Latest News
Kitchen Chat and more…
Kitchen Chat and more…
Bir Mimarın Sanatla Olan Aşkı
Sanat farklı bakışlarda özgür olmayı kabul edebilmeyi, ortaya koyabildiği gibi kişiye dinamik yenilikçi yaratıcı duyarlı iletişime açık olmayı teşvik ettiği ve tasarımlarımıza ilham kaynağı olduğu için, 13. İstanbul Bienali biz mimarlar için her zaman vazgeçilmezdir. Bienal çerçevesinde olan 88 sanatçı ve sanatçı grubunun işlerinin yer alacağı 13. İstanbul Bienali, İstanbul Kültür Sanat Vakfı( IKSV) Koç Holding sponsorluğunda 14 eylül ‘Anne ben barbar mıyım?’ başlığıyla açılan kapılarını 20 ekim pazar gününe kadar devam edecek… Size önereceğim Sakıp Sabancı Müzesindeki Anish Kapoor ,Galerist’deki Art International, Borusan Contemporary, Kadir Has Üniversitesi’ndeki Drew Tal, Çağla Cabaoğlu Art Gallery Komet Moment, Bienal kapsamındaki PG Art Gallery’ de ve İsmail Acar atölyesindeki sergiler gidilmesini önereceğim sergiler arasında.
DOĞUYA YÖNELİŞ…
Sizler için kaleme aldığım 13. Bienal kapsamında sergilerdeki açılışlarına gittiğim Drew Tal ve İsmail Acar’ın sergisi bu yazımın görselleriyle 13. Bienal sergisinden favorilerim arasında… Neden bu ikisi derseniz cevabını iki bölümlük yazımda göreceksiniz… 13 Eylül Cuma günü Kadir Has Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Can Has ve eşi Ahu Has ev sahipliğinde düzenlenen kokteylinde iş ve cemiyet hayatının önde gelen isimlerinin yanı sıra koleksiyonerleri de bir araya getirdi. Kadir Has Üniversitesi’nin Rezan Has Müzesi’nde Henk Slager’in üstlendiği Şen Bilge ile ‘Doğuya Yöneliş’ sergisinin açılışında Tiong Ang’ın çalışmasında canlı bir performası da sanatseverlerle buluşturuldu. Bu sergiyi seçmemin en önemli sebebi kelimelerle ifade edemediğim doğuya yöneliş in gizemini Drew Tal’ın eserleriyle ifade etmek istemem… Uzakdoğu’dan, Doğu’dan portrelerle ve portrelerdeki yansımalardan da göreceğiniz gibi güzelliğin yanı sıra doğuya yönelişin gizeminin, anlamının tüm yansımaları karşımızda…
ÜNLÜ RESSAM İSMAİL ACAR ATÖLYESİNİ N KAPILARINI ÜNLÜ SANATÇILARA AÇTI…
13. İstanbul Bienali kapsamında Barselona merkezli Tatiana Kourochkina Galeria dart Ariel Roger Paris kuratörlüğünde gerçekleştirilen Green Flower Street isimli sergi görülmeye değer… 20 yıldır çalışmalarını sürdürdüğü atölyesini ilk kez farklı sanatçılar ile birlikte ortak bir konsept doğrultusunda açan ressam İsmail Acar sergide; fotoğrafçılıktan heykele video yerleştirmeye ve dijital teknolojiden oluşan eserleri bulunan bir çok yabancı sanatçı ile çalıştı. Din dil ırk ayrımı olmadan bir araya gelen 17 sanatçı sanatın birleştirici gücünü bir kez daha kanıtladı.
GÖRME ENGELLİLERE GÖRE ÖZEL AYARLANMIŞ SERGİ ALANI
İsmail Acar’ın sergisini favorilerim arasına almamın sebebi ise görme engellilere özel olarak tasarladığı alan… Dünyada ilk kez görme engellilerinde gezebileceği bir sergi konsepti ile sanatseverlerin karşısına çıkan İsmail Acar görme engellilerin karanlık dünyalarından yola çıkarak onları engelli olmayan sanatsever ve izleyici olarak konumlandırıyor. Ve bu düşüncenin beni derinden etkilediğini saklamayacağım… Beş duyu konsepti ile adlandırdığı sergilendirmede bir anlamda görenlerin dünyasını, görmeyenlerin dünyası ile karşılaştırıyor. İsmail Acar; siyah oda ve beyaz oda temalarıyla iki ayrı dünyayı bir düzleme taşıyor… Sergi; 12 kasıma kadar gezilebilir…
İsmail Acar’a bu duyarlılığından ötürü tüm sanatseverler ve kendi adıma teşekkür etmek istiyorum..
Ünal- Berna Demirkaya
İsmail Acar Atölyesinin en huzurlu köşesi
Ceren Akdağ
Pek çok anlamda önemli bir kültür merkezi olan İstanbul’un kültür ve çağdaş sanat alanında varlığını güçlendirmesine destek olan bir çok kuruluş mevcut. Bu kuruluşları da ayrıca gönülden kutladığımı belirtmek istiyorum. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç’un da ifade ettiği gibi İstanbul Bienali’nin Venedik Sao Paolo ve Sydney gibi dünyanın en prestijli bienalleri arasında yer almasından gurur duymalarına yürekten katılıyorum… İstanbul gibi kültür sanat şehri olan bir şehirde bir mimar olarak yaşamaktan dolayı gurur duyuyorum…
Daha nice sanat mimari dolu paylaşımlara…
Y. Mimar Sevinç Ormancı
sevincormanci@superonline.com
Twitter @sevincormanci
ULUSLARARASI MİMARİDE YÜKSELEN TREND SUFİSM, PJAR Alan Ritchie Philip Johnson grubunun Kaliforniya Walnut Creek’de başlattığı sufizmin modern çizgilerle ifade edildiği proje, Mevleviliğin amacı olan tüm kainatı kucaklıyor. Bu grup, benim de Sedeko Mimarlık olarak iş birliği anlaşması yaptığım firmalardan biri. Kaliforniya’da tasarlanan bu projenin klasik anlayıştaki mevlevihanelerden tek farkı, modern ve minimal anlayışta tasarlanmış olmasıdır. Ancak dairesel formlar ve içindeki fonksiyonel şemasının ana teması özellikle korunmuştur.
The project in progress in California Walnut Creek of PJAR Alan Ritchie Philip Johnson Group which expresses Sufism in modern lines, hugs the entire universe just like the aim in Mawlawīyah. This group is one of the companies that I have made a collaboration agreement with as Sedeko Architecture. The only difference of this project designed in California from a classical Mawlawī House is that it is designed in a modern and minimal perspective. However, the circular forms and the functional plan of the inside are especially kept.
Mevlevihane Mimarisi’nde yapıların içerdiği mekânların bazıları birden çok fonksiyona cevap verir. Tasarımın çekirdeği semahanelerdir. Örneğin Galata Mevlevihanesi, sekizgen planlıdır. Mekânın ortasında sema alanı bulunur. Çevresinde dikmelerle ayrılmış seyirci alanları yer alır. Mekânı örten ahşap kubbe, sekizgen prizma biçiminde basık ve pencereli bir kasnağın üzerinde yükselir. Sekizgenin yanı sıra daire planlı olan semahaneler de mevcuttur. Bu formlarda Mevlevi ayininin en belirgin özelliği, sema denen dönme hareketini simgeler.
In the Mawlawi architecture, some of the spaces in the buildings have more than one function. The Semahane, the dance hall, is the core of the design. For instance, the Galata Mawlawi House has an octagonal plan. In the center of the plan lies the Semahane. It is surrounded with pillars to separate the visitors’ area. The wooden dome covering the structure rises on an octagonal prism frame that is dropped and has windows. There are also circular Semahanes aside from octagonal ones. These forms symbolize the most distinctive feature of the Mawlawi ritual, the twirling motion called Sema.