Latest News
Kitchen Chat and more…
Kitchen Chat and more…
FARKINDA YAŞAM VE SANAT
Farkında yaşamak, Mindfulness, meditasyon gibi farklı toplumlarda birçok farklı isimle tanıtılmaya çalışılan içsel bilim; yani gözlemin dışarıda bir obje yerine, bireyin iç dünyasına dönük olarak yapılması (bireyin kendi iç dünyasına izleyici ve gözlemci olarak ışık tutması) ile ilgili metotlar binlerce yıldır uygulanmaktadır. Kişinin iç dünyasını bireysel olarak araştırması için tasarlanmış birçok eski ve yeni metodolojiler bulunmaktadır.
Kişinin anda kalması, rahat ve etkin yaşaması, yaratıcılığını ve verimliliğini en üst seviyede kullanabilmesi, gerçek potansiyelini ortaya çıkarabilmesi, tüm varoluşu ile yaşayabilmesi adına tasarlanmış bu metodolojiler üzerine dünyanın önde gelen üniversitelerinde çok sayıda araştırma ve çalışma yapılmıştır. Bu araştırmalar/ deneyler doğrultusunda mindfulness veya farkındalık üzerine birçok bilimsel makale yayınlanmıştır. 1980’lerde yaklaşık yılda 8 bilimsel makale yayınlanırken 2015 yılına doğru bu sayı yılda 500 makaleyi geçmiştir.
Yapılan deney ve araştırmalarda tekniklerin hayattan kopmak değil gündelik hayatın içinde etkin, yaratıcı ve sakin bir şekilde var olmaya faydalı olduğu görülmüştür. Artık bu metodolojiler basit, sıradan ve çağdaş yaşam tarzının doğal unsuru olarak sunulmaktadır.
Farkında yaşam metodolojilerinin temelinde rahatlama bulunmaktadır. Kişiler nefes, beden egzersizleri, dans veya benzeri birçok yöntemi kullanarak rahatlamaya başlayabilirler. Gerginlik, huzursuzluk, baskı ve korkunun hüküm sürdüğü içinde bulunduğumuz çağda, bu teknikler kişilere dışsal bir aktivite yapmadan kendi iç dünyalarında gevşeme imkanını sunmaktadır.
Farkında yaşamak bir şeylere odaklanıp bireyler üzerinde baskı yaratmak değil, aksine aynı sokakta olan biteni izlermiş rahatlığında hiç bir şeye dahil olma gereği duymadan, hiç bir şeyle özdeşleşme ihtiyacına girmeden kişinin kendi iç dünyasını ( düşüncelerini, duygularını) ve çevresinde olup bitenleri rahat ve seçimsiz bir farkındalık ile gözlem yapması ile devam eder. Bu teknikler kişinin kendi dünyasında ve çevresinde olup bitenleri tüm gerçekliği ile gözlem yapmasına yardımcı olur.
Normal şartlarda odaklanma, dikkat yoğunlaştırma ve baskı üzerine tasarlanmış mücadeleci ve kişiyi gerginleştirerek başarısızlığa iten yaşam tarzının aksine farkındalık ve gözlemcilik içeren yaklaşım, bireyin en iyi haline ulaşabilmesi için bütünsel bir yoğunlukta anın içinde olmasına yardımcı olmaktadır.
Rahatlamadan sonra gelen ikinci aşama her şeyi olduğu gibi açık gerçekliği ile gözlemleyip kabul etmeye dayanır. Kendimizi olduğumuz gibi kabul etmek, roller ve maskelerden vazgeçmek, başkalarını memnun etme ve etkileme çabalarımızdan vazgeçmek, yaralarımızı gizlemeyi çalışmayı bırakmak ve her şeyi olduğu gibi görmek farkındalığa giden yolun temellerini oluşturur. Bu yolculuğun ilk adımları da bedensel gözlemle oluşur. Her hareketin, her adımın farkında olmak, bedendeki duyuları gözlemlemek ve güçlü bir beden farkındalığı yaşamak. Gözlemledikçe beden doğal olarak gevşemeye başlar. Daha sonra aynı gözlemleme hali zihne yani düşüncelere geçer. Ve düşünceleri özdeşleşmeden gözlemlemeye başlar.
Seçim yapmak zorunda hissetmeden, bir özdeşleşme yapmadan yaşanan seçimsiz farkındalık ve gözlem hali kişiyi mekanik/ otomatik davranış kalıplarından dışarıya çıkartır. Saati diğer kola takmak, dişleri diğer elle fırçalamak, her zaman oturduğundan farklı bir yere oturmak, güne her zamankinden farklı başlamak, gözler kapalı duş almak, nefes ritmini farketmek ve bilinçli değiştirmek gibi dışsal bazı tekniklerde kişinin mekanikleşmiş/ kalıpsallaşmış alışkanlık zincirlerini kırmasına yardımcı olur. Duygusal farkındalık; duygularla, içgüdüsel dürtülerle ve zihinsel baskılarla mekanik/kalıpsal hareket etmenin ötesine geçmeye, bilinçli ve spontane davranabilmeye, bağımsız bir bireyin gelişmesine destek olur.
Farkındalığı belli bir seviyeye gelip düşünce ve duyguların ötesinde olduğu anda kişi tam da kendisi olur. Bir tanık olarak var olmak, farkındalık tekniklerinin uygulanması ile bireylerin sübjektif olarak yaşadığı kişiye özel bir deneyimdir.
Farkındalık yaşama veya eyleme karşı değildir. Eylemler aynı yoğunluğu ile devam eder, hatta belki daha bile yoğun devam eder. Belki daha da yaratıcısınızdır, daha da yaşam dolusunuzdur ama mesafelisinizdir. Olan biten her şeyin gözlemcisinizdir.
Bu bağlamda yapılan bilimsel araştırmalardan bazıları aşağıdaki gibidir
“Yüreğin gerçeğini özleyen, arayan, hayatın getirdiği problemleri çözmeye çabalayan, şeylerin ve olayların özüne ve kendi varlıklarının içine nüfuz etmeye çalışan sorgulayıcı zihinler vardır. Bir insan sağlam şekilde muhakeme eder ve düşünürse, bu problemleri çözerken hangi yolu takip ederse etsin, kaçınılmaz şekilde kendisine dönmeli ve işe, kendisinin ne olduğu ve içinde bulunduğu dünyadaki yerinin ne olduğu probleminin çözümüyle başlamalıdır.” cümlesini 1900’lü yılların başında sarfeden “İnsanın Uyumlu Gelişimi Enstitüsü”nün ve ‘’Dördüncü Yol’’ öğretisinin kurucusu Gurdjieff, Objektif ve Subjektif olmak üzere iki tür sanattan bahseder.
Subjektif Sanat olarak bahsettiği sanat kişinin çok da farkında olmadığı, sorumluluk almadığı, bir yerde içini boşalttığı bir sanattır. Kişi kollektif etkiler, kültürel şartlanmalarında tesirinde kalarak Gurdjieff sözleri ile ‘’ kazara bir şeylerin kendini var etmesine sebep olur. Yani sanatçı kendisinin bile anlayamadığı ve üzerinde kontrol de kuramadığı fikirlerin, düşüncelerin ve ruh hallerinin etkisi altındadır. Bu etkiler sanatçıyı yönetir ve herhangi bir formda kendisini ifade eder.’’
Objektif Sanat ise kişinin tüm koşullanmaların, fikir ve duyguların ötesinde bir derinliğe ulaşabildiği ve gerçekten niyet ettiği şeyi yaratabildiği sanat şeklidir. Sanatçının her türlü etkinin farkında olup, bilinçsiz ve kazaen bir şeyler yaratmak yerine tam da farkında olduğu noktadan kontrol kendisinde olarak gerçekleştirdiği sanattır. Ve Gurdjieff’in sözleri ile objektif sanatta ‘’ Sanatçı tam niyet ettiği şeyi sanatı ile karşısındakine taşır ve sanatçının ulaştırmak istediği tüm fikir ve duyguları gözlemci tam da aynı şekilde hisseder.’’
Sadece dışa bakmamız için gösterilen filtreli pencerelerin, hissetmemiz için izin verilmiş belli duyguların dışında kalan kapı ve pencerelerden olana bakmak ve izin verilmiş, öğretilmiş veya öğretilmemiş her çeşit insana ait duyguyu kişinin kendisine hissetmek için izin vermesi bireyin kendisi ile ve gerçekle yakınlaşmasına yardımcı olmaktadır. 21. yüzyılın temel tehditlerinden biri olan kendine yabancılaşma sendromuna karşı atılabilecek önemli bir adımın kişinin dışsal faktörler karşısında yaşadığı bireysel/içsel deneyimleri araştırıp, yaşadığı farkındalık karşısında sorumluluk almak olduğu Gestalt tekniğinde dahil olduğu çağdaş psikolojide çok kabul edilir olmuştur.
Bütün toplumsal kurguyu bir tarafa bırakıp salt yalınlığı ile gerçeği görebilme deneyimine İngiliz yazar Aldous Huxley’de ‘’ Algı Kapıları’’ adlı kitabında yer vermiştir. William Blake’in ‘’Eğer algı kapıları temizlenseydi, her şey insana olduğu gibi görünürdü: Sonsuz’’ cümleleri ile kitabına başlayan Huxley ,Van Gogh’un ‘’ Sandalye’’ isimli resmi üzerine kitabında şu yorumları yapmıştı .
‘’ Van Gogh’un gördüğü iskemle özde benim gördüğüm iskemleydi, buna hiç kuşku yoktu. Ama sıradan algılamayla kıyaslanamayacak derecede daha gerçek bir sandalye olduğu halde, resimdeki şey, yinede gerçeğin olağanüstü etkileyici bir sembolünden başka bir şey değildi. Gerçekte açığa vurulan şey Öylelik’/Olduğu gibi olma/Olma hali idi’’
Asırlardır kullanılan farkında yaşam metodolojileride bir yerde insanı bu hale davet etmişlerdir. Şimdi ve Burda’nın içinde Isness/Öylelik/Olduğu gibi olma/Olma Hali.
Gurdjieff, Buddha gibi mistik/öğretmenler bu hali; hayattaki her türlü gizeme açılan bir köprü olarak görmüşlerdir.
Tam 50 yıl aradan sonra, bu iki fotoğraf A + Ödülleri tarafından tanınan iki önemli kadını tasvir ediyor: Las Vegas’taki Denise Scott Brown (solda); Jeanne Gang, Yılın A + Ödülleri Firmasını seçti (sağda).Geçen aylarda yapılan Architizer’ın A + Ödülleri Gala’sında, sadece Zaha’nın olağanüstü mirasından değil, aynı zamanda kadın mimarlara yönelik zorlu bir geleceği de hatırlatıldı.. Chicago ve New York merkezli firma Studio Gang’ın kurucusu Jeanne Gang, Amerika Birleşik Devletleri ve ötesinde yeni işler üreten yetenekli yeni nesil tasarımcıların ön planda olduğu listede yılın Firması ödülünü aldı.
Amale Andraos
Genel Çiftlik , Amale Andraos firması work tarafından Long Island City’nin MoMA PS1’i gerekçesiyle 2008’de kuruldu; Müze kurulumu ” PS1’deki kullanımından sonra geri dönüşümlü, ucuz ve sürdürülebilir malzemelerden yapılmış canlı bir yapı ” olarak nitelendirildi; aracılığıyla görüntüleri MoMA PS1 ve Mimar aracılığıyla görüntüler
Amale Andraos
Son yirmi yılda Amale Andraos kendisini bir mimar, eğitimci ve kentsel kuramcı olarak tanımladı. Mimarlık, Planlama ve Koruma Columbia Üniversitesi Graduate School dekanı, Andraos ayrıca bir kurucu ortağı olan Andraos ve Wood a adanmış bir firma “,kentsel, kırsal ve doğanın kesiştiği mimarisi ile ” şehirler, çiftlikler ve doğa arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlamaya çalışıyor.
Alison Brooks
The Smile , Alison Brooks Architects tarafından 2016 Londra Tasarım Festivalinde Amerikan Sertağaç İhracat Konseyi (AHEC) ile birlikte geçici bir kurulum; Bu minimalist pavyonda, çapraz lamine ahşabın yapısal potansiyelini sergilediŞekle ve orana bir heykeltıraş yaklaşımıyla yaklaşan Londra merkezli bir mimar olan Alison Brooks İngiltere’nin en orijinal mimarlarından biridir. 2013’te Yılın AJ Kadın Mimar Ödülü’nü aldı. Hakimler den biri Paul Monaghan, “heykel, mimari ve detay karışımının onu İngiliz mimarisinde böylesine güçlü bir güç haline getirdiğini” ifade etti.
Tatiana Bilbao
Tatiana Bilbao zarif, geometrik konut tasarımı ile bilinmektedir, Mexico City merkezli mimarın kalıcı mimari için yaratıcı tasarımları için sürdürülebilir, uygun fiyatlı konut çözümleri denebilir. Bilbao, 2015 yılında Architizer ile yaptığı röportajda 8000 dolara kadar bir araya getirilebilen son derece özelleştirilebilir modüler ev dizisi oluşturma planını görüştü. Bilbao, ” Bizim fikrimiz, bu ev için pek çok olasılığın olduğunu, hacim ekleyebileceğini ve evi büyümeye, değiştirmeye ve genişletmeye devam edebildiğini göstermekti” dedi.
Lina Bo Bardi
Lina Bo Bardi (1914 – 1992), materyallerin etkili bir şekilde kullanılması ve tasarımın toplumsal olanaklarının ömür boyu keşfedilmesi ile tanınan, İtalyan doğumlu, Brezilyalı bir mimardı. Kendine has bir duyarlılığı, 1982 yılındaki SESC Pompeia’daki ifade tarzı tam pencereler yerine havai yollar ve asimetrik porselenler içeren dönüştürülmüş bir fabrikada bulundu. Bu kış Sao Paulo’ya bir gezi planlamak için yeterli sebebi olanlar için bu fabrika dan bu güne kadar hoşlanmayan yok.
Denise Scott Brown
Venturi, Scott Brown ve Associates firmasının kurucusu, yenilikçi mimarı Robert Venturi’nin çığır açan teorisyeni ve eşi – Denise Scott Brown, gerçek bir Amerikan simgesi. 2015’te Scott Brown ve kocası, Architizer’ın A + Yaşam Boyu Başarı Ödülünün ikili alıcılarıydı Bu çiftin seçim nedeni, “Postmodernizm” olarak bildiğimizden, diğer yaratıcı ekiplerden çok daha fazla şey yaptığı için Scott Brown, Architizer’dan aldığı ödülle birlikte verilen bir röportajda “hiçbir kusursuz fikir anlayışı yok” dedi “İşbirliği mimarinin gerçeğidir.”
Beatriz Colomina
Gizlilik ve Tanıtım ,Beatriz Colomina’nın en tanınmış kritik eserlerinden biri ve Cinsellik ve Mekan , Colomina tarafından düzenlenen mimarlık yazılarının antolojisi; aracılığıyla görüntüleri
Beatriz Colomina dünyanın önde gelen mimarlık tarihçileri arasında yer alan Colomina’nın araştırması, mimarlık ve medya arasındaki ilişkiye odaklanıyor. Mimariyi diğer disiplinlerle ilişkilendirmeye olan ilgisi, Princeton Üniversitesi Mimarlık Okulu için dönüştürücü nitelikte ve okulun “Medya ve Modernite” lisansüstü programını kurdu. “Modern mimarlık” bir zamanlar “yalnızca medyayla olan ilgisiyle modernleşir” yazdı. Yaptığı iş, mimarinin modernite ile ilgili geniş kapsamlı sorularla ilgilenmek isteyen herkes için okunması zorunlu bıraktı.
Sharon Davis
Mimarlık, finans alanında uzun yıllar çalıştıktan sonra vites değiştiren Sharon Davis için ikinci bir kariyer. Davis, kendisi için bir isim vermeye vakit harcamıyordu. İlk büyük projesi olan Ruanda’da çokça alkışlanan Kadın Fırsat Merkezi idi. Architizer muhabiri Emily Nonko’nun açıkladığı gibi bu proje ” Ruanda kadınları için güvenli bir toplanma yerinin olmamasından daha fazlasını ele almak zorundaydı – ayrıca ekonomik fırsat ve sağlam bir sosyal altyapı oluşturmak zorunda kaldı”
Davis’in geliştirdiği program şık ve fonksiyonel: bir çiftçinin pazarı, bahçeleri, konuk konutları ve topluluk alanını içeren bir kampüste hepsi dairesel bir şekilde düzenlendi. Elbette, Davis tarafından web sitesinde özetlenen, şirketin “toplulukların geleceğini değiştiren olağandışı binalar tasarlama” amacını savunan dönüşümsel vizyonunu sürdürüyor.
Odile Decq
Odile Decq, hayal gücüyle tasarlayan, konuşan bir mimar. Paris’teki ünlü Opera Garnier’deki “Phantom Restaurant”, çarpışan zamansallık larla ilgili bir çalışma olup, opera binası nın tonozlu güzel sanatlar tavanına meydan okuyan kırmızı ve beyaz biyomorfik formlarla tasarlanmış. Bununla birlikte, iyi bir opera fanının bildiği gibi, çatışma uyumlu hale getirilebilir. “Phantom Restaurant” da, eski ve yeni stiller, her birinin dramını artıran bir çeşit dansa katılırlar. Gerçekten de, cesurluk Decq’ın tüm çalışma organının köşe taşıdır ve zerafetin sınırlama tarafından tanımlandığı fikrine keskin bir tavır takınır.
Liz Diller
Ünlü firma DILLER SCOFIDIO + RENFRO’nun kurucu ortağı Liz Diller, 70’lerin sonlarından beri sanatın ve tasarımın keskin çizgilerde kavramsal projeler ile Blur Binasını tasarladı. İsviçre EXPO 2002 sırasında bir medya pavyon olarak yaşama katıldı..
” İlk yıllarımda kendime kritik bir duruş ve mimarlık konusuna meydan okumak ve diğer kültürel disiplinlerle nasıl etkileşim kurabileceğini düşünmek için bir fırsat verdim” diye belirtti. “Hemen binalar yaparak başlayamadım.”
Jane Drew
Jane Drew (1911 – 1996), sadece yüzyılın ortalarında İngiltere’de önemli bir yer tutan tanınmış bir kadın mimar olmakla kalmayıp, Modernizm in açık sözlü savunucusu olarak dalgalanan İngiliz mimar oldu. Sosyal ve uluslararası çıkarları olan bir mimar olan Drew, olağanüstü kariyeri, yerli İngiltere’sinin yanı sıra Batı Afrika, Hindistan ve İran’da da büyük projelere imza attı. Onun ifadesinde, “mutfaklardan yukarıya doğru her şeyi” tasarladı ve her zaman formu ve işlevi birleştirmeye yönelik bir gözle.
Ray Eames
Ray Eames kocası Charles Eames (1907 – 1978) ile birlikte Ray Eames (1912 – 1988) Amerikalı nesiller için modernist havayı tanımladı. Ikonik kalıplı-kontrplak yanı sıra Eames şezlong, ikili oluşturmak için bilinen Eames House, tamamen endüstriyel inşaat amaçlı prefabrik çelik parçalar dışında Los Angeles. Çiftlerin evleri ve stüdyosu olarak on yıllarca hizmet verecek olan bina, verimlilik ve kalite hakkında uzun zamandır devam eden fikirleri gündeme getirerek tamamlandı.
Jeanne Gang
MacArthur üyesi ve Chicago’daki Studio Gang’ın kurucusu olan Gang, Amerika’nın en önde gelen mimarlarından biridir. 82 katlı gökdelen Aqua ,simgesel kuleleri ile tanınan bir metropol olan Windy City’de. Chicago’ya damgasını vuracak kadar başka bir mimar kadar vizyon sahibi olmasına rağmen, Gang’ın yaratıcılık felsefesi tevazu ve açık görüşlülüğü vurgular. “İyi fikirler her yerden geliyor,” dedi bir keresinde
Petra Gipp
İsveç soğuk bir yer, ülkenin edebiyatına ve mimarisine yansıyan bir gerçektir. Petra Gipp’in temiz çizgileri ve ham yüzeyler için yaptığı tercih, kesinlikle bu geleneğin bir parçası. Çalışmaları bize doğru, ne zaman yapıldığını, soğukluğun nasıl rahatlatıldığını gösteriyor.
Eileen Gray
Hem kişisel hayatında hem de kariyerinde öncü olan Eileen Gray (1878 – 1976), şimdiye kadar İrlanda’dan çıkacak en önemli tasarımcılardan biridir. Mobilya tasarımları ile tanınan Gray, aynı zamanda Fransa’nın güneyinde kendisi için tasarlanmış bir evde yıllarca yaşayan bir mimardı. “Oluşturmak için” önce “önce her şeyi sorgulamalısın” dedi.
Momoyo Kaijima
Atelier Bow-Wow’un kurucu ortağı olan Momoyo Kaijima, bir tasarımcı olduğu kadarıyla bir teorisyen olan bir avuç seçkin mimar arasındadır. Firmasının duyarlılığı hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen okuyucular, Amazon’un belirttiği gibi “mimarların unutmak isteyecekleri mimari” üzerine odaklanan Kaijima’nın yerli şehri için hazırladığı rehber Made in Tokyo’yı kontrol etmelidir.Bu ve diğer projelerde, Kaijima ve Atelier Bow-Wow’daki ekibinin geri kalan kısmı, alanların günlük yaşamın siperlerinde nasıl kullanıldığını anlamaya çalıştıklarını belirtmekten çekinmiyorlar. “Bilgi olmadan tutku kaçak bir attır.”
Marion Mahony Griffin
Marion Mahony Griffin (1871 – 1961), dünyadaki ilk lisanslı kadın mimarlardan biri. Mahkeme okulunun kurucu üyelerinden Mahony Griffin daha sonra evleneceği Frank Lloyd Wright ve Walter Burley Griffin ile birlikte çalıştı. Burley Griffin ile birlikte, Avustralya’nın başkenti Canberra şehrinin planını, prairie okul tasarım ilkelerine göre yaptı.
Jane Jacobs
Bir kütüphane kentsel planlamayla ilgili yalnızca bir kitap içeriyorsa, bu kitap muhtemelen Jane Jacobs’un 1961’de yayınlanan Büyük Amerikan Kentleri Ölümü ve Hayatı adlı klasiğiydi. Jacobs “kentsel yenilenme” eğilimine direndi ve kendiliğinden gelişmesine izin verilen mahallelerin işlevselliğini kutladı. “Kentler herkes için bir şeyler sağlama yeteneğine, yalnızca herkes tarafından yaratılmış oldukları için” Bayan Jacobs 2006’da vefat etti .
Sharon Johnston
Sharon Johnston, mimari blogları okumak başlıca zevklerinden biri, kendisini fantastik, dünyevi evlerde yaşıyor hayal ediyor. Sharon Johnston ve firması Johnston Marklee ,mimarlıkla fantazi arasındaki bu ilişkinin farkındalar. California’daki Vault House gibi yapılar yaratıyorlar: eğlenceli, şık ve günümüzden çok geleceğe ait görünen binalar.
Maya Lin
Bir mimar, heykeltraş ve arazi sanatçısı olan Maya Lin’in kariyeri çeşitli alanlarda başarı ile damgalandı. Ancak en iyi ihtimalle öğrenci iken tasarladığı bir proje ile tanınıyor: Washington, DC’deki Vietnam Gaziler Anıtı Çatışmada kaybolan tüm Amerikan askerlerinin adlarını gösteren bir duvarla çevrili iki dönümlük bir arsa, bu anıt kabul edildi Ancak minimalizm nedeniyle tartışmalıydı.
Bugün, yaygın olarak bir başyapıt, ulus için derin ve kalıcı bir iz bırakan bir çatışmanın göze hoş görünmeyen, “Savaşa modern bir yaklaşımın tanımı,” ve “bireysel hayatların kaybolduğunun kabulü.” dedi
Neri Oxman
Bazı mimarlar şu an konuşmaya çalışıyor; Diğerleri gözlerini geleceğe sabit tutar. Neri Oxman bu ikinci tiptir. İsrail-Amerikalı bir mimar, tasarımcı ve akademisyen Oxman, biyoloji ve bilgisayar bilimlerinden, mimarlık alanındaki bulguları uygulamaktan duyduğu ilgiyle tanınmaktadır. Bu alan, önümüzdeki yıllarda köklü bir değişim gösterecektir. “Yakın gelecekte, binalarımızı ve evlerimizi 3B olarak basacağız” dedi bir keresinde.
Lilly Reich
Lilly Reich (1885 – 1947), Mies van der Rohe ile olan işbirliği yapmış en iyi bilinen bir Alman modernist tasarımcıydı. Birçok kişi zerafetin ve sofistike bir sembol kalmış bir mobilya parçası olan Barselona tasarımında tam ortak yaratıcı değil, sadece bir ortak çalışmacı olduğunu bilmiyor.
Kazuyo Sejima
Kazuyo Sejima SANAA basit geometrik elemanlar ile ttasarlayan bir mimar. New York’taki Yeni Müze için tasarımı için şema çok az olsa da – yığılmış küp serisi – ofset düzenlemeleri, Bowery’nin en çarpıcı binalarından biri olmasını sağlar.
Annabelle Selldorf
Annabelle Selldorf ile hepsi ayrıntıda . New Yorker için eski mimarlık eleştirmeni Paul Goldberger, stilini “… mükemmel oranlara sahip, nazik bir hassasiyet modernizmi” olarak nitelendirdi. Selldorf, pratikliğini şöyle anlatıyor: “Bir çeşit mantık arıyorum Uzaya hareket etmenize ve onu güzel ve rasyonel olarak algılamanıza olanak tanıyan. “
Norma Merrick Sklarek
Norma Merrick Sklarek (1926 – 2012), ilk büyük Afrikalı-Amerikalı kadın mimar, gerçek bir öncü oldu. Los Angeles Uluslararası Havaalanı’ndaki (LAX) Terminal Binası ve Pasifik Tasarım Merkezi de dahil olmak üzere en tanınmış projeleri, kendine has bir çizgi ve renk hissi ile ortaya koyuyor. Sklarek, bir zamanlar mesleğe girerken karşılaştığı zorlukları şöyle anlatıyor: ” Okulların kotaları vardı ve kadınlara karşı bir kota ve siyahlara karşı kota vardı. Mimaride, hiçbir rol modelim yoktu. Bugün gelen diğerleri için bir rol modeli olmaktan mutluluk duyuyorum. “
Allison Williams
Yıllar boyu devam eden kariyeri boyunca Allison Williams, San Francisco’daki Perkins + Will ve AECOM da dahil olmak üzere dünyanın önde gelen bazı şirketlerinde, şu anda Tasarım Direktörü olarak görev yapıp birçok büyük projede çalıştı .Pittsburgh’daki Afrikalı Amerikan Kültürü için August Wilson Merkezi de dahil olmak üzere en tanınmış binaları, sitenin potansiyelini en üst düzeye çıkarmak konusundaki kararlılığını göstermektedir. Örneğin, August Wilson Centre, sıkı bir sokak köşesinde yer almasına rağmen geniş, açık ve aydınlıktır.
Zaha Hadid
Zaha Hadid bu yılın başlarında beklenmeyen vefatı ile herkesi yasa boğsada o sonsuza kadar yaşıyacak ,dünyanın en iyi bilinen ve en çok sevilen mimarlarından biri olacağı kesin. Cesur çizgileri ve heykel efsanesi ile yaptığı eserler, herkesi mimarlık fanı haline getirecek kadar güçlü. Hadid’in benzersiz vizyonu, dijital ve görsel teknolojileri tüm potansiyellerine iterek, yalnızca dönüştürücü olarak tanımlanabilen binalar yaratmasını sağladı. “Mimarlık öğreteceğimi sanmıyorum,” dedi bir keresinde. “Sadece insanlara ilham verebilirim”
Güneş sarısı, neşeli görünümü ile oturma odası tasarımına bir pop etkisi yaratmak açısından mükemmel bir seçenek ve özellikle modern bir dekorasyona sahip bir oda için vazgeçilmezdir. Bu rengin kullanılmasının başlıca yolu onu küçük ayrıntılarda kullanmanızdır, çünkü çok büyük alanda kullanma durumunda, iç mekan tasarımınız da ucuz bir etki yaratma riski taşıyabilir.
Bir oturma odasında bu rengi kullanmanın en iyi yollarından biri, şık bir sarı renkli kanepe tasarımıdır. Bu modern koltuk lüks iç mekan tasarımınıza feminen bir dokunuş sıcak bir renk, şık bir görünüm kazandıracaktır.Tamamen güneş ışığı alan bir sarı renk ürün olan Boca do Lobo tarafından tasarlanan yemek masa yanı olan bir masa, projenize iyi bir seçenek olarak hizmet edebilir. Bu parça, odanızda göz alıcı bir görünüm kazandıracak modern bir yansıma ile klasik süper şık bir tasarım oluşturacaktır
Güneş sarısıyla bütün bir oda dekorasyonu yaratmaya çalışmayın, çünkü zor bir görevdir. Lüks bir iç mekan tasarımında küçük bir alanda kullanmak oldukça basit olmasına rağmen büyük alanda kullanmak öncesinde de söylediğimiz üzere oldukça risktir. Burada dikkat etmeniz gereken önemli nokta güneş sarısı ile kontrast olan tonu seçmeniz gerekiyor. Çünkü sarı çok güçlü ve parlak bir renktir, bu nedenle yanına sarı rengi dengeleyecek mineral gri gibi renkler önerilir.
Mekanda kullanılan Koket’in Nessa Sandalyesinin klasik tasarımı, güneş sarısı dolap ile güzel bir bütünlük ile diğer kombinler le hoş bir tasarım kontrastı yaratıyor.
Evinizde kombinleri birleştirebiliyor ve nerede kullanacağınızı biliyorsanız, konuyu çözmüşsünüz demektir! Bu sarı dolap olmadan daha işlevsel bir oda tasarımı yaratabilecektiniz ancak
mekan da istenilen bu etki yaratılamıyacaktı.
Salon tasarımınızda güneş sarısını kullanmak için farklı yollar var. Örneğin farklı koltuk döşemelerinde kullanılabilen sarı minderlere her zaman cesaret edebilirsiniz
Sahip olduğunuz iç dekorasyonda keyifli bir görünüm elde etmek için kullanılan en iyi yol, sarı güneş ışığında bir pop tasarım aydınlatma kullanmak. Örneğin, mekanda kullanılan Delightful markası Atomik Heykel Tavan Lambası ile bir odaya yeni bir hayat verilebilir
Sarı döşeme kumaşı, bir tasarım koltuğunun öne çıkmasını sağlamanın ötesi mükemmel bir bağımlılık yaratabilir.
Bu inanılmaz ve cesur güneş sarısı seçimler, eşsiz tasarımlar ile bu mekanlara aşık olmamak imkansız görünüyor.
Güneş ışığımızın arttığı baharın geldiğini müjdeleyen güzel mekanlar da hoş sohbet dileklerimizle