FEEL THE SEA BREEZE IN YOUR PLACES

DENİZDEN GELEN ESİNTİLERİ

 

Yaz geldi! Yazın en büyük tutkusu olan denizden gelen Mavi – Beyaz esintiler bırakın mekanlarınıza da girsin! İç mimari ve mimari tasarımda mavi ve beyaz ikilisi klasik olup en çok tercih edilen renk paletlerinden biridir. Her yıl modadır, zamansızdır bu ikili sadeliği, şıklığı ile her daim tercih edilir. Beyaz – Mavi Çin porselenlerinin yanı sıra kuzey ülkelerinden olduğu kadar Selçuklu çinilerin doğadan beyaz- mavi desenleriyle her daim ilgi çekmiştir. Avrupa da popülerliğini kazanan tema, 18. yüzyılda Fransa’da yaygın olarak kullanılmış olsa da Kuzey Avrupa ülkelerinde hatta Akdeniz stili olarak da o günden bugüne dünyanın pek çok köşesinde mavi – beyaz iç mimari farklı örneklerine rastlamak mümkündür.

Bize denizi hissettiren Mavi – Beyaz’ın yansıttığı güçlü kontrast sayesinde mekanlara derinlik ve enerji katmak için çok fazla obje kullanmaya gerek kalmaz. Kendi başına güçlü bir aksesuardır. Zaten Mavi – Beyaz renk paletinin sade ve çarpıcı olabilmesi de bu sayede gerçekleşir. Az süslemeye rağmen göz alıcı bir mekânsal tasarımlar ortaya çıkar.Akdeniz stili denmesinin sebebine gelecek olursak mavi gökyüzünün, okyanusun rengidir. Sonsuzluğu, derinliği çağrıştırır. Mekana ferahlık verir. Beyazla bir araya geldiğinde bu temanın evi tazelediğini hissedersiniz  Bu temanın yazlık evlerde, bahçelerde veya kır evlerinde daha çok kullanılması biraz da bu çağrışımlarla ilgilidir. Su kenarına ve hayatın daha yavaş, daha sakin ilerlediği mekanlara bu renkler çok yakışır. Çok güzel uyum sağlar.

Mavi ve beyaz birbirine çok yakıştığı için, Mavi – Beyaz bir salon iç mimarisinde beyaz parke zemin özellikle tercih edilir. Tercih edilen lacivert bir duvar ise beyaz perde ve beyaz bir koltuk takımıyla dengelemek salonun karanlık ve ağır bir havaya bürünmesini engeller. Mavi – Beyaz ikilisini soğuk buluyorsanız, kırmızı gibi sıcaklık veren renkler de mekana katmanız mümkün.

Geleneksel bir Kuzey Avrupa tarzı olan modern ya da romantizmi barındıran mekanlar için beyaz ve uçuk mavi ikilisini değerlendirebilirsiniz. Sizin için hazırladığımız tablodaki renk paleti ve seçilen Mavi – Beyaz desenler sade, şık olmanın yanı sıra sıcak bir Akdeniz stili içinde oldukça uygun.Tercih ettiğiniz stil ne olursa olsun ona yazın tutkusu denizin rengi olan mavi tonunu mekanlarınız için mutlaka bulacağınızı düşünüyoruz.

 

THE BEST MUSEUM DESIGNS

EN İYİ MÜZE TASARIMLARI

1) SYDNEY OPERA BİNASI

Proje Künyesi

Mimar: Jørn Utzon

Proje Konumu: Royal Botanic Bahçeleri, Sanat Galerisi,Avustralya

Proje Yılı: 1973

Fotoğraflar: Jozef Vissel

Sydney’in sembolü haline gelen ve 20. yüzyılın en ünlü yapılarından biri olan Sydney Opera Binası, Danimarkalı ünlü mimar Jørn Utzon’nun en önemli eserlerinden biridir. Ünlü mimar, Sydney Opera Binası tasarımıyla 2003 Pritzker Mimarlık Ödülünü kazanmıştır. Ayrıca yapı UNESCO tarafından Dünya Mirasları Listesine eklenmiştir.

Opera binası 5 tiyatro salonunu içermektedir. Bunlar, 2679 koltuklu konser salonu, 1547 koltuklu opera tiyatrosu, 544 koltuklu drama tiyatrosu, 398 koltuklu oyun evi ve 364 koltuklu tiyato atölyesi ‘sinden oluşmaktadır. Yapının içinde toplam 1000 mekan bulunmaktadır. Bunlar içinde 5 tane prova stüdyosu, 60 tane soyunma odası, 4 lokanta, 6 bar ve çok sayıda hatıra dükkânı bulunmaktadır.

 

2) HARBIN OPERA BİNASI

Proje Künyesi

Mimar: MAD Architects

Proje Konumu: Harbin, Heilongjiang, Çin

Proje Yılı: 2015

Fotoğraflar: Hufton+Crow, Adam Mørk

MAD Architects, Çin’in kuzey şehirlerinden Harbin’deki opera binası projeleri ‘Harbin Opera House’un tamamlanmış halini paylaştı.

‘Harbin Cultural Island’ (Harbin Kültür Adası) temasıyla Songhua Nehri boyunca yer alacak bir peyzaj alanı, opera binası ve kültür merkezi içeren bir masterplanın oluşturulması için 2010 yılında düzenlenen uluslararası yarışmayı, MAD Architects kazanmıştı. Yarışmayı kazanan kıvrımlı opera binası tasarımı, Kültür Adası’nın odağında yer alıyor ve yaklaşık 1.796.804 m² olan toplam arazide 80.000 m² alan kaplıyor. İçerisinde 1600 koltuklu büyük bir tiyatro salonu ve daha küçük 400 kişilik bir tiyatro salonu bulunuyor.

 

3)GUANGZHOU OPERA BİNASI

Proje Künyesi

Mimar: Foster + Partners

Proje Konumu: 500, 2403 Flora St, Dallas, TX 75201, Amerika

Proje Yılı: 2009

Fotoğraflar: Courtesy of Foster + Partners

“Şekilsel ve kavramsal olarak izleyiciliğin dışında drama performansı kazanmak için çaba göstermiş bulunuyoruz.”
Spencer de Grey

Flora Caddesinin kuzeyinde, Dallas Sanat Merkezi Bölgesinin kalbinde yerleşmiş olan Winspear Opera Evi altı adet buluşma yerinden oluşmaktadır.Bina olabilen en iyi akustiği sağlamak için modern bir at nalı şeklinde tasarlanmış ve yaya akışı, toplanma alanları genel mekanlar içinde vurgulanmıştır.Şeffaf dış yüzey yer seviyesinde, galeri katında halkın toplanma yerlerini dışa vuracak niteliktedir. Bu yolla iç ile dış arasında güçlü bir bağ oluşturulmuştur.Büyük dış saçak Teksas’ın yakıcı güneşinden korumayı sağlarken dış mekanı kuşatır ve çevrede yıl içinde değişen genel alanlar oluşturmaktadır.

 

4) WINSPEAR OPERA BİNASI

Proje Künyesi

Mimar: Zaha Hadid Architects

Proje Konumu: Guangzhou, Guangdong, Çin

Proje Yılı: 2010

Fotoğraflar: Iwan Baan

Binanın “iki iri parça” tasarımı, nehir vadisi ve akarsudaki çakıl taşlarından esinlenilmiş olup, şehrin kültür merkezindeki Pearl Nehri kenarında bu alanı tamamlayıcı nitelikte tasarlanmıştır.300 metrekarelik sahne alanı, 400 kişilik bekleme salonu ile 1.800 kişilik izleyici ağırlayabilecek salona sahip olan binada 43 adet giyinme odası mevcut. Ayrıca balerinler, operalar ve orkestra için prova mekanları yer almaktadır.

FROM EMRESYONIST ART TO THE REAL SPACES

EMPRESYONİST SANATDAN GERÇEK MEKANLARA

Empresyonizm Türkçe anlamıyla İzlenimcilik, 19. yüzyılda ortaya çıkmış bütün sanat dallarını etkisi altına almayı başarmıştır. Bu yazımızda da empresyonizm akımının iç mimariyi, mimariyi hatta kentleşmeyi nasıl etkisi alabileceğini inceledik ve sonuçtan çok güzel izlenimler edindik. Sizlere bu izlenimlerimizi uygulamalı bir tabloda anlatacağız. Örneğin, Van Gogh’un ‘Meuble La Chambre’ eserinden ilham alınarak tasarlanan bir yatak odasında yattığınızı hayal edin! Sizde yarattığı etkiler, izlenimler nasıl olurdu? Diğer seçenek Van Gogh’un yarattığı eserlerinden ‘Cafe Terrace Night’ da ki gibi bir sokak tasarlandığını ve içinde kahve içtiğinizi hayal edin! Bir başka deyişle sanatta dış etkilerin içe yansımasını- iç dünyamızda yarattığı etkileri hissetmek için Van Gogh’un eserini ilham alarak tasarlanan bu sokak da yaşadığınızı hayal edin! Ya da Monet’in yarattığı eseri ‘First Studio’ yu ofis olarak tasarlayarak içinde çalıştığınızı! Peki Henri Toulouse Lautrec’in eserlerinden esinlenilerek yaratılan mekanlarda arkadaşlarınızla eğlenmeye ne dersiniz? Bütün bu yarattığımız tasarımlarımızın sizin içinizde yarattığı izlenime dikkat edin! Empresyonizm temelinde sizler için sanatçıların eserlerinden ilham alınarak tasarlanan tasarımlar da içinizde yarattığı duyguları hissedin! Sanatseverlerin bildiği gibi bu akıma, bağlı olan sanatçılar, tabiatı gerçekte olduğu gibi, bütün detaylarına bağlı kalarak değil, ancak ondan edinilen izlenimle sanatlarında anlatmayı hedef edinmişlerdir. Dış aleme, ondaki varlıklara ve nesnelere karşı ilgisizdirler. Empresyonistlere göre sanatçı doğrudan doğruya gerçeği değil, gördüklerinin kendisinde uyandırdığı duygu ve düşünceleri esas alır, gerçekçiliği ve nesnelliği ikinci plana atarak, kişisel yorumu izlenimi ile ön plana çıkar.

İzlenimcilikte, yorumlar ve izlenimler, sanatçıdan sanatçıya değiştiği ve her sanatçı eserinde kendinde oluşan duyguyu ve izlenimi anlatacağı için, oluşan edebi eser, yazarın veya şairin kişiliğine iç dünyasına dair izler taşır. Empresyonistler, etkici, özgür ve duygucudurlar. Zaten empresyonizm, etki – duygu – hayal dünyası demektir. Daha çok edebiyatta ve resimde gelişmiştir. Ancak görünen o ki yakın gelecekte Empresyonizmi ilham alıp mekanlarına yansıtmak isteyenler oldukça içmimarı- mimari dede sanatın yansımaları daha güçlü hissedilecektir ve gelişecektir.

ARCHITECTURE AND CHILDREN- NEW EDITION OF THE GOLDEN CUBE AWARDS

 

GOLDEN CUBE  ÖDÜLLERİ YENİ YAYINI MİMARLIK VE ÇOÇUKLAR

goldencubes

UIA, Mimarlık ve çocuk çalışma programı, Altın Küp ödül yeni baskısını başlatıyor, çocukların ve yetişkinlerin mimarlığı daha iyi anlayabilmesi için bireyleri ve organizasyonları teşvik etmeyi  ve tanımlamayı geliştiriyor.Adaylar projeleri, faaliyetleri veya çocuklara veya gençlere mimarlık ve çevre tasarım süreçlerini açıklama amacıyla geliştirilen tasarımlaırını sunmak  üzere davet edildi.

Ödüller ise şu kategorilerde verilecek: Okullar, kurumlar, yazılı medya, görsel-işitsel medya.(Bu yayın, ağustos 2014 ve mart 2017 arasında tamamlanan veya devam etmekte olan projeleri tanımaktadır.)

Seçim süreci iki aşamalıdır.Her biri UIA üyelerinden oluşan ulusal jüri, uluslararası jüriye gönderllmek üzere 4 adet kazanan proje seçecek. Ödüller Eylül 2017 tarihinde UIA Seul kongre sırasında verilecektir.Bu ödüller genç kuşaklar arasında çevre, mimarlık, kent ve sürdürülebilirlik konusunda farkındalık yaratmak UIA çalışma programı tarafından belirlenen hedefe katkıda bulunmaktadır.

 

The UIA Architecture and children work programme is launching the new edition of its Golden Cube awards, developed to recognise and promote individuals and organisations that help children and adolescents to better understand architecture. Candidates are invited to submit their projects, activities or productions developed with the goal of explaining architecture and the built environment design processes to children or youth. Prizes will be awarded in the following categories: schools, institutions, written media, audio-visual media.

This edition will recognise projects that were completed or will be in progress between August 2014 and March 2017.

The selection process is in two stages. A national jury organised by each participating UIA member section will shortlist projects to be sent on to the international jury, that will select the four winners. Prizes will be awarded during the UIA Seoul congress on September 2017.

These prizes contribute to the goal set by UIA work programme to raise awareness about the built environment, architecture, the city and sustainable development among the youngest generations.

MOBIL MUSEUM FOR THE DISABLED – INTERNATIONAL IDEA COMPETITION OPEN TO YOUNG ARCHITECTS

turuncu_program_k_opt

Amacı Ve Kapsamı

Endüstri devriminden günümüze kadar uzanan tarihsel süreçte “hız” kavramı mekânın ve zamanın algılanışını derinden etkilemiş ve küreselleşmenin ana unsurlarından biri olmuştur. Seri üretim ile hızla üretilen mekânlar yerkürenin birçok köşesinde standartlaşarak hızla yayılırken mimarlığın bağlamsal özgünlükleri hızla çözülmeye uğramıştır. Dünyanın her yerine hızla ulaşabilen insan ve hızla nakledilebilen malzeme, teknoloji, tasarım yöntemleri ve ekonomik öncelikler ile birlikte mimarinin tasarım ve inşa süreçlerinin de hızla yürütülmesi bir mecburiyet halini almıştır. Hızın ve beraberinde niceliksel hedeflerin amaca dönüştüğü bu ortamda mimarlık ciddi içerik, anlam ve nitelik sorunlarıyla karşılaşmaktadır. Ürünün hızla elde edilmesine yönelik kaygılar süreci ve ürünün kendisini ne hale getirmektedir? Hızla üretmeye odaklanmış bir çağda yavaşlamak, tasarım ve üretim sürecinin belli noktalarında duraklamak ve hızın mimari boyutları hakkında yeni düşünceler ve alternatif stratejiler geliştirmek mümkün olabilir mi? Bu sorulara cevap aranırken hız – mimarlık ilişkisi konusunda eleştirel fikirlerin üretilmesi amaçlanmaktadır. Hızlı – yavaş, nicelik – nitelik, süreç – ürün gibi kavramsal ikiliklerin yorumlanması hedeflenmektedir.  Buluşma ile birlikte gerçekleşecek yarışmada katılımcı tarafından seçilen bir bağlamda “engelliler için gezici müze” konusunda fikir projelerinin geliştirilmesi beklenmektedir. Engelliler günümüzde toplumların önemli bir kısmını oluşturmalarına rağmen sosyal ve kültürel yaşama katılım konusunda ciddi sorunlar ile karşılaşan bir kitledir. Engellilerin günlük yaşama katılarak sosyalleşmelerinin sağlanacağı mekânsal düzenlemelerin ve standartların oluşturulması mimari tasarımın toplumsal sorumluluklarından biridir. Bu yarışmada söz konusu sorumluluğun engellilere yönelik olarak tasarlanacak ve farklı bağlamlarda tekrar kurulabilecek “gezici müze” üzerinden tartışılması hedeflenmektedir. Endüstri devriminden günümüze kadar uzanan tarihsel süreçte “hız” kavramı mekânın ve zamanın algılanışını derinden etkilemiş ve küreselleşmenin ana unsurlarından biri olmuştur. Seri üretim ile hızla üretilen mekânlar yerkürenin birçok köşesinde standartlaşarak hızla yayılırken mimarlığın bağlamsal özgünlükleri hızla çözülmeye uğramıştır. Dünyanın her yerine hızla ulaşabilen insan ve hızla nakledilebilen malzeme, teknoloji, tasarım yöntemleri ve ekonomik öncelikler ile birlikte mimarinin tasarım ve inşa süreçlerinin de hızla yürütülmesi bir mecburiyet halini almıştır. Hızın ve beraberinde niceliksel hedeflerin amaca dönüştüğü bu ortamda mimarlık ciddi içerik, anlam ve nitelik sorunlarıyla karşılaşmaktadır. Ürünün hızla elde edilmesine yönelik kaygılar süreci ve ürünün kendisini ne hale getirmektedir? Hızla üretmeye odaklanmış bir çağda yavaşlamak, tasarım ve üretim sürecinin belli noktalarında duraklamak ve hızın mimari boyutları hakkında yeni düşünceler ve alternatif stratejiler geliştirmek mümkün olabilir mi? Bu sorulara cevap aranırken hız – mimarlık ilişkisi konusunda eleştirel fikirlerin üretilmesi amaçlanmaktadır. Hızlı – yavaş, nicelik – nitelik, süreç – ürün gibi kavramsal ikiliklerin yorumlanması hedeflenmektedir.  Buluşma ile birlikte gerçekleşecek yarışmada katılımcı tarafından seçilen bir bağlamda “engelliler için gezici müze” konusunda fikir projelerinin geliştirilmesi beklenmektedir. Engelliler günümüzde toplumların önemli bir kısmını oluşturmalarına rağmen sosyal ve kültürel yaşama katılım konusunda ciddi sorunlar ile karşılaşan bir kitledir. Engellilerin günlük yaşama katılarak sosyalleşmelerinin sağlanacağı mekânsal düzenlemelerin ve standartların oluşturulması mimari tasarımın toplumsal sorumluluklarından biridir. Bu yarışmada söz konusu sorumluluğun engellilere yönelik olarak tasarlanacak ve farklı bağlamlarda tekrar kurulabilecek “gezici müze” üzerinden tartışılması hedeflenmektedir.

Bilgi İçin

MİMARLAR ODASI ANTALYA ŞUBESİ
Meltem Mahallesi 3808 Sokak No: 16
07500 ANTALYA TÜRKİYE
Tél : 090 242 237 86 92–93-94
Tél : 0090 533 766 99 57
Fax : 00 90 242 237 58 20

The Antalya branch of the Chamber of Architects of Turkey has launched the eleventh edition of the international ideas competition open to young architects throughout the world.

This initiative, organized each year since 2010 in coordination with the Forum of Young Architects, has received the support of the UIA.

The theme chosen this year is “Mobile Museum for the Disabled.” The participants are invited to develop designs for “a mobile museum for the disabled” which would help these members of the society to participate fully in social, cultural and everyday life. Participants are asked to reflect deeply on the implications of “speed,” a fundamental consequence of globalisation, and on the way we perceive space and time.

The competition is open to architects born after 1976 who are registered with the professional organization of their respective countries.

The jury will award three prizes. The First Prize will be 2 500 Euros, the Second Prize will be 1 500 Euros and the Third 1 000 Euros. A special prize of 1 500 Euros will be awarded by the participants.

The submission deadline for projects is 5 September 2016.
The working language of the competition is English. There is no registration fee.

information

MİMARLAR ODASI ANTALYA ŞUBESİ
Meltem Mahallesi 3808 Sokak No: 16
07500 ANTALYA TÜRKİYE
Tél : 090 242 237 86 92–93-94
Tél : 0090 533 766 99 57
Fax : 00 90 242 237 58 20

INSPIRELI AWARDS 2016: TOP WORLD TALENT COMPETITION OF YOUNG ARCHITECTS AND DESIGNERS

GENÇ MİMAR VE TASARIMCILARIN 2016 INSPİRELİ ÖDÜLLERİ

Flyer_Inspireli-Awards-2016_EN_Online

Inspireli ödülleri,  uluslararası platformda yeteneklerin ortaya çıkmasına yardım etmek amacıyla tasarlanmıştır. 2015 ödül töreni 25 ülke ve 45 üniversiteden 250 katılımcıyla gerçekleştirilmiştir.

UIA Inspireli Ödülleri’nde, dünya çapında 35 yaşın altındaki mimarları ve mimarlık öğrencileri gelişmekte olan yenilikçi bir uluslararası ödül altıncı baskısını onayladı. Ödülller  ayrıca BAE’nin Slovak Üye Kesimi, Slovak Mimarlar Derneği destek aldı. Finalistler kamu uzmanlar yanı sıra Inspireli sosyal ağ kullanıcıları tarafından seçildi. Finalde fotoğrafları en fazla oy alan 50 katılımcı seçildi.

Bunlara ek olarak halk, ek ödül kazananlar  için oy kullanabilecek. Organizasyonu düzenleyen ekip, halkın katılımı ve tasarım ilgi ruhu içinde, bu oylamaya katılmaya davet ediyor. Inspireli Ödüller 2016 töreni Prag, Çek Cumhuriyeti’nde şubat 2017 tarihinde gerçekleşecek.

Ödül zaman çizelgesi

2016/05/01 – Kayıt açılışı

2016/07/01 – Halk oylamasında başlangıç – bireysel yarışmacılar için oy kullanabilirsiniz

2016/11/30 – Oylama sonu ve finalist seçimi

2016/01/12 – Finalist duyuru

2016/12/20 – Final oylama sonu

2016/12/21 – Kazananların duyurusu

UIA Deniz İncedayı, Bll’nin Bölge II Başkan Yardımcısı ödülleri jüri temsil edilecek.

 

The Awards are designed to help emerging talents launch their careers on an international platform. The 2015 edition attracted 250 participants from 25 countries and 45 universities.

The UIA has endorsed the sixth edition of the Inspireli Awards, an innovative international award for emerging architects and students of architecture worldwide under the age of 35. The Prize has also received the support of the UIA’s Slovak Member Section, the Slovak Architects’ Society.

The finalists will be selected by public experts as well as Inspireli social network users. The 50 contestants whose photos receive the most votes advance to the finals.

An international jury of six renowned architects will attribute a First Prize, a Second Prize, a Third Prize. The First Prize winner will receive a “Wings to the Future” vase designed by Bořek Šípek for the Inspireli Awards.

The public will be allowed to vote for an additional prize-winner. In a spirit of public participation and interest in design, you are invited to participate in this voting.

The Inspireli Awards 2016 ceremony will take place in February 2017 in Prague, Czech Republic.

prize time schedule
1.5.2016 – Registration opens
1.7.2016 – start of public voting – you can vote for individual contestants
30.11.2016 – end of voting and selection of finalists
1.12.2016 – announcement of the finalists
20.12.2016 – end of voting in the final
21.12.2016 – announcement of the winners

The UIA will be represented on the awards jury by Deniz Incedayi, Vice President of the UIA’s Region II.

UIA AND CICA SIGN AN AGREEMENT TO FURTHER THEIR RELATIONSHIP

UIA VE CICA İLİŞKİLERİNİ İLERLETMEK İÇİN ARALARINDA ANTLAŞMA İMZALADILAR.

P1000513

Londra’da 9 Mayıs’da, Mimari Eleştirmenler-CICA UIA Uluslararası Komitesi, Esa Mohamed ve Joseph Rykwert başkanlığında  Mexico City 13. inci UIA Kongresi sırasında 1978 yılında başlatılan uzun bir ortaklık kutlandı ve karşılıklı ticari bir anlaşma  imzalandı. UIA-CICA Anlaşması habitat, sürdürülebilirlik, esneklik, kültürel miras, meslek, mimarlık eğitimi ve medya ile ilgili ortak politikaların uygulanması için güçlerini birleştirmeleri sözü verdi. Bu alanlar UIA ve CICA arasında kalıcı bir işbirliği ve diyaloğa açık olacağı belirtildi.

 

 

Last May 9, in London, Presidents of UIA and International Committee of Architectural Critics-CICA , Esa Mohamed and Joseph Rykwert, respectively, signed an Agreement of mutual interest celebrating a long partnership initiated in 1978, during th 13th UIA Congress in Mexico City.

This UIA-CICA Agreement pledges to join forces for the implementation of their common policies related to habitat, sustainability, resilience, cultural heritage, profession, architectural education and media.

These areas will be open to a permanent collaboration and dialogue between UIA and CICA.

INVITE THE BIRDS AND FLOWERS TO YOUR PLACES

ÇİÇEKLERİ VE KUŞLARI MEKANLARINIZA DAVET EDİN.

Bu yazıda sizler için, mekanlarda serin ortamlar yaratan, içeriği çiçek ve kuş olan, doğadan esintiler olan perdeler, duvar kağıtları ve döşemelik kumaşları mercek altına aldık. Özellikle doğayı en çok hissettiren, doğanın yansımalarını mekanlarına taşımak isteyenler; bu yılın trend renkleri ve desenleri ile hazırladığımız uygulamalı tablo ve yazımız sizler için.Çiçekler, doğadan alınmış desenler , bahar – yaz aylarında iç mekanları kişiselleştirmenin ve mekanlarımızda doğayı en güçlü hissetmenin en renkli yolu.

2016 yılı doğaya geri dönüş modasının yoğun olarak yaşandığı bir yıl, toprak renkleri ve bunun yanında doğadaki tüm canlı renkleri kullanan bir akım geliyor.Desen de doğanın yansımasını katması için küçük parçalarda ve yastıklarda kullanılabiliyor. Şu anda desen yerine çok güzel dokuları, daha sofistike teknikler ile üretilmiş olan kumaş ve duvar kaplamaları tercih ediliyor. Duvarı ışık ile yalattığınız zaman bütün dokular ortaya çıkmakta ve desenden çok daha estetik bir görünüm elde edilmektedir.

Kumaşların ve duvar kağıtlarının  renginin ve cinsinin doğru seçilmesi çok önemlidir, o odanın hangi amaca hizmet ettiği, odanın aldığı ışık hacmi, odanın büyüklüğü, bunların seçilmesinde en büyük etkenlerdir. Doğru seçimler harmoni, uyum içinde ortamlar yaratır ve içinde yaşayan insanlara huzur verir.Çağdaş olduğu kadar doğa desenleri ve panoramik bordürleriyle büyük ilgi gören tasarımlar, hazırlanan duvar kağıtları ve bordürler, kolay uygulanabilmeleriyle de pratik çözümler sunuyor.

Doğayı, çiçekleri ve kuşları ile her yere güzellikleriyle yansıtabilen mekanlarda sevgiyle kalın.

 

LET’S UPDATE YOUR ETNİC STYLE!

 
ETNİK TARZINIZI GÜNCELLİYELİM!

Etnik gruplar ve etnik grupların varlığı, kompleks kan bağlarına, ortak kültüre, dini benzerliğe ve coğrafi ilişkilere bağlıdır. Bir etnik gruba bağlı stil, üslup, o grubun etnik tarzını, tasarımını ortaya koyar. Günümüz de ise etnik tarzların güncellemesinin tasarlanması için aşamalar vardır. Evinizin tasarımını günümüze uygun, trendy ve seçtiğiniz bir etnik stile göre tasarlamak ya da tasarlatmak mı istiyorsunuz? Etnik mekan tasarımı için ön bilgi vermesi adına gelin hep beraber bu yazımızda size yön verecek aşamaları inceleyelim…

etnikpafta

Bu yazımızda sizler için etnik stillerin güncellenmesini sadece yazı da değil bütünde konsept uygulama tablosunu, tasarlanan mimari bir plana göre hazırlayarak göstermek istedik. Örnek olarak seçilen Fas etnik stil konsept tablo, yazıdan hayallere, hayallerden gerçeğe geçirmeniz için gerek renk skalası gerek güncel mobilya, desen, malzeme seçimleriyle günümüzdeki etnik mekanlarınızın tasarımında yol göstermesi, rehberlik etmesi için sizler için hazırladık.

Öncelikle Etnik grubun tasarımın geçmişten gelen köklerini bilmeliyiz. Geçmişten gelen etnik tasarımın, detaylarının, desenlerinin hayallerimizde yer almasına izin vermeliyiz. Daha sonra etnik detayları güncellemek için daha yalın tasarlamalıyız. Peki güncellemek için gerekli tasarım algı aşaması nedir?

Tasarım, algı ile kavram hatta tarz arasında bir bağlama aracıdır. Gerçeklik ile doğrudan ilişkisi bulunmaz. Özellikle hayal dünyamızın ilişkili olduğu dünya ile olan önemli özelliklerine dikkat çeker. Bunun sonucu olarak da tasarımımız da hayallerden gerçek Dünya’ya istersek geçiş yapabiliriz.
Güzel sanatlar alanında tasarım, yaratıcı sürecin kendisi olup, gerekli olan eskiz ve planların hazırlanması süreci çalışmalarını kapsar. Bir tasarım kendi içinde bir yapıya ve bu yapı arkasındaki hayalin planlamasına sahip olmalıdır. Bütün sanatların temelinde bir tasarım işlevi bulunmaktadır. Tasarlama eylemi, oluşturulacak yapının organizasyonu ile ilgili her türlü faaliyeti içine almaktadır.
Uygulamalı tasarım dallarını üç ana başlıkta toplamak mümkündür: Endüstri tasarımı, Çevre tasarımı ve Grafik tasarımı. Daha sonraki aşaması ise hayallerinizdeki mekana uygun yapılan tasarıma uygun güncel malzeme, kumaş, mobilya vs seçimleri.

Etnik çizgilere sahip mekanlarınızın tasarımını güncellemek, tasarlamak, tasarlatmak istiyorsanız bahsettiğimiz bu aşamalardan geçerek gelin, tablomuz sizlere rehber olsun, mekanlarınızda var olan ya da olmasını istediğiniz etnik stili öncelikle konsept olarak hayallerinizde hep beraber güncelleyelim!

 

 

 

LET’S RECREATE YOUR PLACES WITH THE ECOLOGICAL SYSTEM!

EKOLOJİK SİSTEMLE MEKANLARINIZI CANLANDIRALIM!

Size bu yazımızda mekanlarımızı projelendirirken mimarlar ve tasarımcılar için son yıllarda önemi her geçen gün daha fazla anlaşılmaya başlanan Ekolojik enerjinin önemini anlatmaya çalışacağız. Hepimiz doğanın birer parçasıyız. Hepimiz doğadan sahip olduğumuz farklı elementlerle birbirimizi tamamlıyoruz. Doğayı koruduğumuz zaman yaşamımızı da koruyoruz. Bu yazımızı da PopArt yazımız gibi uygulamalı ve planlı yaptık! Bu yazımız özellikle yaşamlarındaki enerjiyi olumlu yükseltmek isteyenler için! Bu sebeble bizi takip edip sosyal medya hesaplarımızdan bu yazımızı retweet ve repost yapan kişiler arasından yapılacak çekilişle seçilen birer kişinin gönderecekleri 50-100 mt2 planlarına kendilerinde var olan elementi tespit ederek, Y.Mimar Sevinç Ormancı danışmanlığında tasarlanan konsept planlama ya da isteğe göre feng shui çalışması yapıp yollayacağız.

2016 yılı doğaya geri dönüş modasının yoğun olarak yaşandığı bir yıl. Yeşil, toprak renkleri öncelikli olmak üzere doğadaki tüm renkleri, doğal malzemeleri kullanan bir akım olarak geldi. Sizin için yazdığımız bu yazıda konsept planlamadaki amacımız, mekanlarda doğal ortamlar yaratan, içeriği doğa, YEŞİL olan, ekolojik malzeme ile proje yaratmanın, mekanlarınızı canlandırmanın yaşamımız için önemine değinmek! Aslında mekanınızı canlandırarak yaşamımızı canlandırıyoruz. Doğanın gücünü mekanlarımıza aynı zamanda yaşamımıza taşıyoruz. Bu sebeble özellikle doğayı en çok hissettiren, doğanın yansımalarını mekanlarına taşımak isteyenler yazımız sizler için…

Doğadan alınmış desenler, bahar-yaz aylarında iç mekanları kişiselleştirmenin ve mekanlarımızda doğayı en güçlü hissetmenin en renkli yoludur. 

Sentetik malzemeden imal edilmiş bir döşemelik, plastik ile eşdeğerdir. Oturduğunuzda terletir ve rahatsız eder. Aynı zamanda statik elektrik ürettiği için havadaki tüm is, kir ve tozları üzerine çeker. Kendi kendini kirleten malzemelerdir. Ekolojik ürünler her ne kadar ülkemizde henüz ilgi görmese de, çevreye duyarlı üreticiler bu konulara duyarlı olduklarını göstermek adına, bu tarz ürünler üretiyorlar. Özel ormanlarda yetiştirilen geri dönüşümlü materyalleri kullanıyorlar. Ayrıca akrilik polyester gibi doğada yok olması zor olan malzemeleri kullanmaktan mümkün olduğu kadar kaçınıyorlar.

Natürel ürünler doğallığın vermiş olduğu mekanın sıcaklığını yakaladığı her dönem revaçta olmuş ve olacak ürünlerdir. Pamuğun rahatlığı, ketenin ferahlığı, ipeğin ve at kılının kendine has parıltısı, viskonun yumuşaklığı evinize farklı bir hava ve tarz katmaktadır. Kumaşların ve duvar kağıtlarının  renginin ve cinsinin doğru seçilmesi çok önemlidir, o odanın hangi amaca hizmet ettiği, odanın aldığı ışık hacmi, odanın büyüklüğü, bunların seçilmesinde en büyük etkenlerdir. Doğru seçimler harmoni, uyum içinde ortamlar yaratır. İçinde yaşayan insanlara huzur verir yaşamlarındaki enerjiyi yükseltir. Yaşamalarına başarıyı, sağlığı, mutluluğu getirir.

Yatak odalarında özellikle tavsiyemiz, duvar kağıdı olarak, duvar tekstilleridir ki bunlar aynı zamanda akustiktir. Yani ortamdaki çınlamaları ve uğultuları önler. Kumaş olarak tavsiyemiz natürel, yani sentetik içermeyen kumaşlardır. Duvar tekstilleri ve natürel kumaşlar, öncelikle sentetik içermediği için nefes alabilmekte ve statik elektrikte üretmediği için kir, is ve tozları üzerine çekmemektedir. Yağlı boyaların, plastik, polyester, PVC, akrilik ve vinillerin aksine kendi kendini kirletmemektedir

Doğanın gücünü yaşamımıza güzellikleriyle yansıtabilen mekanlarda gönlünüzce, sevgiyle, sağlıkla kalın…

EKOLOJİK1