Posts

BOHEMIAN LIFESTYLE IN INTERIORDESIGN AND FASHION

Bohem stil ilginizi çeken bir stil ise yazımız sizler için. Rahat ve doğal bir yaşam tarzı olan Bohem stili yaratmak için öncelikle rahatlığı sağlayan doğadan farklı dokular, desenleri, renkleri seçin. İster modada, ister iç mimaride ikisinde de ortak özellikler olan payetler, boncuklar, baharat tonları, püsküller, danteller dikkat çekiyor…
BOHEMİAN STİL 3

Kısaca sözlükte bohem kelimesine bakacak olursak; özünde çingenelerin hayat biçimidir. Aslında bir yaşam biçimidir. Tek kaygısı sanatdır. Kelimenin “derbeder, yarının düşünmeden yaşayan, tasasız bir yaşam şeklini benimseyen kimse ya da topluluk” anlamına geliyor olduğunu görürüz. Sanat çevresinde gelişme imkanı bulan bu yaşam şekli zamanla kıyafetleri olduğu kadar tasarımı dolayısı ile iç mimariyi de etkisine alarak salaş ve derbeder bir tarz olarak gelişmeye devam etti. Hem iç mimari de hem de moda da ‘bohem tarz’ denilen bir yaşam tarzı oluşmaya başladı.

BOHEMİAN STİL4

1960-70’li yıllarda popüler olan bu akımın modadaki asıl çıkış noktası giyim için harcayacak çok parası olmayan, güzel görünmekten ziyade rahatlığa önem veren kişilerdi. Özgür ve gezgin ruhlu, renkli ve cıvıl cıvıl olmayı seven kişilerin tercihi olan bu akımın geçmişten günümüze önemli temsilcileri ise Kate Moss, Sienna Miller, geçmişten ise Brigitte Bardot, Cher, Ali Mc Graw,Mary Kate Olsen en dikkat çeken isimlerden. İç mimaride de çok lüks olmayan bu tarz, rahat yaşamı ve doğallığı sevenlerin tercih ettiği bir stil. Baharat tonlarının hakim olduğu bu stilde desenler, çiçek, şal batik olarak dikkat çekiyor. Günümüzde tekrar popüler olmaya başlayan bohem giyim tarzı daha minimalist çizgilerle kendini gösteriyor. Yine de ana çizgisi değişmeyen bohem tarzının öne çıkan belli başlı ürünleri ise, dantelli, salaş, şapkalar, etnik iri taşlı kolye ve aksesuarlar, modada benzer özellikler dikkat çekiyor. Uzun etekler, kat kat çingene elbiseleri, şifon gömlekler, keten kıyafetler, salaş kazak ve hırkalar, renkli ve etnik desenli şallar, saç bantları, çiçek desenli kıyafetler, püsküler, topuklu botlar, kovboy çizmeler… Kısacası rahat, salaş, renkli ve etnik desenli her şey hem iç mimaride, hem de modada

BOHEMİAN STİL5

BOHEMİAN SİENNA MİLLER2

BOHEMİAN SİENNA MİLLER1

BOHEMİAN STL

BOHEMİAN SİENNA MİLLER

Bohem Cher1

bohem-giyim-tarzi kate moss

Bohem Brigitte Bardot

bohem cherİÇMİMARİ’DE VE MODA DA BOHEM BİR YAŞAM TARZI

TIMELESS STILE ART DECO

ZAMANSIZ STİL ART DECO

Art deco geçmişten günümüze gelen, değerinden bir şey kaybetmeyip her geçen gün değer kazanan stillerden. Zamansız olduğu kadar geleceğe taşınacağı da tartışmasız bir gerçek. Kısaca Art Deco’yu daha yakından tanımak isterseniz ve Art Deco’nun günümüzdeki uygulamalarını görmek isterseniz yazımız sizler için.Art Deco, 1910’larda süsleme sanatlarında, mimaride ortaya çıkan, 1920’lerde ve 1930’larda Batı Avrupa’da ve Amerika’da başlıca tarz haline gelen bir akımdı. ‘Art Deco’ ismi, bu tarzın ilk kez sergilendiği, 1925 yılında Paris’te düzenlenen Exposition Internationale des Arts Decoratifs et Industriels Modernes (Uluslararası Çağdaş Dekoratif ve Endüstriyel Sanatlar Sergisi) adlı sergiden geliyor. Serginin düzenleyicileri burada sergilenen bütün mimari ve dekoratif eserlerin ‘modern’ yani gelenekten ayrı bir tarzda olmasını istemişlerdi.

Art Deco çeşitli tarihî kaynakların yanısıra, Art Nouveau [Okunuşu: Ar Nuvo], Bauhaus akımı ve Kübizm gibi çeşitli avangart kaynaklardan etkilendi. Süslemeye ilişkin fikirler Amerikan Kızılderili, Mısır, Maya ve Aztek kültürlerinden ve antik Roma ve Yunan’dan geldi.Her şeyin ötesinde Art Deco yeni bir yüzyıl için tasarlanmış sofistike bir modernizmi temsil ediyordu. Kullanılan modern unsurlar arasında stilize dişli çarklar ve tekerlekler gibi makine ve otomobil örüntüleri ve şekilleri veya güneş ışıkları veya çiçek buketleri gibi doğal unsurlar bulunuyordu.Art Deco tarzıyla ilişkili mimarlar arasında Fransa’da Eliel Saarinen, Amerika’da Raymond Hood, William Van Alen, Henry Hohauser, L. Murray Dixon ve T. L. Pflueger gibi isimler bulunuyor. İyi bilinen Art Deco yapıları arasında New York’taki Empire State Binası ve Radio City Music Hall bulunuyor.Art Deco’nun iki yönü vardı: Zigzag Modern ve Yuvarlak Hatlı [Streamline] Modern. Zigzag Modern oldukça dekoratifti ve geometrik süslemelerle işlenmiş oldukça dekoratif cephesi olan binalar bu tarzı yansıtıyordu. Zigzag modern, geleceği kucaklayan modernizmi ve makine çağını benimsemiş sakinleriyle New York, Los Angeles, Miami gibi büyük şehirlerde gelişmiş şehirli bir tarzdı. Zigzag Modern tarzda tasarlanmış olan binalar az sayıdaydı ve bunlar genellikle büyük kamu binalarında ve ticarî binalarda, özellikle de otellerde, sinemalarda, restoranlarda, gökdelenlerde ve alışveriş merkezlerinde kullanıldı.

Bu tarz, sanatsal bir şekilde tasarlanan ve zanaatkarlar tarafından ustalıkla uygulanan pahalı ve egzotik malzemeler gerektiriyordu. Büyük ölçüde, düz bina yüzeylerine uygulanan bir süsleme sistemiydi. Dekorasyon, egzotik ahşap kaplamalar, mermer, boyanmış terrakotta ve metaller gibi lüks malzemelerle yapılıyordu.Art Deco’nun daha sonraki bir aşamasında, yuvarlak Hatlı [streamline] Modern, Büyük Çöküntü sonrası ortaya çıktı. Gereksiz süslemeleri kaldırarak zor ekonomik şartları yansıtan bu yeni tarz, düz duvarlar, yuvarlatılmış kenarlar ve dairesel pencereler gibi yuvarlak hatlı formlar üzerine odaklandı. Bu tarz 1930’lardaki hızın artışını ve seyahatin gelişimini yansıtan modern ulaşım araçlarının, yani otomobillerin, uçakların, trenlerin, otobüslerin ve gemilerin şekillerinden büyük ölçüde etkilendi. Hava yolculuğunu, telefonu, radyoyu, konuşan resimleri ve gökdelenleri ortaya çıkaran bir teknolojik çağ için kusursuzdu. Makine çağıyla bütünleşik olan bu tarz, seri üretim ve kalitenin birbirini dışlayıcı olmadığı fikri üzerine kuruludur. Bu, aynı zamanda, ışığı mimariye dahil eden ilk mimarî tarzdır.Zigzag Modern, modern yaşama övgüler düzerken, Yuvarlak Hatlı Modern daha iyi bir geleceğe gözlerini dikti.

Evler, Yuvarlak Hatlı Modern tarzda inşa edildi, ama ticarî yapılar —benzin istasyonları, lokantalar, otobüs terminalleri, dükkanlar— Zigzag tarzında olduğundan daha gösterişsizdi. Yuvarlak Hatlı Modern tarzın özellikleri şunlardır:
•Aerodinamik kavisler ve akıcı formlar
•Basit hatlar ve çok düzgün bir görünüm üzerine vurgu
•Uzun yatay hatlar
•Düz ve kavisli duvarlar, yüzeyler
•Lombarlar ve çelik parmaklıklar gibi denizcilikle ilgili unsurlar
•Cam tuğla, krom, vitrolit, paslanmaz çelik ve neon işaretler gibi malzemelerin kullanımı
•Harpuştalı düz çatılar
•Duvar yüzeyleriyle bir hizada bulunan yatay pencere bantları

Yuvarlak Hatlı Modern, mimarînin yanısıra endüstri tasarımcılarının herşeye uyguladıkları bir tarzdı — arabalara, trenlere, mobilyalara, moda tasarımına ve ev aletlerine uygulandı. Yuvarlak Hatlı Modern, ‘Yarının Dünyası’na ait arabalar, mutfaklar ve geleceğin şehirlerinin sergilendiği 1939-40 New York Dünya Fuarı’nda zirvesindeydi. Ama İkinci Dünya Savaşı sırasında çok çabuk demode oldu. Buna karşılık, 1960’ların sonlarında Art Deco tasarımına yönelik yeniden bir ilgi oluştu. Art Deco, Amerika’nın 20. yüzyılda geleneksel tarzlardan koptuğu ilk mimari tarzdı.Art Deco üzerinde farklı kültürlerin etkileri.:

Bunlar geleceğin binalarıydı. Parıltılı, geometrik ve dramatiktiler. Kübik formları ve zigzag tasarımlarıyla Art Deco binaları makine çağını kucaklıyordu. Ama bu tarzın bir çok özelliği gelecekten değil, çok uzak bir geçmişten alınmıştı… 20’li yıllarda ve 30’lu yılların başlarında gözalıcı Art Deco mimarisi gözdeydi. Diğer bütün tarzlar gibi o da birçok kaynaktan beslenmişti. Bauhaus Okulu’nun sade şekilleri ve modern teknolojinin yuvarlak hatlı tasarımları Uzak Doğu, antik Yunan ve Roma, Afrika, Hindistan ve Maya ve Aztek kültürlerinden alınan örüntüler ve ikonlarla bir araya geldi. Ama her şeyden öte Art Deco Mısır’da bulunan gözalıcı arkeolojik bulgulara yönelik büyük heyecanın ifadesiydi.

Kral Mezarından Yansımalar 1922 yılında arkeolog Howard Carter ve destekçisi Lord Carnarvon, Kral Tutankamon’un Mezarını keşfederek dünyada büyük bir heyecan yarattılar. Gazeteciler ve turistler yaklaşık üç bin yıldır dokunulmadan kalmış hazineleri görebilmek için kazı alanına akın ettiler. Çok geçmeden Antik Mısır’a yönelik bir hayranlık giysilerde, takılarda, mobilyalarda, grafik tasarımda ve mimaride ifadesini buldu.

 

 

 

 

 

GEORGİAN STİLİ ;Georgian style.

Evet öncelikle söyleyelim Georgian Stili, erken ve geç olarak ikiye ayrılıyor. Erken Georian Stili Gotik, Rokoko, Çin ve Japon etkisi çok belirgin olarak gösteriyor. Yavaşca geriye dönüş ve gotik merakı ön planda, Gotik, Çin ve Japon etkilerinin yanı sıra Rokoko’ya değinirsek; burada mobilya üstlerinde marküteri işçiliği ve geometrik desenler son derece ince bir işçilikle kullanılmış. Çiçek desenlerine uygun tombakların altın suyuna bastırılmış şekilde de tekrarlandığını görmekteyiz. Marküteride soyut desenler var. Mekandaki mobilyalar grup halinde yerleştiriliyor. Saraydaki ilişkiler göze çarpıyor. Çay masaları sıklıkla bulunuyor. Kadınlar sosyal yaşamda öne çıkıyor. Rokoko en feminen stil olarak bilinir. Mobilyada da kadınlar ön planda.S,C gibi çizgiler ve deniz kabuğu motifleri var. Tavanda yağlı boyalı mimari yapılar yer bulurken heykeller de sıklıkla kullanılmış. İnsan figürleri, yük taşımayan kolonlar ve mermer dokusu bu stilin öne çıkan özellikleri. Ayrıca boyamalarla fantaziler yaratılırken, Barok stilindeki ışık gölge oyunları dikkat çekiyor. Resimde duygular çokça kullanılmış idealize edilmiş bir anlayış hakim olduğu mobilyalarda yere yakın kayıtlar yok. Ahşabu işlemek, gelişmiş geçmeler çoğalmış raf çekmeceler rahatlıkla yapılıyor. Kayıtlar çapraz olarak ortada birleşiyor. Vücut biçimine uyumlu kolçaklar bulunuyor. İngiltere’de döşemeli kanepeler ve koltuklar var.

georgian stili-1

georgian stili-3

3georgian stili-2

2georgian stili-1

üççç

üçün kırpması

üçün sayfası

Tipik özellikleri ise şöyle: Ahşap oyma kaplama çiçek geometri marküteri sedef bağ kaplama.
Lake taklidi yağlıboya süsler bulunuyor. Doğu ‘dan gelen mobilyaları söküp kendilerinkine monte ediliyor.
Cam altı resimler var. Abanoz, meşe ceviz çok kullanılıyor. Pelesenk limon, gül ağacı da ihmal edilmiyor .Dengeli bir asimetri, metal küçük eşyalar ile porselenler ön plana çıkıyor. Gelelim Geç Georgian Stili ‘ne . Bu stil Neoklasik özellikler taşıyor. Rokokoya karşı çıkan Neoklasik çizgilerde Yunan ,Roma ,Etrüks Türk Sanatı görülüyor. Renkler ise Barok’ ta koyu parlak, Rokoko’da daha açılıyor. Neoklasik ’te ise somon sarısı, bej, pastel ,mavi, ve pembeler mekanlara hakim olmaya başlıyor. Kayıtlar yok .Düz hatlar hakim, kıvrımı bulunmuyor. Boncuk ip gibi iç içe geçmiş yapraklı birbirini takip eden bordürler ile düz hatlar oluşturuluyor. Ayak birleşiminde küp ve dikdörtgen prizma var .Ve sembolü xxx ayak bundan sonra başlıyor. Ayak Yivli ve Tornalı, Napolyon Savaşlar’ıyla Mısır keşfediliyor. Bu zamanda askeri dönem ,askeri arabalar, oyalara benzeyen gravürler ,heykelsi sfenksler, mısır böceği, mumyalar oldukça gösterişli olarak mobilyaya yerleştiriliyor. Yatak gösterişli halinden çıkmaya başlıyor ve taşınabilir bir hal alıyor. Kaplamalarda goblen kumaşlar var. Süsler , çelenk fiyonk , zeytin dalı , müzik aletleri ve yaldız görülüyor. Düz yuvarlak kemerler var. Masalar 3 ayaklı ve tek noktada birleşiyor. Kültür düzeyi arttırdığından kitap sayısı artıyor Kitap raflarının sayısı çoğalıyor. Simetri varlığını gösteriyor. İskemlede Lir biçimi görülüyor. Otoman denilen çok şişkin yastıklı divandan esinlenerek yapılan kanepe gündemde. Mobilyada dizaynırlar öne çıkmaya başlıyor. Adam Birader, Hepplewhite Sheraton ve Chippendale vs. gibi mekanlar bu stile örnek olarak verilebilir.

1 2 3

Gustavian stili; EVİMİZDEKİ DENİZ, BULUT& DOĞA

Bu yazımızda Gustavian Stili’ni ‘Eklektizm’ anlayışıyla sizlere anlatmak istiyoruz. Bunun için size lazım olan en önemli objeler, doğanın ve geçmişin hissedildiği cıvıl cıvıl çiçekli kumaşlar, klasik çizgideki 17., 18., ve 19., yüzyıl Fransız mobilyalar, aristokrat mobilya tarzına uygun pastel renk kumaşlar, mavi beyazın hakim olduğu porselen objeler. Mavi-beyaz, renklerin etkisinde kalan Gustavian Stili’nde, mavi denizi, beyaz bulutu çağrıştırıyor. Fransız ve İngiliz mobilyalarının aristokrat havasıyla Gustavian Stili birleşince, ortaya ağır olmayan, sade fakat şık mekanlar çıkıyor. Kullanılan yumuşak renkler mekana ferah bir hava kazandırıyor. Son yıllarda İngiltere , Fransa ve İtalya’nın etkisi altına girerek ‘Eklektik’ anlayışıyla karşımıza çıkan Gustavian Stili aslında kuzey ülkelerinin mistik havasını günümüze yansıtıyor. Klasik çizgilerin günümüzde iyice yerleşmesi karşısında mimarlar yeni bir stil arayışına girdiler. Yeni bir tarz yaratmak öyle kolay değildi. Geçmişte yapılan mobilyaların çizgisine ve kalitesine ulaşmak öyle kolay olmuyordu. Bu yüzden mimarlar elit çizgideki objeleri ve mobilyaları yeniden toplayarak dekorasyonda Eklektik tarzını yaşatmaya karar verdiler.

deniz 1

deniz 9

deniz 5

‘Eklektizm’ farklı klasik stillerin bir araya gelerek yeniden doğuşudur. Eklektizm anlayışıyla yeniden güncel olan Gustavian aslında kuzey ülkelerinde revaçta olan bir stildir. İngiltere, Fransa ve İtalya’da da çok tutulmaktadır. Gustavian Stili ‘nde dekor edilen mekanlar genellikle renklerini doğadan alırlar. Bu renkler genelde, mavi-beyaz olduğu kadar, yeşil, toprak rengi, pembe renklerden de oluşabilirler. Ama özellikle bulutu ve  denizi çağrıştıran mavi-beyaz renkler objelerde kendini gösterir. Klasik şık mekanlarda kullanılan cıvıl cıvıl kağıtlar ve kumaşlar, insana objelere dokunma dürtüsü ve yaşama zevki aşılıyor. Mekanlarda, doğaya özlem duyan biz mimarlar için gözde olan bu mekanlar, ilginizi çekiyorsa, iz de klasik mekanlarınızda doğa yanlısı kumaş ve duvar kağıtlarıyla bu uygulamayı deneyebilir, geçmişten objelerle doğayı mekanınızda hissedebilir, ay zamanda klasik mobilyalarının yarattığı ağır havadan kurtulabilirsiniz. Çünkü on yıllarda doğaya olduğu kadar geçmişe ve antika eserlere olan özlem yaygınlaşmıştır. Antika taklitleri hiç olmadığı kadar büyük ilgi çekmiştir.

deniz 2

deniz 7

deniz 10

Yılların birikimi olan tasarımların herbiri, ölümsüz birer sanat eseridir. Bu anlayışla klasik mobilyaların bir arada toplanmak istenmesi kaçınılmazdırEklektizm anlayışının önlenemez yükselişinde bu noktalar önemli rol oynar. 17., 18., 19. yüzyıl ‘a ait, İngiliz, Fransız ve İtalyan tarzındaki koleksiyonlarda, klasik olduğu kadar rustik ve country tarzı da mevcuttur. Bu durumda sadece klasikle değil Gustavian Stili’ni country ve rustik stillerle de kullanabiliriz. Mekanlarda vazo içine yerleştirilmiş çiçekler, masa üzerine giydirilmiş çiçek motifli kumaşlar, kişilerin şık dekorasyonlarda bile doğaya olan özlemini dile getiriyor. Endüstri‘nin gelişmesiyle doğa ‘dan uzak kalınan ortamlarda, tepki olarak ortaya çıkan bu stil, mekanlarımız için hoş atmosferler yaratıcaktır.

sayfa 1 sayfa 2

sayfa 3 sayfa 4