Posts

BAĞ EVİNE ÖZLEM…

Eskiden daha çok ataerkil ailelerin yaşadığı bahçeli bağ evleri yerine, şimdi, geçmişe olan özlemin çağdaş yaşam tarzıyla bütünleşmesi sonucu ortaya çıkan country tarzı evler gündemde. Bu evlerin dekorasyonunda ise, eskinin bağ evlerini çağrıştıran bir anlayış hakim. İşte size, yeşillikten yoksun şehir hayatından kaçmak isteyenlerin tercih ettiği country tarzı evlerde meyve desenleri ve toprak renkleriyle bağ evi atmosferinin yakalandığı dekorasyon örnekleri… Bu dekorasyonunda da kullanmak mümkün… 

Başlıksız-q

q

Doğaya, toprağa duyulan özlem… Son yıllarda yaşamın her alanında belirleyici olan doğa ve toprağa yakın olma tutkusunu, özellikle dekorasyonda kendisini belirgin bir biçimde gösterdiğinden daha önce söz etmiştik… Bu kez ele aldığımız dekorasyon anlayışında da, tema aynı fakat motifler ve desenler farklı. Motiflerde meyveler başrolde. Renklerde ise doğanın, toprağın kendisi görülüyor. Dekorasyonda meyve desenlerini daha önceleri de özellikle mutfaklarda sıkça karşılaşırdık. Ama şimdi yalnızca mutfaklarda değil, salonlarda bile meyve desenlerini ağırlığı söz konusu…

qqwd

qq

Doğrusunu isterseniz, dekorasyonunda meyve desenlerinin kullanıldığı salonlar göze de çok hoş görünüyorlar. İşte bu sayımızda, yeşillikten yoksun şehir hayatından kaçmak isteyenlerin rağbet ettiği country tarzı evlerin dekorasonuna ilişkin çarpıcı örnekler sunuyoruz size. Country tarzı dışında, hiç yeşilsiz apartman dairelerinin dekorasyonları için bile bu stilden yararlanmak mümkün… Dekorasyonda bağ evi atmosferini yakalamak şehirde kaybedilen doğallığı yeniden yaşatmak açından önemli. Amaç, özellikle meyva motifi güçlü, zengin renklerle doğayı, toprağı anımsamak. Bu stilde dekore edilen mekanlar ince zevkin hoş bir göstergesi. Kullanılan malzemeler doğa yanlısı olduğu için mekana sıcak bir hava katıyor. Eşya seçimlerinin bu anlayışla büyük bir özenle yapıldığı anlaşılıyor. Koltuk döşemelerinden tutunda dolap üzerine resmedilenlerin ne kadar, meyve  desenleri mekanlarda cıvıl cıvıl hoş bir atmosfer yaratılıyor.

qA

Bağ evlerini çağrıştıran bu  mekanlarda, özellikle kullanılan meyve desenleri, armut, elma, incir, üzüm. Bu meyvelerin renklerini kombin toprak renkleri, mekana hem huzur hem dinamizm katıyor. Ayrıca ekose desenlerde çok rahat kullanabiliyor. Kendinizi şehirden uzak, meyve ağaçlarıyla dolu bir bağ evi bahçesinde hissetmek istiyorsanız, bu dekorasyon anlayışı tam size göre… Böyle bir dekorasyon için yapacağınız ilk iş,  demiklasik ikili koltuğunuz için alacağınız meyve desenli döşeme kumaşı. Diğer koltuklar için meyve desenine kombin olarak ekoseli kumaşlar kadar, çiçek desenli kumaşlar da kullanabilirsiniz.

s1 s2 s3

SAHİBİNİN SESİ

Sahibinin SESİ

Ağaçlar arasında kaybolan Cana Ali Somer çiftinin evinde, yeşillikten çatı bile görünmüyor. İstanbul’da, ama Ege ‘nin gizli bir koyuna kaçmış gibi hissetmenizi sağlayan bu huzur dolu ev, antikalarıyla da göz alıcı.

Bir ev ne zaman bir bina olmaktan çıkıp gerçek bir yuvaya dönüşür?  Sahibinin ruhu duvarlara, pencerelere, tüm renklere, bütün ayrıntılara sindiği zaman. Sahibinin üç boyutlu portresine dönüşmeye başladığı zaman. Kısacası, ” sahibinin sesi ”  olduğu zaman…İşte, böyle bir evdeyiz. Bu üç katlı villa, Ali- Cana Somer çiftiyle kızları Mina’nın yaşam tarzı, zevkleri ve evi kullanım biçimi göz önüne alınarak tasarlanmış. Evin her köşesinde içinde yaşayanların kişiliğine önem veren bir dekorasyon anlayışına sadık kalınmış. Somer çiftinin evi adeta bir antika dükkanı gibi; el yapımı bardaklar, Çanakkale bejleri, yöresel sarımsak havanları , gözlük kapları ve Tophane topuk taşları çarpıcı detaylar olarak hemen göze çarpıyor. Tabii ki Ali Somer’ in ince zevkini yansıtan otomobil koleksiyonunu da unutmamak gerek.Binanın inşaatı ve dekorasyonunda ise Somer çiftine ait olan Ada Grubu’nun imzası var. 65 metrekarelik zemin üzerine oturan villa; bodrum, giriş ve birinci kattan oluşuyor. Girişte salon, mutfak ve antre var; birinci kat ise yaşam alanına ayrılmış. Bu katta Bogaz’ın enfes manzarasına hakim geniş bir oturma odasıyla banyolu üç yatak odası bulunuyor.

Antik detaylar, ince zevk,

sahibinin sesi8

sahibinin sesi7 copy

sahibinin sesi2 copy

10 yıldır bu villada yaşayan Soner ailesi, bu süre içinde sadece oturma gruplarının eskiyen döşemelerini değiştirmiş. ” Sentetiğin dünyanın sonunu hazırladığını ” düşünen Cana Somer , doğal malzemeleri çok seviyor. Kumaşlarda  ketenleri ve pamukları, mobilyada ise ağacı tercih ediyor. Evin tamamına hakim olan yer döşemesindeki bordür işleme, salonda ” Seagrass Coco ” ile birleştirilmiş. Cana Somer, bitki lifi Seagrass’ın daha dayanıklı olduğunu söylüyor. Salondaki oturma bölümünde ise Coco döşeme üzerinde bir Oubusson halı serilmiş. Salondaki deri kaplı oturma grubu İngiliz George Smith imzalı. Ada Mobilya tasarımı diğer koltuklar ise Lee Jofe kumaşıyla kaplı. Salondaki demi – klasik koltuklar, leopar desenli kanape ve patine sehpa ise takım olmuştur. Yan sehpadaki Jeanne D’ Arc heykelleri ise abajur ayağı olarak kullanılmış.

Osmanlı soyağacından ünlü ressamlara

sahibinin sesi4

sahibinin sesi14

sahibinin sesi13

sahibinin sesi11

Aslında salonda en dikkat çeken parça ise aile yadigarı olan, varak çerçeve içindeki Osmanlı soyağacı. Bu resimde Yıldırım Bayezid , Fatih Sultan Mehmet, III. Selim, II. Mahmut, Kanuni  Sultan Süleyman ve Abdülmecit ‘in resimleri bulunuyor. Somer ailesine ait nazar duaları, Aydın Ergün tarafından bir senede kaleme alınmış. Bir başka ayrıntı ise eski Türkçe yazılı gazete klişelerinde gizli. İbrahim Çallı ve Mahmut Cuda ‘nın yağlı boya tabloları ile Fikret Mualla’nın karakalem çalışması da evin kültür – sanat tutkunu atmosferini pekiştiriyor.

Yine salonda bulunan 18. yüzyıla ait etajerde de Cana Somer ‘in yıllardır biriktirdiği gözlük kapları ve Tophane topuk taşarı sergileniyor. Aynı bölümdeki  antika deri puf ise Londra’saki bir antikacıdan alınmış.

Cana Somer ‘in en büyük zevki, evin sözünü ettiğimiz bölümlerinden de anlaşılacağı gibi müzayedelere katılmak ve antikacı dükkanlarını gezmek. Salonda duvarda asılı olan, Mustafa Hulusi imzalı Ayet-el Kürsi;  klasik teshib sanatıyla işlenmiş, mesih hattı ile yazılmış hilye-i şerif, Edirnekari tavan süsleme parçası olan temenni yazısı da bu zevkin yansımalarından. Bronz duvar şamdanı ise eserlere eşlik ediyor.

CANA – ALİ SOMER ÇİFTİNİN EVİ SANAT GALERİSİ GİBİ. İBRAHİM ÇALLI , MAHMUT CUDA VE FİKRET MUALLA GİBİ RESSAMLARIN DEĞERLİ ESERLERİNİN YANI SIRA ,  AİLE YADİGARI OSMANLI SOYAĞACI BELGESİ VE SOMER AİLESİNE  AİT NAZAR DUALARI DA GÖZ ALICI.

Yine salonda Viyana dresuar,  gümüş tepsi içindeki Osmanlı için yapılmış armalı karaf ve bardaklar, iş ortakları Can Has tarafından hediye edilmiş.

Yemek odası ve antreden özel detaylar

sahibinin sesi4 copy

 

sahibinin sesi12

Yemek odası bölümü de uyumlu ve özel parçalar bir araya getirilerek tasarlanmış. Örneğin  Güney Fransa bölgesinden Henri Quintan imzalı masif yemek masası, bir özel yapım. Bu antika yemek masasına eşlik eden avize ise bronz. 18. yüzyıl heykeltıraş işçiliğinde yapılmış deri kaplama dolap da özel yapım. Çanakkale bejlerin konulduğu cam dresuar, Paris bit pazarından alınan bir şöminenin üst tonuzları ile yapılmış.

Antredeki Neşe Erdok imzalı, dilencileri anlatan yağı boya tablo, arkadaşlarının muhalefetine rağmen Cana ve Mina Somer’in en sevdiği eser. Murat Morova ‘nın hediyesi akrilik çalışma da dikkat çekici. Antrenin ışık almasını sağlamak için yerler taşlanmış traverten döşenmiş ve maun  bordürlerle sınırlanmış. Hidiv Paşa ‘ya özel olarak masif meşeden yapılmış olan bahü ve Hdiv Paşa’nın arması da evdeki seçkin parçalardan.

Aynı  bölümdeki dikkat çekici puf 18. yüzyıla ait ; üzerine atılmış şal ise Mullberry klasiklerinden. Nefis incelikteki Terrecuite kadın büstünü küçük bir Pekin lamba aydınlatıyor. Mustafa Ayaz’ın eski ve yeni dönem çalışmaları, Komet’in ilk yıllarına ait bir yapıt, Burhan Uygur, Ali Candaş, Bihrat Mavitan ve Abidin Dino eserleri ise gerçekten göz alıcı.

Seçkin bir yaşam alanı     

O 

sahibinin sesi10

sahibinin sesi-1

 

Şimdi birinci kattayız: Traverten şöminenin etrafında Ada Mobilya tasarımı kütüphaneler bulunuyor. Oturma odasında cumba  şeklinde özel bir bölüm yaratılmış. Böylece kalabalık misafirleri kolayca ağırlama imkanı sağlanmış Hint işi hamur tahtası, orta sehpa olarak kullanılıyor. Duvarlarda F. Kısakürek, N. Kalay, Abidin Dino, Avni Arbaş, R. Aydın, Ö. Üskurun gibi ressamların eserleri bulunuyor.

Karabağ kilimler, küp abajuru, sarımsak havanları ve Chippendale yazı masasının yanı sıra,  bu bölümün en değerli parçası büyük babasından Mina’ya miras kalan piyano. Eski piyanonun üzerinde ise karakalem portreler yer alıyor. Hoca Ali Rıza’nın karakalemi ve Osmanlı’nın ilk kağıt paraları da piyanonun üzerinde çerçevelenmiş. Bu eserlere bir çift eski berat eşlik ediyor. Ebeveyn  yatak odası, sadeliği ve netliğiyle dikkat çekiyor. El boyaması ve işlemeli kumaş kaplı yatak başı ve örtüsüne, kündekari işçiliğinin en iyi örneklerinden olan bir çift pencere kepengi eşlik ediyor. Bu kepenkler, Urfa yöresinden İbrahim Paşa Konağı’ na ait. Ankastre Toskana sarısı lake dolaplar ise Ada Mobilya ‘dan.  Yatak odasında ayrıca bir dormöz ve üzerinde televizyon  bulunan, Anadolu’dan getirilmiş bir konsol bulunuyor. Ebevyn banyosunun tüm duvarları Bisazza betebe kaplanmış. Banyoda özel duş bölümü ve çift banyo bulunuyor. Bu katın en sıcak odalarından biri ise Mna’nın. Yer döşemesinde maun – Sea Grass kullanılmış. Salonu bodruma bağlayan bölümde yer alan misafir tuvaletinde Morris koleksiyonundan Sanderson duvar kağıtları kullanılmış. Aynı desenin kumaşı ise minik camı süslüyor. Art- deco tarzındaki porselen heykel ve pirinç tuvalet takımı, maun tezgah üzerinde çok şık duruyor. Evin bodrum katında ise kiler, çamaşırhane, dolaplar, hizmetli odaları ve kazan dairesi var. Bu katın bahçeye direkt geçişi de mevcut.

Rengarenk çiçekler ve sessizlik : Bahçe

sahibinin sesi19

sahibinin sesi17

sahibinin sesi16

sahibinin sesi15

Aslında evin en keyifli bölümlerinden Havuz kenarları betonla karışmış Ünye taşıyla döşeli . Bahçede oturma grubu olarak Summit marka, tik ağacı mobilyalar kullanılmış. Bir köşede bulunan 300 yıllık seyahat sandığı ise Cana Somer ‘in evindeki en sevdiği objelrden biri. Duvar kenarlarındaki rengarenk ortancalar, yıllanmış manolya ağacı… Alan Parsons Project ‘in “Silence and I ”         ( Sessizlik ve Ben ) şarkısı, sanki Somer çiftinin evini anlatıyor:  ” Ağaçtan kopup düşen bir yaprağın çığlığını duyabilitorum. Sessizlik ve ben, biz bie elmanın iki yarısıyız. ”

D

FG

Q

I

P

QQ

ÇÇ

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE DÜŞSEL BİR HİKAYE…

Derginizin Haziran sayısında yayınlanan ‘Elizabeth Taylor ‘un Koltuğunda Bir Türk’ başlıklı haberin sizlerin beğenisini kazanmasından dolayı bu ay Ankara G.O.P Nurol Konakları ‘nın örnek dairesini mercek altına yatırıyoruz. Dekorasyonun Sevinç Ormancı imzası taşıdığını söyleyerek, ince detaylarda vermek istediğim mesajların ipuçlarını bulabileceğinizi de belirtmek isterim.

Dekorasyon salt görsellik değildir, insanlara verilmesi gereken mesajları da içinde barındırır. Bu sebepten dolayı anlatılması gereken hikayeler vardır. İşte bu ay, sizlere Ankara G.O.P. Nurol Konakları’nın hikayesini anlatmak istiyorum. 1789’lu yıllarda bugüne dek uzanan bir zaman dilimi kapsıyor bu öyküYükselen trendlerin buluştuğu, tüm zıtlıkların buluştuğu bu örnek daire acaba geçmişten günümüz arasında ele geçirilmiş mimari bir düş mü? Yoksa yalın şıklıkta bir gösteriş cenneti mi? Belki de hepsi. Belki de söylemek istediği pek çok şey var.

sS

z

Başka bir açıdan bakacak olursak, Hollywood yıldızlarından Elizabeth Taylorın koltuğunu içinde barındırmasına ne demeli? Bu mekanda sanat kendini kanıtlamış aristokrasinin desteklediği ressamların emrine amade bir tutum da takınıyor. Kültür yoğunluğunun yanı sıra ince işçilik de hemen göze çarpıyor. İnce işçilik, en fazla hepsi ayrı ayrı seçilmiş, radikal olduğu kadar şiirsel avizelerde göze çarpıyor.

SSSAS XXSA

Zıtlıklar da mekanda dikkat çeken unsurlardan biri. Modern klasik çizgiler, siyah beyaz ve altın-krom zıtlıkları vurgulayan detaylar göze çarpıyor. Bu aradaki tüm zıtlıkları bir arada tüm zıtlıkları bir arada tutan, sevgiyi simgeleyen pembe beyaz gülleri de atlamamak gerekiyor. Aslında burada insanlara vermek istediğim mesaj; tüm zıtlıklara ve uyuşmazlıklara rağmen pozitif duygular beslendiği müddetçe yaşanabileceğidir.

Başlıksız-SD Başlıksız-DSDS

Buradaki zıtlıkları da, sevgiyi simgeleyen güllerle ve beyazın saflığıyla yok edebilirsiniz. Dekorasyona salt görsellik olarak bakmamak gerektiğini daha önce ifade etmiştik. Bu konseptte Nurol Konakları örnek daire dekorasyonunda bir ilke imza attı. Gerek konsepti, gerek ambiansı ve verdiği mesajlarla Nurol’un bir hayli iddialı olduğunu görmezlikten gelemeyiz. İhtişamın, yalınlığın buluştuğu zıtlıklarla ve eklektizmle dekore edilen Konaklar’da düşsel bir seyahate çıkmamak mümkün değil.

DS  Başlıksız-AS  SSA

Geçen ay derginizde bulunan. ‘Elizabeth Taylor’ın Koltuğu’ndaki Türk’ haberinde dekorasyonunun detayları ve incelikleri anlatıldığı için onun yerine buranın dekorasyonuyla ilgilenirken vermek istediğim mesajları anlatmak daha anlamlı geldi. Nurol 635 metrekarelik, oldukça büyük bir daire. Buranın her bir karesini sayfalara taşımak mümkün olmuyor tabii ki. Merak edenlerin özel randevu ile gezebileceklerini belirterek bitirirken Nurol’a ilgi ve desteklerinden dolayı teşekkürlerimi iletmek istiyorum.

s1 S2 S3

YENİ YILDA , MEKANLARDA DA VİNCİ’NİN ŞİFRESİ….

YENİ YILDA ,  MEKANLARDA DA VİNCİ’NİN ŞİFRESİ…..

2015 yılını geride bırakan insanlar, 2016 yılından aşk, mutluluk, sağlık, zenginlik ve en önemlisi  barış umut ediyorlar. Barış ve huzur veren renk be yazın, her şeyden önce tercih edilmesi işte bu sebepten. Artık kimse savaş görmek istemiyor. Ancak bu yılın geçen yıla farkı, siyah rengin özellikle kullanımı. Bir başka deyişle erkeksi enerjinin, farklı canlı renklerle mekanlarda kullanılması. Bu ikisi beraber olduğu sürece birbiriyle bağlantısı da hiçbir zaman kopmayacak. Beyaz rengin insan psikolojisindeki etkisi her şeyden önce son derece dinlendirici olması yönünde. Ancak araya siyah girince dengenin de önemi vurgulanıyor. Güzel, saf ve henüz dokunulmamış dilek ve isteklerin bir sembolü olarak  benimsiyor herkes beyazı. Ancak bu yıl siyahı daha çok görüyoruz.

yeni yılda mekanlarda davincinin şifresi2 copy

Yılbaşına girdiğimiz şu günlerde yılbaşı gecesine özel seçtiğimiz seçeneklerdeki aksesuarların da siyahın yanı sıra kırmızı, yeşil, metalik dore ve lameden etkilenmemesi düşünülmez tabii ki. Ancak bu yılbaşı sizin için özel hazırladığımız yılbaşı seçimlerimizi görmek için Koleksiyon firmasını, yılbaşı yazımda ki ‘Da Vinci Şifresi’ndeki siyah obje ve mobilyaları görmek için ise ‘ Last Theme of Visionnaire Collection by IPE-Cavalli, Visionnaire Koleksiyonu ile yakaladığı çıkışı, ürünleri ve çeşitliliği arttırarak sürdürmekte. Özellikle ‘Da Vinci Şifresi’ kitabındaki ortamdan ilham alınarak yaratılan koleksiyonda krokodil deri, soyluların ve ortaçağ şövalyelerin zırhlarında olduğu gibi antik giysileri anımsatan kumaşlar ve parıltılı yüzeyler dikkat çekiyor. Koleksiyon, konu içerisinde yeni temalar işleyerek zenginleşiyor. İlk tema ‘Total Black’ idi ve ağırlıkla siyah renk işlendi. Devamı ‘ White Gothic’ ile geldi ve beyaz kullanıldı. Böylece iç mekanda gündüzle gece misali döngüsel bir bütünlük oluştu. Sıra dışarıya çıkmaya gelmişti.

yeni yılda mekanlarda davincinin şifresi1

Atmosfer Gustave Moreau’ nun veya dahi sanatçı Lawrence Alma Tadema’ nın karanlık çalışmalarını anımsatmakta. Kelebekler, kuguğar, ve zoolojik objeler bilinen iç-dış hissini oluşturmaktadır. Koleksiyonun parçaları, yalın beyaz ve siyaha dayalı önceki temaların devamında yeni bir yaşama geçişi temsil etmekte. Neogotik tat sürmekte, bununla birlikte İtalyan stili genişleyerek orta Avrupa karakteri koleksiyonuna sızmakta. Koleksiyonda tanıdık ürünler yeni malzeme ve renkler kullanılarak mükemmel bir çeşitlilik kazanmış. Üst düzey teknik ve el işçiliğiyle işlenmiş ürünler, Murano camından Swarovski kristallere kadar bezenmiş aksesuarlar kayıtsız kalınamayacak kadar çekici. Beyaz renk, mekanda tek başına kullanıldığı gibi canlı renklerle de bütünleşebilir.

yeni yılda mekanlarda davincinin şifresi3 copy

Ancak bu yıl özellikle siyahı, kobalt mavisi, kırmızı, yeşili ise altın rengi metal rengiyle görmek mümkün. Nedenine gelince kırmızı yeni yılda bize getireceği aşkı, altın ve metal renkler para ve zenginliği, yeşil ise dileklerimizin çabuk gerçekleşmesini simgeler. Bu sebepten her yıl bu renkleri görmek istiyor insan. Geçen yıl yine mevcut olan bu renkler bu sene de varlığını koruyor. Genelde beyaz gerek klasik gerek modern mekanlarda rahatlıkla kullanılabilir. Beyazın mekanlara rahatlık verdiği kuşkusuz tartışmasız bir gerçek. Beyaza boyanmış bir mekan, koyu renk boyanmış bir mekana göre daha geniş görünür. Beyaza boyanmış bir mekanda, farklı renklerde kullanılan objeler hem daha iyi algılanır hem de mekanı daha etkin bir şekilde güzel gösterir. Altın rengi kumaş veya varak kaplanmış klasik bir koltuk, mekanda hoş bir şıklı yaratır.

yeni yılda mekanlarda davincinin şifresi4 copy

Bunun yanına krom ayaklı modern beyaz veya krem rengi bir koltuk koyarak havayı birden değiştirebilirsiniz. Ve bu durumda ‘eklektizm’ yaratabilirsiniz. ayrıca belirtelim 2007 yılının trend stili, altın varak ile modernize etmek tekrar patlama yaptı. Bu yıl barok ve vampir stilin yanı sıra 40’lı 50’li 60’lı ve 70’li yılların etkilerini mekanlarda görmek mümkündü ama en çok barok ampir stilini. Bunun yanı sıra doğayı, geyikleri, su aygırlarını mekanlarımıza taşıyarak ve canlı kobalt mavisi, kırmızı, renkler ve desenler kullanıp mekanı doğayla bütünleştirebilirsiniz. Bu durumda 2007 yılının sonu 2008 yılının başında bu eğilimlerin devamı olarak siyah renk bir mekanı bir zemin olarak düşünün, renkli desenlerin yanı sıra zıtlıkları bu mekana uyguluya bilmelisiniz. Yaptığınız bu seçimler yılbaşı kutlamalarında, 2008 yılında dilediğiniz tüm dileklerin gerçekleşmesini sağlayıp, size mutluluk sağlık, aşk zenginlik, başarı ve tabii ki huzur getirsin. Bu arada her yıl dilediğim dileği bu yılda dileyeceğim. Çam ağacı sevenler dileklerini çam ağacına asmayı unutmasınlar. Tüm bu ağaçlarda asılı olan dileklerinizin evrene enerji olarak yayılarak gerçekleşmesi dileğiyle.

Koleksiyon firması / Sarıyer

IPE_Cavalli İstanbul

Başlıksız-1

H

Ğ

W

AKDENİZ EVLERİ…

Farkındaysanız, bu yıl kış hala gelmedi.Pastırma yazına devam. Yaz deyince, hemen hemen hepimizin aklına kumuyla, deniziyle Akdeniz sahilleri geliyor. Derin mavi suların serinliği, gözümüzde tütüyor. Ve bu düşünce insanda hoş, sıcak duygular uyandırıyor. İşte Akdeniz kültürünü yansıtan evlerde, yaz keyfinden esintiler…

Başlıksız-2

ass

Öncelikle bu sıcacık , hoş mekanların dekorasyonu için öyle pahalı mobilyalar satın almanız gerekmiyor. Özellikle bu dekorasyon anlayışında basit gibi görünen fikirler, aslında en iyi olanlardır. Akdeniz sahillerine yakın evlerde, rahatlıkla uygulanabilen bu dekorasyon anlayışı ince ve sade bir zevkin ürünüdür. Hayallerimizi süsleyen evlerin başında gelecek olan Akdeniz evlerinin ortak noktası, çok sade olmasının yanı sıra, romantik sahnelerin vazgeçilmez mekanlarından olmasıdır.

aas

sssBaşlıksız-aa

Ayrıca seçilen mobilyaların rahatlığı, görselliği, yaşam kalitesine somut bir katkı yapacaktır. Ne kadar pahalı olmayan mobilyalar seçilse de deniz sahilindeki evler, aslında maliyetinden bağımsız olarak, hep “lux ” kalmayı başarmıştır. Ayrıca gelen yazla birlikte denize düşen ışıkların hayalinizdeki çekiciliği, bu tip mekanları hep reddedilmez kılmıştır.  

Başlıksız-sas A

İster dış mekanda bahçede olsun, ister iç mekanda, bu tip mekanlar için hep yeşillik ön planda. Özellikle bahçeye ve terasa konulan bu tip mobilyalar, yaz gecelerinin keyfini yaşamak için ideal. Bu dekorasyon anlayışı ilginizi çekiyorsa, satın alacağınız mobilyalar, su boyasıyla boyanmış sade ahşap iskemleler, bambular olabilir.

ss S021000970_1510241814000-ll aaa

Dik­kat edeceğiniz diğer husus ise her şeyin abartıdan uzak, doğal görüntüde olması. Bu tip me­kanların en önemli aksesuarları yeşil bitkiler. Süslemeye gelince, bahçe düzeni son derece sade, toprak hiçbir şekilde görünmüyor. Her yer yemyeşil. Bu yeşilliği değişik renklerde çi­çekler bütünlüyor. Bahçe, yeşillik, çiçek yö­nünden göz dolduran bir etkiye sahip.  

s1 s2 s3 s4

 

AHŞABIN DAYANILMAZ CAZİBESİ…

Evinizi dekore ederken sadece size özel sıcacık, samimi bir ortam oluşturmak istiyorsanız, stilde tercihiniz ister klasik ister modern olsun, vazgeçemeyeceğiniz tek malzeme ahşaptır. Kışın geldiğini haber veren şu soğuk günlerde ahşabın sıcaklığını hissettiğiniz bir mekanda rahat koltuklara uzanıp yapacağımız çay keyfi, hiçbir şeye değişilmez.

s1

Biz mimarların ve sizlerin vazgeçemeyeceği tek malzemenin ahşap olduğunu evinize şöyle bir bakarsanız görürsünüz. Her zaman bu malzemeye kolay kolay hayır diyemeyiz. Bu durum, son günlerde, ahşabın salonda, yatak odasında tercih edilmesi dışında, mutfakta hatta banyoda bile tercih edilmesiyle gözler önüne seriliyor. Ahşap deyip geçmeyin. Kullanıldığı yerler öyle çok ki neredeyse kullanılmadığı yer yok. Çeşit olarak baktığımızda ise ismini aklımızda tutamadığımız çeşitleri bile var. Tercih edilenlerden bazıları maun, kiraz, ceviz, çam v.s.

ahsap 3 Başlıksız-q

Böyle bir dekorasyonda, özellikle ahşapla bütünleşen renklerden yararlanırsınız, başarılı olma yüzdeniz fazlalaşır. Kullanacağınız renkler, sarı, kırmızı, kahverengi, mavi olabilir. Bu başka renkler kullanamayacağınız anlamına gelmiyor, tabii ki. Bu arada önemli olan ahşabın kendi rengiyle bu renklerin tonlarının bütünleşmesidir.

ahşap ahşap4 ahsapın vazgeçilmez seyi

Biliyorsunuz her ahşabın doğal rengi birbirinden farklıdır… Ceviz, koyu kahve, maun kızıl kahve, çam açık bej dir… Suni renklendirmelerle ahşabı renklendirebilirsiniz. Ahşabın doğal rengini tercih etmenizi tavsiye ederiz. Ahşapla yaratacağınız hoş, sıcak, sevimli mekanlarla hoş vakitler geçirmeniz dileğiyle…

s1 s2 s3

KURALLARI YIKAN MEYHANE

KURALLARI YIKAN MEYHANE

İstanbul gecelerinin kalbi Beyoğlu’nda atmaya devam ediyor. İşte son dönemin gözde mekanlarından İstiklal Caddesi’ndeki Miğfer Karafaki. Kurallara uyulma kaygısı olmadan dekore edilmiş son derece sıcak bir mekan. Şarapla rakının beraber içildiği samimi meyhanenin dekorasyonunda bir tek gerçek rakı sürahileri eksik. Gece hayatında Ulus ve Etiler’de başlayan rüzgar son günlerde Beyoğlu’nda esmeye başladı. Akşam çıkmaya karar verdiğinizde Beyoğlu’na uğramayı sakın unutmayın ve burada gece hayatının canlanışına gözlerinizle bir kerede siz tanık olun. Evet tabii ki bu canlanışta en büyük pay, isim sahibi olan işletmecilerin Beyoğlu’nu tercih etmeye başlamaları. İşletmecilerin akıllarından geçen nedir bilinmez, belki eskiye olan özlem, belki de değişiklik yapmak arzusu. Neden her ne olursa olsun şimdilerdeki gerçek, eğlencenin kalbinin Beyoğlu’nda attığı. Biz de son dönemlerde ismini sık sık duyduğumuz İstiklal Caddesi üzerindeki Miğfer Karafaki’yi sayfalarımıza almaya karar verdik. Karafaki, önceleri Miğfer adında Bizans Dönemi’ni çağrıştıran bir barmış.

g

i

İzzet Çapa, barın işletmesini aldıktan sonra, klasik bir Rum Meyhanesi yerine şarabında içildiği daha komple bir meyhane olmasına karar verilmiştir. Ve ismindeki  Miğfer’in yanına Karafaki eklenmiş. Bu yüzden dekorasyonda çok fazla değişiklik yapılmamış. Karafaki’nin rakı sürahisi anlamına gelmesi de mekanın konseptini bir hayli güçlendirmiş. Miğfer Karafaki, kaba ahşap dekorasyonuyla geçmişe, ve özellikle Bizans Dönemi’ne, olta atmış. Hem Rum Meyhanesi, hem de şarap evi özelliği olan mekanın, bu anlamda önemli bir boşluğu doldurduğu da muhakkak. Şarapla rakının birlikte içildiği mekan, Bizans Dönemi’ni çağrıştırdığı gibi Atatürk’ün duvara asılı resimleri ile de günümüzle bağlantı sağlıyor. Rustik çizgilerde dekore edilmiş, Rönesans Dönemi’ni çağrıştıran bir meyhane görüntüsünde. Rustik stili diyorum, çünkü Karafaki, bir mekan. Ahşap kaba işçiliği ile meyhaneye sıcak ve loş bir ambians katmış. Kapıdan içeri girdiğinizde, kendinizi bir fıçının içine girmiş gibi hissediyorsunuz.

l

j

Mekanın ana teması; insanı stresten ve sıkıntıdan uzaklaştırmak için adam akıllı sarhoş olmaya çağırmak. Rakı yetmezse şarap veriyorlar. Kapısı bile fıçının içine gömülerek bu düşünceyi savunuyor. İnsan, mimar bile olsa dekorasyondaki kuralları hiçe sayabilir felsefesi mevcut. Karafaki, dekorasyon olarak tipik bir Rum Meyhanesi olmasa da kurallarınızı bir kenara bırakıp rahatlayabileceğiniz, eski Türkçe müzikleri dinleyebileceğiniz bir mekan. Yani kısaca Karafaki, sadece meyhaneye gidenlerin değil, herkesin rahatlıkla gidebileceği sıcak, rustik ve kural tanımaz bir ambiansa sahip. Bu sebepten dekorasyondaki ince detaylar, burada çok da önemli değil. Belki de son günlerde yaşanan krizin oluşturduğu stresi atmanın en iyi yolu kuralsız bir meyhanede kafayı dağıtmaktır. Gelen kişiler seçkin olunca rahatsız edilme endişeniz ortadan kalkıyor. İlk içeriye girdiğimde bir noktanın beni rahatsız ettiğini söylemeden geçemeyeceğim. Bu kadar sıkıntılı insan için oldukça küçük bir mekan. Ancak merdivenlerden yukarıya çıkıldıkça meyhanenin farklı bölümlere açıldığını görünce o kadar küçük bir yer olmadığını anladım ve rahatladım. Hiç bir kurala bağlı kalmadan dekore edilmiş meyhane konsepti kullanıldığı için, mekanın klimalarının gizlenmesini tavsiye etmeden geçemeyeceğim. Yalnız bir de mekanda gerçek karakafiler, yani rakı sürahileri, görmeyi arzu ettiğimi de belirtmem gerekiyor. Uzun lafın kısası, Karafaki dekorasyondaki kurallara uyulma kaygısı olmadan dekore edilmiş, stresten ve sıkıntılardan kurtulmak için rahatlıkla gidebileceğiniz bir mekan.

teknoloji ile yaşilci hareketin bağlantısı-1

o

ATTRACTIVE DANCE OF FASHION AND INTERIORDESIGN

MODA VE DEKORASYONUN CAZİBELİ DANSI Bu yazımızda moda ve dekorasyon sayfalarımızı ayrı ayrı değil, birlikte hazırladık. Çünkü ikisini birbirinden ayıramadık. 2000-2001 Sonbahar-Kış sezonundan günümüze 2016 olan yansımaları tekrar mercek altına aldık.  moda ve dekorasyonun yükselen trendleri hala, müthiş bir ortaklıktaki ayrılmaz unsurlar arasında en çok aristokrat ama bir o kadar çılgın, nostaljik ama bir o kadar yeni, rengarenk ama bir okadar ahenkli bir ambians dikkat çekiyor.

moda ve dekorasyonun cazibeli dansı-1

moda ve dekorasyonun cazibeli dansı-

moda ve dekorasyonun azibeli dansı-1

moda ve dekorasyonun cazibeli dansı-4

moda ve dekorasyonun cazibeli dası-2

Sıcak ve güneşli günleri yavaş yavaş arkamızda bıraktık… Daha gri, yağmurlu ve hatta soğuk havalar kapımızda. Dolayısıyla yaşamın her alanında yeni bir sezona giriyoruz. Dergimizin Ekim sayısını hazırlarken, yeni sezonun yaşama getirdiği yenilikleri inceliyorduk ki, çok ilginç olduğu kadar da çarpıcı bir  durumla karşılaştık. Moda ve dekorasyonun yükselen trendleri birbiriyle müthiş bir paralellik içinde… 2000-2001 Sonbahar- Kışı’nın renk, desen materyel ve stil unsurları hem moda dünyasında hemde dekorasyon dünyasında aynen karşımıza çıkıyor… Örneğin leopar  deseni bir çanta. İpek bir bluzda kullanıldığı gibi, evde yerdeki halıda, kanepedeki minik yastıklar da kullanılıyor. Geometrik desenler yalnızca yer döşemelerinde veya duvar kağıtlarında değil, kadının dişiliğini vurgulayan elbiselerde de hayat buluyor…İşte biz de bu durum karşısında, dergimizin Ekim sayısındaki moda ve dekorasyon sayfalarımızı birbirinden ayıramadık ve birlikte hazırladık.

moda ve dekorasyonun cazibeli dsı-3

moda ve dekorasyonn cazibeli dansı-3

moda ve dekorasyon cazibeli dansı-3

ü

2000-2001 Sonbahar-Kış sezonunda herşeyden önce, ucu bucağı olmayan geriye dönüşler yaşanıyor.2016 ıdada aynı dönüşler.Geçmiş dönemler herdaim revaçta.. Neden ucu bucağı yok, çünkü bırakın 60’lı, 70’li, 80’li yılları, 20’li, 30’lu, 40’lı hatta hatta çok daha eskiye, 1700’lü yıllara bile dönüşler söz konusu… Bu da demek oluyor ki kendini bir hayli hissettirir derecede aristokrat bir hava esiyor ortalıkta… Yani pembe, yeşil ve turkuazı aynı anda hem kıyafetlerinde, hem ayakkabı ve çantasında, hem makyajında kullanan, aynı anda hem çok zarif hem de dişi bir elektrik yayan “cool” görünümlü kadınlar, üstelik bolca altın takı ve aksesuarlar takmış olarak, gece-gündüz çıkarmadıkları büyük, şeffaf camlı güneş gözlükleri ile arz-ı endam eyleyecek sokaklarda.

moda ve dekorasyonun cazibeli dsı-4

moda ve dekorasyonun caeli dansı-4

moda ve dekorasyonun cazibeli da..nsı-4

moda ve korasyonun cazibeli dansı-4

Başlıksız-1

Bu şık, çarpıcı, renkli ve kadın gibi kadının en etkileyici olanları, bize kalırsa Donatella Versace ‘nin kadınları… Catherine Denevue’ün sanki  çok az farkla milenyum yorumu, göğsündeki manolyası ve ekose döpiyesi ile Chanel kadınıyla kolkola… Sokaklardan eve girdiğimizde ise Neoklasik  döneme ait 15. 16. Louis koltukların yan ısıra  feminen Rokoko tarzı pembe bir  koltuk, yine geçmişlerden Rönesans dönemine ait altın kaplama bir konsol görmek mümkün. Chanel’in döpiyesteki ekosesi ise evde sandalye döşemesinde karşımıza çıkıyor… Bu sezon özellikle geometrik desen çılgınlığı had safhada yaşanıyor. Elbiselerden yer ve duvar döşemelerine kadar… Romantizm sessiz sedasız yükselişini sürdürüyor. Gül, çiçek desenli duvar karoları, çiçek tokalı ayakkabılar, dantel gece kıyafetleri, dantel iç çamaşırları, dantelden sivri burunlu ve topuklu botlar, işlemeli örtüler, yastıklar bir hayli revaçta. Gucci’nin çiçek desenli duvar seramikleri Romantizmin dekorasyondaki yansımasına çok güzel bir örnek. Gelelim derilere… Krokodil derileri, yılan derileri özellikle mont, ceket, pantolon ve botlarda son derece modern tarzlarda islenmiş.

moda ve dekorasyonun cazibeli nsı-3

moda e dekorasyonun cazibeli dansı-3

yu

 

moda ve dekoronun cazibeli dansı-3moda ve dekosyonun cazibli dansı-3

Bu konuda Armani ‘nin deri kıyafetlerinin oldukça çarpıcı olduğunu söylemeden geçemeyeceğiz. Ralp Lauren’in tasarladığı deri koltuklar ise detay zenginliği ile derinin milenyum dekorasyonundaki yerini farklı kılıyor… Peluşlar ve kürkler gerek renkleri, gerekse desenleri ile yatak örtüsünden, halıya, döpiyes yakalarından kollarına kadar heryerde… Pırıltı, boncuk ve işleme ise hızını kesmeden varlığını korumaya devam ediyor… Çılgınlık derecesindeki bu abartılı çizgilerin moda ve dekorasyon arasındaki paralellikleri sizi de şaşırtmış olmalı. Gerek dekorasyonda, gerek modada, geçmişe dönüşlerinizde dönemleri kendi çizgilerine sadık kalarak uygulayabildiğiniz gibi, eklektizm de yaratabilirsiniz. Uzun lafın kısası mekanlarınızda hayal gücünüzü kullanarak hiçbir sınır tanımadan sıcak ambianslar ve kıyafetler yaratmaktan çekinmeyin.

moda ve derasyonun cazibeli dansı-3

moda ve dekoranun cazibeli dansı-3

moda ve dekorasyocazibeli dansı-3

moda ve dekorasyonun cazibeli dansı-2

moda ve dekorasyonun celi dansı-3

Doğadaki desenleri, canlı tropik renkleri kullanarak inanılmaz armoniler yaratabilirsiniz. Arada eklenen payetler, boncuklar işlenmiş ince işçilikler de ruhumuza tarzını yarattığı için, tüm streslerden kurtulmak adına ideal doğrusu. Uzakdoğunun tüm renk ve desen zenginliği gözler önünde. Bunun yanısıra Elvis Presley, Ava Gardner, Jackie Onassis Kennedy dönemini aynen yaşamamız hiç de zor değil. Tüm ünlü markalar, gerek dekorasyonda, gerek moda bu  yöndeki bütün tasarımlarını piyasaya sürdüler bile. Kıyafetinize uyması için dekorasyonda da bu çizgileri uygulamanız çılgınlık olabilir. Arada bu çılgınlıkları yaşamakta insan için bir ihtiyaç aslında. Gerçi dekorasyonda boncuk, işleme, leopar desenleri kürkler, peluşlar, altın kaplama, deri, romantizm, geometrik desenler, payetler, geçmişe dönüş, oldukça uçlarda gelebilir.

moda ve dekoroun cazibeli dansı-3

moda ve korasonun cazibeli dansı-3

moda ve dekornun cazibeli nsı-3

moda ve dekorun cazibeli dansı-3

moda ve dekorasyonun cazibelinsı-3

moda ve desyonun cazibeli dansı-3

Bu çılgın çizgiler arasında öncelikle kıyafette olmasa bile dekorasyonda kendi tarzınızı seçmeniz maliyet açısından sizin için iyi sonuçlar verebilir. Bu durumda moda geçse, kıyafetinizi  değiştirseniz de evinizin dekorasyonunu değiştirmek zorunda kalmazsınız. Ya da sadece aksesuarlarınızda abajur, resim, yastık ve döşeme kumaşlarında bu modayı uygulayarak çok fazla maliyet yapmak zorunda kalmazsınız. Seçim sizin. Hayatınızda bu kadar strese inat, yaşamınızı renklendirmek ve canlandırmak için yaşamaya değer…

yuk

fgk

fghj

Başlıkfsız-1

ggg

hg

trd

 

TROPİKAL ESİNTİLER..

Sıcak ülkelerin tropik esintilerinden etkilenerek dekore edilen, deniz kenarında konumlandırılmış yazlık mekanların en önemli özelliği; doğayla bütünleşen bir görselliğe sahip olmalarıdır…
Sıcakların  iyice bastırdığı Ağustos ayı’nda pek çok insan püfür püfür esen yazlık mekanları tercih eder. Biz de güneşin tüm etkisini hissettirdiği bu ayda yine yazlık bir mekanı seçtik sizler için. Burası, tropikal çizgiler taşıyan,  sıcak renklerin etkin olduğu rahat mekanlara örnek teşkil ediyor. Peki tropikal esintiler deyince akla gelecek en önemli nokta nedir?

ffff

3

tropikal esintiler-1

Yapıların doğayla bütünleşen bir görselliğe sahip olması. Ayrıca bunların bazılarının sazlık olduğunu da belirtmekte fayda var. Bu tip evler yaz için idealdir.Özellikle deniz kenarında konumlandırılmıştır. Tropikal çizgiler taşıyan mekanları siz değerli okuyucularımıza rahatlıkla tavsiye edebiliriz. Örnek mekanın yerleri terra cotta ,ahşap kumaş kaplı mobilyalarda ise beyaz ya da kiremit tonları, sarı, yeşil,mavi gibi sıcak renkler kullanılmış. Aspiratör, pervane, panjur , pencere tipleri özellikle tercih edilmiş. Yazlık mekan denizin kenarında ise mekanın doğallığını bozmamaya özen göstermekte fayda var. Kullanılan malzemelerde ise seçilen canlı, cıvıl cıvır renkleri muhafaza edin.

1111111111111111

22222222222222222222222222222222

Açık renklerden ve canlı desenlerden vazgeçmeyin.Bu renkler özellikle krem rengi ile hoş kombinler yaratıyor. Böyle evlerde en önemli faktör rahatlıktır. İşte bundan dolayı rahat koltuklar ve kanepeler tercih edilmelidir. Yer döşemesinin kolay temizlenebilir olması önemli bir ayrıntı. Bu arada ufak bir uyarıda bulanmadan da geçmeyelim, yalın çizgilerde sade mobilyalar kullanın. Klasik tarz mobilyalar bile kullanırsanız kumaşla kaplayarak yalınlaştırın.  Tropik çizgilerin hakim olduğu evlerde kullanılan mobilyalar ise her ne şekilde olursa olsun yalın ol.11111 2222222222222

DENİZDEN GELEN ESİNTİLER…

Bu kez, denizden esinlenerek yaratılan objeleri ve renkleri taşıdık sayfalarımıza.
Siz de isterseniz bu objelerden, deniz kabukları ve kestanelerini doğal veya farklı malzemelerle yorumlanmış olarak evinizde yaşatabilirsiniz. Ayrıca, denizden esen rüzgar, pastel tonlarda renkleri sürüklüyor ardı sıra… Bu anlayışa göre yazın sıcak günlerinde, deniz gibi serin, güneş gibi sıcacık renkleri mekanlarınızın yeni dekorasyonunda rahatlıkla kullanabilirsiniz…

Başlıksız-eddd

a

denz

   Deniz, uçsuz bucak­sız etkisiyle her zaman hayatımız­da önemli bir yer­dedir. Güneşin ve denizin bütünleştiği her mekan bizler için caziptir. Ressamından mimarına tüm sanatçılara ilham kay­nağı olmuştur. Hatırlarsa­nız Botticclli’nin Venüs‘ün doğusundaki Afrodit bile deniz kabuğunda denizle kucaklaşarak güzelliği sim­geler. Denizden kay­naklanalarak yaratılan çiz­gilerin zerafeti ve malzemele­rin gücü, bu yaz mekanların esin kaynağı.

lllş

Başlıksız-sssssssss

hhh

sssa

zx

Bizlerin önerileriyle doğal ama alabildiğine denizi hissedebileceğiniz dekorasyonlar yaratmanız müm­kün. Böyle bir dekorasyo­nun maliyeti de fazla değil. Çünkü mevcut sade bir de­korasyonu baz olarak alabi­lirsiniz. Denizden esinlene­rek yaratılan objeleri de kul­lanarak mekanlarınızda farklı bir atmosfere sahip olabilirsiniz. Bir zaman son­ra böyle bir dekorasyondan sıkılınca da aksesuarları ip­tal edip sade ve şık bir dekorasyona da sahip olabilir­siniz. Bu yaz bu tip ak­sesuarlarla mekanlarınızda denizi hissetmeye ne dersiniz? Ayrıca bu öyle bir deniz hikayesi ki, deniz kabuk­ları ve kestaneleri dışında mavi ve kırmızının tüm ton­ları karşımızda. Böyle bir de­korasyon özellikle yazlık evler için ideal. Nedenine ge­lince dekorasyonun ana teması, denizi çağrıştıran objelerle bütünleşen sade şık mekanlar. Tabii ki bu, kışlık evlerinizde böyle bir dekorasyona sahip olamayacağınız anlamına gelmez. Yeter ki bu stil sizin tercihiniz olsun.

sayfa 1

sayfa 2

sayfa 3