Latest News
Kitchen Chat and more…
Kitchen Chat and more…
Bugünkü yazım beni şu günlerde çok heyecanlandıran bir ortaklıkla ilgili… Bu ortaklık konusuna girmeden önce sizlerle paylaşmak istediğim bir hikayem var.. Bu önemli hikayenin ne olduğunu merak edenlere özetle “Mimariye duyduğum AŞK” diyebilirim.
Türkiye’de ve yurt dışında birçok projeye imza attım. Gerek Rusya’da banka projesi gerek Suudi Arabistan’da cami projesi yaptım. Bu projeler arasında birçok mağaza, ev, otel ve ofis projeleri de vardı. Kişisel çalışmalarımın yanı sıra Nurol Uzel ve Emlak Bankası ile de birçok çalışmam oldu. Kendimi bir mimar olarak ifade etmem gerekse; “mimari projelerimi, yaşamlarımızdaki enerjiyi düşünerek tasarlayan bir mimar” olarak ifade edebilirim; 1 ching, Feng Shui vs. Beni en çok heyecanlandıran 1996 yılında Los Angeles’ta sanatla mimariyi harmanlayan Frederick Fisher ile yapmış olduğum işbirliği antlaşması. Onunla bazı projelerde birlikte çalışmak bile beni heyecanlandırmaya yetmişti de artmıştı bile. Beni en çok heyecanlandıran sanatla mimariyi bir arada götüren bir mimar olmasıydı. İkinci nedeni ise hayranı olduğum komedi yıldızlarından Bette Midler’in evini yapmış olmasıydı. O benim için ayrıca mütevazılığı ile özel bir insandı. Halen beraber çalışmalar için görüştüğüm bu kişi takdir edersiniz ki benim yaşamımda çok özel bir yere sahip. Yapmış olduğu çalışmalar, sanatla bağlantısı adına ‘tablo gibi’ çalışmalardı. Çünkü kendisi mimarliğının yanı sıra resim eğitimi de almıştı.
Benim mimariye olan aşkım sadece Fredrick Fisher ile sınırlı kalmadı. Bu ortak girişimler beni başka özel mimarlarla bağlantıya yönlendirdi. Hepsi beni ayrı ayrı etkiledi. Bu mimarlar sırasıyla; Almanya’dan güneş ışığıyla mimari çalışmalar yapan Collignon şirketinden Oliver Collignon, şu anda okullarda dersleri okutulan Trump Otel’in mimari ve Philip Johnson’dan Alain Ritchie ve ispanya’dan Lord Rotshield’in mimarı olan AB’den ödül alan Javier Barba (Doğaya olan saygısı beni çok etkiledi.) En son ise Malezya’daki ikiz kulelerin mimarı olan Cesar Pelli…. Bu mimarlarla birlikte VIP katkısıyla ile birlikte 2004 yılında gerçekleştirdiğim Archisection kongresi de beni heyecanlandıran olaylardan biridir. Bu yazıyla VIP grubuna bana vermiş olduğu destek için tekrar teşekkür etmek isterim. Bu gruplarla yapmış olduğum işbirliği antlaşmam ancak yeni yeni gerçekleşmeye başladı. Önümüzdeki günlerde çok güzel projelerde bizleri görmeniz an meselesi. Şu günlerde beni heyecanlandıran işbirliği yapmış olduğum yeni antlaşmaya gelelim. Daha çok yeni, ancak doğru insanların doğru yerde doğru zamanda kesişmelerine en güzel örnek.. Bu söz GRAFT grubunun ortaklarına ait. Kim için söylenmiş? Tabii ki son yıllarda içindeki tasarımı keşfeden mimarinin duayenlerinden Frank Gehry’den mimari eğitim alan ünlü aktör BRAD PITI için. lstanbul’da mimari bu kadar fakirken mimari çalışmalar için antlaşma yaptığım bu grubun Türkiye’de projeler yapmak için bir araya gelmesi bir tesadüf mü yoksa yüklendiği bir misyon olabilir mi? Özellikle son yıllarda küresel ısınmayla mimarinin ve doğanın bu kadar önemli olduğu zaman diliminde… Graft Grubu ve Brad Pitt’in Palm Spring’deki doğayı yansıtan W Hotel bu çalışmalara en iyi örnek...
Temennim önümüzdeki yıllarda inşaat şirketleri ile yaptığımız görüşmeler sonucu yapacağımız mimari çalışmalarla küresel ısınmaya bulacağımız çözümler ve dünya güzeli istanbul’un mimarideki yanlışlarına çözüm bulup dünyanın en güzel şehri olduğunu bir daha dünyaya göstermek.
Farkındaysanız, bu yıl kış hala gelmedi.Pastırma yazına devam. Yaz deyince, hemen hemen hepimizin aklına kumuyla, deniziyle Akdeniz sahilleri geliyor. Derin mavi suların serinliği, gözümüzde tütüyor. Ve bu düşünce insanda hoş, sıcak duygular uyandırıyor. İşte Akdeniz kültürünü yansıtan evlerde, yaz keyfinden esintiler…
Öncelikle bu sıcacık , hoş mekanların dekorasyonu için öyle pahalı mobilyalar satın almanız gerekmiyor. Özellikle bu dekorasyon anlayışında basit gibi görünen fikirler, aslında en iyi olanlardır. Akdeniz sahillerine yakın evlerde, rahatlıkla uygulanabilen bu dekorasyon anlayışı ince ve sade bir zevkin ürünüdür. Hayallerimizi süsleyen evlerin başında gelecek olan Akdeniz evlerinin ortak noktası, çok sade olmasının yanı sıra, romantik sahnelerin vazgeçilmez mekanlarından olmasıdır.
Ayrıca seçilen mobilyaların rahatlığı, görselliği, yaşam kalitesine somut bir katkı yapacaktır. Ne kadar pahalı olmayan mobilyalar seçilse de deniz sahilindeki evler, aslında maliyetinden bağımsız olarak, hep “lux ” kalmayı başarmıştır. Ayrıca gelen yazla birlikte denize düşen ışıkların hayalinizdeki çekiciliği, bu tip mekanları hep reddedilmez kılmıştır.
İster dış mekanda bahçede olsun, ister iç mekanda, bu tip mekanlar için hep yeşillik ön planda. Özellikle bahçeye ve terasa konulan bu tip mobilyalar, yaz gecelerinin keyfini yaşamak için ideal. Bu dekorasyon anlayışı ilginizi çekiyorsa, satın alacağınız mobilyalar, su boyasıyla boyanmış sade ahşap iskemleler, bambular olabilir.
Dikkat edeceğiniz diğer husus ise her şeyin abartıdan uzak, doğal görüntüde olması. Bu tip mekanların en önemli aksesuarları yeşil bitkiler. Süslemeye gelince, bahçe düzeni son derece sade, toprak hiçbir şekilde görünmüyor. Her yer yemyeşil. Bu yeşilliği değişik renklerde çiçekler bütünlüyor. Bahçe, yeşillik, çiçek yönünden göz dolduran bir etkiye sahip.
Evinizi dekore ederken sadece size özel sıcacık, samimi bir ortam oluşturmak istiyorsanız, stilde tercihiniz ister klasik ister modern olsun, vazgeçemeyeceğiniz tek malzeme ahşaptır. Kışın geldiğini haber veren şu soğuk günlerde ahşabın sıcaklığını hissettiğiniz bir mekanda rahat koltuklara uzanıp yapacağımız çay keyfi, hiçbir şeye değişilmez.
Biz mimarların ve sizlerin vazgeçemeyeceği tek malzemenin ahşap olduğunu evinize şöyle bir bakarsanız görürsünüz. Her zaman bu malzemeye kolay kolay hayır diyemeyiz. Bu durum, son günlerde, ahşabın salonda, yatak odasında tercih edilmesi dışında, mutfakta hatta banyoda bile tercih edilmesiyle gözler önüne seriliyor. Ahşap deyip geçmeyin. Kullanıldığı yerler öyle çok ki neredeyse kullanılmadığı yer yok. Çeşit olarak baktığımızda ise ismini aklımızda tutamadığımız çeşitleri bile var. Tercih edilenlerden bazıları maun, kiraz, ceviz, çam v.s.
Böyle bir dekorasyonda, özellikle ahşapla bütünleşen renklerden yararlanırsınız, başarılı olma yüzdeniz fazlalaşır. Kullanacağınız renkler, sarı, kırmızı, kahverengi, mavi olabilir. Bu başka renkler kullanamayacağınız anlamına gelmiyor, tabii ki. Bu arada önemli olan ahşabın kendi rengiyle bu renklerin tonlarının bütünleşmesidir.
Biliyorsunuz her ahşabın doğal rengi birbirinden farklıdır… Ceviz, koyu kahve, maun kızıl kahve, çam açık bej dir… Suni renklendirmelerle ahşabı renklendirebilirsiniz. Ahşabın doğal rengini tercih etmenizi tavsiye ederiz. Ahşapla yaratacağınız hoş, sıcak, sevimli mekanlarla hoş vakitler geçirmeniz dileğiyle…