Latest News
Kitchen Chat and more…
Kitchen Chat and more…
Geçmişten kalan mobilyalarla dekore edilen mekanlar her nedense hiç değiştirilmek istenmez. Halbuki yapılacak bazı ufak tefek değişikliklerle mekanınız günümüze uyarlanır. Nasıl mı ?Çok demode olmuş aksesuar ve hoşlanmadığımız mobilyalar yerine yeni mobilyalar alarak, ayrıca mobilyaların yerlerini değiştirerek, mekanın atmosferine farkı bir hava katabiliriz. Her şey sizin nasıl bir atmosfer istediğinize bağlı. Mevcut mobilyaların kumaşlarını ve mekanın rengini değiştirerek de istediğimiz sonuca gidebiliriz. Bazı stillerin etkisini değiştirmek, bazı mobilyalar ve aksesuarlarla mümkün. Tamamen stile uygun dekore edilmiş eski bir mekanda yapacağımız bazı değişiklikler, mekana ayrı bir hava katıp monotonluktan kurtarabilir.
Bazı kurallar dışında bu işin reçetesini sorarsanız yok. Kurallardan önemlilerii: Stile ayrı seçenekler yapmayın. Renk uyumu ve kontrasta dikkat edin. Mobilyaların yerini değiştirirken mekanı daralatmayın. Bu tarz değişiklik her şeyden önce yeni ev dekore etmeye oranla çok daha ekonomik sonuçlar verecektir. Ayrıca geçmişten kalan vazgeçemediğiniz mobilyaları da rahatlıkla kullanabilirsiniz. Çünkü herkesin geçmişten kalan vazgeçemediği mobilyalar ve aksesuarlar vardır. Bunları kullanabilmeniz için işte size bir fırsat. Yeni dekore edeceğiniz bir mekanda böyle şansınız olmayabilir…
Ünlü müzisyen Elton John’un Londra’daki evine götürüyoruz sizleri bu sefer de. Telefon ,televizyon gibi gereçlerin bulunmadığı, klasik çizgilerin hakim olduğu müzeyi andıran bu ev geçmişle bağlantılı oldukça zengin bir görüntü sergiliyor.
Chippendale mobilya ile dekore edilen, eski antika resimlerin ve porselenlerin toplandığı ünlü şarkıcının eci,tamamiyle bir müze görüntüsünde. Neoklasik çizgilerin yanı sıra beidermeir mobilyaların birarada toplandığı bir ev olduğu söylenebilir. Gerek kartonpiyerleri,gerek duvar resimleri ile oldukça zengin bir görüntü sergileyen sarı ve yeşil tonların hakim olduğu ev, geçmiş dönemin özelliklerini de üzerinde topluyor.
Kartonpiyerler, altın varakla işlenmiş. Özellikle mektupların yazıldığı kütüphane ile salon, Birinci Napolyon Dönemi ve Neoklasik çizgileri hakimiyetinde. Yatak odası beidermeir stilin çizgilerini taşıyor. Ayrıca Elton John’un gözlüklere olan merakı yansıtan bölümü de atlamadık. Burası da evin en enterasan bölümleri arasında gösteriliyor. Prensess Diana’nın cenazesinde seslendirdiği’ Candle in the wind’adlı şarkıyla çok satan ve ve yeniden güçlü bir şekilde gündeme gelen John’un bu müze evi gerçekten pek çok ünlünün evinden daha ilginç. Çünkü ünlü şarkıcının müzikten sonraki en büyük tutkusuymuş dekorasyon. Bu yüzden evin bu kadar enterasan ve takdire şayan olmasına şaşırmamak lazım. Evet ünlülerin evlerinin dekorasyonunu sizler için yorumlamaya devam ediyoruz. Hepsi birbirinden ne kadar farklı değil mi? Herkesin kendine göre farklı bir stili var. Bu farklı tarzları sizlere yansıtmaya devam edeceğiz bundan sonraki yazılarımızda da…
Bu yazımızda aristokrat çizgilerle tarihin ihtişamlı dünyasına yolculuk yapalım istedik. Geçmişi anımsatan aristokrat çizgiler aynı zamanda vazgeçilmez tasarım konusu ve geçmişe açılan bir kapıdır. Geçmişten bazı objeler ve mobilyalar hem vazgeçilmezdirler, hem de varlıklarıyla göz doldururlar.
Stillerine göre mobilyaların formları ve kumaşları, renkleri ve desenleri ile dekorasyonun çizgisini tamamen değiştirirler. Napolyon döneminin 19.yy. başlarında asillerin ihtişama önem verdiği Ampir ve Rejans dönemindeki zenginliğini günümüz çağdaş bir evde, aristokrat bir çizgide görmek mümkün. Örnek aldığımz bu evde de görüldüğü gibi mekanın içinde yapılan kolonlara ve kartonpiyerlere yakışır asillikte seçilen mobilyalardan bazıları Napolyon dönemine ait tamamen üst sınıf çizgide olan mobilyalardır. Ayrıca evin genel atmosferi ile de uyum içindedir. Evde birbirinden kitle olarak ayrılan yaşam mekanları aynı zamanda birbiriyle de bağlantılı görülüyor.
Aynı zamanda tarihi belgelerde görülen çizgili kumaşların hakimiyeti burada da karşımıza çıkıyor.18. yüzyılın ikinci yarısından 19.yüzyılın sonuna kadar yollu kumaşlar yaygın olarak görülmüştür. Ayrıca eklektizm’i kuvvetli bir şekilde hissettiğimiz bu mekanda cesur, ihtişamlı, bir o kadar da asil bir hava hakim.
Eklektizm; Seçmecilik, çeşitli mobilyalardan en kabule değer görülenleri seçip kullanmak, buradaki anlamı ise mimarinin temel kurallarını güncel beceriye uyarlayarak kullanmak. Duvara asılı şamdanlar, Sotheby’s den satın alınan Pers halı, 19.yy. İtalyan varak ayna buna en güzel seçmeler. Ayrıca geçmişten seçilmiş porselen tabaklarmekanın zengin görüntüsünü güçlendiriyor