Latest News
Kitchen Chat and more…
Kitchen Chat and more…
Vogue, çok insanın çok iyi bildiği Beşiktaş Plaza’nın üst katında modern, yalın çizgilerde dekore edilmiş, perşembe akşamları bar geceleriyle ünlü şık bir restoran. Öncelikle belirtmeliyim ki Vogue akşamların yanı sıra gün ışığında da tercih edilmeli. Nedenine gelince müthiş güzel bir Boğaz manzarası var. Mekanın dekorasyonu minimal çizgilerde zaman zaman renk atılarak hareket getirtilen modern, dinlendirici bir ambiansa sahip. Kesinlikle manzarayla yarışmayan Vogue Restaurant’ın en çok beğendiğin en başarılı bulduğum bölümü Sushi bölümü. Sebebine gelince samanla doldurulmuş plastikle kaplanmış doğal sandalyeIer yaratıcılığı çağrıştırıyor. Yaratıcı fikirleri seviyorum. Her yeni yaratıcı fikir beni heycanlandırmaya yetiyor da artıyor bile. Ayrıca Japon kültüründe ki doğallığı çağrıştırdığı için de başarılı. Vogue Restaurant’ın içinde böyle bir bölümün hizmete alınması minimal çizgilerde dekore edilmiş mekana hareket getirmiş. Ayrıca duvarlarda monte edilmesi düşünülen tv ekranları da modern çizgilerin yarattığı monotonluğu yok etmesi açısından güzel bir düşünce.
Yeni dekore edilmiş Vogue Restaurant, yenilenmiş haliyle modern çizgileri korumaya kararlı. Kendilerine yapacağım öneri, Dj bölümüne ya reklam panoları ile ya da duvarların ve bar sandalyelerinin rengini daha açık tutarak mekanın bu bölümüne ışık verebilirler. Bu kısım, gözüme karanlık geldi. Dolayısıyla da insanın enerjisini kısıtlıyor. İkinci önerim, Vogue ismiyle mekanda tam bir hakimiyet kuramamıs. Girişte yemek yemenin moda olan bölümlerinden bahsedilmiş fakat Vogue düşüncesini daha kuvvetli hissetmek güzel olurdu. Gerçi Vogue’un dekorasyonunu yenileyen mimari ekipten Tolga Balıklı ve Vogue’un sahiplerinden Rıza Büyükuğur’un söylediğine göre duvarlara TV ekranları konacakmış…
Vogue ismiyle bütünleşen moda resimlerinin veya duvarda düşündükleri ekranlara moda görüntülerinin TV ekranlarından verilmisi düşünülmüş olabilir. Göreceğiz… Öncelikle şunu belirtmeliyim, amacımız mekanlara öneriler getirmek, eleştirmek değil. İyi mekanların daha mükemmel olması için bizim de bu çorbada tuzumuzun olması. Yoksa Vogue Restaurant yemek yerken gerçekten dinleneceğiniz şık bir restoran…
Ağaçların üzerinden yükselen ”ay” ı seyretmek için ideal olan dağ evleri herkesten çok sevgililer için cazip!.. Nedenini herhalde açıklamamıza gerek yok. Şubat ayının 14′ ünde sevgililer gününde, sevgililere romantik bir armağanımız olmasını istediğimiz bu yazımızda dağ evi stilini anlatmak istedik.
Sadece sevgililer için değil, kışın belirli dönemlerinde şehrin stresinden kurtulmak için insanların yalnız kalmaya ihtiyaç duyduğu zamanlarda olduğu kadar, kayak yapanlar içinde ideal dağ evleri. Dekorasyonun en can alıcı noktası çıtır çıtır yanan şömineler, kar yağarken sizin ayaklarınızı uzatıp doğal olarak ısınmanıza ve keyif yapmanıza neden oluyor. Mağara görünümünde olan dağ evlerinin dışarıya, soğuğa karşı düşünülerek yapılan dekorasyonunda ahşap ve canlı renkler mekana sıcak bir hava katıyor. Ahşabın doğallığı ve hayvan figürleri bir dağ evinde olduğunuzu hissetmenize neden oluyor.
Son derece uyumlu bir şekilde bir araya getirilmiş hayvan desenlerinin ve heykellerinin ağırlıklı kullanıldığı mobilyalar dekorasyonun dikkat çeken noktaları. Ahşapla kaplanılmış duvarlarla dengelenerek bizi bir dağ evi atmosferine çağırıyor. Kanapelerde düz renk, battaniye görünümlü, hayvan desenli kumaşlar hakim. Tavandan sarkan avizedeki mum görünümlü ampüller mekana romantik bir hava kazandırıyor. Yarısı duvarda gömülü şömine üstündeki rafa konulan hayvan figürleri, odanın sadeliğini ve sıcaklığını bozmayacak şekilde abartısız ve özenle seçilmiş. Yanan şöminenin yarattığı gizli ışıklandırma son derece esrarengiz bir atmosfer yaratıyor.
Bu yazımızda Gustavian Stili’ni ‘Eklektizm’ anlayışıyla sizlere anlatmak istiyoruz. Bunun için size lazım olan en önemli objeler, doğanın ve geçmişin hissedildiği cıvıl cıvıl çiçekli kumaşlar, klasik çizgideki 17., 18., ve 19., yüzyıl Fransız mobilyalar, aristokrat mobilya tarzına uygun pastel renk kumaşlar, mavi beyazın hakim olduğu porselen objeler. Mavi-beyaz, renklerin etkisinde kalan Gustavian Stili’nde, mavi denizi, beyaz bulutu çağrıştırıyor. Fransız ve İngiliz mobilyalarının aristokrat havasıyla Gustavian Stili birleşince, ortaya ağır olmayan, sade fakat şık mekanlar çıkıyor. Kullanılan yumuşak renkler mekana ferah bir hava kazandırıyor. Son yıllarda İngiltere , Fransa ve İtalya’nın etkisi altına girerek ‘Eklektik’ anlayışıyla karşımıza çıkan Gustavian Stili aslında kuzey ülkelerinin mistik havasını günümüze yansıtıyor. Klasik çizgilerin günümüzde iyice yerleşmesi karşısında mimarlar yeni bir stil arayışına girdiler. Yeni bir tarz yaratmak öyle kolay değildi. Geçmişte yapılan mobilyaların çizgisine ve kalitesine ulaşmak öyle kolay olmuyordu. Bu yüzden mimarlar elit çizgideki objeleri ve mobilyaları yeniden toplayarak dekorasyonda Eklektik tarzını yaşatmaya karar verdiler.
‘Eklektizm’ farklı klasik stillerin bir araya gelerek yeniden doğuşudur. Eklektizm anlayışıyla yeniden güncel olan Gustavian aslında kuzey ülkelerinde revaçta olan bir stildir. İngiltere, Fransa ve İtalya’da da çok tutulmaktadır. Gustavian Stili ‘nde dekor edilen mekanlar genellikle renklerini doğadan alırlar. Bu renkler genelde, mavi-beyaz olduğu kadar, yeşil, toprak rengi, pembe renklerden de oluşabilirler. Ama özellikle bulutu ve denizi çağrıştıran mavi-beyaz renkler objelerde kendini gösterir. Klasik şık mekanlarda kullanılan cıvıl cıvıl kağıtlar ve kumaşlar, insana objelere dokunma dürtüsü ve yaşama zevki aşılıyor. Mekanlarda, doğaya özlem duyan biz mimarlar için gözde olan bu mekanlar, ilginizi çekiyorsa, iz de klasik mekanlarınızda doğa yanlısı kumaş ve duvar kağıtlarıyla bu uygulamayı deneyebilir, geçmişten objelerle doğayı mekanınızda hissedebilir, aynı zamanda klasik mobilyalarının yarattığı ağır havadan kurtulabilirsiniz. Çünkü on yıllarda doğaya olduğu kadar geçmişe ve antika eserlere olan özlem yaygınlaşmıştır. Antika taklitleri hiç olmadığı kadar büyük ilgi çekmiştir.
Yılların birikimi olan tasarımların herbiri, ölümsüz birer sanat eseridir. Bu anlayışla klasik mobilyaların bir arada toplanmak istenmesi kaçınılmazdır. Eklektizm anlayışının önlenemez yükselişinde bu noktalar önemli rol oynar. 17., 18., 19. yüzyıl ‘a ait, İngiliz, Fransız ve İtalyan tarzındaki koleksiyonlarda, klasik olduğu kadar rustik ve country tarzı da mevcuttur. Bu durumda sadece klasikle değil Gustavian Stili’ni country ve rustik stillerle de kullanabiliriz. Mekanlarda vazo içine yerleştirilmiş çiçekler, masa üzerine giydirilmiş çiçek motifli kumaşlar, kişilerin şık dekorasyonlarda bile doğaya olan özlemini dile getiriyor. Endüstri‘nin gelişmesiyle doğa ‘dan uzak kalınan ortamlarda, tepki olarak ortaya çıkan bu stil, mekanlarımız için hoş atmosferler yaratıcaktır.