COLOR İSTANBUL
ISTANBULU RENKLENDİRİN. UIA MIMARLIK KONGRESİ İLE İSTANBUL’U renklendirenlerden 2005 UIA kongre başkanı SUHA OZKAN ile hoş bir sohbet gerçekleştirdik.
UIA 2005 MİMARLIK Kongresi Türkiye Mimarlar Odasının ev sahipliğinde dünyanın dört bir yanından ortalama 10,000 mimarı bir araya getirerek gerçekleşti. 1999 yılında Çin’in Pekin kentinde gerçekleşen UIA Kongresinin 2005 durağının dünya güzeli şehrimiz İstanbul’da olması biz mimarları çok mutlu etti. Bu sebepten bu ayki yazım da 3-7 Temmuz istanbul’da XXII Dünya Mimarlık Kongresinin 2005 başkanlığını yapan Suha Özkan’la gerçekleştirdiğim hoş ve keyifli sohbeti sizlerle paylaşmak istedim. Belki bu paylaşımla mimarlığa gösterilecek hassasiyetin artırılmasında benimde çorba da bir tuzum bulunur..
Özellikle öğrenmek istediğim, merak ettiğim mimarlık hassasiyetinizin özellikle bilinç altınızda neye dayanıyor olduğu?
-Onu bilemiyorum. Psikiyatrisin bulup çıkarması gerek Mimarlık eğitimine bilerek gitmedim. Ancak 1962 yılında ODTÜ’de 3 bölüm kazandım. Mimarlık mühendislik, şehircilik vs. araştırma sonucunda birdenbire mimarlığı sevdiğimi farkettim. Bunun sonucunda 3 bölümden mimarlığı seçtim. 1967’de üniversiteyi bitirdim… 1969-82’ye kadar olan zamanda uzun süre akademik kariyer yaptım. ODTÜ’de öğretim görevliliğim sırasında Üniversite konseyine seçildim. Ve dekan yardımcılığı yaptım. 1970 yıllarında ODTÜ Rektör yardımcısı Ağa Han mimarlık ödülleri yönetimine girdim. 23 yıldır yaptığım Ağa Han Mimarlık ödülleri ödül yönetimindeki görevimde eleştiri yerine pozitif perspektifden baktığımı güzellikleri bulmanın yanı sıra en önemli noktanın sevgi olduğunu fark ettim. Ayrıca Ağa Han mimarlık bana çok güzel olanaklar sağladı.. Görmediğim gitmediğim ülke kalmadı 2002 yılında Mimarlık odasından UIA Kongre başkanlığından teklif aldım. Bende kabul ettim. Hoşuma gitti. Kongre amacında hem Türkiye hem mimarlar hem de yüzyılı yakalamak vardı. Geçen yüzyılın başında politik çıkarlar yüzünden milyonlar birbirinden nefret etti birbirini öldürdü. Oysa 1968 yılında insanlığın sahip çıktığı çok güzel değerleri ret etmek aptallık olurdu. Çevreyi, doğayı, tarihi eserlere sahip çıkalım koruyalım. Mozaik gibi çalışsın her şey. Herşey de eşitlik olsun 20 Yüzyılın özlem duyulan değerlerini kongrenin içinde olsun İstanbul’a özgü bir kavram entelektüel bir kapalı çarşı yaratalım içinde. Pazar yeri, evrensel tüm renkler olsun… Bu fikri belediyeler de çok sempatik buldu. Kongrede 105 sergi, 46 ulusal sergi, dünyanın çeşitli yerlerinden 28 ünlü mimar Tado altın madalya alan bir mimar ve konuşmasında insanların mimarlığa olan açlığını göreceksiniz. Bu kongreyi birçok firma destekledi şansımız yaver gitti.
Siz, bu kongreden sonra İstanbul’da nasıl bir değişim bekliyorsunuz.?
-Çok şey hemen değişmeyecektir. Her amaç uzun yolculukta bir adımla başlar Nereye adım atacağınız önemlidir. Kongrenin böyle bir bilinç getireceğini bekliyoruz. İstanbul’un % 75’i mimarsız gerisi ise kötü inşaattan oluşmuştur. Bu kongreyle birlikte sorumluluğu mimarlardan bekliyoruz. Çirkinleşen İstanbul yalnız değil. Kahire, Bombay, vs. hatta onlara göre iyi durumdayız. İstanbul’un sorunu kötü niyetle değil ancak ekonomik imkansızlıklardan ötürü sahipsizliktir. Beyrut, Tunus Kahire’de olduğu gibi ..
Kongredeki “Türk mimari ofislere giremedi” spekülasyonları için yorumunuz nedir?
– Bu uluslar arası bir kongre bizim kontrolümüzde değildi. Kongre mimarları kapılarda polis gibiydi.
Türk mimarlarının yabancı mimarlara gerek yok düşüncesine karşın İnşaat firmalarının yabancı mimar seçimi hakkındaki düşünceleriniz neler?
– Türkiye’de Türk mimarlık büroları Kompleks binaları tasarlayacak noktaya gelmediği için büyük uluslaarası firmalarla beraber çalışıyor. Önemli olan doğru firmalarla beraber çalışmak. 1940-50 yıllarında Hindistan Le Corbusier ile çalıştı bu sebepten mimarlık düzeyi Hindistan’ın yüksek.
UIA için Türkiye’ye gelen mimarların objektifinden İstanbul’a ortak çözüm nedir?
– Bu kongrenin amacı İstanbul’a çözüm değildi. Kongrenin amacı kentleri genel olarak incelemek tartışmak sorunlara çözüm üretmekti. 100’lerce çözüm arasında İstanbul’a uygun olanını bulmak.
Bu kadar çok mimar tanımak nasıl bir duygu.?
-Buraya gelenler dostum olduğu ve aynı zamanda işimden dolayı onlarla beraber çalıştığım için çok güzel bir duygu. Herkesin onun kadar mimariye hassasiyet göstermesi ve çalışma yapması İstanbul kadar Türkiye’nin mimari kişiliğini kazanması ve korunması adına çok önemli olduğu için. Bu yazımın sonunda Süha Özkan beye mimariye gösterdiği hassasiyetten ve çalışmalardan dolayı ve bu hoş sohbet için tekrar teşekkür etmek istiyorum. Söylediği ve temenni ettiği gibi inşaatlarda mimarlara verilen sorumluluğun artması biz mimarların temennisi …
Leave a Reply
Want to join the discussion?Feel free to contribute!