KURALLARI YIKAN MEYHANE
KURALLARI YIKAN MEYHANE
İstanbul gecelerinin kalbi Beyoğlu’nda atmaya devam ediyor. İşte son dönemin gözde mekanlarından İstiklal Caddesi’ndeki Miğfer Karafaki. Kurallara uyulma kaygısı olmadan dekore edilmiş son derece sıcak bir mekan. Şarapla rakının beraber içildiği samimi meyhanenin dekorasyonunda bir tek gerçek rakı sürahileri eksik. Gece hayatında Ulus ve Etiler’de başlayan rüzgar son günlerde Beyoğlu’nda esmeye başladı. Akşam çıkmaya karar verdiğinizde Beyoğlu’na uğramayı sakın unutmayın ve burada gece hayatının canlanışına gözlerinizle bir kerede siz tanık olun. Evet tabii ki bu canlanışta en büyük pay, isim sahibi olan işletmecilerin Beyoğlu’nu tercih etmeye başlamaları. İşletmecilerin akıllarından geçen nedir bilinmez, belki eskiye olan özlem, belki de değişiklik yapmak arzusu. Neden her ne olursa olsun şimdilerdeki gerçek, eğlencenin kalbinin Beyoğlu’nda attığı. Biz de son dönemlerde ismini sık sık duyduğumuz İstiklal Caddesi üzerindeki Miğfer Karafaki’yi sayfalarımıza almaya karar verdik. Karafaki, önceleri Miğfer adında Bizans Dönemi’ni çağrıştıran bir barmış.
İzzet Çapa, barın işletmesini aldıktan sonra, klasik bir Rum Meyhanesi yerine şarabında içildiği daha komple bir meyhane olmasına karar verilmiştir. Ve ismindeki Miğfer’in yanına Karafaki eklenmiş. Bu yüzden dekorasyonda çok fazla değişiklik yapılmamış. Karafaki’nin rakı sürahisi anlamına gelmesi de mekanın konseptini bir hayli güçlendirmiş. Miğfer Karafaki, kaba ahşap dekorasyonuyla geçmişe, ve özellikle Bizans Dönemi’ne, olta atmış. Hem Rum Meyhanesi, hem de şarap evi özelliği olan mekanın, bu anlamda önemli bir boşluğu doldurduğu da muhakkak. Şarapla rakının birlikte içildiği mekan, Bizans Dönemi’ni çağrıştırdığı gibi Atatürk’ün duvara asılı resimleri ile de günümüzle bağlantı sağlıyor. Rustik çizgilerde dekore edilmiş, Rönesans Dönemi’ni çağrıştıran bir meyhane görüntüsünde. Rustik stili diyorum, çünkü Karafaki, bir mekan. Ahşap kaba işçiliği ile meyhaneye sıcak ve loş bir ambians katmış. Kapıdan içeri girdiğinizde, kendinizi bir fıçının içine girmiş gibi hissediyorsunuz.
Mekanın ana teması; insanı stresten ve sıkıntıdan uzaklaştırmak için adam akıllı sarhoş olmaya çağırmak. Rakı yetmezse şarap veriyorlar. Kapısı bile fıçının içine gömülerek bu düşünceyi savunuyor. İnsan, mimar bile olsa dekorasyondaki kuralları hiçe sayabilir felsefesi mevcut. Karafaki, dekorasyon olarak tipik bir Rum Meyhanesi olmasa da kurallarınızı bir kenara bırakıp rahatlayabileceğiniz, eski Türkçe müzikleri dinleyebileceğiniz bir mekan. Yani kısaca Karafaki, sadece meyhaneye gidenlerin değil, herkesin rahatlıkla gidebileceği sıcak, rustik ve kural tanımaz bir ambiansa sahip. Bu sebepten dekorasyondaki ince detaylar, burada çok da önemli değil. Belki de son günlerde yaşanan krizin oluşturduğu stresi atmanın en iyi yolu kuralsız bir meyhanede kafayı dağıtmaktır. Gelen kişiler seçkin olunca rahatsız edilme endişeniz ortadan kalkıyor. İlk içeriye girdiğimde bir noktanın beni rahatsız ettiğini söylemeden geçemeyeceğim. Bu kadar sıkıntılı insan için oldukça küçük bir mekan. Ancak merdivenlerden yukarıya çıkıldıkça meyhanenin farklı bölümlere açıldığını görünce o kadar küçük bir yer olmadığını anladım ve rahatladım. Hiç bir kurala bağlı kalmadan dekore edilmiş meyhane konsepti kullanıldığı için, mekanın klimalarının gizlenmesini tavsiye etmeden geçemeyeceğim. Yalnız bir de mekanda gerçek karakafiler, yani rakı sürahileri, görmeyi arzu ettiğimi de belirtmem gerekiyor. Uzun lafın kısası, Karafaki dekorasyondaki kurallara uyulma kaygısı olmadan dekore edilmiş, stresten ve sıkıntılardan kurtulmak için rahatlıkla gidebileceğiniz bir mekan.
Leave a Reply
Want to join the discussion?Feel free to contribute!