaic (PV) teknolojisiyle elektronlar aracılığıyla elektrik üretilir. Elektrik üretmek için otellerin çatı alanlarına, varsa yanındaki arazinin ve/veya otoparkın üzerine PV panel yerleştirmek mümkün. PV teknolojisiyle elektrik üretip;
a. Masrafları azaltabilir veya sıfırlayabilirsiniz: Günümüzdeki enerji trendlerinde artık dağıtık sistemler (distributed generation) her geçen gün daha büyük önem kazanıyor. Yani bütün elektriğini şebekeden çekmek yerine birçok yerde trend ‘yerinde üretim, yerinde tüketim’e doğru kayıyor. Bu sebeple elektrik masraflarınızı azaltabilir ve hatta yeriniz varsa (çatı, arazi vb.) sıfırlayabilirsiniz. Yeteri kadar alan derken fikir vermek açısından 1MW’lık (1.000 kW) kurulu güç için yaklaşık 20 Dönüm (20.000 m²’lik) alana ihtiyacınız vardır. 1MW’lık kurulu güç, Türkiye’de 1.5 MWh üzerinde elektrik üretir, bir evin normal şartlarda yıllık ortalama ihtiyacı 2400kWh olduğu varsayılırsa (tabii bu evdeki elektrik tüketimine bağlı), bu üretim kapasitesi yaklaşık 600 evin elektrik tüketimini karşılayabilir diyebiliriz. Otellerin veya evlerin tüketim ihtiyaçları değişken olduğu için otellerle ilgili bir tüketim algoritması vermeyeceğim ancak bu tip bir üretimin orta ölçekli bir otelin ihtiyacını karşılayabileceğini söyleyebilirim. Özellikle yaz aylarında elektrik tüketiminin ve dolayısıyla elektrik fiyatlarının tavan yaptığı dönemlerde böyle bir tasarrufun önemini sektördeki herkes iyi bilir.

b. Gelir elde edilmesi: Tüketimin düşük olduğu kış aylarında, üretilen fazla enerjinin dağıtım şirketine satılması ile ek gelir elde edinilebilir. Lisanssız üretim kategorisi bunu sağlar. Otelinizin tüketimi için elektriği kullanırsınız, fazlasını da şebekeye satarak kW/h’ini 13.3$cent/kWh’ten satabilirsiniz. Bu oteller için oldukça iyi bir gelir kalemi olabilir. Özellikle kışın otelini kapatan veya çok düşük bir insan kaynağıyla açık tutan güney otellerimiz için bu gelir kalemi çok değerli olabilir.

Yatırım maliyetleri sürekli değişmekte. 1 MW’lık bir tesisin şu anki fiyat skalasında maliyeti 1.2 Milyon $ civarındadır. Ancak bu yaptığınız yatırımın geri dönüşü 13.3$ cent/kWh fiyatı baz alınarak güneş ışınım değerlerinin yüksek olduğu yerlerde 6-7 seneye kadar inebilir. 6-7 sene sonra elde edilen bütün gelirler cepte kalacaktır. Panel için verilen garantinin 25 sene olduğu varsayılırsa bu oteller için senelerce önemli bir gelir kalemi olabilir.

PV’de iki ana tip teknoloji var. Kristal teknolojisi ve İnce Film teknolojisi. Her ikisini de kullanmak mümkün. İnce Film teknolojisi nispeten daha yeni bir teknoloji olduğu için ve daha fazla yer kapladığı için (1 MW’lık kurulu kapasite için yaklaşık 30 dönümlük bir alana ihtiyaç var) genellikle kristal teknolojisi, hatta daha spesifik olmak gerekirse ‘Polycrystalline’ dediğimiz çoklu kristal teknolojisi kullanılır (verimi biraz daha düşük olduğu halde fiyat anlamında daha avantajlı olduğu için genelde monocrystalline PV panellerine göre tercih edilir). Ancak ısının yüksek olduğu yerlerde verim kaybının nispeten daha düşük olmasından dolayı ince film teknolojisi de tercih edilebilir. Hatta otelinizin tasarımıyla ilgili endişeleriniz varsa Flexible (Esnek) İnce Film teknolojisi dahi kullanabilirsiniz. Bu ürünler hafif, kırılmaya dayanıklı, özellikle çatılar için geliştirilmiş çözümlerdir. Gözünüzde canlandırmanız için işte size bazı örnekler:

Resim_1
Kosta Rika’da arazi üzerine polycrystalline panellerle yapılmış bir Güneş Enerji Santrali

Resim_2

Uruguay’da Polycrystalline panellerin çatıda bir uygulaması

turizm-sektoru-gunes-enerjisini-yakinda-kesfedecek
Arazi üzerinde monocrystalline PV panel uygulaması

Resim_4

Monocrystalline panellerin çatı uygulaması

Resim_5

Arazide ince film uygulaması

Resim_6

Çatıda ince film uygulaması

Resim_7

Otopark’ın üzerinde

Resim_8

Çadırın üzerinde esnek ince film uygulaması

Resim_9

Fransa’da araç

Resim_10

PV Beslemeli Tarımsal Sulama

ISI/BUHAR: Güneşin bir başka ışıma türü olan Direct Normal Irradiance (DNI – Direct Normal/Dikey Işıma) ile ısı ve buhar elde edilir. Bu tip üretime Concentrating Solar Power (CSP – Yoğunlaştırılmış Solar Enerji) deniyor. Farklı teknolojiler var. Otellerle alakalı olan Parabolik oluk teknolojisidir. Isı elde edip iki amaca hizmet edebilirsiniz:
a. Isıtma/Soğutma: Otellerin yanındaki araziye kuracağınız parabolik oluk teknolojisiyle elde edeceğiniz ısıyı absorption chiller (iklimlendirme sistemleri – soğutucu) aracılığıyla kullanabilirsiniz. Özellikle yazın ısının en fazla olduğu dönemlerde elde edilen ısının iklimlendirme sistemleriyle yapılacak soğutma oteller için önemli bir enerji tasarrufu anlamına geliyor. Bununla ilgili bütün dünyada yapılmış bazı çalışmalar var. Özellikle mikro CSP diye de adlandırılan bu sistemlerden ihtiyaç duyulan derecede ve basınçta ısı elde etmek mümkündür.

b. Hibrit Kullanım: Örneğin eğer doğalgaz yakan bir sisteminiz varsa mikro CSP sistemini otelinizin yanına kurup ısı veya buhar elde etmek için hâlihazırdaki sistemlerinizle hibritleyebilirsiniz. Başka bir deyişle mikro CSP kollektörüyle elde etmek istediğiniz ısı/buharın hacmini ve verimliliğini artırabilirsiniz.

KARBON: Eğer gerçekten çevreyi önemsiyorsanız o zaman karbon salınımını nasıl azaltabileceğinize de kafa yoruyorsunuzdur. Doğaya sahip çıkmak ve gelecek nesillere daha temiz bir dünya bırakabilmek için otellerimizde mutlaka güneş enerji sistemleri kurmamız gerekir.
Eğer çevre o kadar umurunuzda değilse, bugünü ve sadece kendi maddi çıkarlarınızı düşünüyorsanız o zaman ekonomik sistemin artık çevreye zarar verenlerin cezalandırıldığı ve çevre konusunda duyarlı olanların da ödüllendirildiği modellere kaydığını söyleyebilirim.
Örneğin karbon salınımının azaltılması ve bundan kazanç sağlanması, karbon geliriyle mümkün. Karbon Borsası, Karbon Piyasası ve Karbon ticareti gelecekte sıkça rastlayacağımız kavramlar olacaktır. Yani sizin kuracağınız güneş enerji santralinin bir karbon salınımını azaltma değeri olacaktır. Bunu da farklı kanallardan satıp gelir elde edebilirsiniz. Örneğin Avrupa için EU ETS (European Emission Trading Scheme) veya her ülkenin kendine ait Karbon borsası var. Özellikle karbon gönüllü azaltım sertifikaları her yerden her yere satılıyor. Bu konuda araştırma yapıp konunun uzmanlarıyla konuşmanızı tavsiye ederim.
PR: Yenilenebilir enerjinin finansal getirilerine ek olarak PR anlamında da otelinize pozitif katkıda bulunacağı söylenebilir. Bu da uzun vade de size ek iş olarak yansıyabilir. Tur operatörlerine veya seyahat acentelerine sertifikalarınızın olduğunu, yeşil otel konseptine uyduğunuzu veya otelin yenilenebilir enerji kaynağıyla beslendiğini belirtebilirsiniz. Bu kurumlar da bu bilgiyi sizin potansiyel müşterilerinize yansıtabilir. Emin olun ki içinde bulunduğumuz şu dönemde her geçen gün daha fazla insan çevreye duyarlı duruma geliyor. Sırf bu sebepten sizin otelinizi tercih edecek farklı ülkelerden müşteriler olacaktır. Bu da size ek gelir olarak yansıyacaktır.
Son olarak Güneş Enerji Sistemlerinin finansmanı için elimizde birçok alternatif olduğunu hatırlatmak isterim. Buna göre;
a. Hibe: Tesis kurulumunda açılan programlara dahil olabilirseniz bölgenizdeki kalkınma ajansından hibe alabilirsiniz. Bunu da araştırmanızı tavsiye ederim. Duyuruları Kalkınma Bakanlığının web sitesinden (http://www.kalkinma.gov.tr/Pages/Tum-Kalkinma-Ajansi-Duyurulari.aspx) veya gelişmeleri bölgenizin kalkınma ajansının web sitesinden takip edebilirsiniz. Türkiye’de kurulmuş 26 kalkınma ajansının listesini aşağıda bulabilirsiniz:

1. İzmir Kalkınma Ajansı (İzmir)

2. Çukurova Kalkınma Ajansı (Adana, Mersin)

3. İstanbul Kalkınma Ajansı (İstanbul)

4. Mevlana Kalkınma Ajansı (Konya, Karaman)

5. Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (Amasya, Çorum, Samsun, Tokat)

6. Kuzeydoğu Kalkınma Ajansı (Erzurum, Erzincan, Bayburt)

7. Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (Muş, Hakkari, Bitlis, Van)

8. İpekyolu Kalkınma Ajansı (Adıyaman, Gaziantep, Kilis)

9. Karacadağ Kalkınma Ajansı (Diyarbakır, Şanlıurfa)

10. Dicle Kalkınma Ajansı (Batman, Mardin, Siirt, Şırnak)

11. Trakya Kalkınma Ajansı (Edirne, Kırklaraeli, Tekirdağ)

12. Güney Marmara Kalkınma Ajansı (Balıkesir, Çanakkale)

13. Güney Ege Kalkınma Ajansı (Aydın, Denizli, Muğla)

14. Zafer Kalkınma Ajansı (Afyonkarahisar, Kütahya, Manisa, Uşak)

15. Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA)

16. Doğu Marmara Kalkınma Ajansı (Kocaeli, Sakarya, Bolu, Düzce, Yalova)

17. Ankara Kalkınma Ajansı (Ankara)

18. Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (Antalya, Isparta, Burdur)

19. Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye)

20. Ahiler Kalkınma Ajansı (Aksaray, Kırıkkale, Kırşehir, Nevşehir, Niğde)

21. Orta Anadolu Kalkınma Ajansı (Kayseri, Sivas, Yozgat)

22. Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı (Bartın, Karabük, Zonguldak)

23. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (Kastamonu, Çankırı, Sinop)

24. Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (Artvin, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize, Trabzon)

25. Serhat Kalkınma Ajansı (Ağrı, Ardahan, Iğdır, Kars)

26. Fırat Kalkınma Ajansı (Bingöl, Elazığ, Tunceli, Malatya)

b. Banka Kredisi: İki tip banka kredisi bulabilirsiniz. Çevreye olan katkılarından ve bu konuda kendilerini finansal olarak da ispat ettiklerinden bankalar bu tip kredilere sıcak bakıyorlar. Hatta EBRD ve IFC gibi uluslararası kuruluşların fonları sayesinde Türk bankaları yenilenebilir enerji kredilerini farklı formatlarda çıkarabiliyorlar. Örnek vermek gerekirse TURSEFF kredilerine bakmanızı tavsiye ederim: http://www.turseff.org/. Güneş Enerjisi santralleri 3 ay gibi kısa bir sürede kuruldukları için inşaat dönemini finanse etmek diğer enerji projelerine göre nispeten daha kolay. Buna rağmen 1 yılı ödemesiz, 10 yıllık vadelerde kredi temin etmek mümkün. Banka kredilerini de herkesin bildiği gibi iki şekilde temin edebilirsiniz:

i. Proje Finansmanı: Projeye verilen bu kredilerle ilgili talep edilen teminatlar ve koşullar bankadan bankaya değişmektedir. Doğrusunu söylemek gerekirse, Türkiye’de bankalar genelde Türk işi proje finansmanı yapıyorlar. Yani tam olarak proje finansmanı verilen (sadece projeyi teminat olarak varsayan) projeler yok denecek kadar az. Genelde bankalar proje sahibinden ek teminatlar isteyebiliyorlar. Türkiye’deki bankalar genelde 5 ila 12 yıl arasında değişen vadelerde kredi kullandırabiliyorlar. Bankaların sizden talep ettikleri dokümanlar farklılık gösterebiliyor. Genel olarak:Yatırım maliyetlerinin detaylı kırılımı
Müşteri fizibilite çalışması
Santrale ilişkin Elektrik Üretim Lisansı (lisanssız projelerde çağrı mektubu), TEİAŞ Bağlantı Görüşü (lisanssız projelerde TEDAŞ onayı), ÇED Olumlu/Gerekli Değildir Kararı (lisanssız projelerde tarım dışı yazısı), Proje Tanıtım Dosyası ve benzeri diğer lisans ve izinler
Yatırımcının faaliyetlerine ilişkin genel bilgiler ve mali veriler

ii. Bilanço Kredisi: Projenin sahibi şirketlere verilen kredilerdir. Bunu şirketler kendi kredi limitlerine göre temin edebilirler.

İşletme ve bakımı çok cüzi rakamlara yapılabilecek (özellikle panellerin temizliği işletmede önemli) bu tesislerin Türkiye’deki otellerde her geçen sene daha fazla kurulacağını söylemek hayalperestlik olmaz. Çünkü hem finansal açıdan avantajlı hem de çevresel faktörlerden dolayı sıfırdan inşa edilen otellerin yeşil otel konseptiyle yapılacağını, mevcut otellerin de Güneş Enerji Santralleriyle birlikte yeşil otel konseptine döneceklerini söyleyebiliriz.

Unutmayalım, enerji konusunda yapılması gereken; enerji verimliliği çalışmalarıyla enerji tüketimini minimuma çekmek ve hâlihazırdaki enerji üretimini de başta güneş enerjisi olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarıyla sağlamaktır.

IF THERE S A TREE BEHIND THE DESIGN, THE DETAILS CAN BE SOLVED EASILY!

TASARIMDA AĞAÇ VARSA GERİSİ TEFERRUATTIR!

Doğayla iç içe olmayı sevenler için tasarımda ağaç vazgeçilmezdir! Doğa severseniz ve mimarsanız tasarımınız için ağaç her daim ilk sıradadır. Tasarımınız da ağaç her yerdedir! Evin kendisi ağaç olabildiği gibi modern evlerin içinde, dışında, duvarında, avlusunda ya da bahçelerinde ağaç vazgeçilmezdir!  Ağaç ev isteyenler bahçelerindeki ağacın üstüne ya da ağaçların yanına, altına evlerini yaptırabilirler. Ağaç evlerin dallarına asacakları salıncakla doğanın keyfini çıkarabilirler!  Eğer sizde doğa severseniz ve ağaç ın olduğu tasarımlar ilginizi çekiyorsa yazımız sizin için, Sizler için seçtiğimiz ağaçların her yerde olduğu ev modellerini incelemeye ne dersiniz?

Ağaç evler, yaşamımıza nefes ve de barınak amaçlı olmalarının yanı sıra, tasarım olarak park, bahçe dizaynların da ve peyzaj mimarisinde önemli bir yere sahiptir.Kimi zaman ağaç evler arka bahçeleri süslerken, kimi zaman insanlara keyifli vakit geçirecek doğayla bütünleştiren mekanlar yaratırlar!Sizde evinizin veya yazlığınızın, bahçesinde bulunan bir ağacı eviniz içinde tasarlayarak, evinize taze bir hava katabilirsiniz.Yazı geçirirken yeşilliklerin ve ağaçların arasında hoş ve göz alıcı minik bir ağaç evde kitap okumak, temiz hava eşliğinde biraz dinlenip güzel hayallere dalmak, sevdiklerinizle beraber ağaç evde hoşça vakit geçirmek ruhunuzu gençleştirip size pozitif enerji verecektir.İster kendi bahçenizde, ister evinizin duvarına yaslanarak yerleştireceğiniz bir ağaç ın yanı sıra komşularınız la beraber, uygun bir ağaç üstüne yapacağınız ev için sizin için seçtiğimiz modellerine bakmaya ne dersiniz? Ağaç ın her alanında olduğu ev modellerinden birisi eğer doğa ve ağaç severseniz  mutlak sizin içindir.