MILANO LIVES WITH DESIGN
TASARIMLA YAŞAYAN MİLANO
Tasarımcı gözüyle Milano
Dr. Vehbi Tosun (Y.Mimar)
Bu sene 4-9 Nisan tarihleri arasında düzenlenen Milano Mobilya Fuarı (Salone del Mobile, Milano) nedeniyle bir kez daha 21 kişilik bir grupla Milano’ya gittik. Kültür Üniversitesi İç Mimarlık öğrencilerinin de katıldığı bu grupla 4 gün boyunca hem Milano Mobilya fuarını ve Milano’yu hemde Milano’nun hemen yakınında bulunan Como Gölü’nü sizler için gezdik.
Milano deyince akla gelen ilk kelime tasarım oluyor. Moda, mobilya, endüstri ürünleri tasarımı, otomotiv endüstrisi, mimarlık ve iç mimarlık tasarım boyutunda sizleri başka bir boyuta taşıyor. Kentin her köşesi tasarım ve sanatın farklı yönleri ile insanı büyülüyor.Tarihi kaynaklarda Keltik orijinli olduğu belirtilen Milano’nun adı Kelt dilinde Mid-lan’den (ovanın ortası) gelmektedir. M.Ö. 600 yıllarında kurulan Milano M.Ö. 222 yılında Romalıların eline geçmiş, M.S. 4. Yüzyılda 1.Theodosius zamanında kısa bir süre Batı Roma İmparatorluğunun başkenti olmuştur. Roma İmparatoru Büyük Konstantin, Milano’da Hrıstiyanlığı serbest bıraktığını ilan etmiştir.Rönesans döneminde kısa süre Visconti, 1450 tarihinden sonra ise Sforza ailesi tarafından yönetilen Milano’nun görkemli kalesi Sforza adıyla anılmaktadır.
Bir süre İspanyol ve Avusturya hakimiyetinde kalan Milano 1797 de Cisalpine, 1802 de İtalyan Cumhuriyetinin başkenti olmuştur. 1805 de Napolyon’un 1814-1859 yılları arasında Avusturya’nın hakimiyetine giren Milano 1860 da İtalyan Cumhuriyetinin bir parçası olmuştur. Lombardiya bölgesinin başkenti olan Milano kent merkezinin nüfusu 1.300.000 dür.
Milano’nun simgesi kent merkezindeki Milano kathedralidir (Duomo di Milano). Plazza del Duomo meydanının en hakim noktasında yer alan bu kathedralin yapımı altı yüzyıl sürmüştür. Duomo di Milano Avrupa’nın 4. büyük, İtalya’nın ise en büyük kathedralidir. Gotik tarzın en önemli yapılarından birisidir
Milano kathedralini gezerken aynı biletle mutlaka terasına çıkmayı ve ve hemen kathedralin yanında yer alan Palazzo Reale de Milano kompleksi (Milano hükümet sarayı) içindeki Grande Museo del Duomo di Milano’yu da görmek lazım.Milano kenti planı, merkezde tüm yolların birleştiği Duomo meydanı (Piazza del Duomo) olmak üzere, radyal bir formdadır. Tüm cadde ve sokaklar ya işınsal olarak bu meydanı merkez almış veya dairesel olarak bu meydanın etrafında şekillenmiştir (Resim 4).
Meydanda yer alan Galleria Vittoria Emanuele II (İlk İtalya Kralı) 1861 de tasarlanmış ve Giuseppe Mengoni tarafından yapılmıştır (1865-1877). İtalya’nın en önemli markalarının yeraldığı Milano’nun en ünlü alış-veriş merkezidir. Duomo meydanından girişindeki Zafer Kemeri, çelik strüktürü, renkli döşeme mozaikleri görülmeye değer.
Giuseppe Mengoni’nin, binanın açılışından bir gün önce kontrol etmek üzere çıktığı galerinin çatısından düşerek öldüğünü de bu arada hatırlatmak isterim.Duomo meydanı ortasında Vittoria Emanuele II’nin heykeli yer alır. Mussolini döneminde yapılan ve halen Musei del Novacento’ya ev sahipliği yapan Arengoario, Palazzo Carminati, Plazzo Settentrionali, Palazzo Reale de Milano ve Piazza Mercanti (tüccarlar meydanı) Duomo meydanı çevresinde görülmesi gereken diğer önemli yapılardır. Duomo meydanında yorgunluk kahvenizi meydana hakim Terrazza Aperol’da içmenizi tavsiye ederim.Galleria Vittoria Emanuele II ile Duomo meydanına bağlanan Piazza della Scala meydanı, ismini 1778 yılında açılan Milano Operasından (Teatro Alla Scala) alır. Dünyanın en önemli opera ve bale salonlarından birisi olan Teatro Alla Scala kendi kadrosu dışında hemen tüm ünlü solist ve grupları sahnesinde misafir etmiştir. Tiyatro salonu fuayesinde yer alan müzesi ayrıca görülmeye değer. Müzeyi gezerken prova çalışmalarını da seyredebilme imkanının olduğunu hatırlatmakta yarar var
Piazza della Scala meydanın ortasında Rönesansın en önemli isimlerinden birisi olan Leonardo Da Vinci’nin heykeli bulunur. Milano deyince Leanardo Da Vinci’den bahsetmeden geçmek olmaz. Milano’da 17 yıl yaşayan Leonardo Sforza ailesi içim mühendis, ressam, mimar ve heykeltraş olarak çeşitli hizmetlerde bulunmuş ayrıca Fransız hakimiyeti sırasında da 1508-1512 yılları arasında anatomi üzerine çalışmalarını sürdürmüştür. Sanatçının ünlü “Son Akşam Yemeği” tablosu Milano’da bulunan Santa Maria delle Grazie kilisesinde görülebilir.Naviglio adıyla bilinen Milano kanal sistemide, suyun akışı, svıların dengesi ve hidrolik kuralları çok iyi özümseyen Leonardo tarafından tasarlanmıştır. Loklar ile düzenlenen havuz sistemi yardımı ile Milano kanallarla denize bağlanıştır. Bugün Naviglio, restaurantları, cafeleri ve barlarıyla, Milano’nun en önemli eğlence merkezlerinden biridir
Naviglio kanallar bölgesinin hemen yakınlarında yer alan Tortona, Milano Mobilya Fuarının en önemli etkinliklerinin yapıldığı yerlerden birisidir. Bu yıl Tortona Design Week kapsamında 4-9 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen 200 etkinliğe 60 firma katılmıştır. Bölgede bulunan eski fabrika binaları dahil Tortona tam anlamıyla bir tasarım şölenine ev sahipliği yapmıştır.
Duoma meydanına yaklaşık 10 dakika yürüyüş mesafesinde bulunan Brera, Milano Mobilya Fuarı süresince tasarım etkinlik ve sergilerine ev sahipliği yapan diğer bir bölgedir. Tasarım bir oyun, oyun tasrımdır temasının işlendiği Brera’da özellikle Domus tarafından düzenlenen “White in the City” (Kentde Beyaz) sergileri Milano’nun önemli yapılarından Pinacoteca di Brera (Resim 9)
ve Palazzo Cusani’deydi (Resim 10).
Brera Caddesi ve çevresindeki sokaklar, cafe ve restauranları ile gelen misafirlere farklı tat ve lezzetleri de sunmayı ihmal etmiyor.Milano Mobilya Fuarının yapıldığı Fiera Milano
toplam 24 salonda, 200.00 m2 den daha büyük bir sergileme alanına sahip. Bu yıl 2000 en fazla firmanın ürünlerinin sergilendiği fuarda, Türkiye’yi 25 firma temsil ediyordu. Klasik, modern ve extra lüks bölümlerin yer aldığı Milano Mobilya fuarında ayrıca aydınlatmaya da ayrılmış 4 salon bulunmaktaydı. Milano Mobilya fuarı, alanında dünyada düzenlenen en büyük ve görkemli fuar olma özelliğini bu sene de korudu
Fuar sonrasında bir etkinlik için gittiğimiz Devon & Devon’dan da bahsetmem gerekiyor. Firmanın 2017 için tasarladığı concept ve ürünleri görmek güzel bir süpriz oldu
Devon & Devon’un hemen yanıbaşında yer alan Porto Garibaldi (Piazza 25 Aprile) meydanı, restaurant, cafe ve barları ile, güzel bir tarihi çevrede keyifli bir akşam yemeğine davetkar
Meydanın hemen yanıbaşında yer alan Piazza Gae Aulenti aışveriş merkezi ve Unicredit Tower ise Milano’nun modern çehresini gösteren güzel bir örnek (Resim 18).
Milano’ya gelmişken kent merkezine yaklaşık bir saat uzaklıkta ki Como gölüne uğramadan olmaz. Alp dağlarının eteklerinde yer alan ve bir buzul gölü olan Como, İtalya’nın 3. Büyük gölüdür. Karlı tepeleri, zengin bitki örtüsü, göl kıyısındaki villaları ve geçmişi günümüze taşıyan kasabaları ile Avrupa’nın en önemli turistik noktalarından birisidir. Como, gölün çevresindeki en büyük şehirdir. Gölün çevresindeki kasabalara Como şehrinden kalkan teknelerle ulaşılabilir. Como şehrinin katedrali, tarihi çarşısı ve funiküler ile çıkılan Brunate’den Como gölünün görünüşü seyahat programınızda olmalıdır. Como Gölü kıyısındaki en önemli 2 nokta Bellagio ve Varenna’dır. Bellagio
mimarisi, teras bahçeleri, sokaklarının kaplaması, dik yokuşlarının etrafında yer alan dükkan ve cafeleri ile görülmeye değer.Como gölünde benim favorim ise küçük bir balıkçı kasabası olan Varenna’dır. Varenna iskelesinden kent merkezine Aşıkların Yolu (Passegiate degli Innamorati) takip ederek ulaşılır. Bar il Molo’nun terasında oturup, Como gölünün ve Varenna’nın tadını çıkardığınızda Milano’ya tekrar gelmek için dilekte bulunacağınızdan eminim