Posts

GET AS GUESTS THE FLAMINGOS IN YOUR HOME!

FLAMİNGOLARI EVİNİZDE MİSAFİR EDİN!

Sıcak ülkelerin sıcak renkleri ile çarpıcı, zarif kuşları bu yıl modada söz sahibi! Her hareketleri sahip oldukları her detay yükselişte, takipçileri artışta! Sadece moda değil tasarımın her alanında da tercih ediliyorlar. Yazın sıcak günlerini tercih eden bu güzel ve zarif kuşları siz de bu yaz evinizde misafir edebilirsiniz! Çünkü sadece moda değil tasarım dünyasını da etkisi altına aldılar. Yarattıkları etkiler inanılmaz çarpıcı!

Yazın olduğu kadar kışlık mekanınıza çok uzun bacaklı, uzun boyunlu, kıvrık gagalı olan bu kuşları misafir ederek doğadan getirdikleri gücü, güzelliği mekanınıza yayarak canlandırmak elinizde! Eğer siz de Flamingo hayranı iseniz ve mekanınız da flamingoları misafir edecekseniz, öncelikle Flamingoları anlatan yazımızda onları çok iyi tanıyalım. Nasıl yaşarlar, nerede yaşarlar ve doğada hangi renklerle uyum içindedirler?

Flamingolar konik biçimli yuvalarını bataklık yerlerde yaparlar. Yuvaları çamurdandır. Flamingoların başlıca üç cinsi vardır. Bunlar, Afrika, Asya ve Güney Amerika’nın tropikal ve yarı tropikal bölgelerinde yaşarlar. Ayrıca Güney Avrupa’da yaşayan çeşitleri vardır. Bunlar kışın Afrika’ya göçerler. Bu arada flamingoların bir türü de Türkiye’de bulunur. Flamingolar koyu kırmızı yahut alev renginde olur, pembe veya beyaz tüylü olanları da vardır. Kanatları ve kanat uçları çoğu zaman siyah olur. Flamingo uçarken uzun boynunu öne, ayaklarını ise arkaya doğru uzatır. Özellikle yüksekten uçar, suda yüzer; dinlenirken tek ayak üzerinde durur. Sergiledikleri sahneler film karesi gibi seyretmeye doyamazsınız. Bu güzel kareleri desen olarak basılmış görebileceğiniz gerek duvar kağıtları gerek yastıklar gerek döşemelikler ve perdeleriniz de rahatlıkla kullanabilirsiniz. Yaratıcı tasarımlarla üretilen tek flamingodan, grup flamingo görsellerinin yanı sıra çift flamingo romantizminin olduğu duvar kağıdı, döşemelikler, perdelerinin olduğu mekanınıza flamingo boyutunda biblolara da yer verebilirsiniz.

Flamingolar büyük topluluklar halinde bir arada yaşarlar. Tropikal güneş altında pırıldayan tüyleriyle, yüzlerce flamingoyu bir arada da görmek için seyretmeye doyamayacağınız bu kareleri ölümsüzleştirmelisiniz ! Bu kuşlara, Portekizcede “alev” anlamına gelen “flama” dan ötürü bu isim verilmiştir. Burada flamingo sürüleri ile aranızda birkaç metrelik bir mesafe bulunur ve doğadan renklerle uyum içindedirler! Yavru flamingolar beyaz renkli tüylere sahipken, yetişkin flamingolar ise pembeden kiremit rengine uzanan bir yelpazeye sahiptirler. Doğayla uyum içinde olan flamingoları misafir etmeden önce bu detayları ve renk paletiyle uyum içinde olarak, flamingolarla birlikte evinizde mutlu olmanız için bilmenizde fayda var!

Flamingolarla ya da flamingo olmadan her anınızın mutlu olacağı bir yaz dileriz!

THE BEST RESTAURANT DESIGNS

EN İYİ RESTORAN TASARIMLARI

1)  VAKST RESTORAN

Restaurant Väkst,© Chris Tonnesen

PROJE KÜNYESİ

Mimar: Genbyg

Proje Alanı: Danimarka

Fotoğraflar: Chris Tonnesen

Danimarka’da yapılan  Väkst restoran tasarımı yapılırken birincik öncelik Nordik tasarım ile birleşecek bir yeşil alan tasarımları yapmak olarak belirlenmiştir. Bu tasarım anlayışından yola çıkarak iç mekanda ve dış mekanda yeşil alanlar yaratmak amaçlanmış, dış mekanda yaratılan yeşil alanlarda canlı, organik bir alan yaratmak hedeflenmiştir.

Restaurant Väkst,© Chris Tonnesen

Restaurant Väkst,© Chris Tonnesen

Restorantın kalbini büyük, iki katlı bir seradan oluşmaktadır. Restorant tasarımı yapılırken amaç kullanıcıyı daima yeşil, ferah bir alanın içinde hissettirmek olduğundan her iki kotta da oldukça fazla bitki kullanılmıştır.

Restaurant Väkst,Plan 1

Restorant, çevresel sürdürülebilirlik ilkeleri üzerine inşa edilmiştir.  İç mekan tasarımda geri dönüşümlü malzemeler kullanılarak, tasarımda ekonomik olarak tasarruf edilirken aynı zamanda yaratılmak istenen doğal, sade ambiansa da katkı sağlanmıştır.

2) TARTUFO TRATTORIA RESTORAN

Tartufo Trattoria,© Andrey Bezuglov

PROJE KÜNYESİ

Mimar: YOD Tasarım Ofisi

Proje Alanı: Ukrayna

Fotoğraflar: Andrey Bezuglov

Demokratik bir İtalyan restorantı tasarımı olan Tartufo Trattoria, Lviv Alışveriş Merkezi 3.katında yer almaktadır. Restorantın bir alışveriş merkezi içinde yer alması, mekanın tasarımı ister istemez olumsuz yönde etkilemiş, tasarım ofisi tarafından bu algı kırılmak için farklı ve yeni malzemeler kullanmaya özen gösterilmiştir. Mekan içinde kullanılan pirinç, beyaz mermer, meşe gibi malzemeler ile bükülmeler yaratılmış bu sayede şehrin hareketli dokusu mekan içinde kurgulanmıştır.

Tartufo Trattoria,© Andrey Bezuglov

Salonun ortasında bir açık mutfak bulunmaktadır. Böyle bir çözüm şefin yemekleri hazırlarken , kullanıcıların onu izlemesine olanak verir, bu sayede yemek yemek ve hazırlamak eylemleri eğlenceli bir hal almaktadır. Aynı zamanda kuruluşundan bu yana odun ateşinde pizzasıyla ünlü olduğunu için mekannın içinde yanan bir odun sobası bulunmaktadır.

Tartufo Trattoria,© Andrey Bezuglov

 

3)HAY HAY RESTORAN

Hay Hay Restaurant and Bar,© Hiroyuki Oki

PROJE KÜNYESİ

Mimar: Vo Trong Nghia Mimarlar

Proje Alanı: Vietnam

Fotoğraflar: Hiroyuki Oki

Restoran, Da Nang ve Hoi An old şehirleri arasında Da Nang uluslar arası havalanına 16 km mesafede bulunmaktadır. Restorant tasarımı yapılırken amaç modern fakat huzurlu bir tropikal tasarım yapmak olarak belirlenmiştir.

Hay Hay Restaurant and Bar,© Hiroyuki Oki

Restorant binanın sahip olduğu bambu strüktür devam edecek şekilde tasarlanmıştır. Kalabalık Gruplar, bambu kubbe altında birlikte bir aile yemek yemenin keyfini çıkarabilir ya da konik sütunlar yanında yer alan daha özel alanlarda yemek keyfini çıkarabilmektedir.Restoranda ayrıca gökyüzünün altında yemek yemek isteyenler için de açık bir alan sağlamaktadır.

Hay Hay Restaurant and Bar,© Hiroyuki Oki

Restorant tasarımında kullanılan bambular, proje mekanından elde edilmiştir. Bambulara mekan içindeki görselde görülen  bükülme hareketini vermek ve bu şekilde sabitleyebilmek 4 ay sürmüştür.

Hay Hay Restaurant and Bar,© Hiroyuki Oki

4)PLATFORM  MONSANT RESTORAN

PROJE KÜNYESİ

Mimar: Platform-a Tasarım Ofisi

Proje Alanı: Kuzey Kore

Platform Monsant,© Yoon Joonhawn

Platform Monsant  Restorant projesi, şehirden uzaklaşmak isteyen sessiz toplulukların yaşadığı, küçük bir yerleşim alanı olan Aeweol, Jeju’de bulunmaktadır. Ada hala volkanik toprak özelliklerini korumaktadır bu sebeple restorantın dış cephesinde yerel malzemeler kullanılarak, proje ve proje alanı arasında uyum sağlamak amaçlanmıştır.

Platform Monsant,© Yoon Joonhawn

Dış cephe tasarımında kullanılan ve geniş yer tutan cam malzemeye karşıt olarak volkanik taş da kullanılmıştır. Tasarımcı ofise göre cam kısımlar geçiciliği sembolize ederken, taş kısımlar somutluğu ifade etmektedir.

Platform Monsant,© Yoon Joonhawn

Tek katlı yapının çatı terası her yöne açık bir gözlemevi olarak hizmet vermektedir. Teras çatı tasarımı  aynı zamanda yol, ev  ve site arasında görsel süreklilik sağlanmakta ve  tüm yıl boyunca bina yalıtımı yapmaktadır. Teras gündüzleri şeffaf tasarımı ile ışığı yansıtırken, geceleri de yapay ışık tasarımları sayesinde yapıya estetik bir görünüm kazandırmaktadır.

Platform Monsant,© Yoon Joonhawn

Yapının iç mekan tasarımda, az insanın sade bir hayat sürdüğü proje alanı göz önünde tutularak sade bir tasarım yapılmıştır. İç mekanda oldukça az ve yalın malzemeler tercih edilmiş; mekanı dolu kılmak değil, boşlukları tasarlamak amaçlanmıştır.

Platform Monsant,© Yoon Joonhawn

 

 

 

 

 

 

 

 

THE MOST IMPORTANT TRICKS OF CREATING A WATER GARDEN!

SU BAHÇESİ YARATMANIN EN ÖNEMLİ PÜF NOKTALARI!

 

Yaza girdiğimiz şu günlerde sıcak günün ardında serinlemek, iş yerinde zor bir günün ardından dinlenmek için ilk tercihimiz tartışmasız doğayı güçlü hissedeceğimiz bahçelerdir. Bahçelerin peyzaj düzenlemelerinde, saksılar, çiçekler, yürüyüş yolu, banklar, çardaklar olmazsa olmazlardır. Ancak, yine de eksik bir şeyler olduğunu hissedebilirsiniz. Daha etkileyici bir fikir mi istiyorsunuz? Açık cennetinize büyüleyici, dinamik bir tasarım mı eklemek istiyorsunuz? Bahçenizdeki bu eksikliğe havuzlar ve su bahçeleri eklemeye ne dersiniz ? Akan suyun yatıştırıcı sesi tamamen rahatlamanıza yardımcı olacaktır. Bir çeşme, bir şelale ya da bir göletle arka bahçenizin tarzını daha da zenginleştirebilirsiniz. Bahçeniz ister doğanın bir parçası, ister modern bir tarz olsun sizi etkileyeceğini düşündüğümüz bu akan estetik eklemelerle bahçenize daha rahatlatıcı bir özellik katabilirsiniz.

su bahceleri

 

Su, bahçe planlamasında olmazsa olmaz bahçe tasarım öğelerinden biridir. Her stildeki bahçenizde su ile hareketli ve bir o kadar da çarpıcı etkiyi sağlayabilirsiniz. Suyun kazandırdığı yansımalar sayesinde bitkilerin sağladığı taze enerji, renkler ve oksijen size daha huzurlu, doğal bir ortam yaratacaktır. Su, bahçe işçiliği gerektiren bahçelerde, bitkiler ve çim bakımının en önemli ihtiyacıdır. Planlamayla oluşturmak istediğiniz su bölgesini; süs havuzu, gölet, akan nehir, su fıskiyeleri, balık havuzu gibi alanları bahçenin doğru noktasına tasarlamalısınız. Hazırlanmış iyi bir planlamayla gerekli malzeme ve donanımı temin ederek büyük olmasa da kendi bahçenizde etkileyici küçük bir su alanı yaratmanız mümkün.

Bölge seçiminde önemli noktalar: Gölge alanlar suyu çabuk yeşillendirip, bakterilere yol açacağı için, az gölge ve bol güneşli alanlar seçilmelidir. Çiçek ve yaprak döken bitkilerin alt kısımları tercih edilmemelidir. Elektrikli donanım; ışık, fıskiye, su motoru gibi yerleştirilecek elemanların kablo gizleme ve yerleştirme durumuna uygun bölgede olmalıdır.

su bahceleri 2

Su kenarı seçilecek yeşil bitkiler
Çalı ve bodur türü yeşil bitkilerden oluşan bu grup havuz kenarında zengin bir bitki alanı oluşturmanızda yardımcı olacaktır. Her mevsim yeşil olan, yaprak dökmeyen çiçeksiz türler bu bölüm için yerinde bir seçim olur. Oluşturdukları geniş yeşil alan sayesinde bahçedeki su alanı daha çekici ve belirgin bir hale gelecektir.

Su üstünde tasarlanacak, akan nehir, gölet ve süs havuzlarında su alanına hareket kazandırmak için beton yada ahşap kemer, köprülerden yararlanabilirsiniz. Özellikle balıklı havuzlar için suyu izleme olanağı sağladığından tercih edilen alanlardır.

su bahceleri 3

Su kenarı için seçilecek çiçekli bitkiler;

Suyun içine ve su kenarına mutlaka çiçekli bitkiler kullanın. Kuşlar, kelebekler ve doğanın sevimli hayvanları için çekici olabildikleri gibi havuz bölgesini de renkli ve canlı tutacaktır.

Seçilen bitkilerin su ve bataklık alanlarda yetişen sucul bitkiler olmasına dikkat edin. Nilüfer çiçeği gibi…

Doğal aksesuarlar ve  bu doğal su ortamının aksesuarları da doğal materyallerden seçilmelidir. Su kenarına uygulanabilecek en kolay ve pratik aksesuar, taşlar ya da kaya parçaları grubudur.

Ayrıca aydınlatma elamanlarını da taş görünümlü modellerden ya da çiçekler arasında kullanılabilecek, modern görüntülü olanlarından seçebilirsiniz. Hadi durmayın yaratacağınız su bahçenize nilüferleri, kuşları, balıkları çağırın!

 

WORLD’S BEST ART HOTELS..

DÜNYANIN EN İYİ SANAT OTELLER  

 

Bu yazımız yakın zamanda seyahate çıkacakların kalacağı otellerde bile sanatı her daim görmek isteyenler için.

Artık dünyanın en iyi otellerinin en belirgin özelliği sanatı kendi mekanları içinde barındırıyor olması ve birçok sergi mekanlarının yanı sıra lobilerinde Picasso’nun ve yemek odalarında Warhol gibi sanatçılarının eserlerine rastlamamız. Sizler için dünyadan en iyi sanat otellerinden seçimler yaptık. Bunlardan birinde konaklarken otelin kafesinde otururken bile müze salonları yanı başında olduğu için her an zengin kültürel bir deneyim yaşamaya ve kendinizi otelden çok müzede olduğunuzu hissetmeye hazır olun.

Sanat, en genel anlamıyla yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak anlaşılır. Tarih boyunca neyin sanat olarak adlandırılacağına dair fikirler sürekli değişmiş, bu geniş anlama zaman içinde değişik kısıtlamalar getirilip yeni tanımlar yaratılmış olsa da sanat her yerdedir. İster müzeye gidelim ister restoran a isterse seyahat için seçtiğimiz otellere.

HOTEL GRAND, ZÜRİH

En iyi özel sanat müzesi olarak bilinen, Hotel Grand+ ortalama 90 adet sanatçıdan oluşan benzersiz bir koleksiyona sahip. Bu sanatçılardan Salvador Dalí, Keith Haring ve Takashi Murakami dev heykeller, Andy Warhol “Büyük Retrospektif Resim” ile konukları selamlıyor; Ayrıca otelde the Rolling Stones, Sylvester Stallone ve Keith Richards ve Slash imzalı bir gitar ve kendine özgün resimler göreceksiniz. Eserleri olan diğer sanatçılar ise Fernando Botero, Sol LeWitt, Joan Miro, Henry Moore, ve Damien Hirst…


 COLOMBE D’OR, PROVENCE, FRANSA

Colombe D’or Cote D’Azur da 25 odalı bir otel. Eserlerini bulundurdukları sanatçılardan Pablo Picasso, Henri Matisse ve Marc Chagall gibi modern ustalar ile uzun bir geçmişi vardır. Matisse, Picasso tabloları, Braques ve Miro yemek salonunda, yüzme havuzunun olduğu bir kenarda ise Alexander Calder asılı duruyor. Sanatın yanısıra lavanta kokuları ile de otel tarihle ayrılmaz bir üçlü.


ROME CAVALIERI, ROMA

Fransız dönem mobilyaları ve Marie Antoinette tablonun yanı sıra Kraliyet eserlerden 1725 Beauvais bir duvar halısı ile dikkat çeken Rome Cavalier’de kalacaksanız güçlü sanat birikiminden ötürü bir sanat tarihçisi ile tur düzenlemenizi öneririz.

BELLAGIO, LAS VEGAS
Las Vegas Bellagio oteli seçtiğiniz takdirde düzenli değişen 1998 Güzel Sanatlar Galerisi’ne zaman ayırmanızı tavsiye ederiz. Sergilerde Picasso, Faberge, Monet, Van Gogh, ve Lichtenstein eserlerinin yer aldığına tanık olursunuz. Ayrıca Yousuf Karsh, Winston Churchill, Brigitte Bardot, Audrey Hepburn, Ronald Reagan ve Grace Kelly gibi ünlü insanların portreleri ile BGFA ilk fotoğraf sergisi de burada bulunuyor. Lobide göz kamaştırıcı Dale Chihuly’dan cam yükleme sanatınada burada rastlıyabilirsiniz.


GRAMERCY PARK HOTEL, NEW YORK CİTY

Sanatçı Julian Schnabel tarafından tasarlanmış, Gramercy Park Hotel kendi başına bir sanat eseridir. Damien Hirst, Jean-Michel Basquiat, Kenny Scharf, ve Andy Warhol dahil olmak üzere birçok sanatçının eserleri Rose Bar, Yeşim Bar, ve Teras gibi ortak mekanlarda görüntülenir.


BRIDGE HOUSE HOTEL, LONDON

Victoria Ve Albert Müzesi’ne sadece kısa mesafe uzaklıkta bir konumda, 19. ve 20. yüzyıl eserlerinin geniş ve özel bir koleksiyonuna sahiptir. Toulouse Lautrec, Charles Schultz Snoopy, Renoir, Picasso ve Chagall gibi sanatçıların seçilmiş eserleri sergilenir. Ayrıca Picasso, Matisse, Pierre-Joseph Redouté, Charlotte Fawley ve Ludwig Bemelmans’dan eserlerde mevcuttur.

21C MUSEUM HOTEL, LOUISVILLE, KENTUCKY

Çağdaş sanat koleksiyoncuları Laura Lee Brown ve Steve Wilson tarafından kurulan 21 ülke genelinde yayılan çeşitli oteller topluluğudur. Chuck Close, Kehinde Wiley, Mickelene Thomas, Bill Viola ve Kara Walker sanatçılarının eserlerinin yer aldığı 85 fazla sergi gerçekleşmiştir.

HENRY JONES ART HOTEL, HOBART, AVUSTRALYA

Avustralya’nın ilk özel sanat oteli olan Hobart dönüştürülmüş ambarlardan oluşturulmuş. Tarihi bölgesinde çağdaş sanat sergilerinde yerel sanatçılara odaklanarak deneyimli ve yeni olduğunu ispatlıyor.

THE SURREY, NEW YORK

Surrey, Upper East Side Relais & Chateaux Hotel, çağdaş sanat sergileri yapması ile biliniyor. Christie’nin eski sanat uzmanı Jenny Holzer Donald Sultanın otelde düzenli olarak yaptığı yeni sergileri kaçırmak istemiyorsanız bir sanatsever olarak New York’ta kalmanız için size öneririz.

 

Yazının devamı için www.archisections.com a bakabilirsiniz..

FEEL THE PEACE BY CREATING BALANCE IN THE ZEN GARDEN

ZEN BAHÇESİNDE YARATILAN DENGE İLE HUZURU HİSSEDİN

Baharın keyfini sürdüğümüz şu günlerde bahçelerin keyfi de şüphesiz tartışılmaz. Bahçe keyfini sevenler zen bahçeleri yazımız sizler için… Zen bahçelerinin yaklaşık 1500 yıllık tarihi vardır ve Japon kültüründe önemi büyüktür. Yarattığı huzurla doğanın içindeki dengeyi bulduğumuz ana eşdeğerdir. Zen bahçesi, kum, çakıl, kaya ve bazen çimen veya diğer doğal unsurlar içeren bir Japon Bahçesi çeşididir.  Zen bahçelerinde bambu, su kanalları ve Zen heykelleri bulunabilir.

Bahçenizi kolayca bir zen bahçesine dönüştürebilirsiniz. Zemini düzleştirip, üzerine çakıl taşları ve küçük kayalar koyarak tırmıkla düzeltin ve işte sizin minik Zen bahçeniz hazır.Sade mekanları seviyorsanız ve çiçek yetiştirmek istemiyorsanız sadece yapraklı ağaçları, yeşili görmek istiyorsanız zen bahçesi sizin için idealdir. Dilerseniz tüm bahçenizi zen bahçesine çevirmek yerine, bahçenizin ya da evinizin bir köşesini Zen bahçesi olarak tasarlayabilirsiniz. Ancak bahçenin bütününde yarattığınız Zen bahçesinin yerini hiçbir bahçe tutamaz. Akan sular üzerinde kuracağınız köprülerde bahçenin vazgeçilmeyen aksesuarlarıdır.

Zen bahçesi oluşturmak oldukça ekonomiktir ve Zen bahçeleri dar alanları geniş gösterebilir. Bu bahçe için doğru materyal seçimi yapmanız gerekir. Bundan önce de bahçenizi nerede kurmak istediğinize ve bahçenin planına karar vermelisiniz.

Zen bahçesi dekorasyonunda kullanılan her malzeme bir anlam taşımaktadır. Ufak adalar Japon adalarını, çakıllar ise okyanusu simgelemektedir. Zen bahçesinde kullanılan bitki türlerinin çoğu uzun süre bozulmadan kullanılabilir. Eğer çim kullanmazsanız bahçeniz hiç bakım gerektirmez. Çim tercih etmeniz durumunda da çimleri düzenli biçip sulayarak kolayca bakımını yapabilirsiniz.

Zen bahçesini yaratan Zen kültürü nedir?

Bahçede kullanılan her öğrenin bir anlamı vardır. Sadece görünüş olarak hoşunuza gitmesi dışında kullandığınız malzemelerin ne anlama geldiğini de bilmeniz bahçedeki dengeyi sağlamak açısından da önemlidir. Bu sebebten Zen bahçeleri huzurlu ve sakin mekanlardır.Siz de bu bilgiler ışığında içinizde dengeyi, yaşamınızda huzuru yaratacak kendi Zen bahçenizi oluşturabilirsiniz.

 

 

 

THE LIVELY TRENDS BLOSSOMED IN DESIGN

TASARIMDA  EN CIVIL CIVIL TREND ÇİÇEK AÇTI!

Bu yazımızda sizin için, bu sezon tasarımda çiçek açan, içeriği doğa olan, iç mimaride, modada trend olan markaları mercek altına aldık.

Çiçekler, doğadan alınmış desenler, bahar-yaz aylarında kıyafetlerimizi, iç mekanlarımızı kişiselleştirmenin ve doğayı en güçlü hissetmenin en renkli yolu…

2016 yılı doğaya geri dönüş modasının yoğun olarak yaşandığı bir yıl. Özellikle pembe, lila, yeşil, mavi ve toprak renkleri ile doğadaki tüm canlı renkleri çiçeklerde form almış desenleri ile gördüğümüz bir yıl.

Sizin için modadan Dolce Gabbana, iç mimari tasarımda da Designers Guild, Homteks’den seçimler yaptık.

Son yıllarda biz tasarımcılar seçim yaparken dikkat ettiğimiz ikinci diğer önemli detay da kullandığımız ürünlerin desenleri kadar özelliklerinin de doğal, ekolojik ürün olmaları…

Sentetik malzemeden imal edilmiş bir döşemelik, plastik ile eşdeğerdir. Oturduğunuzda terletir ve rahatsız eder. Aynı zamanda statik elektrik ürettiği için havadaki tüm is, kir ve tozları üzerine çeker. Kendi kendini kirleten malzemelerdir. Ekolojik ürünler her ne kadar ülkemizde henüz ilgi görmese de, çevreye duyarlı üreticiler bu konulara duyarlı olduklarını göstermek adına, bu tarz ürünler üretiyorlar. Özel yetiştirilen ormanlardan gelen geri dönüşümlü materyalleri kullanıyorlar. Ayrıca akrilik polyester gibi doğada yok olması zor olan malzemeleri kullanmaktan mümkün olduğu kadar kaçınıyorlar.

Naturel ürünler doğallığın vermiş olduğu mekanın sıcaklığını yakaladığı her dönem revaçta olmuş ve olacak ürünlerdir. Pamuğun rahatlığı, ketenin ferahlığı, ipeğin ve at kılının kendine has parıltısı, viskonun yumuşaklığı evinize ve vücudunuza farklı bir hava ve tarz katmaktadır.

Desende, doğanın yansımasını katması için ışıltılı küçük aksesuarlar,  kıyafetlerimizde ve yastıklarda da kullanılabiliyor. Şu anda desen yerine çok güzel dokuları olan sofistike teknikler ile üretilmiş olan kumaş ve duvar kaplamalar tercih ediliyor. Mekanlarımızın duvarı ve giydiğimiz kıyafeti ışık ile yansıttığınız zaman bütün dokular ortaya çıkmakta ve desenin, ışıltının yanı sıra estetik bir görünüm elde edilmektedir.

İç mimaride dikkat edilmesi gereken en önemli diğer bir özellik, kullanılan kumaşların dünyanın en yüksek yanmazlık standardlarına sahip, solmayan, leke tutmayan ve akustik olmasıdır.

Kumaşların ve duvar kağıtlarının  renginin ve cinsinin doğru seçilmesi çok önemlidir. O odanın hangi amaca hizmet ettiği, odanın aldığı ışık hacmi, odanın büyüklüğü, bunların seçilmesinde en büyük etkenlerdir. Doğru seçimler harmoni, uyum içinde ortamlar yaratır, içinde yaşayan insanlara huzur verir. Yatak odalarında özellikle tavsiyemiz, duvar kağıdı olarak, duvar tekstilleridir ki bunlar aynı zamanda akustiktir. Yani ortamdaki çınlamaları ve uğultuları önler. Kumaş olarak tavsiyemiz ise natürel, yani sentetik içermeyen kumaşlardır. Duvar tekstilleri ve natürel kumaşlar, öncelikle sentetik içermediği için nefes alabilmekte ve statik elektrikte üretmediği için kir, is ve tozları üzerine çekmemektedir. Yani yağlı boyaların, plastik, polyester, PVC, akrilik ve vinillerin aksine kendi kendini kirletmemektedir.

Uluslararası firmaların özgün koleksiyonlarını mekanlarınızda duvar kağıtları ve bordürleriyle, uygulayabilirsiniz. Çiçekli desenlerin yanı sıra ekolojik koleksiyonlar da ister hazır isterse de istenilen tarzda üretilebilmeleriyle duvarlara kişisellik katıyor. Yaşam alanlarıyla doğa arasındaki sınırları ortadan kaldıran tasarımlar, baharın yüksek enerjisini iç mekanlarda hissetmek isteyenler için ideal.

Çağdaş olduğu kadar doğa desenleri ve panoramik bordürleriyle büyük ilgi gören tasarımlar, perdeler, döşemelik kumaşlar, hazırlanan duvar kağıtları ve bordürler kolay uygulanabilmeleriyle de pratik çözümler sunuyor.

trend çiçek açıyor

Son yıllarda duvar kağıtları ve bordürler, kusursuz tasarımın yanı sıra mükemmel teknik özellikleriyle de uzun ömürlü bir kullanım sağlıyor. Günümüzde yüksek teknik özelliklere sahip tasarımlar klasik kağıtlara göre yırtılmalara karşı çok daha fazla dayanıklılık gösteriyor. Yüksek suya dayanıklılığı sayesinde ıslakken de ölçülerini muhafaza eden tasarımlar, yumuşak sünger ve suyla silinebilme özelliğine sahip. Boyut özelliklerinden ötürü üst üste bindirmeden kenar kenara yapıştırma özellikleriyle duvar kağıtları, çok karışık tekrar eden desenler ve fotoğraf baskılı modellerde bile kolayca uygulanabiliyor. Doğayı her yere güzellikleriyle yansıtabilen mekanlarda sevgiyle kalın…

 

ARTS AGENDA

SANAT GÜNDEMİ

ART BASEL HONG KONG BAŞLADI!

Son yıllarda Asya’daki en önemli sanat etkinliklerinden biri olan Art Basel Hong Kong bu yıl 24 – 26 Mart tarihleri arasında sanat severlerle buluşuyor. Avrupa, Kuzey Amerika, Latin Amerika, Asya ve Afrika’dan 239 galerinin katılımıyla gerçekleşen etkinlik neredeyse her yıl 60 binden fazla ziyaretçiyi ağırlıyor.

Art-Basel-2016-Hong-Kong-865x576

ART DUBAİ ARDINDAN

Geçtiğimiz hafta ziyaret ettiğim Art Dubai Fuarı bu yıl, ‘Contemporary, Modern ve Marker’ başlıklarıyla, üç ana program etrafında toplanıyor. Fuarda, özellikle Ortadoğu, Afrika ve Asyalı sanatçıların katılımı yüksek. İran, Lübnan ve Iraklı sanatçıların eserleri oldukça dikkat çekici. 1957 doğumlu, Lübnanlı sanatçı Nadim Karam’ın anıtsal nitelikteki heykelleri ve Pakistanlı kadın sanatçı Adeela Suleman’ın ahşap ve çelikten ürettiği, etnik motifler içeren kabartmalı tabloları göz kamaştırıcı.

DUBAI, UNITED ARAB EMIRATES - MARCH 18: A visitor walks past the work of Thai artist Navin Rawanchaikul during Art Dubai, the leading contemporary art fair for the Middle East and south Asia on March 18, 2014 in Dubai, United Arab Emirates. The 2014 edition takes place from March 19-22 at Madinat Jumeirah and includes 80+ galleries, the Global Art Forum, commissioned projects and more. (Photo by Francois Nel/Getty Images for Art Dubai)

AI WEI WEI İSTANBUL’DAYDI!

Seyahati esnasında basından özellikle uzak duran Ai Weiwei’nin ziyaret sebebi oldukça merak konusu oldu. Geçtiğimiz hafta İstanbul’da Sakıp Sabancı Müzesi’ni gezen sanatçı, acaba yeni bir sergi projesi için mi burada sorusunu akıllara getirdi. Fakat İstiklal Caddesi’nde, patlamanın olduğu bölgeden sosyal medyada paylaştığı fotoğrafı, mültecilerle ilgili çalıştığı film projesi için Türkiye’de bulunduğunun ip uçlarını verdi.

AiWeiwei-2018-690-460-p-center_center-FFFFFF

MOMA’NIN KOLEKSİYONUNU GÖRMEYENLERE MÜJDE!

Dünyanın en seçkin müzelerinden biri olan MOMA 65.000 milyonun üzerinde pek çok değerli eseri kapsayan koleksiyonunu geçtiğimiz günlerde dijital ortamda erişime açtı. Bu yüksek kaliteli görselleri başından ayrılmadan saatlerce izlemeniz olası. www.moma.org’u hemen tıklamanızı öneririm.

articleLarge

PERA’DAKİNİ KAÇIRDIYSANIZ ÇİN’E GİDİN!

Geçtiğimiz yıl Pera Müzesi’nde de yer alan Alberto Giacometti sergisi sanatçının özellikle 1950-1960 yılları arasında ürettiği eserlerine odaklanıyordu. Geçtiğimiz gün Shanghai’de açılan retrospektifi ise sanatçının 1917 ve1966 yılları arasında ürettiği ve neredeyse her biri başyapıt niteliğinde tam 250 adet eserini bir araya getiriyor. Bu sergi için Çin’e gidilir!

Alberto-Giacometti

VAN GOGH TABLOLARI EKRANLARDA!

Bu yıl gösterime girmesi beklenen belki de en heyecan verici film ‘Loving Vincent!’ Usta sanatçı Vincent Van Gogh’un eserleri ve hayatını canlandıran karelerin yapımı 2012’den bu yana devam ediyor. 100’den fazla ressamın katkılarıyla hayat bulan, başyapıt niteliğindeki bu eser, resim, film ve animasyon tekniğine adeta yepyeni bir boyut kazandırıyor. Dünyanın ilk uzun metrajlı resim animasyonunun ilk fragmanı şimdiden tıklanma rekorları kırdı bile.

Yazının devamı için www.popvizyon.com a bakabilirsiniz

ESSENTIAL ELEGANT BUFFET OF HALL!

SALONLARIN OLMAZSA OLMAZ ŞIK BÜFELERİ!

Bu yazımızda, evinizin en değer verdiğiniz alanları olan salonlarınızın yemek bölümleri için şık büfeler seçtik. Eğer evinizin tasarımlarında yenilikçi arayışlar içindeyseniz salon tasarımınız için seçtiğimiz evinizin geneli için ilham olabilecek göz alıcı high-end tasarım markaları ve iç tasarımcıların tasarımlarından seçtiğimiz modern ayrıcalıklı bu büfe tasarımlarını seveceğinizi umuyoruz.

Dorya_Trump_Home_by_Dorya_B3000_5

Salonlarımızın olmazsa olmazlarından olan büfelerimizi hem bir aksesuar , hem de fazla eşyalarımızı depolayabileceğimiz alanlar için rahatlıkla kullanabiliriz. Hem salonların görünümünü zenginleştirirler hem de bizler için özel eşyalarımızı saklamamız için alan yaratırlar. Yazımızda, sizler için seçtiğimiz büfe modellerinin hepsi tasarım olarak son yıllarda dikkat çeken özel tasarım ürünlerdir. Bu ürünlere bakarak fikir alabilir, özel olarak yaptırabilir veya benzerini bulabilirsiniz. İsterseniz ayrı bir büfe mobilyası yada Lcd Tv altlarında kullanacağınız büfeler de olabilirler. Ya da salonlarınızda üzerine koyabileceğiniz aydınlatmalarla, mekanlarınızda yansıyan loş bir ambians la zenginleştirip hoş bir görüntü sağlayabilirsiniz.

essential3

Sizin için seçtiğimiz renk, boyutları, biçimleri ve fonksiyonel çözümlerle, çeşitlilik içinde imal edilen orijinal tasarım büfeler en modern ve en favori olanlardan. Bu seçimlerle salonunuzun estetik değerini artıracağınızın garantisini veriyoruz. Ayrıca bu özel seçimlerle göz ve görsel olarak mekanınızın keyfini çıkaracağınıza da.

 

 

Salonlarınızdaki mobilyalar meşe ağacından yapılan ahşap ürünlerden oluşuyor ise ve açık renkli mobilyalarınız varsa ahşap meşeden ya da beyaz lake yapılmış modern dizayn büfeleri kullanarak ortamınızda güzel bir bütünlük sağlayabilirsiniz. Mobilyalarınızın duvar renkleri ile aynı olmasını arzu ediyorsanız ve duvarınız beyaz ise beyaz lake ahşap dolapları olan şık bir büfe ile salonunuzun bir köşesini tamamlayabilirsiniz. LCD duvar TV altına hoş beyaz renkli ya da arzu ettiğiniz renk ve modelde büfeler ile salonunuzda stilinize uygun seçimler ile hoş ambianslar yaratabilirsiniz. Ya da seçeceğiniz büfelerin stiline uygun evinizin iç mimari tasarımını yapabilirsiniz! Çok bir yer kaplamasını istemiyorsanız, beyaz renkli ahşap dörtlü kapılı büfeniz ile ufak bir köşede de hoş bir dekor sağlayabilirsiniz.Ya da uzunlamasına tasarlanmış bir model beğeniyor ve istiyorsanız, bu tarz bir büfe ile de evinizi çok şık ve zarif bir hale getirebilirsiniz. Modelleri ve renkleri ile bir çok örnekler çıkartılabilir ki daha bir çok renkleri olan siyah büfe modellerinin yanı sıra,modern, beyaz ,vintage, pirinç, ahşap büfeler, ile salonlarınızda istediğiniz bir köşesinde bu mobilyalar ile hoş yenilikçi tasarımlarıyla dikkat çeken bir dekor yaratabilirsiniz.

GregNatale_WorldsAway_Furniture_Credenza_White_2-1

guilt-mirror-sinful-cabinet-chloe-sconce-koket-projects4c9e5fd8d4181c274d4b648ddc3b8ecdScreenshot_2016-03-18-17-58-20-1

sideboard-10

Screenshot_2016-03-18-17-59-56-1

 

CHRISTIES’ S SENSATIONAL NIGHT ‘EAGERLY WAIT HISTORY’.

CHRISTIES IN SANSASYONEL GECESİ ‘GEÇMİŞİ HEYECANLA BEKLEMEK ‘ 

11 Mayıs Çarşamba akşamı, Christie’s’in New York, Rockefeller Center’daki ana müzayede salonunu dolduranlar, yaklaşık bir buçuk saat sürecek sansasyonel bir geceye tanıklık edeceklerdi. Christie’s’in amiral gemisi niteliğinde olan ve rekorları alt üst eden Savaş Sonrası-Çağdaş Sanat Müzayedesi’ne daha iki gün vardı. Yalnızca 35 lotun alıcıların ilgisine sunulduğu “Looking Forward to the Past” [Geçmişi Heyecanla Beklemek] başlıklı bu müzayede ise bu yıl ilk kez gerçekleştirilecek özel kategorilerden biriydi. Küratörlüğünü, Christie’s’in Savaş Sonrası ve Çağdaş Sanat Bölümü’nün uluslararası uzmanlarından biri olan otuz dört yaşındaki Loic Gouzer’in yaptığı “Geçmişi Heyecanla Beklemek”, müzayedeyi yönetecek olan Jussi Pylkkänen’i de heyecanlandırmıştı. Christie’s’in küresel düzeydeki başkanı olan Pylkkänen, yine kendisinin yöneteceği müzayededen birkaç gün önce yaptığı basın toplantısında, son yirmi sekiz yıl içinde çalıştığı en önemli yapıt grubunun bu müzayedede bir araya geldiğini ve rekorlar kırılacağını belirtmişti.[1]

KEMAL İZ

Hâlihazırda her iki dönem de özel müzayede kategorileri olsa da “Geçmişi Heyecanla Beklemek”, modern ve çağdaş sanat yapıtlarının bir arada sunulduğu, deyim yerindeyse melez bir kategori öneriyordu. Claude Monet’nin 1901 tarihli “Gün Batımında Parlamento Binası” [Le Parlement, soleil couchant] adlı resminden, İsviçreli sanatçı Urs Fischer’in 2011 yılında balmumundan yaptığı Rudolf Stingel heykeline kadar, yaklaşık yüz yıllık bir dönemden otuz beş yapıtın yer aldığı müzayedede, bir yandan yeni alıcılara ulaşmak; diğer yandan da temel ilgisi çağdaş sanat olan alıcılara daha önceki dönemlere ait yapıtların tanıtılması hedefleniyordu. Farklı dönemlere ilgi duyan alıcıların, farklı dönemlere ait yapıtlarla buluşturulması yönündeki çaprazlama hamlesinin ne ölçüde verimli olduğunu, gecenin sonunda elde edilen yaklaşık 706 milyon dolarlık satış rakamı gösterecekti.[2]

KEMAL İZ

Sıra, müzayedenin –Picasso imzalı– sekizinci lotuna geldiğinde, salonda nefesler tutulmuştu. Yapıt için önerilen ve kendisi de rekor düzeyde olan 140 milyon dolarlık tahmini fiyat kırılması, olası bir rekorun sinyallerini veriyordu. Pablo Picasso’nun 14 Şubat 1955’te tamamladığı “Cezayirli Kadınlar, ‘O’ Versiyonu” [Les femmes d’Alger (Version ‘O’)],  sanatçının, Eugène Delacroix’ya ait “Cezayirli Kadınlar, Odalarında” (1834) başlıklı resminden esinlenerek yaptığı ve on beş resimden oluşan dizinin sonuncusuydu. Delacroix’nın resmi, 1874’ten beri Louvre’da sergileniyordu. Picasso’nun on beş resimden oluşan dizisinin tamamıysa Victor ve Sally Ganz çifti tarafından, Daniel-Henry Kahnweiler’in galerisi Galerie Louise Leiris’ten 1956 yılında, yaklaşık 212 bin dolara satın alınmıştı. Ganz çifti tarafından 10 Kasım 1997’de, Christie’s aracılığıyla satışa çıkarılan yapıt, o dönemde 31,9 milyon dolara alıcı bulmuştu. Aradan geçen on sekiz yılın ardından “Cezayirli Kadınlar”ın son versiyonu yine Christie’s’in New York’taki müzayede salonunda; fakat bu kez rekor bir fiyata alıcısını bekliyordu. [3]

KEMAL İZ2

Müzayede başlayalı yirmi dakika olmuş; sonunda sıra, gecenin magnum opus’una gelmişti. “Cezayirli Kadınlar” için Christie’s tarafından belirlenen tahmini fiyat 140 milyon dolar; başlangıç teklifiyse 100 milyon dolardı. 120 milyon dolara kadar beşer milyonluk tekliflerle ilerleyen müzayedede tüm dikkatler, birer milyonluk tekliflerle fiyatı giderek arttıran, telefondaki dört alıcıya yöneltildi. Birbirini izleyen on bir dakikanın sonuna doğru tekliflerini sürdüren yalnızca iki alıcı kalmıştı: Biri, Christie’s’in Savaş Sonrası ve Çağdaş Sanat Bölümü’nün başındaki isim olan Brett Gorvy’nin telefonunun ucunda; diğeri de müzayedenin küratörü olan Loic Gouzer’in hattındaydı. Karşılarındaysa, elindeki tokmağı indirmekte pek de aceleci olmayan ve telefondaki alıcıların düşünmesine zaman tanıyan Jussi Pylkkänen bulunuyordu. Pylkkänen, geçtiğimiz yıl yönettiği müzayedelerle Christie’s’in toplamda 2 milyar dolarlık bir satış hacmine ulaşmasını sağlamıştı. Heyecan dolu geçen on bir buçuk dakikanın sonunda, Pylkkänen tokmağını kürsüye indirmiş ve Brett Gorvy’nin telefonun diğer ucunda bulunan alıcı, Picasso’nun 1955 tarihli tablosuna tam 160 milyon dolar vermişti. Alıcının primiyle birlikte, 179,4 milyon dolara ulaşan “Cezayirli Kadınlar, ‘O’ Versiyonu”, bir müzayedede satılan en pahalı sanat yapıtı olmuştu.

Bu dalda bir önceki rekor, yine Christie’s’in, 12 Kasım 2013’te gerçekleştirilen Savaş Sonrası-Çağdaş Sanat müzayedesinde kırılmıştı. Francis Bacon’ın 1969 tarihli “Lucian Freud’un Üç Eskizi” [Three Studies of Lucian Freud] adlı triptiği, Elaine Wynn tarafından 142,4 milyon dolara alınmıştı.[4] Picasso’ya ait bir önceki rekor ise 2010 yılına aitti. Picasso’nun 1932 tarihli “Çıplak, Yeşil Yapraklar ve Büst” adlı tablosu, yine Christie’s’de gerçekleştirilen müzayedede 106,5 milyon dolara satılmıştı.

Bu noktada belirtmekte yarar var; “Cezayirli Kadınlar”, 179,4 milyon dolarlık fiyatıyla “bir müzayedede satılan en pahalı sanat yapıtı” olsa da “en yüksek fiyata alıcı bulan sanat yapıtı” rekoru, Paul Gauguin’in “Ne Zaman Evleneceksin?” [Nafea faa ipoipo] başlıklı tablosuna ait. Fransız sanatçının 1892 yılında tamamladığı bu yağlı boya resim, geçtiğimiz şubat ayında yaklaşık 300 milyon dolara satılmıştı.[5] Kesinlik kazanmış olmasa da bu yapıtın Katar Devleti tarafından satın alındığı düşünülüyor. Nitekim Gauguin’in tablosundan önce, “en yüksek fiyata satılan yapıt” rekorunu kıran ve Paul Cézanne’a ait “Kağıt Oyuncuları” [The Card Players] adlı yapıt da 259 milyon dolardan daha yüksek bir fiyata yine Katar kraliyet ailesi tarafından satın alınmıştı.[6]

Peki, geçtiğimiz mayıs ayında sanat piyasası açısından büyük bir heyecan yaratan, “Cezayirli Kadınlar, ‘O’ Versiyonu” adlı tabloyu kim satın almış olabilir? Söylentiler yine Katar’ı işaret ediyor. New York Post’ta yer alan bir habere göre, Picasso’nun tablosuna 179,4 milyon dolar veren isim, Katar’ın en güçlü politik figürlerinden biri olan Hamad bin Casim bin Cabir El Tani.[7] 2007-2013 yılları arasında Katar’ın başbakanlığını, 1992-2013 yılları arasında da dışişleri bakanlığını yürüten El Tani, Volkswagen ve Porsche gibi otomotiv devlerinin yanı sıra Fransız futbol kulübü Paris Saint-Germain’in de önemli hissedarlarından. Ne var ki bu haberin yayınlanmasından bir gün sonra, Christie’s tarafından bir basın açıklaması yapıldı. Haberin yer aldığı yayın organıyla herhangi bir temasları olmadığını belirten kurum yetkilileri, müşteri bilgilerini gizli tuttuklarını ve müşterilerin kimlikleri konusunda herhangi bir yorumda bulunmayacakları ifade ettiler.[8] Bu çerçevede, spekülasyonlar ve benzeri tarzdaki geçmiş alımlar, her ne kadar Katar’ı işaret etse de  “Cezayirli Kadınlar”ın alıcısının kim olduğu halen belirsiz.

11 Mayıs’a geri dönecek olursak, gecenin diğer bir yıldızı da İsviçreli heykeltıraş Alberto Giacometti’nin “İşaret eden Adam” [L’homme au doigt] adlı heykeliydi. 1947 tarihinde tamamlanmış ve yaklaşık 180cm yüksekliğindeki bu bronz heykelin tahmini fiyatı 130 milyon olarak belirlenmişti. Yalnızca dört dakika süren teklif sürecinin sonunda, gecenin 29 numaralı lotu, 141,3 milyon dolara satılarak, bugüne kadar bir müzayedede alıcı bulan en pahalı heykel olacaktı. Bir ölçü olması açısından bu sonuç, Picasso’dan önceki rekorun sahibi olan Bacon’un triptiğinin (142,4 milyon dolar) yalnızca 1,1 milyon dolar gerisinde olduğunu belirtmekte yarar var. “İşaret eden Adam”dan önceki, “bir müzayedede alıcı bulan en pahalı heykel” rekoru yine, İsviçreli sanatçının yaptığı bir heykel olan “Yürüyen Adam I” [L’Homme qui marche I] adlı heykele aitti. 2 Şubat 2010 tarihinde Londra’da gerçekleştirilen Sotheby’s müzayedesinde bu heykel, 104,3 milyon dolara satılmıştı.

Giacometti’nin “İşaret eden Adam”ına 141,3 milyon dolar veren kişininse Amerikalı serbest yatırım fonu [hedge fund] milyarderi Steven Cohen olduğu düşünülüyor.[9] Söz konusu ismin birden çok kaynakça doğrulanması ve Christie’s’in aksi yönde herhangi bir açıklama yapmaması, bu heykelin yeni sahibinin, yaklaşık 11,4 milyar dolarlık bir servetin de sahibi olan Steve Cohen olması olasılığını yükseltiyor. Söz konusu haber doğruysa, “İşaret eden Adam”, Cohen’in koleksiyonuna eklediği ilk Giacometti heykeli değil. Amerikalı milyarder, Sotheby’s’in geçtiğimiz yılın kasım ayında gerçekleştirdiği müzayedede de, İsviçreli sanatçının 1952 tarihli “Araba” [The Chariot] adlı heykeline 101 milyon dolar vermişti.

Picasso ve Giacometti’nin yapıtlarının ulaştığı sonuçların gölgesinde kalmış olsalar da 11 Mayıs’ta Rockefeller Center’da yaşanan sansasyonel gecede, Cady Noland, Jean Dubuffet, Diane Arbus, Chaim Soutine ve Peter Doig gibi isimlerin yapıtları da rekor sonuçlara ulaştı. Bu rekorlar da dâhil olmak üzere Christie’s, “Geçmişi Heyecanla Beklemek” [Looking Forward to the Past] başlıklı müzayedesini 705,8 milyon dolarlık bir satış hacmiyle sonuçlandırdı. Bu, yalnızca 35 lotun satışa sunulduğu bir müzayede için beklentinin (607,5 milyon dolar) oldukça üzerinde bir sonuçtu. Christie’s’in 12 Kasım 2014 tarihli Savaş Sonrası ve Çağdaş Sanat müzayedesi akşam seansında elde edilen 853 milyon dolarlık rekorla karşılaştırıldığında, “Geçmişi Heyecanla Beklemek” başlıklı müzayedenin başarısı daha görünür hale gelebilir: 2014 Kasım ayında 75 lotluk satışla elde edilen 853 milyon dolar ve 2015 yılı Mayıs ayında 35 lotluk satışla elde edilen 705,8 milyon dolar.

Günün sonunda, geçtiğimiz mayıs ayı boyunca yaklaşık on gün süren müzayede maratonunun sonucunda Christie’s müzayede evi, toplamda 2,6 milyar dolarlık bir sonuç elde etti. Ulaşılan yüksek fiyatları, enderliğin ve artan talebin ortak bir yansıması olarak değerlendiren Jussi Pylkkänen, rekorlara imza atılan müzayedelerin başarısında son dönemlerde giderek daha etkin olan Asyalı koleksiyoncuların katkısının da büyük olduğunun altını çiziyor.[10]

Kaynakça

[1] B. Herman, “Christie’s Picasso Gets Record $179.3 Million Bid At Auction; Giacometti, Dubuffet And Others Break Records”, International Business Times, 11.05.2015

[2] M. Maneker, “Christie’s ‘Experiment’ in Market Building a Huge Success”, Art Market Monitor, 12.05.2015

[3] Christie’s – Sale 8770 – Lot 33

[4] C. Vogel, “Buyer of $142.4 Million Bacon Triptych Identified as Elaine Wynn”, New York Times, 15.01.2014

[5] S. Reyburn, Scott, “Gauguin Painting Is Said to Fetch Nearly $300 Million”, New York Times, 05.02.2015

[6] A. Peers, “Qatar Purchases Cézanne’s The Card Players for More Than $250 Million, Highest Price Ever for a Work of Art”, QuatarSale, Ocak 2012

[7] E. Smith, “Buyer of record-setting Picasso painting revealed”, nypost.com, 20.05.2015

[8] http://www.christies.com/about/press-center/releases/pressrelease.aspx?pressreleaseid=7930

[9] E. Smith, “Man who bought the world’s most expensive sculpture revealed”, nypost.com, 08.06.2015

[10] B. Dusseau, “New York’s spring art auctions have raked in $2.6 billion”, Business Insider,  16.05.2015

 

Resimaltı

1-Alberto Giacometti, “İşaret eden Adam”,1947, bronz heykel, 177.5 cm. Christies’in izniyle.

2- Francis Bacon, “Lucian Freud’un Üç Eskizi”, 1969, tuval üzerine yağlıboya. 198 x 147.5 cm. Christies’in izniyle.

3-Pablo Picasso – “Cezayirli Kadınlar, ‘O’ Versiyonu”, 1955, tuval üzerine yağlıboya,114 x 146.4 cm. Christies’in izniyle.

DENİZDEN GELEN ESİNTİLER…

Bu kez, denizden esinlenerek yaratılan objeleri ve renkleri taşıdık sayfalarımıza.
Siz de isterseniz bu objelerden, deniz kabukları ve kestanelerini doğal veya farklı malzemelerle yorumlanmış olarak evinizde yaşatabilirsiniz. Ayrıca, denizden esen rüzgar, pastel tonlarda renkleri sürüklüyor ardı sıra… Bu anlayışa göre yazın sıcak günlerinde, deniz gibi serin, güneş gibi sıcacık renkleri mekanlarınızın yeni dekorasyonunda rahatlıkla kullanabilirsiniz…

Başlıksız-eddd

a

denz

   Deniz, uçsuz bucak­sız etkisiyle her zaman hayatımız­da önemli bir yer­dedir. Güneşin ve denizin bütünleştiği her mekan bizler için caziptir. Ressamından mimarına tüm sanatçılara ilham kay­nağı olmuştur. Hatırlarsa­nız Botticclli’nin Venüs‘ün doğusundaki Afrodit bile deniz kabuğunda denizle kucaklaşarak güzelliği sim­geler. Denizden kay­naklanalarak yaratılan çiz­gilerin zerafeti ve malzemele­rin gücü, bu yaz mekanların esin kaynağı.

lllş

Başlıksız-sssssssss

hhh

sssa

zx

Bizlerin önerileriyle doğal ama alabildiğine denizi hissedebileceğiniz dekorasyonlar yaratmanız müm­kün. Böyle bir dekorasyo­nun maliyeti de fazla değil. Çünkü mevcut sade bir de­korasyonu baz olarak alabi­lirsiniz. Denizden esinlene­rek yaratılan objeleri de kul­lanarak mekanlarınızda farklı bir atmosfere sahip olabilirsiniz. Bir zaman son­ra böyle bir dekorasyondan sıkılınca da aksesuarları ip­tal edip sade ve şık bir dekorasyona da sahip olabilir­siniz. Bu yaz bu tip ak­sesuarlarla mekanlarınızda denizi hissetmeye ne dersiniz? Ayrıca bu öyle bir deniz hikayesi ki, deniz kabuk­ları ve kestaneleri dışında mavi ve kırmızının tüm ton­ları karşımızda. Böyle bir de­korasyon özellikle yazlık evler için ideal. Nedenine ge­lince dekorasyonun ana teması, denizi çağrıştıran objelerle bütünleşen sade şık mekanlar. Tabii ki bu, kışlık evlerinizde böyle bir dekorasyona sahip olamayacağınız anlamına gelmez. Yeter ki bu stil sizin tercihiniz olsun.

sayfa 1

sayfa 2

sayfa 3