IF FASHION GETS THE POWERFUL INSPIRATION FROM ARCHITECTURE

MODA MİMARİDEN EN GÜÇLÜ İLHAMI ALIRSA..

MILLY /ZAHA HADID

Moda ve mimari severler yazımız sizler için. Geçmişten günümüze zaman zaman mimari, iç mimari’nin trendlerinden etkilense de bu yazımızda modanın mimariden ilham aldığı en güçlü  detayları inceleyeceğiz. 

LANVIN/FRANK GEHRY

Moda ve mimari, iki farklı tasarım alanı gibi gözükse de yakından incelediğimizde geçmişten günümüze kadar süregelmiş birçok ortak noktaya sahip olduklarını görmekteyiz. İlk bakışta bu iki alan birbirinden farklılık gösterse de ortak noktada buluştukları noktalar aynı olabiliyor. Farklı noktaları nedir e cevap ise; moda geçici ve yüzeysel bir fenomen olarak algılanırken mimariyse daha anıtsal ve kalıcı olma yolunu seçmiştir. Bu durum kullanılan materyallere de yansımıştır. Modada kullandığımız materyaller daha yumuşak ve narinken, mimaride kullanılanlar ise sert ve dayanıklıdır. Tabii bu süreçte üretim ölçeklerimiz arasında da büyük farklılıklar görülmektedir. Moda tasarımcısı tasarım aşamasında bir insan bedenini baz alırken mimar ise birçok insanın topluca barınabileceği büyüklükte alanlar yaratmaktadır. Bütün bu farklılıklara rağmen, iki alanın da ortak çıkış noktası insan bedenidir. Koruma işlevlerinin yanı sıra kimi zaman, kişisel, siyasal veya kültürel kimliği sergilemek için bir araç olurlar. Bazen de birbirlerine ilham olurlar…

GIANFRANCO FERRE/SYDNEY OPERA

Mimari ve modada yaratılan eserler, boyut ve kullandıkları malzemeler açısından farklılık gösterse de, mimari ve moda tasarımlarında fark edilir benzerlikler içermektedir. Örneğin; ikisi de ikiboyutlu taslaklardan yola çıkarak bunları daha gelişmiş üçboyutlu formlar haline dönüştürürler. Ortak estetik kaygısı, biçimsel ve yapısal benzerlikleri de beraberinde getirir. Hatta zaman içinde bu iki farklı alanlardaki tasarımcılar ilham ve teknik stratejiler için birbirlerine dönmüşlerdir. Bunun en dikkat çekici göstergesi ise ortak dildir.

GOTHIK STİL/ GEOMETRIK DESENLE

Giyim ve korunma arasındaki ilişki çok eskiye dayanır. Mesela Buz Çağı’nda hayvan derileri hem insanların kendilerini örtmesi için hem de duvarları süslemek için kullanılmıştır. Antik Yunan’da kolonlarda kullanılan alanlar, aynı dönemin en popüler giysisi olan tasarımlarında ve silindirik formuna referans olmuştur. Eski Yunan’da kıyafet ve mimarinin insan figürü oranlarıyla bir harmoni içinde tasarlandığını görmekteyiz. Mimarideki İyonik ve Dorik üsluplar farklı tarzları olarak modaya yansıtılmıştır. Günümüzde de birçok mimari tasarımlar için cephe tasarlarken modadaki katlama ve drape tekniklerini yorumlarlar.Ortaçağ’a baktığımızda ise dikeyliğe olan eğilimi Gotik kıyafet ve mimaride görmekteyiz. Mesela, sivri uçlu ayakkabı ve şapkaların, Fransa ve İngiltere’deki Gotik tarz katedrallerde görülen kemerler ve yükselen alanlarla arasındaki bağlantı dikkat çekici. Günümüzde de Gotik mimarisi elbiselerdeki motiflerde tekrar yorumlanarak moda dünyasında hayat bulmaktadır.Zaman içinde gelişen endüstri ve üretim teknolojileri sayesinde iki alan arasındaki benzerlikler daha da derinleşmiş ve güçlenmiştir.


YASUTOSHI EZUMI/ FRANK GEHRY

19. yüzyılın sonlarına doğru “Art Nouveau” akımıyla beraber popüler hale gelen organik şekiller, hem mimaride hem modada görülmektedir. Aynı zamanda Hector Guimard ve Louis Sullivan gibi uygulayıcıların mimariye kattığı kıvrımlı doğal formların kaynağının da bu akım olduğunu fark etmek zor değil. Bu zaman içinde ortaya çıkarılan işlerin en önemli özelliği yalın formları ve akıcı süslemelerdir. Şekiller için doğa önemli bir ilham kaynağı olmuştur. Daha sonra, 20. yüzyılda, moda ve mimari modernizm e uydurabilmek adına beraberce daha büyük bir yalınlığa doğru yol almış ve süsleme gitgide azaltılıp, formlar sadeleştirildikçe yapı ortaya çıkarılmaya başlanmıştır. Bu değişimi en belirgin şekilde mimaride Le Corbusier ve J. J. P. Oud’un, modada da Coco Chanel ve Cristobal Balenciaga’nın işlerinde görmekteyiz. Özellikle Bauhaus Okulu’ndaki Walter Gropius ve Annie Albers gibi birçok mimar ve tekstil tasarımcıları kullanışlığı öne çıkararak hem binaların hem de giysilerin yansıtması gerektiği fikrinin altını çizmişlerdir.

CHLOE/ ARABESK MİMARİ

Geçtiğimiz son yıllar içerisinde, moda ve mimari aralarındaki diyalog sayesinde estetik anlamda daha da benzer bir yön almıştır. Son yıllarda moda ve mimari alanında benimsenen en çarpıcı benzerlik minimal ve dekonstrüktivist estetik yaklaşımdır. Günümüzde minimal yaklaşımın ustası olarak Calvin Klein gösterilmekteyken; onun bu ustalığında Halston, Yves Saint Laurent, Giorgio Armani, Miuccia Prada ve Helmut Lang gibi tasarımcıların azımsanamayacak kadar etkisi vardır. Calvin Klein’in 70 ve 80’lerdeki renksiz, modern ve süsten uzak tasarımlarının yansıttığı netlik ve yalınlık Le Corbusier, Richard Neutra, 20’ler ve 30’lardaki Ludwig Mies van der Rohe’nin mimarideki tasarımlarıyla benzerlik göstermektedir.

VERSACE STORE/ VERSACE

0 replies

Leave a Reply

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *